İşadamı ve eski bankacılardan Ali Avni Balkaner, Yahya Murat Demirel, Hayyam Garipoğlu, Orhan Aslıtürk, Mehmet Emin Cankurtaran ve Muhammet Ciğer'in de aralarında bulunduğu 87 sanığın, ''Vergi kaçakçılığı'' suçundan yargılanmasına başlandı.
İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, ilk grup olarak çağırılan 25 tutuksuz sanıktan Kemal Unaktan, Yalçın Öner, Ömer Cansu,Mehmet Selçuk Cansu, Rafet Pancu, Ziya Ekincioğlu, Orhan Yıldırım Çakar, Nedim Şener ve Haluk Ekincioğlu katıldı. Bu duruşma için çağırılan Orhan Aslıtürk, Muhammet Ciğer, Abdüllatif Omar Ghurab, Mustafa Latif Topbaş, Abdulrezzak Kamel, Bajğat Khalil, Omar Abdullah Sejeny, Bekir Hulisi Cansu, Ergün Titiz, Didem Titiz, Besim Titiz, Yeliz Titiz, Seda Gengörür, Muammer Ağım, Ekrem Ağım ve Mustafa Özoğuzise mahkemeye gelmedi.
Kimlik tespitlerinin ardından sorgusu yapılan sanıklardan Kemal Unaktan, Albaraka Türk Özel Finans Kurumu'nun Yönetim Kurulu üyesi olduğunu belirterek, kurumlarının normal bankacılık işlemleri yürüttüğünü, verdiği hizmetler karşılığında da cüzi bir para alındığını ifade etti.
Dava konusu işlemlerden bizzat haberdar olmadığını, durumu genel müdüründen öğrendiğini belirten Unaktan, Orhan Aslıtürk ile Muhammet Ciğer'in şirketi açısından yapılan işlemlerin rutin bankacılık işlemleri olduğunu öne sürdü.
Albaraka Türk Özel Finans Kurumu'nun Yönetim Kurulu üyesi Yalçın Öner de, dava konusu işlemlerden dolayı da kendisinin doğrudan bilgi sahibi olmadığını anlattı.
Bisaj Bursa İplikçilik Sanayi A.Ş'nin Yönetim Kurulu üyesi Orhan Yıldırım Çakar da, firmalarının 1994 yılında yaşanan mali krizden olumsuz etkilendiği için Türk Lirası olarak
kredi bulamadarını ve ihracat taahhütlü kredi almak zorunda kaldıklarını söyledi.
Taahhütleri doldurmak amacıyla başka şirketlerin ihracatlarını komisyon karşılığı yapmaya başladıklarını anlatan Çakar, şunları söyledi:
''Dava konusu olan şirketin ihracatları da bu şekilde yapılmıştır. Ancak ihracat yapmadan önce firmalar konusunda arkadaşlara inceleme yaptırdık. İş hacimlerini öğrendik. Ayrıca bazı ihracatlarda da elemanlarımızı göndererek gerçekten mal yüklenip yüklenmediğini kontrol ettirdik. Onlar da bize gerçekten mal yüklendiğini söylediler.Fakat tabii ki yapılan bütün ihracatları kontrol edemezdik.''
Çeşitli şirketlerin Yönetim Kurulu üyeleri olan diğer sanıklar da, firmalarının dava konusu işlemlerine ilişkin bilgi sahibi olmadıklarını, kurul toplantılarında bu gibi işlemlerin ayrıntılı olarak tartışılmadığını iddia ettiler.
DAVANIN DÜŞMESİ İSTEMİ Duruşmada söz alan Muhammet Ciğer'in avukatı Mehmet Aydoğdu, müvekkilinin başka bir suçtan dolayı Kartal Özel Tip Kapalı Cezaevi'nde bulunduğu, duruşmaya çağırılması için müzekkere yazılmasını istedi.
Orhan Aslıtürk'ün avukatı İsmail Halil Eroğlu da, müvekkilinin İstanbul'daki adresine tebligat yapıldığını, ancak Aslıtürk'ün Londra'da yaşadığını belirterek, müvekkilinin istinabe yoluyla ifadesinin alınmasını, işadamı olması ve yurtdışında yaşaması nedeniyle de duruşmalardan vareste tutulmasını istedi.
Sanık avukatlarından İlhan İmik de, 3 müvekkili hakkındaki davanın ayrılmasını talep ettiklerini belirterek, dava sanıkları arasında bulunan bazı isimlerin kamuoyu tarafından yakından takip edildiğini vebu durumun müvekkillerinin kurumsal kimliğine zarar verdiğini ileri sürdü.
Avukat İmik, davanın Vergi Usul Kanunu'nun 114. maddesinde belirtilen 5 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığını belirterek,bu nedenle davanın düşmesi gerektiğini söyledi.
Diğer sanıkların avukatları da, avukat İmik'in davanın düşmesi konusundaki talebine katıldıklarını bildirdiler.
SUÇ TARİHİ Talepler konusunda görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Nurten Altınok, davanın zamanaşımına uğradığı konusundaki iddialar ve incelemenin 1995 ile 1998 yıları arasında yapılmış olması dikkate alınarak, suç tarihini belirlemek açısından Hesap Uzmanları Kurulu'ndan her ihracatçı firmanın kullandığı son faturanın tarihinin istenmesini talep etti.
Hesap Uzmanları Kurulu'ndan firmaların kullandıkları iddia edilen son faturaların tarihinin suç tarihini belirlemek açısından istenmesine karar veren mahkeme heyeti, dava konusundaki diğer işlemlerin Hesap Uzmanları Kurulu'ndan gelecek cevaptan sonra yapılmasını da karara bağladı.
Duruşma, ileri bir tarihe bırakıldı.
İDDİANAMEDEN ÖZET İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, sanıklardan Orhan Aslıtürk ile Muhammet Ciğer'in, yüzde 50 ortak oldukları bir şirketlerinin bulunduğu belirtiliyor.
İddianamede, bavul ticareti amacıyla Türkiye'ye gelen ve belgesiz alışveriş yapan yabancı uyruklu kişilerin ülkelerine götürülmek üzere ''depocu'' olarak tabir edilen firmalara bazı mallar bıraktıkları, bunların daha sonra Aslıtürk ile Ciğer'in oluşturdukları organizasyonla kendi şirketleri tarafından alınıp satılmış, hatta yeni üretilmiş gibi gösterdikleri ifade ediliyor.
Aslıtürk ile ortağının, sahte belgeler de düzenledikleri kaydedileniddianamede, davada yer alan diğer sanıklarla anlaşma yaparak, onlarınşirketleri üzerinden de hayali ihracat yaptıklarının belirlendiği anlatılıyor.
Herhangi bir ihracat olmadığı için yurda gelen dövizin de bulunmadığı, buna rağmen çeşitli işlemlerle yapılanların prosedüre uygun gösterildiği vurgulanan iddianamede, delil olarak Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu'nun Vergi Suçu Raporu, Vergi İncelemeRaporu ve Ticaret Odası kayıtları gösteriliyor.
Aslıtürk ve Ciğer'in, bu şekilde 213 sayılı ''Vergi Usul Kanunu'na muhalefet ettikleri'' kaydedilen iddianamede, üzerlerinden hayali ihracat yapılan diğer şirketlerin sahip ve yöneticileri olan Yahya Murat Demirel, Ali Avni Balkaner, Hayyam Garipoğlu, Şevket Demirel, Şehriban Demirel, Hüseyin Bayraktar, Mehmet Bayraktar, Ahmet Uğur Balkaner, Mehmet Emin Cankurtaran, Ali Cüneyt Cankurtaran, Muzaffer Hakan Balkaner ve Fuat Süren'in de aralarında bulunduğu diğer 85 sanığın da eyleme katıldıkları belirtiliyor.
İddianamede, tüm sanıkların 6 ay ile 3'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyor.
|