Güncelleme Tarihi:
Türkiye'de otomotiv pazarı 2015 yılında 1 milyon adetlik psikolojik sınırı aşarak Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attı. Yaklaşık 10 yıllık bu hayalin gerçekleşmesinde en büyük pay ise 726 bin adetlik satışa ulaşan otomobillere ait. 1 milyon adetlik rekorun içinde hafif ticari araçların payı ise yüzde 25’e geriledi. Geriledi diyorum çünkü son 10 yılda Avrupa’da üretim üssü olduğumuz hafif ticari araç satışları iç pazarda yüzde 40’lı oranlardan bu seviyelere indi.
Bir başka değişle son 10 yılda Türkiye’de otomobil satışları yüzde 65 artarken, aynı dönemde hafif ticari araç satışlarında yüzde 10’luk kayıp yaşandı. Avrupa’nın hafif ticari araçta üretim üssü olan Türkiye, bu kayıplar telafi edilmezse önümüzdeki yıllarda bu özelliğini kaybetme riskiyle karşı karşıya. Yetkililer otomobillere göre vergi avantajı olmasına rağmen satışlarda yaşanan bu düşüşün önüne geçmek için ise tek yol bulunduğunu belirtiyor. O da hafif ticari araçların da otomobil gibi kiralanabilmesi.
2009’DA ENGELLENDİ
Türkiye’de son yıllarda hızla büyüyen filo kiralama sektörü, otomotiv pazarının büyümesinde de büyük rol oynuyor. Türkiye’de 280 bin adetlik otomobil parkına ulaşan filo kiralama sektörü her yıl 125 bin adede yakın yeni otomobil alımı yapıyor. Bu da otomobil satışlarının hafif ticari araç satışlarına göre büyümesinde etkili oluyor.
Bu noktada hafif ticari araçlar kiralanabilse, filo şirketlerinin yılda en az 50 bin adetlik alım yapabileceği belirtiliyor. Bu da hem ithal oranını düşürecek hem de hafif ticari araçta Türkiye’nin posizyonunu güçlendirecek. Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği (TOKKDER) Başkanı Türkay Oktay, 2009 yılında ilgili mevzuatta yapılan değişiklikler sonucunda ülkemizde uluslararası veya yurtiçi eşya taşımacılığı yapacak gerçek veya tüzel kişilere özmal şartı getirildiğini hatırlatarak, “Dolayısıyla uluslararası veya yurtiçi eşya taşımacılığı yapan firmalar, ticari araç kiralaması yapamayarak taşımacılık yapacakları araçları satın almak zorunda kaldılar. Bazı firmalar ise taşımacılık işlerini binek araçlarla yapmaya başlayarak işlemlerini kayıtsız ve belgesiz ortamda gerçekleştirdiler” dedi.
FABRİKALAR ÇALIŞACAK
Türkiye’de uzun dönemli ticari araç kiralayamamanın bir sıkıntı oluşturduğunu belirten Oktay şunları söyledi: “Bu araçlar Türkiye’de üretildiği için ticari araç kiralanabilse, araç sayısı artacak ve fabrikalar daha fazla çalışacak. Dolayısıyla bunun teşvik edilmesi gerekiyor. Özellikle araç kiralama işi KOBİ’lerde yaygınlaşıyor. KOBİ, 5 araç alsa, aracın tanesi 40-50 bin lira olsa, 200-250 bin TL parasını ya nakit olarak oraya verecek ya da kredibilitesinden oraya kullanacak. Dolayısıyla çoğu KOBİ ticari araç istiyor. Ama Türkiye’de maalesef bu araçları kiralayamıyoruz. Zaten ticari araçlar satışları hızla düşüyor. Bu araçlar Türkiye’de üretildiği için kiralanabilse, araç sayısı artacak ve fabrikalar daha fazla çalışacak. Otomotivin değer zinciri o kadar büyük ki fabrikadan bankalara, sigortacılıktan servis ve yan sanayiye kadar etkisi var. Dolayısıyla bunun teşvik edilmesi gerekiyor.”
* İşletmelerin kiralamak yerine araç satın almak zorunda bırakılmasını ortadan kaldırarak, sermaye ve kaynakların mümkün olan en verimli şekilde kullanılarak kendi faaliyet alanlarına işletme sermayesi olarak aktarılması mümkün kılınacak.
* Tirari Araçların Kiralanmasına önemli bir engel teşkil eden bu uygulama nedeniyle , ithal oranının yüzde 80 seviyesinde olduğu binek araçlara kayan talep, yerli üretim oranı yüzde 60’a yakın olan hafif ticari araçlara dönüştürelecek ve Türkiye ekonomisinin başlıca problemi olan cari açığa olumlu yönde katkı sağlanacaktır.
