Uluslararası piyasalarda geçen hafta

 Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, Avro Bölgesi ekonomisinde yavaş toparlanma beklediklerini söyledi.

Draghi, ECB'nin İspanya'nın Barcelona kentinde yapılan faiz toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, Avro Bölgesi'nde bu yıl enflasyon oranının muhtemelen yüzde 2'nin üzerinde kalmasını beklediklerine dikkati çekerek, Avro Bölgesi ekonomisinde aşağı yönlü risklerin sürdüğünü ve gerekirse harekete geçmeye hazır olduklarını da belirtti.

Avro Bölgesi'ndeki ekonomik verilerin belirsizliğin sürdüğünü gösterdiğini, aynı zamanda küresel toparlanmanın devam ettiğine dair işaretler bulunduğunu ifade eden Draghi, “Avro Bölgesi ekonomisinin, yabancı talep, bölgedeki kısa vadeli çok düşük faiz oranları ve Avro Bölgesi ekonomisinin uygun biçimde işlemesini teşvik etmek için alınan bütün önlemlerin desteğiyle bu yıl kademeli olarak toparlanması beklentimizi sürdürüyoruz” dedi.

ECB Başkanı Draghi, Avro Bölgesi borç piyasalarındaki gerginliğin sürmesi ve bunun kredi koşullarına etkisinin yanı sıra finansal ve finansal olmayan sektörlerdeki bilanço düzeltme süreci ile yüksek işsizliğin büyüme hızını olumsuz etkilemeye devam edeceğini tahmin ettiklerini kaydetti.

Bankaların, dağıtılmamış karları dahil direncinin daha da güçlendirilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Draghi, “Banka bilançolarının sağlamlığı, ekonomiye uygun kredi tedariki sağlamada ve bütün fonlama kanallarının normalleştirilmesini kolaylaştırmada önemli unsur olacak” ifadesini kullandı.
Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu ayrıca beklentilere uygun olarak gösterge faiz oranını yüzde 1'de bıraktı.

Öte yandan Avrupa Birliği (AB) Maliye Bakanları, Brüksel'de “Basel III” sermaye kurallarının Avrupalı bankalara uygulanmasını görüşmek üzere yaptıkları toplantıda, bankaları finansal şoklara karşı sermaye desteklerini artırmasını zorunlu kılan kurallar üzerinde anlaşmaya varamadılar.

AB Dönem Başkanı Danimarka'nın Maliye Bakanı Margrethe Vestager, 15 saatten fazla süren toplantıda, üye ülkelerin finansal düzenleyici kurumlarının diğer AB üyesi ülkelerin büyümesine zarar vermediği sürece kendi bankaları için yüksek sermaye gereksinimlerini belirlemesine olanak sağlayan kuralların değerlendirildiğini söyledi.

Vestager, yeni kuralların, “finansal krizden çıkarılması gereken derslerin en önemlilerinden biri olduğunu” vurguladı.

AB, bankaların sermaye yeterlilik oranlarının artırılmasıyla ilgili “Basel III” olarak bilinen uluslararası anlaşmanın yasa haline getirilmesi sürecinde bulunuyor. AB'deki bankaların, “Basel III” kurallarına uygun şekilde sermaye yeterlilik oranlarını 30 Haziran 2012 tarihine kadar yüzde 9'a çıkarması gerekiyor.
Avrupa'da 8 bin 300'den fazla bankaya uygulanacak kurallar, bu bankaların, primleri ve temettü dağıtımlarını azaltarak ya da varlıkları ile hisse satarak milyarlarca avroya mal olacak sermaye artırımına gitmesini zorunlu kılıyor.

Euro bölgesi

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's (S&P), Yunanistan'ın uzun vadeli kredi notunu yükseltti.

Standard & Poor's yaptığı açıklamada, Yunanistan'ın uzun vadeli kredi notunu “tercihli temerrüt”ten “CCC”ye yükselttiğini, kredi not görünümünün ise “durağan” olduğunu bildirdi.

Kuruluş, karara, Atina yönetiminin özel kreditörlerle tahvil takas anlaşmasını 25 Nisan'da tamamlamasını gerekçe gösterdi.

