Güncelleme Tarihi:
HÜKÜMET beş bankaya el koyup, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredince, ‘‘banka paşaları’’ konusu yeniden gündeme geldi.
Kara Kuvvetleri eski Komutanı emekli Orgeneral Muhittin Fisunoğlu, Hayyam Garipoğlu'nun Sümerbank'ında yönetim kurulu üyesiydi. Bankaya el konulunca, Fisunoğlu'na da diğer yönetim kurulu üyeleriyle birlikte ‘‘yurtdışına çıkış yasağı’’ getirildi.
Benzeri bir olayı yakın geçmişte Cavit Çağlar'ın İnterbank'ına el konulduğunda yaşadık. Orada da Jandarma eski Komutanı, MİT eski Müsteşarı Orgeneral Teoman Koman yönetimdeydi. Koman için de, ‘‘bankacılık yapma yasağı’’ konuldu.
Şimdi, Çağlar'ın yargılandığı bazı davalar Koman'ı da kapsıyor...
Peki acaba bu paşaların yönetiminde bulundukları bankaların sahipleri ve diğer yöneticileriyle birlikte cezalandırılmaları söz konusu olacak mı? Yeni Bankalar Yasası, bankaların sahip ve yöneticileri için ‘‘kişisel iflas’’ davalarını da öngörüyor. İş paşaların bile kişisel iflasına kadar gidecek mi?
Bu soruların yanıtı aslında, 1980'li yıllarda kapatılan bazı bankalarla ilgili dava dosyalarında gizli.
SPK eski Başkanı Ali İhsan Karacan'ın 1987 yılında yayınlanmış ‘‘Bankacılık Hukuku’’ kitabının sayfalarını karıştırıyoruz.
Kitapta, gerek Teoman Koman'a, gerekse Muhittin Fisunoğlu'na rahat nefes aldıracak emsal kararların olduğu görülüyor.
HİLMİ FIRAT OLAYI
1982 yılı yaz aylarındaki meşhur Kastelli Krizi'nin ardından İstanbul Bankası, Hisarbank ve Odibank, Ziraat Bankası'na devredilmişti.
Bu bankaların yöneticileri ve patronlarıyla ilgili davalar yıllarca sürdü.
Şimdiki ‘‘banka paşaları’’nı kurtaracak karar da İstanbul Bankası'yla ilgili. Deniz Kuvvetleri eski Komutanı emekli Oramiral Hilmi Fırat, İstanbul Bankası'nın yönetimindeydi.
O dönemde bankanın patronu Has Ailesi'nin fertleriyle birlikte yargılanan yöneticiler arasına Hilmi Fırat da girdi.
Ama, 1985 yılında Hazine Müsteşarlığı'nın Danıştay'a başvurusu üzerine alınan karardaki şu bölüm ilginç:
‘‘... Söz konusu kişiler (Hilmi Fırat ve benzeri durumdaki banka yöneticileri kastediliyor) eski birer devlet memurudur. Bunlar, bankalarda ana hissedarlar kadar rol oynayamazlar. Yönetim kurulunda oldukları için kendilerine verilen küçük hisselerin etkinliği de yoktur, menfaat sağlamaları da mümkün değildir. Bu yüzden, söz konusu eski devlet memurlarının kişisel iflaslarıyla ilgili davadan vazgeçilmelidir.’’
Sonra ne mi olmuş?
Hilmi Fırat hakkındaki kişisel iflas davası tabii ki düşmüş.
Yani, Muhittin Fisunoğlu ile Teoman Koman'ın da bu eski kararın emsal gösterilmesiyle kurtulması gündeme gelebilir.
Bekleyip, görelim.