Güncelleme Tarihi:
SEÇİMLERİN ardından Türkiye’de yeni bir dönem başlıyor. Yeni ekonomi yönetiminin koyacağı ekonomik ve sosyal hedeflere ulaşmak için Türk tekstil ve hazır giyim sanayii, sağladığı en yüksek dış ticaret fazlası, istihdam ve brüt katma değeriyle, ülkemizin her daim önemli itici gücü olma iddiasını sürdürecektir. Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Kayhan, “Sendikamızın önemli iddiası da üyesi bulunduğu uluslararası alanda sektörümüzü etkileyecek küresel değişimlerin belirlenmesinde, görüşlerine başvurulan değerli bir referans noktası haline gelmektir” dedi.
Kuruluşundan bugüne Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası, üretim, istihdam ve ihracat alanında yaptığı çalışmalar ile sektörün rekabet gücünü arttırırken bir yanda da küresel düzeyde de önemli sorumluluklar üstleniyor. Yıllardır dünyanın en saygın uluslararası tekstil ve hazır giyim kuruluşlarına üye olan ve bunların yönetimlerinde yer alan bir sivil toplum kuruluşu olarak, sektörün geleceğinin belirlendiği platformlarda küresel politikalara yön veriyor.
SEKTÖR DESTEKLENMELİ
Sendikanın yurtiçinde yaptığı çalışmalar ve aldığı görevleri değerlendiren yetkililer, şu değerlendirmeyi yaptı: “Tekstil sektörü geleneksel olarak ülkemizin istihdam, dış ticaret, üretim gibi kritik göstergelerine olumlu katkıda bulunan yegane sektörlerimizden biridir. Cari açık ve işsizlik sorunlarına çareler arandığı süreçte, sektörümün katkısının ne kadar stratejik olduğu gözden kaçmamalı, üretilecek politikalarla tekstil ve hazır giyim sanayimiz desteklenmelidir. Sendikamız, asli görevimiz olan organize çalışma hayatının düzenlenmesinin yanısıra gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında üyelerimizin ve sektörümüzün çıkarlarını korumak için önemli faaliyetlerde bulunuyoruz. Bu faaliyetlerimizin neticesinde de hedefimiz, sektörümüz adına ülkemizde ve dünyada bilgi üreten önemli bir referans noktası hüviyetine sahip olmaktır. Yurtiçinde üyelerimizi ve sektörümüzü başta çatı kuruluşumuz TİSK olmak üzere, TOBB Sektör Meclisleri ve ilgili bakanlıklar nezdinde temsil ediyoruz. Yarattığı istihdam ve desteklediği yan sektörler ile etki alanı oldukça geniş olan sektörümüz için ülkemizin ekonomi ve ticaret politikalarıyla uyumlu çalışmalar yapıyoruz. Örneğin, mesleki ve teknik eğitime verdiğimiz destekle sektörümüzün önemli problemlerinden biri olan kalifiye eleman eksikliğini bertaraf etmeye çalışıyoruz.”
LOBİ YAPIYORLAR
Yaptıkları çalışmalarla sektöre yön verirken, küresel alanda da etkin kuruluşlarda söz sahibi olduklarını anlatan yetkililer, şu değerlendirmeyi yaptı: “Uluslararası alanda ise; dünyada sektörümüzü ilgilendiren tüm gelişmeleri sürdürülebilirlikten, dijital dönüşüme, inovatif materyallerden, yeni iş modellerine yakından takip ediyoruz. Bunun için Avrupa Tekstil ve Hazır Giyim Konfederasyonu (EURATEX), Uluslararası Tekstil Üreticileri Federasyonu (ITMF), Uluslararası Yünlü Tekstil Teşkilatı (IWTO) gibi pekçok uluslararası sektörel kuruluşta sadece üye olmakla kalmayıp, yönetimlerinde önemli roller de almaktayız. Bu platformlarda sektörümüz adına lobi yapıyor, aleyhimize sonuçlanabilecek gelişmelere karşı önceden manevra yapabilme şansı yakalamış oluyoruz.
