Güncelleme Tarihi:
Şaraplık üzüm üretiminde İspanya, Fransa ve İtalya'nın ardından 4. sırada bulunan Türkiye'de üretilen yaklaşık 4 milyon tonluk yaş üzümün, sadece yüzde 2'si şarap üretiminde değerlendiriliyor.
150 milyar dolar büyüklüğündeki şarap ihracatında, Türkiye'nin payı da 4 milyon dolar düzeyinde bulunuyor.
İspanya 11 bin 690, Fransa 8 bin 670, İtalya 8 bin, Türkiye 5 bin 250 ve Çin 5 bin kilometrekare üzüm bağına sahip.
Dünyada en fazla üzüm üreten ülke 7,3 milyon tonla İtalya olurken, Fransa 6,5 milyon ton, Çin 6,2 milyon ton, İspanya 6 milyon ton, ABD 5,8 milyon ton, Türkiye 3,4 milyon ton, Arjantin 3,1 milyon ton, İran ise 3 milyon ton üzüm üretiyor.
Taze tüketim için üzüm üretimlerine bakıldığında, Çin 3,7 milyon ton üretimle birinci sırada yer alırken, İran 1,83 milyon ton, Türkiye 1,55 milyon ton, Hindistan 1,4 milyon ton, İtalya 1,27 milyon ton, Mısır ise 1,18 milyon ton üzüm üretimi gerçekleştiriyor.
Türkiye kuru üzüm üretiminde 368,8 bin ton ile ilk sırada yer alırken, ABD 330 bin ton, İran 210,2 bin ton, Yunanistan 80 bin ton, Şili ise 66 bin ton üretim yapıyor.
ŞARAP ÜRETİMİ
Şaraplık üzüm üretiminde Türkiye, İspanya, Fransa ve İtalya'dan sonra 4. sırada yer alıyor. Yaş üzüm üretiminin yaklaşık 3,4 milyon ton olduğu Türkiye'de, bu miktarın ancak yüzde 2'si şarap üretiminde değerlendiriliyor. Bu oran, üzüm üretiminde ilk sıralarda yer alan ülkelerde ise yüzde 90'a ulaşıyor.
Şarap tüketimine bakıldığında, AB ülkelerinde kişi başına ortalama yıllık şarap tüketimi 30 litre olarak gerçekleşirken, Türkiye'de tüketim 0,9 litrede kalıyor.
KAVAKLIDERE ŞARAPLARI MURAHHAS AZASI BAŞMAN
Kavaklıdere Şarapları Murahhas Azası Ali Başman, dünyadaki ve Türkiye'deki şarap sektörünü değerlendirirken, “ithal şarap daha iyidir” şeklindeki düşüncenin Türk şarap sektörünü olumsuz etkilediğini belirtti ve “(Türk şarabı kötüdür, yabancı şarap iyidir) gibi algılamalarla kendimizi karalamayalım” dedi.
Başman, konuya ilişkin açıklamada, Türkiye'deki şarap tüketiminin, ortalama gelir düzeyinin düşük olması ve sosyal yapı gibi nedenlerle az olduğunu belirterek, toplumun kültür yapısı ve ekonomik koşulların düzelmesiyle şarap tüketiminin de artacağını söyledi.
Türkiye'deki üzüm bağlarının bir çoğunun sofralık olduğunu ifade eden Başman, ülkede ciddi düzeyde üzüm potansiyeli olduğunu, ihracat yapıldığını ve bunun bir şekilde değerlendirildiğini belirtti.
Ancak şarabın getirisi ile üzümün meyve halindeki getirisi arasında katma değer açısından ciddi fark olduğuna işaret eden Başman, bu nedenle Türkiye'nin hem katma değer hem de kendisini dünyaya tanıtabilme açısından şaraba ağırlık vermesi gerektiğini kaydetti.
“İthal şarap daha iyidir' şeklindeki düşüncenin, Türk şarap sektörünü olumsuz etkilediğini ifade eden Başman, şöyle konuştu:
“Halbuki bizim çok kaliteli şaraplarımız var, çok kaliteli şarap yapılabilecek potansiyel üzümlerimiz var. Biz bunları üretici ve tüketici olarak sahiplenmezsek kendi kendimize darbe vurmuş olacağız. Burada da en büyük problem, 'Türk şarabı iyi değildir' düşüncesi... İyi olmayan da var iyi olanı da var. Ama en azından desteklenmesi lazım. Yerli malımıza biz sahip çıkmazsak yurt dışına nasıl tanıtacağız?”
Başman, devletin ve tüketicinin Türk şarap sektörünü desteklemesi gerektiğini belirterek, “Kendi tüketicimiz kendi şarabını içmezse, bunu biz dünyaya nasıl tanıtırız ki...'Türk şarabı kötüdür' şeklinde düşünenler var. Hayır Türk şarabının iyisi de var, kötüsü de var. Avrupa şarabının da iyisi ve kötüsü vardır. Yani burada hemen karalamaya gitmek bence yanlış. Maalesef memleketimizde bu biraz fazla yapılıyor” diye konuştu.
Dünyada en iyi şarapların Fransız şarapları olarak bilindiğini ama Latin ülkeleri, İtalya, ABD'de ve Avustralya'da da çok iyi şarapların üretildiğini anlatan Başman, en iyi şarap diye bir şeyin olmadığını, hepsinin kendine has karakteri, tadı ve özelliği bulunduğunu söyledi.
Başman, “Türkiye'de de iyi şarap var. Dünyada da kötü şarap var. Ama sabit fikirle 'Türk şarabı kötüdür, yabancı şarap iyidir' gibi algılamalarla kendimizi karalamayalım” diye konuştu.