Güncelleme Tarihi:
OpenAI tarafından geliştirilen “ChatGPT” ya da Google tarafından geliştirilen “Bard” gibi üretken yapay zekâ sistemleri, 2022’nin sonuna damga vurdu ve 2023’te de ses getirmeye devam ediyor. Masaya koydukları inanılmaz imkânlarla ses getiren bu akıllı sistemler, heyecan ile korkuyu bir arada yaşatıyor.
Yapay zekâ sistemlerinin insanoğluna fayda yanında çok ciddi zararlar getirebileceğini belirten çok sayıda uzman bulunuyor. Örneğin bu konuda geçtiğimiz dönemde en çok ses getiren isimlerden biri “Geoffrey Hinton” oldu. Yapay zekâ konusunda uzman isimlerden olan, hatta Yoshua Bengio ve Yann LeCun ile beraber yapay zekânın babalarından sayılan Hinton, Google’daki işinden yapay zekânın riskleri hakkında özgürce konuşabilmek adına istifa etti. İşten ayrıldıktan hemen sonra açıklamalar yapmaya başlayan ‘Turing Ödülü’ almış Hinton, öncelikle gelinen son noktada bir parçasının yaptığı işten pişmanlık duyduğunu söylüyor. “Kendimi şu bahaneyle avutuyorum. Ben yapmasaydım başkası yapardı” diyen Hinton, yapay zekâ sistemleri üzerinden yanlış bilgilerin yayılmasından çok endişe ediyor ve yapay zekânın uzun vadede insan hayatına ve insan merkezli iş dünyasına büyük bir tehdit olacağından korkuyor.
ENDİŞELERDE HAKLI MIYIZ
Yapay zekâ alanındaki şiddetli rekabeti durdurmanın imkânsız olacağını düşünen Hinton, çok fazla yalan ve yanlış içerik sonrasında “Kimse, neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamayacak” yorumunda da bulunuyor. Hinton bu endişesinde haklı çünkü kısa süre önce ChatGPT’nin ürettiği yalan ve yanlış bilgiler yüzünden ciddi sorunlar çıktı, bu yüzden ChatGPT’yi geliştiren OpenAI firması dava edildi. Yeni dönem hakkında başka açıklamalarda da bulunan ünlü isim, yapay zekâ teknolojisinin dünya için oluşturduğu tehdidin iklim değişikliğinden daha acil olabileceğini belirtiyor.
Hinton bu konuda, “İklim değişikliğini önleme planlarını küçük görmüyorum. Yani iklim değişikliği konusunda endişelenmemelisiniz demiyorum. Bu da büyük bir risk ama bence yapay zekâ riski daha acil bir durum haline gelebilir. İklim değişikliği söz konusu olduğunda ne yapmanız gerektiğini önermek çok kolay: Karbon salımını durdurun. Bunu yaparsanız, sonunda her şey yoluna girecektir. Yapay zekâ merkezli risklere karşı ne yapılması gerektiği ise şu an için net değil” diyor.
DURDURMA ÇAĞRISI
Yapay zekâ tarafının riskleri konusunda elbette sadece Hinton endişeli değil. Örneğin mart ayında Future of Life Institute tarafından yayınlanan ve 1.000’in üzerinde kişi tarafından imzalanan bir müzakere metni kapsamında Elon Musk ve çok sayıda yapay zekâ alanında çalışan önemli isim, ortak bir görüşte birleşti. Teknoloji dünyasının geleceğini şekillendiren isimler, toplum ve insanlık için potansiyel riskleri düşünerek OpenAI’ın geliştirdiği dil modeli GPT-4’ten daha güçlü sistemlerin geliştirilmesine altı ay kadar ara verilmesi çağrısında bulundu. Uzmanlar bu tarz yapay zekâ sistemleri ve gelişmiş dil modelleri için önümüzdeki altı ayda ortak güvenlik protokolleri geliştirilmesini, bunların aktif olarak uygulanmasını ve sürecin bağımsız uzmanlar tarafından denetlenmesini istedi. Görüş bildiren kişiler, “Güçlü yapay zekâ sistemleri ancak etkilerinin olumlu olacağından ve risklerinin yönetilebilir olacağından emin olduğumuzda geliştirilmelidir” görüşünü masaya koydu, ancak bu çağrı çok da dikkat çekmedi, çalışmalar durmadı.
BİZİ NELER BEKLİYOR
Peki şimdi böyle olan durum iki-üç yıl sonra nasıl olacak? Daha gelişmiş ve büyük dil modelleri geldiğinde bize ne kalacak? İşlerimizi yapay zekâ aldığı zaman biz ne yapacağız? Şu an herkes bu sorulara cevap vermeye, geleceği görmeye çalışıyor. Ancak kimse işin içinden çıkamıyor.
UYARILAR ARTIYOR
Yapay zekâ risklerini geliştirme çalışmalarının dışındakiler gibi içindekiler de görüyor. Örneğin geçtiğimiz haftalarda Google ile bağlantılı DeepMind’ın CEO’su Demis Hassabis, ChatGPT’yi geliştiren OpenAI CEO’su Sam Altman ve Geoffrey Hinton gibi isimler bir araya gelerek önemli bir yapay zekâ uyarısında bulundu. “Center for AI Safety” tarafından yayınlanan bildiri kapsamında teknoloji liderleri, “Yapay zekâ kaynaklı yok olma riskinin azaltılması, salgın hastalıklar ve nükleer savaş gibi diğer toplumsal ölçeğe sahip risklerle birlikte küresel bir öncelik olmalıdır” dedi.
VAROLUŞSAL TEHDİT
Yapay zekâyı insanlık için bir “varoluşsal tehdit” olarak gören uzmanlar, burada gerçekten korkutucu bir tablo çizdi. Yapay zekâ konusunda en büyük korkulardan birisi de “işsizlik”. Bugün dahi ChatGPT gibi yapay zekâ sistemleri yüzünden işini kaybeden kişilerin haberleri geliyor ve bu durum maalesef gelecekte çok daha kötü olacak. Örneğin geçtiğimiz ay bir açıklama yapan IBM şirketinin CEO’su Arvind Krishna, şirketinin önümüzdeki yıllarda yaklaşık 7 bin 800 pozisyonu yapay zekâ ile değiştirmeyi düşündüğünü ve bu nedenle birçok pozisyonda işe alımları dondurma konusunda planlar yaptıklarını söyledi. Arvind Krishna, önümüzdeki beş yıl içerisinde müşteriye dönük olmayan pozisyonların yüzde 30’unun ortadan kaldırılabileceğini söylüyor ve bu gerçekten insaoğlunun geleceği için korkutucu görünüyor.
SENARYO YAZIYOR
İnsanoğlu son yıllara kadar hep yaratıcılığıyla fark yarattığını ve bunun değiştirilemeyecek bir artı olduğunu düşündü. Ancak yeni nesil üretken yapay zekâ sistemleri bunu da gerçek anlamda elimizden almaya başladı. Artık geliştirilen sistemler metin girdilerini, yani yazıları saniyeler içerisinde etkileyici tasarımlar, fotoğraflar, müzikler ya da sanat eserleri haline getirebiliyor, bizim yerimize harika görsel sanatlar oluşturabiliyor. Kodlama konusunda da çok güçlü hale gelen üretken yapay zekâ sistemleri, artık birçok konuda doktorlardan daha iyi bilgi verebiliyor, eğitim sürecinde harikalar yaratabiliyor, senaryo yazabildikleri için yazarları dahi risk altında bırakıyor.