Tekstil sektörünün Avrupa Birliği (AB) nezdindeki çatı kuruluşu olan EURATEX’te, sektörümüzü uzun yıllardır temsil ediyoruz. Bunu, ‘Türkiye’nin tam üyeliğinden önce tekstil sektörü olarak AB’ye üye olduk’ diye dahi ifade edebiliriz. Üstelik, kuruluşun Yönetim Kurulu’nda Almanya, İtalya ve Fransa ile birlikte en güçlü şekilde yer alıyoruz. Bu durum, haziran ayında yapılan Genel Kurul’da da değişmedi ve yine Sendikamız yanında sektörümüzün diğer kuruluşları İTKİB, İHKİB ve TGSD olmak üzere 4 üyeyle Yönetim Kurulu’nda ülkemizi temsil ediyoruz. Böylece AB’nin tekstilde 5 milyar Euro satış ile ikinci tedarikçisi ile ve hazır giyimde 9.5 milyar Euro ile üçüncü tedarikçisi olarak AB’nin sektörel politikalarında da söz sahibi oluyoruz.
Örneğin; Gümrük Birliği ve AB’nin diğer ülkelerle imzalamakta olduğu Serbest Ticaret Anlaşmaları, REACH Direktifi ve Emisyon Ticareti, rekabet kuralları gibi konularda gelişmelerden endüstrimizin olumsuz etkilenmemesi için çalışmalara katılıyoruz. AB ile politik ilişkilerimiz son dönemde durağan olarak gözükse de biz sektörümüzün uyumu için geri planda çalışmaya devam ediyoruz.
Küreselleşme, ticarette yadsıyamayacağımız bir gerçek. Uzakların artık yakın olması, ticaret ağlarını geliştiriyor ve daha karmaşık bir hale getiriyor. Bugün uluslararası bir perakende zincirinden aldığınız gömleğin ipliği başka, kumaşı başka bir ülkede üretiliyor, kolu başka bir yerde takılıp, başka bir ülkede etiketlenerek kapınıza kadar geliyor. Böylesine hızlı ve rekabetçi bir ortamda sektörümüzün pazar kaybetmemesi ve hatta yeni pazarlara açılması için çalışıyor, uluslararası işbirliklerimizi arttırıyoruz.”
ÇİN’DEN AVRUPA’YA DEĞER ZİNCİRLERİ
ULUSLARARASI işbirliklerine örnek veren yetkililer, “Şimdiye dek en büyük rakip, adeta ‘korkulu rüya’ olarak gördüğümüz Çin ile ilişkimizi değiştirmemiz artık şart. Özellikle Tek Kuşak Tek Yol (One Belt One Road-OBOR) girişiminin tamamlanmasıyla, Çin’in tekstilde Avrupa’ya daha yakın olması ve aslan payını almaya devam etmesi kaçınılmaz bir gerçek. Bizim de hala en önemli müşterimiz ve ticaret ortağımız olan Avrupa’da var olmaya devam etmek için yapmamız gereken, Çin ile savaşmak yerine ortak alanlar yaratarak işbirliği yapmaktır. Çin’den Avrupa’ya uzanan değer zincirinin bir parçası olacak politikalar üretmeliyiz. Sendika olarak geçtiğimiz aylarda bu konuda kayda değer gelişmeler kat ettik. Çin tekstil sektörünü ulusal seviyede en üst düzeyde temsil eden Çin Ulusal Tekstil ve Hazır Giyim Konseyi (CNTAC) ile Türk–Çin Tekstil ve Hazır Giyim Diyaloğu toplantısını sendikamız ev sahipliğinde gerçekleştirdik. Aralarında tekstil dünyada söz sahibi isimlerden biri olan CNTAC Başkanı’nın da yer aldığı büyük bir sektörel heyeti İstanbul ve İzmir’de ağırladık; kendilerine yetkinliklerimizi anlatma ve gösterme şansımız oldu” dedi.
