Güncelleme Tarihi:
Hayatımı ortaya koyup alabildim
“29 yıl dağda taşta öğretmelik yaptım. Ailemle birlikte tüm hayatımı, birikimi ortaya koydum. Bir kendime bir de oğluma ev aldım. 2011’de parasını verdim,
Projeden kendi ve oğlu için birer daire aldığını söyleyen Kemal Kardeş, “En iyi oyuncularla reklam yaptılar. Meğer ruhsatı yokken inşaata başlamış, satış ofisi kurmuş. İlçe belediyesi neden göz yumdu. Ben bu evleri almak için hayatımı ortaya koydum. Oğlum nişanlıydı onla aynı yerde yaşarız diye 2 ev aldık. Oğlum evlendi torunum 5 yaşında ama hala ortada ev yok. Bu firma sözleşmede olmasına rağmen bize gecikme faizi ödemek bir yana, bir de yeniden para verin diyor. Bu nasıl bir hak, adalet” dedi.
Projeden bir ev bir de dükkan alan Zafer Yılmaz ise, “Ukra İnşaat bizden ek ödeme talep ediyor. Bir kere ağzımız yandı, ortada ev yok nasıl para ödeyelim. ‘Tapumuzu verin ödeme yapalım’ diyoruz ona da yok diyorlar. Son olarak da Özyurtlar adlı firma devreye girdi ve yarım kalan inşaatı bitirmeye talip oldu. Mağdurlar adına onlarla görüşmeye gittik. Şimdi onlar da bizi muhatap kabul etmiyor” diye konuştu. Söz konusu proje Ödül İstanbul adı ile Özyurtlar İnşaat tarafından yeniden hayata geçiyor. Süreci sorduğumuz Özyurtlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt, “Ukra İnşaat arsa sahiplerinden biri. Hukuken ve mali olarak onlarla anlaşmak zorundaydık. Ukra İnşaat’a daha önce sattıkları ev kadar ev veriyoruz. Artık bir mağduriyet olmayacak. Ukra’dan muvafakatne alan her vatandaşın evi bizde. Bu proje artık kurtarıldı” dedi.
Şantiyede zoraki yaşam
UZUN yıllardır tamamlanamayan projelerle gündeme gelen Fi Yapı’ya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) yetkilileri kayyum olarak atanmıştı. Firma 5 bin 500 konutzede yarattı. Esenyurt bölgesinde yer alan Fi Tower projesi ziyaret ettik. Siteye girerken ağır kokular dikkat çekiyor. İçerisinde gezince ise projede can güvenliğini tehdit eden noktalar göze çarpıyor. Açık elektrik panoları, kapatılmayan asansör boşlukları proje sakinlerini tedirgin ediyor. Markalı konut denilen projede havuz dahi doldurulmamış, dış kapılar takılmamış. Projeden ev sahibi olan iki vatandaş ise yaşadıklarını söyle anlatıyor, “1755 dairelik bir proje burası. Yaklaşık 1000 evde oturan var. Başka şansı olmayan vatandaş geldi, natamam verilen evin içini yaptı ve yerleşti. 25 katlı bloklarda hidrofor yok, su üst katlara gündüz gitmiyor, gece de az akıyor. Asansörler arızalı insanlar 20 kat yürüyor. Bir de bu proje için belediye lüks konut vergisi alıyor.” Fi Yapı’nın yarım kalan bir diğer projede Fi Side. 3 bin 380 konutluk projede blokların bir kısmı yükselse de henüz teslimat yok. Fi Yapı Mağdurları Platformu Başkanı Ömer Arıca ve projede ev alan vatandaşlar, “Aileler yıkıldı, eşler boşandı, intihar girişiminde bulunanlar oldu. Yıllardır mücadele ediyoruz ama hala bir gelişme yok” dedi.
