Üzüm, kabak çekirdeği ve nar çiçeğinden yağ çıkıyor 150 milyon TL ciro yapıyor

Güncelleme Tarihi:

Üzüm, kabak çekirdeği ve nar çiçeğinden yağ çıkıyor 150 milyon TL ciro yapıyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 28, 2009 00:00

Konya’nın en köklü ailelerinden ’Büyükhelvacıgil’lerin 1991’de kurdukları ’Zade’ yağ fabrikası, büyüme yatırımlarından sonra dünyanın en yüksek teknolojilerini kullanır hale geldi ve 24 farklı bitkiden yağ üretmeye başladı. Geleneksel yağların dışında, keten tohumu, çörek otu, kabak ve üzüm çekirdeği, nar çiçeği, haşhaş yağı da üretmeye başlayan Zade, 2008’de 150 milyon TL ciro yaptı.

TÜRKİYE’nin en eski ticaret ve sanayi kentlerinden Konya’da Zade markalı yağ üreten Helvacızade Gıda ve İhtiyaç Maddeleri San. ve Tic. A.Ş. (Helvacızade Gıda), 2008’de 150 milyon TL ciro yaptı ve krize rağmen 2009’da da bu ciroyu geçecek. Irak, Libya, Suriye, Burkino Faso, Yeni Gine gibi ülkelere ayçiçek yağı satan firma, son dönemde ürettiği yeni bitkisel yağları İngiltere’ye ihraç edecek. 1991’de kurulan ’Zade’ yağ fabrikası, 1996 ve sonrasında yürüttüğü büyüme yatırımlarının ardından dünyanın en yüksek teknolojilerini kullanır hale geldi ve 24 farklı bitkiden yağ üretmeye başladı. Ayçiçek, mısır ve zeytinyağı dışında, keten tohumu, çörek otu, kabak ve üzüm çekirdeği, nar çiçeği, haşhaş, ceviz, yer fıstığı, fındık, kanola, soya, pamuk ve aspir yağı da üreten Zade, 2008’de 150 milyon TL ciroya çıktı.

Helvacı dedenin torunları

Helvacızade Gıda Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tahir Büyükhelvacıgil, şöyle başlıyor anlatmaya: "Dedem Tahir Bey (şimdi benim adım da Tahir) Konya’nın en büyük helvacısıymış ve soyadı kanunu çıkınca bu yüzden kendisine Büyükhelvacıgil soyadı verilmiş. Amcam Ahmet rahmetli oldu. Babam Kadir Bey (şimdi oğlumun adı) birlikte çalışmışlar. Dedemin işini bir süre devam ettirmişler. Sonra, babam amcamdan ayrılmış ve 1957’de kendi işini kurmuş. Babam da önceleri helva imalatı yapmış, halen de bizimle çalışıyor. Sonra ben ve kardeşim Mevlüt devreye girdik. Helva işi bir dönem ortaklıklarla büyümüştü ama sonra çok ortaklılık bize uymadı ve sattık. Ardından da gıda toptancılığına geçiş yaptık."

Büyük markalarla çalışmak

1980’lerde Konya’nın en büyük gıda toptancılarından biri olarak çok önemli cirolar yakaladıklarını belirten Tahir Büyükhelvacıgil, şöyle devam ediyor: "Biz iki kardeş her şeyi babamızdan öğrendik. Ticareti de sanayiyi de camiyi de ondan öğrendik. Toptan ticaretimiz uluslararası şirketlerin bayisi olmamız nedeniyle bize, para dışında ticaret ve kurumsallaşma olarak da çok önemli kazançlar sağladı. P&G’le, Unilever’le çalışmak çok önemliydi."

Ticaretten yağ sanayiine

1980’lerde toptancılığın çok iyi gittiğini ancak, kardeşi Mevlüt ile toptan ticaretin bir dönem sonra bitebileceğini hesapladıklarını anlatan Tahir Büyükhelvacıgil, "Mevlüt Bey bana ’ağabey biz nereye gidiyoruz ve ne yapsak da sağlıklı büyüsek’ diye sordu. ’Araştıralım’ dedik ve Mevlüt Bey 1.5 yıl dünyayı dolaştı, farklı sektörlerde farklı üretimleri inceledi, araştırma yaptı. Sonunda gıda ticaretinden de görgümüz gereği hızlı tüketim ürünü üretmeye karar verdik ve yağ sanayiine karar kıldık. Çünkü yağ temel gıdadır ve birkaç ay içinde nakiti çeviririsiniz" diyor.

28 kişiyle başladı 180 kişi çalışıyor

HELVACIZADE Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Tahir Büyükhelvacıgil, "Uzun araştırmalar sonunda 1990 Mart’ta temel attık ve 6 Kasım 1991’de ilk yağımızı piyasaya verdik" diyor. Yağ üretimini en son teknolojiyle yapmayı ilke edindiklerini anlatan Büyükhelvacıgil şöyle konuşuyor: "28 kişilik kadroyla üretime başladık. 1996’da ’markamız büyüyecekse üretimimiz de büyümeli’ dedik ve ikinci fabrika yatırımını başlattık. Yine en son teknolojiye yatırım yaptık ki bu tesis tam otomasyonla çalışır. Şu anda 24 çeşit yağ üretebiliyoruz. Günlük 400 ton (yıllık 130 bin ton) yağ üretim kapasitemiz oldu. 180 kişilik istihdamımız var. Bu yıl da çok iyi gidiyoruz ve geçen yıl ki ciroyu aşacağız."

Tırnağınız varsa başınızı kaşıyın eğin başınızı görün işinizi

TAHİR Büyükhelvacıgil, adını aldığı dedesi Tahir Bey ve babası Kadir Bey’in kendilerine rehber olan tavsiyelerini şöyle sıraladı:

Babamız, ’hiç bir zaman önceliğiniz para kazanmak olmasın. Önce işi en iyi şekilde yapmaya bakın’ der.

Öz kaynakla büyüdük ki krizlerde öyle ayakta kaldık. Babam ’tırnağınız varsa başınızı kaşıyın’ der.

Ayrıca, ’kimseye kapınızı kapatmayın, kimseye de kapısını size karşı kapattırmayın’ der.

En ilginç nasihatı ise ’başınızı eğin işinizi görün’ oldu ki sanayiciliğe geçip bu kadar büyüdüysek bunda bu ilke çok etkili oldu.

Babam, 17 yaşımdayken imza yetkisi verdi ki bu da gençlere güvenmemizle ilgili bir mesajdı.

Bir de dedemizden gelen bir ilkemiz var ki ’asla kimseye kefil olmayın’ şeklinde. Dedem rahmetli bir arkadaşına kefil olmuş ve çok sıkıntı çekmişler.

Babam da bize bu konuda vasiyet gibi nasihat eder.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!