SEKTÖR NASIL BÜYÜDÜ?
Tekstil özelinde; Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) verilerine göre, dünya sıralamasında Türk tekstil ihracatı 2011 yılında 8. sıradayken, 2013 ve 2016 yılları arasında 5. sırada yer aldı. TÜİK verilerine göre 2017 yılında ülkemiz tekstil ihracatı 12 milyar dolardır.
DTÖ verilerine göre hazır giyim sektörü ihracatı ise dünyada 2012 yılında 5. sıradayken, 2013 yılından sonra Vietnam ve Hindistan’ın yükselişiyle 7. Sırada düşmüştür. TÜİK verilerine göre 2017 yılında hazır giyim ihracatımız 14,8 milyar dolardır.
AB’nin tekstilde Çin’den sonra en büyük ikinci tedarikçisi olan ülkemiz, 2017 yılında AB’ye 5 milyar Euro’ya yakın tekstil ihracatı yapmıştır. Hazır giyimde ise ülkemizin AB’ye 9,6 milyar Euro’luk ihracatı ile Türkiye, Çin ve Bangladeş’ten sonra gelmektedir (EURATEX).
İSTİHDAM
Dünyanın en büyük ikinci tekstil ve hazır giyim pazarı olan AB’de tekstil ve hazır giyim sektöründe 1,7 milyon kişi istihdam etmektedir(EURATEX). 2018 yılı Mart ayı verilerine göre ülkemizde ise 930 binden fazla kayıtlı tekstil ve hazır giyim çalışanı bulunmaktadır. Bu bağlamda, bizden 6 kat daha fazla nüfusa sahip AB’nin tekstil ve hazır giyim istihdamının yarısı kadar sektör çalışanımız yer almaktadır. Ayrıca tekstil ve hazır giyim sektörünün yarattığı istihdam ülkemiz istihdamının ortalama %7’sini, imalat sanayi istihdamının da %25’ini oluşturmaktadır (SGK).
YATIRIMLAR
Tekstil ve hazır giyim sektörü yatırım teşviklerine hızlı cevap veren ve katma değerli ürün üreten bir sanayidir. Tekstil ve hazır giyim sanayisi 1 birimlik yatırıma karşılık 3 birimlik brüt katma değer yaratma potansiyeline sahiptir. Ayrıca 2017 yılında gerçekleşen 2 milyar dolardan fazla sabit yatırım değeri ile imalat sanayi toplamının %21,2’sini oluşturmaktadır ve bu yatırımlar ile yarattığı istihdam 40 binin üzerindedir.
Makine yatırımları, bir endüstrinin kapasitesine yönelik en önemli göstergelerden biridir. ITMF verilerine göre, Türkiye iplik ve dokuma makinalarına en çok yatırım yapan ülkeler arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Bu da yatırımcıların sektöre olan güvenini ve kararlılığını göstermekte; sektörün geçtiği modernizasyon sürecine dair ip uçları vermektedir.
TEKNİK TEKSTİL
Ülkemiz teknik tekstil ihracatı 2016 yılında 1,5 milyar dolar değerindeyken 2017 yılında %7 artarak 1,6 milyar dolara ulaştı. Tekstil ürün grupları içerisinde ise teknik tekstil ihracatının payı %13’tür.
Ülkemizin teknik tekstil ihracatını en fazla yaptığı ilk 10 ülke aşağıdaki grafikte yer almaktadır. (İTKİB Toplam Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2017 yılı ihracat performans raporu)
AR-GE VE TASARIM MERKEZLERİ
Ülkemizde mevcut 904 aktif Ar-Ge merkezinin %6,4’ünü tekstil sektörüne aittir. Ayrıca, toplamda 220 aktif tasarım merkezinin de %24’ünü sektörümüz oluşturmaktadır. (Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı)