Uzan: Suçu üstlenin çocuklara biz bakarız
Güncelleme Tarihi:
Ali DAĞLAR
Oluşturulma Tarihi: Ocak 25, 2005 01:55
Uzanlar'ın İmar Bankası davasından kurtulmak için tutuklu yargılanan eski yöneticilerinin ailelerine "suçu üstlenin" teklifi yaptığı ortaya çıktı. Cem Uzan'ın avukatları iki eski yöneticinin eşine, "Eşleriniz İmar Bankası işini üstlensin, size ve çocuklarınıza bakılacak" teklifi götürdü.
GENÇ Parti (GP) Genel Başkanı Cem Uzan'ın Mali Şube'de sorgulanmasından birkaç gün önce, İmar Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Sadık Karagöz'ün eşi Sedef Karagöz'ün tanık olarak verdiği ifade, Uzan Ailesi'nin, İmar Bankası'nın tutuklu eski yöneticilerinin ailelerine yaptığı bir teklifi gün ışığına çıkardı. Karagöz, Cem Uzan'ın avukatlarının, kendisine "Eşiniz İmar Bankası işini üstlensin, çocuklarınıza biz bakalım" teklifinde bulunduklarını söyledi.
Sedef Karagöz, tanıklık ifdesinde şu çarpıcı iddialarda bulundu:
KURTARACAK BELGELER:
"Eşim Sadık Karagöz cezaevine girmeden önce bana büyük boy, ağzı açık bir zarf verdi, 'Bunlar beni ileride kurtaracak belgelerdir, bunları iyi sakla, günü geldiğinde de bunları adalete teslim et' demişti, ben de bu zarftaki belgelere baktım. İmar Bankası ile ilgili bir kısmı orijinal, bir kısmı fotokopi, bir kısmı el yazısı ile yazılıp fotokopi çekilmiş belgelerdi. İçerisinde İmar Bankası'nın döviz ve TL hesaplarını gösteren orijinal bilgisayar çıktıları vardı. Ben de evimde saklıyordum. Hürriyet Gazetesi'nde İmar Bankası kayıtlarıyla ilgili bir haber okuduğumda evimde arama yapılabileceği düşüncesiyle panikleyip bunları dairemin giriş kapısı dışında sol tarafta bulunan su sayaçlarının bulunduğu dolaba sakladım."
EŞİNİZ ÜSTLENSİN, SİZE BAKARIZ:
Sakladığı belgeleri zarf içinde polise teslim eden Sedef Karagöz, ifadesinde Kemal Uzan'ın avukatına şu çarpıcı suçlamayı yöneltiyor: "Şu anda tam hatırlamıyorum ama İmar Bankası ile ilgili bilirkişi raporlarından fotokopi almak üzere Kemal Uzan'ın avukatı Berrin Özeş'in Mecidiyeköy'deki bürosuna halen eşimle birlikte cezaevinde yatan Hilmi Başaran'ın eşi Semra Başaran ile birlikte gittim. Av. Berrin Özeş bize bilirkişi raporlarını göstererek ne diyorsunuz diye sordu. Ben de bu raporlara baktıktan sonra, bu raporların Uzanlar'ın lehine olduğunu gördüm ve raporlar 'Uzan kokuyor' dedim. Daha sonra Av. Berrin Özeş bana ve Semra Başaran'a, 'Biz Cem Bey'le de konuştuk, bu İmar Bankası işini eşleriniz Sadık Karagöz ve Hilmi Başaran üstlensin, biz de sizlere ve çocuklarınıza bakalım' diye teklifte bulundu. Bu teklifi ikimiz de reddederek bu olayda gerçek sorumluların ortaya çıkarılmasını istediğimizi söyledik. Daha sonra Av. Berrin Özeş'in Kartal Cezaevi'ne giderek aynı teklifi eşime de yaptığını, eşimin de bu teklifi reddettiğini söyledi."
DEVLET BİZİ KORUSUN:
Sedef Karagöz, "Şu anda bu belgeleri size versem de iki tane çocuğum var, bu çocuklarımın, benim ve eşimin hayatlarımızdan endişe ediyorum ve devlet tarafından korunmamızı istiyorum. Uzan Ailesi üyelerinden korkuyorum. Eşimin de cezaevinde başına birşey gelmesinden endişe ediyorum" dedi.
Annesi bile Cem Uzan'a güvenmemiş
İMAR Bankası soruşturması kapsamında Mali Şube'de sorgulanan Genç Parti (GP) Genel Başkanı Cem Uzan'a, annesi Melahat Uzan'ın güvenmediği ortaya çıktı. Anne Uzan'ın teknik takibe takılan telefon görüşmesinde eşi Kemal Uzan'a, "Kemal, bazı şeyleri emniyete almak için görüşelim diye aradım, ama çok özel olarak söylüyorum, Cem’e de bırakma yalnız, unutursun yoksa onu" diyor.
Cem Uzan, annesinin kendisine güvenmediğini babasına söylediği telefon konuşmasını da 13 Aralık 2004 tarihli sorgusunda öğrendi. Görüşme şöyle: "Cem Cengiz Uzan isimli şahsın kullandığı 870762839866 nolu uydu iletişim aracının yapılan dinlemesi esnasında, Melahat UZAN ve Kemal UZAN arasında 13.09.2004 tarihinde geçen 16 numaralı telefon görüşmesinde; 'Kemal: Oğlanın yanında mısın, Melahat: He evet, bana telefonu şey yaptı gitti yukarı, Kemal: Yanında kimse yok, Melahat: Yok, kim olacak ki, yok yani yok, Kemal: Yok söyleyeceğim özel olacak da, o senin hergün kullandığının bir kısmını Yüksel’e bırakabilir misin, Melahat: Yok kimseye bırakamam, kimsenin nesine emniyet edeyim ki onlar ne oyun oynadılar Adapazarı’nda, biz bir dükkanımız vardı ya Yüksel ile ikimizin.., he onlar da TMSF’cilerin tarafında oldular, Kemal: Bazı şeyleri emniyete almak için görüşelim diye aradım, ama çok özel olarak söylüyorum Cem’e de bırakma yalnız, unutursun yoksa onu."
Parti otobüslerini geri almak için protesto
Cem Uzan'ın, partiye ait otobüslere TMSF tarafından İmar Bankası borçlarına mahsuben el konulması üzerine, "1000 kişiyi toparlatmaya çalışıyorum" diyerek, otobüslerin iadesi için protesto gösteri yaptırmaya çalıştığı da şu telefon konuşmasında ortaya çıktı: "Cem Uzan isimli şahsın kullandığı 870762839866 nolu uydu iletişim aracının yapılan dinlemesi esnasında, 14.11.2004 tarihinde, Cem Uzan ve Hakan Uzan arasında geçen 26 numaralı telefon görüşmede; Cem, benim programım belli ben şimdi 23’ünde bu şey yapacağım, 23’ü için şimdiden 1000 kişiyi toparlatmaya çalışıyorum tamam mı, Halit’e, 23’ünde otobüsler için protesto ettirmeye göndereceğim o Genç Partilileri otobüslerimizi verin diye, tamam mı..."
Sedef Karagöz, tanıklık ifdesinde şu çarpıcı iddialarda bulundu:
KURTARACAK BELGELER:
"Eşim Sadık Karagöz cezaevine girmeden önce bana büyük boy, ağzı açık bir zarf verdi, 'Bunlar beni ileride kurtaracak belgelerdir, bunları iyi sakla, günü geldiğinde de bunları adalete teslim et' demişti, ben de bu zarftaki belgelere baktım. İmar Bankası ile ilgili bir kısmı orijinal, bir kısmı fotokopi, bir kısmı el yazısı ile yazılıp fotokopi çekilmiş belgelerdi. İçerisinde İmar Bankası'nın döviz ve TL hesaplarını gösteren orijinal bilgisayar çıktıları vardı. Ben de evimde saklıyordum. Hürriyet Gazetesi'nde İmar Bankası kayıtlarıyla ilgili bir haber okuduğumda evimde arama yapılabileceği düşüncesiyle panikleyip bunları dairemin giriş kapısı dışında sol tarafta bulunan su sayaçlarının bulunduğu dolaba sakladım."
EŞİNİZ ÜSTLENSİN, SİZE BAKARIZ:
Sakladığı belgeleri zarf içinde polise teslim eden Sedef Karagöz, ifadesinde Kemal Uzan'ın avukatına şu çarpıcı suçlamayı yöneltiyor: "Şu anda tam hatırlamıyorum ama İmar Bankası ile ilgili bilirkişi raporlarından fotokopi almak üzere Kemal Uzan'ın avukatı Berrin Özeş'in Mecidiyeköy'deki bürosuna halen eşimle birlikte cezaevinde yatan Hilmi Başaran'ın eşi Semra Başaran ile birlikte gittim. Av. Berrin Özeş bize bilirkişi raporlarını göstererek ne diyorsunuz diye sordu. Ben de bu raporlara baktıktan sonra, bu raporların Uzanlar'ın lehine olduğunu gördüm ve raporlar 'Uzan kokuyor' dedim. Daha sonra Av. Berrin Özeş bana ve Semra Başaran'a, 'Biz Cem Bey'le de konuştuk, bu İmar Bankası işini eşleriniz Sadık Karagöz ve Hilmi Başaran üstlensin, biz de sizlere ve çocuklarınıza bakalım' diye teklifte bulundu. Bu teklifi ikimiz de reddederek bu olayda gerçek sorumluların ortaya çıkarılmasını istediğimizi söyledik. Daha sonra Av. Berrin Özeş'in Kartal Cezaevi'ne giderek aynı teklifi eşime de yaptığını, eşimin de bu teklifi reddettiğini söyledi."
DEVLET BİZİ KORUSUN:
Sedef Karagöz, "Şu anda bu belgeleri size versem de iki tane çocuğum var, bu çocuklarımın, benim ve eşimin hayatlarımızdan endişe ediyorum ve devlet tarafından korunmamızı istiyorum. Uzan Ailesi üyelerinden korkuyorum. Eşimin de cezaevinde başına birşey gelmesinden endişe ediyorum" dedi.
Annesi bile Cem Uzan'a güvenmemiş
İMAR Bankası soruşturması kapsamında Mali Şube'de sorgulanan Genç Parti (GP) Genel Başkanı Cem Uzan'a, annesi Melahat Uzan'ın güvenmediği ortaya çıktı. Anne Uzan'ın teknik takibe takılan telefon görüşmesinde eşi Kemal Uzan'a, "Kemal, bazı şeyleri emniyete almak için görüşelim diye aradım, ama çok özel olarak söylüyorum, Cem’e de bırakma yalnız, unutursun yoksa onu" diyor.
Cem Uzan, annesinin kendisine güvenmediğini babasına söylediği telefon konuşmasını da 13 Aralık 2004 tarihli sorgusunda öğrendi. Görüşme şöyle: "Cem Cengiz Uzan isimli şahsın kullandığı 870762839866 nolu uydu iletişim aracının yapılan dinlemesi esnasında, Melahat UZAN ve Kemal UZAN arasında 13.09.2004 tarihinde geçen 16 numaralı telefon görüşmesinde; 'Kemal: Oğlanın yanında mısın, Melahat: He evet, bana telefonu şey yaptı gitti yukarı, Kemal: Yanında kimse yok, Melahat: Yok, kim olacak ki, yok yani yok, Kemal: Yok söyleyeceğim özel olacak da, o senin hergün kullandığının bir kısmını Yüksel’e bırakabilir misin, Melahat: Yok kimseye bırakamam, kimsenin nesine emniyet edeyim ki onlar ne oyun oynadılar Adapazarı’nda, biz bir dükkanımız vardı ya Yüksel ile ikimizin.., he onlar da TMSF’cilerin tarafında oldular, Kemal: Bazı şeyleri emniyete almak için görüşelim diye aradım, ama çok özel olarak söylüyorum Cem’e de bırakma yalnız, unutursun yoksa onu."
Parti otobüslerini geri almak için protesto
Cem Uzan'ın, partiye ait otobüslere TMSF tarafından İmar Bankası borçlarına mahsuben el konulması üzerine, "1000 kişiyi toparlatmaya çalışıyorum" diyerek, otobüslerin iadesi için protesto gösteri yaptırmaya çalıştığı da şu telefon konuşmasında ortaya çıktı: "Cem Uzan isimli şahsın kullandığı 870762839866 nolu uydu iletişim aracının yapılan dinlemesi esnasında, 14.11.2004 tarihinde, Cem Uzan ve Hakan Uzan arasında geçen 26 numaralı telefon görüşmede; Cem, benim programım belli ben şimdi 23’ünde bu şey yapacağım, 23’ü için şimdiden 1000 kişiyi toparlatmaya çalışıyorum tamam mı, Halit’e, 23’ünde otobüsler için protesto ettirmeye göndereceğim o Genç Partilileri otobüslerimizi verin diye, tamam mı..."