Tahvil takas anlaşmasının “yakın vadede fon baskılarını hafifletse” bile Yunanistan'ın borç yükünün yüksek kalmaya devam edeceğine işaret eden kuruluş, bu ülkenin uzun vadeli kredi notunu “belirsiz ekonomik büyüme görünümleri ve reformlar konusunda zayıflayan siyasi uzlaşma” yüzünden “CCC”de tuttuğunu belirtti.
Öte yandan önceki hafta İspanya'nın uzun vadeli kredi notunu iki kademe birden indirerek “A”dan “BBB “ya çeken Standard & Poor's 16 İspanyol bankası
için de not indirdiğini duyurdu.

Beklenenin altında gelen düşük büyüme rakamlarının ülkenin yeniden resmi olarak resesyona girdiğini göstermesinin hemen ardından S&P, İspanya'nın önde gelen bankalarında Santander'in notunu A-'den A-2'ye, iştiraki Banco Espanol de Credito'nin de notunu da A 'dan A-1'e düşürdü. Avrupa'nın önde gelen bankacılık gruplarından ve İspanya'nın en büyük ikinci bankası Banco Bilbao Vizcaya Argentaria S.A (BBVA) A/A-1'den BBB /A-2'a indiren S&P'nin notunu kırdığı İspanyol bankaların içerisinde şunlar yer alıyor:

“Banco de Sabadell, Ibercaja Banco, Kutxabank, Banca Civica, Bankinter, Confederacion Espanola de Cajas de Ahorros, Barclays Bank, Caja de Ahorros y Pensiones de Barcelona, Bankia,Banco Financiero y de Ahorros S.A.”İspanya'da Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,3 daraldı.
Geçen yılın son çeyreğinde de yüzde 0,3 daralan İspanya ekonomisi böylece 2009 yılından bu yana ikinci kez teknik olarak resesyona girdi.

ABD ekonomisi ve diğerleri

ABD'de tarım dışı istihdam nisan ayında 115 bin kişi artarken beklentileri karşılamadı.

ABD Çalışma Bakanlığı verilerine göre, 160 bin kişi artması beklenen tarım dışı istihdamdaki artış 115 bin kişi ile beklentilerin oldukça altında kaldı. Nisan ayında 175 bin kişi artması beklenen özel sektör istihdamı da 130 bin artışla beklentinin altında gerçekleşti. Özel sektör istihdamında mart ayında 121 bin artış yaşanmıştı.

ABD'de işsizlik oranı, nisan ayında yüzde 8,1'le son üç yılın en düşük seviyesini gördü. Mart ayında yüzde 8,2 olarak gerçekleşen işsizlik oranının nisan ayında yüzde 8,2'de kalması bekleniyordu.

ABD'de 28 Nisan'da sona eren haftada 365 bin kişi işsizlik maaşı başvurusunda bulundu.

Önceki dönemde 3 milyon 315 bin olarak açıklanan işsizlik başvuruları 3 milyon 329 bine revize edilirken, 21 Nisan haftasına ilişkin beklenti 3 milyon 311 bin olacağı yönündeydi.

Öte yandan Avustralya Merkez Bankası (RBA), bu yıla ilişkin büyüme tahminini yüzde 3'e çekti.

Bankadan yapılan açıklamaya göre, madencilik dışı sektörlerde ve iç talepte öngörülen yavaşlamanın etkisiyle 2012 yılı büyüme beklentisi yüzde 3,5'ten yüzde 3'e düşürüldü.

Maden ihracatından beslenen ülke ekonomisi, son dönemde Çin, Hindistan ve Avrupa ekonomilerinde görülen yavaşlamanın etkisiyle zayıflayan talepten olumsuz etkileniyor.

Avustralya Merkez Bankası, bu sorunların büyüme tahminleri üzerinde baskı oluşturduğuna işaret ederek, görünüm üzerinde en önemli dış kaynaklı riskin Avrupa'daki borç krizinin derinleşme ihtimali olduğunu vurguladı.