Güncelleme Tarihi:
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefer Şener ekonomi gündemine dair son gelişmeleri CNN Türk ekranlarında değerlendirdi. Döviz kurlarındaki hareketliliğin düşük faiz politikasının devam edeceği yönündeki beklentiden kaynaklandığını belirten Şener, kurlarda bundan sonra yaşanabilecek olası hareketleri yorumladı.
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefer Şener'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Piyasa düşük faiz politikasının devam edeceğini fiyatlıyor. Ana neden bu. Küresel bazı sorunlar var ama Türkiye'de bu kadar yüksek oranlı dalgalanmanın nedeni verilen mesajlar. Bunlar bilinçli veriliyor. Normal şartlarda bizim yaptığımız hesaplara göre 100 baz puanlık indirimin 1.10 kuruş artışa denk gelmesi gerekiyor.
Beklenti aralık ayında da devam etmesi. Merkez Bankası çok açık aralık ayındaki toplantıda bitip bitmeyeceğine karar vereceğini metnin içine koydu. Yılın ilk 3 ayında da faiz indirimlerinin devam edeceği beklentisi oluştu. Bu fiyatlanıyor. Bu tamamıyla öngörülebilir mesajlarla olan bir durum. G20 ülkelerinin hiçbirinde böyle yüksek volatilite yok. Sözlü yönlendirilme yapılması lazım. Bu volatilitenin önüne geçilmesi lazım.
ENFLASYONA YANSIMASI
Bundan sonraki süreçte buralarda sabit kalırsa bunun enflasyona yansıması olacaktır. Gelinen noktada bu seviyede kalırsa total enflasyon üzerinde 12 puana yakın etkisinin olacağını tahmin ederiz. Aylık bazda enflasyonun üzerine bir yük geleceği anlamına gelir. Bunu da önümüzdeki aylarda görürüz.
Düşüş olup olmaması verilecek mesajlara bağlı. Orada da çok net mesajlar görüyoruz. Bundan sonraki süreçte de etkileri ile kısımda etkilerin devam edeceğini öngörmek lazım. Alış ve satışlardan kaynaklı bir yükseliş değil. Bu bilgiyi net vermek lazım. Şirketlerin 90 milyar dolar, bireyler 130 milyar doların üzerinde hesapları var. Kimse satmıyor. Piyasada derinlik yok. Hükümetten bir söylem gelse, farklı pozitif bir haber gelse (sermaye girişi, sıcak para girişi) o zaman bu derinlik olmadığı için ani yükselişlerin ani düşüşlere sahne olacağını görebiliriz. Bir günde yüzde 10 artıyor. Burada algı ile ilgili bir yükseliş var. Olumlu haberler gelse terse dönebilir. Hükümet çok net ve öngörülebilir bir şey ortaya koydu. Piyasa faiz indirimleri devam edecek şeklinde algılıyor. Alternatif yatırımlara gidiyor piyasa.
Piyasalarda derinlik olarak hareket görmüyoruz. Verilen mesajlar ile alakalı bir yükseliş görüyoruz. Tamamen öngörülebilirlikle ilgili bir durum.
TÜRKİYE GEÇİŞ DÖNEMİNDE Mİ?
Hükümet bir tercih yaptı. Türkiye’nin bir yol ayrımında olduğu üretim, istihdam ve ihracatı tercih eden bir Türkiye benimsendi. Kurda bu volatilitenin olmasının sebebi de bu. Dünyada da bir değişim var deniyor. Bugüne kadar yüksek faiz düşük kurdan piyasayı değerlendirdik, değişen dünyada bundan sonraki stratejimiz yüksek kur düşük faiz deniyor. Düşük faiz tercih ediliyor. Buradaki amaç da cari açığı düşürmek. Verilen mesajlardan bunu algılıyoruz. Bu modelle istihdamın, üretimin, yatırımın aratacağı politikası ön plana çıkarılıyor. Uzun vadede bunun faydalı olacağını düşünüyoruz deniliyor.
ARALIKTA FAİZ İNER Mİ?
Yapılan açıklamalardan 100 baz puan indirim gelmesini bekliyoruz. Önemli olan yönü görebilmek. Açıklamalarda verilen yön net olarak aşağı olacağı yönünde. Hükümetin tercihi düşük faiz olması. Bunu ekonomik verilerle değerlendirdikten sonra nereye gideceği öngörülecektir. Verilen mesajlardan çok da düşük seviyelerde olacağını düşünmüyorum ben. Burada seviyeyi hem gelecek olan enflasyon verileri hem de küresel çaptaki enflasyonun boyutu ortaya koyacak. Piyasa koşullarına göre yükselmesi gerekirse de ilerde yükseltecektir. Benim beklentim yılın ilk 2-3 ayında da aşağı yönlü bir beklenti olacağı. Enflasyon vurgusu değişirse sıkılaştırma da yapılabilir. Merkez Bankası’nın elinde birçok enstrüman var. Verileri görmemiz lazım. Bu bir politika. Hükümet bunu net bir şekilde ortaya koydu.
FAİZ İNDİRİMİNİN YANSIMASI NE OLUR?
Kamu bankaları 100 baz puan geri çekti. Burada amaç istihdamı üretimi ihracatı artırmak. Piyasaya yansıması farklı olabiliyor. Kısa vadeli ticari kredilerde bir indirim görüyoruz ama uzun vadeli kredilerde indirim göremiyoruz. Aslında burada ticaret hedefleniyor. Özel bankalarda kısa vadeli ticari kredilerde bir geri çekilme var. Reel sektöre bunu verebilirsiniz iş tüketici kredilerine geldiğinde enflasyonu artırma riski olduğu için oradaki azalışı sınırlı tutabilirsiniz. Ancak bu kur artışları kalıcı olursa bunun enflasyona etkileri olacak.
Öngörülebilir mesajlarla ortaya çıkmak ve toplumun algısını bu yönde oluşturmak lazım. Yabancı paralarla ilgili alımlar yapılmış satım da yok. Döviz mevduatları 135 milyar dolarda. Rekor seviyede. Kimseye neden paranı dolarda tutuyorsun diyemeyiz.