Güncelleme Tarihi:
Enerjisa önümüzdeki dönemde şebekeye ve dağıtım hatlarına ne kadar yatırım yapacak, yatırımlarda ağırlık hangi alanlara olacak?
Yatırımlarımız sürdürülebilirlik odağında olacak. Bu bakış açısıyla enerji de Sabancı Topluluğu içinde Sabancı Holding’in portföyü içinde son zamanlarda en hızlı büyüyen iştiraklerden bir tanesi. Burada ortağımız ile beraber hem elektriğin üretimi ve ticaretinde hem de dağıtım ve perakende satışında faaliyet gösteriyoruz. Sürdürülebilirlik enerjide en önemli konulardan bir tanesi. Kaldı ki dağıtımla vatandaşlara dokunan değer zincirinin son halkası.
ODAĞIMIZ DİJİTALLEŞME
Önümüzdeki 5 sene boyunca bugünkü para değeri ile yaklaşık 15 milyar Türk lirasını şebeke yatırımları için, müşteri çözümleri için harcamayı düşünüyoruz. Biz de tabii dijitalleşmeyi odağımıza aldık. Bugün çok rahatlıkla söyleyebilirim Avrupa’nın en iyi dijital altyapısına sahip şirketlerinden bir tanesiyiz. Türkiye de hatta bu konuda gayet ileri durumda. Bununla beraber yine geleceğe yön olarak olarak sadece şebeke değil yeni şebeke düzenlemeleri, mikro şebekeler, akıllı şehirler, depolama e-mobility gibi alanlarda da öncülük yapıyoruz.
HEDEF YENİLENEBİLİR VE DAĞITIK ENERJİ
Üretim tarafında kurulu gücün ne kadarı yenilenebilir enerji kaynaklarında. Rüzgâr ve güneş tarafında yeni yatırımlarınız olacak m?
Türkiye’de bugün 96 bin megavat kurulu güç var. Bunun yüzde 51’i yenilenebilir kaynaklardan oluşuyor. Tabii yenilebilir enerji kaynaklarının üretim saatleri diğer konvansiyonel teknolojiye göre biraz daha az olduğu için bugün yaklaşık yüzde 42’sini enerjimizin yenilenebilir kaynaklardan temin ediyoruz. Bugün 3 bin 600 megavat ile Türkiye’nin kamudan sonra 5 farklı teknoloji ile üretim yapan, en büyük portföyüne sahibiz. Bu portföyümüzün yüzde 44’ü yenilenebilir. Bunu daha da arttırmak üzere önümüzdeki dönemde 565 megavatlık rüzgâr projemizi öngördük. Mevcut santrallerimizin içinde güneş başta olmak üzere yeni teknoloji ile entegre ederek yaklaşık 500 milyon dolarlık bir yatırım öngörüyoruz. Esasında bizim de odağımızda yenilenebilir enerji, dağıtık enerji var. Dolayısıyla yüzde 55-60 gibi portföyümüzde yenilebilir enerjiye ulaşmış olacağız.
ÖNCELİK YENİLENEBİLİR
Artık Avrupa ‘yeşil üretime’ öncelik verecek. Bu da üretimde kullanılan elektrik kaynağı için çok önemli olacak. Bu enerji sektöründe neleri değiştirecek?
Aslında tek kelime: Yenilenebilir... Avrupa bu önceliği aldı ama Türkiye de aldı. Bugün Uluslararası Enerji Ajansı’nın raporlarına baktığınız zaman Türkiye Avrupa’daki 5., dünyadaki 12. büyük yenilenebilir kapasiteye sahip. Sürdürülebilirlikte genelde iklim konusundan odaklanırız ama bunun sosyal ve çevresel boyutuyla baktığımızda bugün BM’nin tanımladığı 17 sürdürebilir kriterleri var.
DÖNÜŞÜM EKONOMİSİ
Elektrifikasyon bugün refahın bir simgesi. Burada yenilenebilir çok önemli ama bildiğiniz gibi bunu hep böyle inişleri çıkışları saatleri var. Dolayısıyla o bizim termik enerji dediğimiz kaynaklarımız özellikle modern yüksek teknoloji doğalgaz santrallerimiz yine sistemde kalmaya devam edecekler. Çünkü baz yüklediğimiz ihtiyacı onlar karşılayacaklar. Dolayısıyla bizim hem Sabancı Topluluğu olarak hem de Enerjisa olarak önceliklerimizde sıfır emisyon, dönüşüm ekonomisine destek, faaliyet gösterdiğimiz bütün alanlarda sosyal paydaşlarımızla birlikte iş yapmak, başta çalışanlarımızın sağlığı olmak üzere insana dokunmak ve hepsinde öncü olmak var. Bugün bütün çalışmalarımızı, Ar-Ge çalışmalarımızı, hatta startuplarla ilgili çalışmalarımız da bu doğrultuda devam ettiriyoruz.
MUAZZAM BİR VERİ VAR
Hem üretim hem de dağıtım tarafında ciddi bir tüketici verisine sahipsiniz. Teknoloji yatırımları bu alanda nasıl ilerliyor, neler gözlemliyorsunuz?
Sabancı Holding olarak da biz bütün iş alanlarımızda veriyi kullanmayı, ileri veri analitiği yöntemlerini kullanmayı destekliyoruz. Hatta bununla ilgili iştiraklerimiz de var. SabancıDx bu konuda bir operasyon mükemmellik merkezi haline geldi. Tabii üretim alanında müşteri verisi kısıtlı ama üretim alanında, hava koşulları, yağışlar, hidroloji sıcaklığa bağlı olarak elektrik talebi, buna bağlı emtiaların fiyatları, bunları tahmin etmek için bir kere veri çok önemli. Aynı zamanda santrallerimizin bütün operasyonlarından elde ettiğiniz muazzam veri var. Yani bununla bakımlarınızı planlayabiliyorsunuz. Operasyonun kalitesini iyileştirip maliyetini azaltabiliyorsunuz.
Öte yandan dağıtım ve perakende tarafına geldiğiniz zaman 22 milyon nüfuslu, yaklaşık 11 milyon civarında son tüketicinin olduğu bir dünya düşünün. Yılda 110 milyon sayaç okuyorsunuz, faturalandırma yapıyorsunuz, tahsil ediyoruz. Her sene 500 bin yeni müşteri sisteme entegre oluyor. Bir milyonun üzerinde müşterilerimiz taşındıkları zaman kesiyorsunuz, tekrar elektriği açıyorsunuz. Sayaçları değiştiriyorsunuz. 25 milyonun üzerinde telefon görüşmesi yapıyorsunuz. 10 milyonunun üzerinde bir hareket var. Peki bu datayı nasıl kullanıyoruz? Bir kere operasyonda bu datayı kullanıyoruz. Yani bizim trafolarımızın işlem merkezlerimizin bakımları için arızaları önceden tespit edebilmek, bakımları doğru yapabilmek için zaten operasyonunu kullanıyoruz.
ELEKTRİKLİ SAYISI HIZLA ARTACAK
Türkiye elektrikli otomobilini yapmaya çalışıyor. Ama burada enerji depolamak hâlâ büyük sorun. Şarj istasyonları teknolojileri ve bunların konumlandırması şu an hangi seviyede?
En büyük elektrik kaynağımız, en ucuz elektrik kaynağımız verimlilik. Elektrikli araçlara geçtiğimiz zaman buradaki anahtar bu araçları yenilenebilir temiz kaynaklardan üretilmiş enerji ile şarj etmek. Bugün baktığımızda araç sayısı ile şarj istasyonları sayısı arasında bir korelasyon olmak zorunda. Hangisi önce gidecek diye baktığımızda 2030’la ilgili öngörüler, bugün satılan 100 araçtan üçünün elektrikli olduğu ama yakın gelecekte 50 aracın elektrikli olacağı şeklinde. Şimdi bu kadar araç varken şebekenin ve buna bağlı şarj istasyonlarının da aynı şekilde gelişmesi lazım.
500’E ÇIKACAK
Bu kapsamda 2018’de biz de bir elektrikli şarj ile uğraşan bir olgun startup aldık. 2 bine yakın özel şarj istasyonu var 400’e yakın kamuya açık alandaki istasyonu bu sene 500’e çıkartmayı düşünüyoruz.
KESİNTİLER İYİLEŞİYOR
Dağıtım sektöründe müşteri memnuniyeti ne durumda, tüketicinin en fazla şikâyet ettiği konular neler?
Tüketicinin en çok şikâyet ettiği konu elektriklerin kesilmesi, ikincisi elektrik faturaları, faturaların yüksekliği… Özelleştirmeden sonra şebekenin kalitesine, kesinti sürelerine ve kesinti sıklığına yönelik ciddi şekilde iyileştirmeler yapıldı. Bunu yaparken bir de kesenin bir altında delik vardı: Kayıp-kaçak oranları... Orada ciddi şekilde azalmalar sağlandı. Bugün müşteri memnuniyetinin özellikle kesintiye yönelik iyileştiğini bütün sektör adına rahatlıkla söyleyebiliriz.