Güncelleme Tarihi:
YAPI Kredi Bankası Genel Müdürü Faik Açıkalın, Rekabet Kurumu’nun maaş promosyonları konusunda bankalara yönelik soruşturması için, “İtibarla ilgili tepkilerin biraz abartıldığını düşünüyorum. Bizim itibarımız o kadar kolay sarsılmaz. Biz o itibarı kolay kazanmadık” dedi. Açıkalın, son 2 aydır sıkılaşan regülasyon ve artan rekabetin dikkat çektiğini söyledi. Açıkalın, 2010’un kârlılık bakımından iyi geçmiş olmasına karşın, bu yıl kârlılıkta doğru yapanla yapmayanın ayrışmaya başlayacağını ifade etti.
Gerçek bankacılık
Geçtiğimiz dönemde “bankacılıkta kağıt oyunu bitiyor” değerlendirmelerinin yapıldığını da anımsatan Açıkalın, şöyle konuştu: “Kısa vadeli menkul kıymetli kârlardan ziyade, daha çok gerçek bankacılığa yöneldik. Uyuşturucu etkisi olan kağıt oyunu hemen hemen bitmeye yüz tuttu. Sabit getirili enstrümanlara bağımlılık da azaldı. Daha çok müşterinin kredisi bankacılıkta ağırlıklı hale gelmeye başladı. Doğru müşteriye, doğru ürünü, doğru fiyatla satmak önemli.”
Açıkalın, Yapı Kredi’de kâr artışının hep sürdürülebilir taraftan sağlandığının altını çizerek, şöyle devam etti: “Türkiye’de bankacılığın gelir kompozisyonunun, faiz gelirinin yanı sıra muhakkak komisyon ve masraf gelirine doğru dönmesi lazım. Biz bunu 2010’da başarabildik. Masraf ve komisyon tahsilatımız yüzde 11 arttı. Biz, masraflarımızın yüzde 65’ini komisyonlarımızla tahsil eder hale geldik. Kağıt oyunu daha da azaldığında, faiz marjları daha da indiğinde bu alanda sağladığımız gelişmelerle kârımızı sürdürebilir durumdayız.”
Maaş ödemeleri
Açıkalın, Rekabet Kurumu’nun maaş promosyonlarına dönük açtığı soruşturmaya ilişkin sorular üzerine, konunun 10 Mart’ta karara bağlanacağını hatırlatarak, “Bizim bu, ilk defa başımıza gelen soruşturma. Bu nedenle ‘ceza yerseniz, ne yersiniz’ sorusu bizim için geçerli bir soru değil” dedi. Açıkalın, maaş ödemelerinin Yapı Kredi’deki ciro katkısının binde 1.3 olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Konunun içeriğine, yaklaşımına, hesaplanması öngörülen cezaya katılmıyoruz. Ben oraya saygımı göstermek için gittim. Orada konuşmamı şöyle bitirdim: ‘Biz her ne karar çıkarsa çıksın saygı duyacağız.’ Tabii saygı duymam, itiraz etmemi engellemez. Şunu da ifade ettim ‘Bu kararın sadece hukuksal değil, vicdani ve adil olması gerektiğini düşünüyorum.’ Bence soruşturmaya tabii olmak bile amaca ulaşmıştır.”
Erbil’de temsilcilik
Yurtdışı faaliyetlerine ilişkin de Faik Açıkalın, “Türkiye, genişlemek için çok büyük olanakları olan ülke. Bankacılık açısından daha gidilecek çok yol var. Bu durumda niye başka coğrafyaya gidip macera arayayım ki?” diye konuştu. Azerbaycan’da bir bankaları bulunduğunu anımsatan Açıkalın, “Bundan birkaç hafta önce de birkaç arkadaşımız Erbil’e gitti. Erbil’de temsilcilik açmayı düşünüyoruz” dedi. UniCredit’e ilişkin de Açıkalın, 9’uncu ay itibariyle Türkiye, Polonya ve Rusya’nın UniCredit’in net kârına yüzde 56, gelirine yüzde 24’lük katkıda bulunduğunu vurguladı.
Batırılan para midelere taş gibi oturacak
YAPI Kredi Genel Müdürü Faik Açıkalın, 2010’da 38 şube açtıklarını, 2011 yılında ise 50-60 tane yeni şube açacaklarını belirtti.
Açıkalın, bankacılıkta ‘akılsız büyüme’ye ilişkin bir soruyu da şöyle yanıtladı: “Bilançoyu eğer orta ve uzun vadede katkı sağlamayacak müşteride, üründe veya alanda büyürseniz bu akılsız büyümedir. Obez büyümeden kaynaklanan gelir açığını Hazine Bonosundan, yüzde 70 enflasyonda
1.5 senede çıkarıyordunuz. Şimdi yüzde 6 enflasyonla 15 sene taşıyacaksınız. Bu durumda batırdığınız para da midenize taş gibi oturacak.”
Faizlerde rüzgarın yönü değişebilir
FAİK Açıkalın, Türk bankacılık sektöründe rüzgârın son 2 yıldır hep aynı yönden estiğini belirterek, şunları söyledi: “Kimi yelkenini az açtı, kimi çok. Aralık ayında Merkez Bankası’nın faiz indirimiyle ve munzam karşılıkları artırmasıyla, bir faiz indirimi daha bize gösterdi ki, bu sene rüzgarın yönü değişken olabilir. Bu sene kim daha iyi yönetirse, göstergeleri önceden okuyup bilançosunu, faaliyetlerini buna göre konumlandırırsa o bankanın rakiplerden ayrıştığını göreceğiz. Bu sene yüzde 25’lik kredi büyümesi öngörülüyor. Stratejik alanlarda nitelikli büyüme, büyürken sürdürülebilir kârlılığımızı da destekleme hedefimiz var. Akıllı büyüyen ile daha az akıllı büyüyen bankalar arasındaki fark, performanslarda ortaya çıkacak.”