* AB düzenlemeleri ile tam uyum sağlanmış olacaktır,
* 2015 yılında 2 sıra yükselerek dünyanın en büyük 15. Motorlu araç üreticisi konumuna yükselen ülkemiz için iç pazar canlılığı bu performansın devamı için çok önemlidir. Özmal şartının değişmesi ticari araç satışlarını canlandıracak, binek araçlara kayan talebi değiştirecek ve önemli bir ticari araç üretim üssü olan ülkemiz için canlı bir iç pazar yaratacaktır. Bu da ülkemizde üretim yapan ticari araç firmalarını destekleyecek, mevcut yatırımlarına ilave yatırım ve/veya yeni yatırımlarının yapılmasının önünü açacaktır.
Ticari üretimini destekleyecektir
Avis Türkiye Genel Müdür Yardımcısı İnan Ekici: “Filo kiralama sermayelerini araç satın almaya harcamak, işin operasyonel yükünü ve ilave masraflarını üzerine almak istemeyen şirketler için en kolay çözüm yolu olarak karşımıza çıkıyor. Şirketlerin artan iş amaçlı seyahatleri ile mobilitenin artışı kiralık araçlara olan talebi arttırmakta. En çok ilaç, finans ve gıda sektörleri tarafından tercih edilen operasyonel kiralama alternatifleri sayesinde şirketler hem üst düzey yöneticileri hem de saha satış ekipleri için araç parklarını yönetmenin avantajlarını görüyorlar. Son yıllarda KOBİ’lerde faaliyetleri için ihtiyaç duydukları araçlar için satın almak yerine operasyonel kiralamayı tercih ediyorlar. Ancak mevcut mevzuat sebebiyle ticari araçlar maalesef kiralanamıyor. K2 belgesine sahip olan ve kullandıkları hafif ticari araçlarla kendi işini ve kendi malını dağıtmakta olan şirketler, mevzuatta yeralan özmal şartı nedeniyle işi için kullandıkları ticari araçları satın almak zorundalar. Bu mevzuat sermayesinin bir bölümünü işi yerine araca ayırmak zorunda kalan küçük işletmeleri ve esnafı zor durumda bırakıyor. Ayrıca, satın alma yoluyla alınan araçların kullanım süreleri uzadığı için yol güvenliği anlamında tehdit de oluşturabiliyor. Bu anlamda, kiralama yapılan araçlar bakımları daha düzenli yapıldığı ve belirli sürelerle kullanıldığı için yol güvenliği açısından da riskleri bertaraf ediyor. Mevcut düzenlemenin değişmesi ticari araç satışlarına olumlu yansıyarak canlı bir iç pazar yaratacak ve ticari araç üretimini destekleyecektir. “
Ticari araç yerine otomobil alıyorlar
Hedef Filo Yönetici Direktörü Önder Erdem: “Biz temel olarak Ulaştırma Bakanlığı’nın Karayolları Taşıma Kanunu ile amaçladığını anlıyor ve bir çok açıdan mantıklı buluyoruz. Ancak 3.5 tonun altındaki araçlar için operasyonel kiralama yolu ile araç ediniminin kısıtlanması, bu amaca hizmet etmediği gibi ekonomiye de zarar veriyor. Özellikle küçük ve orta boy işletmeler bu araçları banka kredisi yada kendi nakdi kaynakları ile edinmek zorunda kaldılar ki zaten finansman açısından zorlanan bu şirketler için büyük kayıp. Diğer yandan kurumlar da ticari araçlar yerine benzer şekilde iş görebilecekleri binek araçları kiralama yoluna gittiler ki bu durumda tamamı ile Ulaştırma Bakanlığı’nın amaçladığı sistemin dışında çıktılar. Üstüne üstlük, söz konusu binek araçların çoğu ithal. Cari açık probleminin yanında Türkiye’nin ticari araç üretim üssü olma hedefini de zora soktu.”
Önemli bir verimsizlik
Çelik Motor Genel Müdürü Bora Koçak: “Ticari araç kiralamalarında aranan özmal şartı ile sadece lojistik belgesine sahip büyük ölçekli şirketlerin, sınırlı sayıda ticari araç kiralamasına imkan sağlanıyor. Zaten bu şirketlerin finansmana erişim kaabiliyetleri oldukça yüksek. Türkiye’de ticari hayatın dinamik olmasına önemli katkısı olan KOBİ’lerin ve her türlü küçük işletmenin finansman maliyetleri oldukça yüksek. Zaten zor ulaştıkları bu finansmanı araç parkında tutmaları ise önemli bir verimsizlik. Bir bölümü zaten ticari araç yerine binek otombil kiralayarak sorunlarını çözüyorlar. Türkiye’nin bir ticari araç üretim üssü olduğu düşünülürse, yerli üretim oranı çok daha yüksek olan ticari araçların kiralanabilmesi, ticari araç pazarının büyümesini sağlayarak cari açığa olumlu yönde katkı sağlayacaktır. Oldukça eski olan ticari araç parkının yenilenmesine de katkı sağlayacak bu değişiklik ile Karayollarındaki güvenlik seviyesi de artacaktır.”
eozpeynirci@hurriyet.com.tr