10 aydır tek çivi çakılmadı
KONUTLARINI teslim alamayanlar Esenyurt bölgesi ile sınırlı değil. İstanbul’un hatta ülkenin birçok noktasında benzer sorunlar yaşanıyor. FETÖ operasyonu kapmasında Anadolu Sulh Ceza Hakimliği’nin kararıyla Dumankaya ailesine bağlı şirketlere TMSF yetkililerinin kayyım olarak atanmasına karar verilmişti. Kayyum atanmasının üzerinden 10 ay geçti. Şirketin 5 konut projesinde çalışmalar durdu. Aileleriyle birlikte 10 bin kişi evlerin teslim edilmesini ve tapuların alınmasını bekliyor. Sürece TMSF’nin dahil olmasından memnun olduklarını belirten daire sahipleri, “10 ay önce kayyum atanınca mutlu olduk, arkamızda devlet var bu sorun çözüme kavuşur dedik. Ancak 10 ayda çivi çakılmadı.
Defalarca görüştük, dilekçe verdik. Ama bize projelerin ne zaman başlayacağını söyleyen yok. Bu belirsizlik süreci yüzünden yüzlerce kişi uykusuz geceler yaşıyor. Yeni ev umuduyla yatırım yapan vatandaşlar hem kredi ödüyor, hem de kira. Evini satıp peşinat yapalar teslim tarihi geçtiği halde evini alamıyor, teslim aldığı dairenin tapusunu alamayan var. Sancaktepe’de henüz inşaat seviyesi yüzde 8’de olan proje var. Bizim isteğimiz süreçle ilgili sağlıklı bilgi almak. Biz sözleşmeyi fesih edip çıkamıyoruz, evi de teslim alamıyoruz. Arada kaldık. Üstelik biz kendimizi konutzede değil ‘terörzede’ olarak görüyoruz. Finansman sorunu olan, sokak arası müteahhitten ev almadık. Bir dönem ülkenin önde gelen konut üretici olan bir firmaya güvendik. Üstelik ev alanların çoğu orta gelirli vatandaş. Bu sorunun çözümü için devletten destek bekliyoruz” dedi.
Paramız buhar oldu
MAKROM İnşaat’tan ev alan Fahri Kaygu 2014’den bu yana teslimleri beklediklerini belirtti ve “Biz evleri müteahhit firmadan alırken, firma bizim evlerimizi arsa sahibi olan Kayıkçı ailesine sattı. Müteahhit firma ile arsa sahibi danışıklı dövüş halindeler. Olan vatandaşa oldu” dedi. Bulut İnşaat’tan 5 yıl önce ev alan 77 yaşındaki Şaban Yılmaz ve 67 yaşındaki Aysel Yılmaz da mağdurlar arasında. Daire parasını peşin ödediklerini belirten Aysel Yılmaz, “Reklamları gördük, gittik maketten evi aldık. Hala proje yok. Başvurmadığımız yer kalmadı. Paramız buhar oldu, sürünüyoruz” dedi.
Davalar sürüyor
MAĞDURLARIN avukatı Orhan Boran ise Esenyurt bölgesindeki mağduriyetler için şunları söyledi: “Fi Yapı için TMSF ile uzlaşma çalışmaları sürüyor. Bulut İnşaat ise en umutsuz durum. Filen açık bir şirket ama üzerinde hiçbir mal varlığı yok. Şirketin sahibi hakkında yakalama kararı var. Makrom İnşaat evleri vatandaşa sattı, sonra projeyi arsa sahibine devretti. Ev alan vatandaş ortada kaldı. Arsa sahibi de arsayı başkasının üstüne geçirdi. Danışıklı işlem davası açtık. Tutuksuz yargılanma sürüyor. Acunkent İnşaat da umutsuz durumlardan biri. Yüzlerce mağdur yarattı. Arsa üzerinde hacizler var ve satılması söz konusu. Ukra İnşaat ise mahkemenin atadığı kayyum kontrolünde. Bir projesini Özyurtlar İnşaat bitirmek üzere devraldı. Vatandaşların bir kısmı Ukra’nın istediği bedeli ödüyor ve muvafakatme alıp tapu bekliyor, bir kısmı da bunu kabul etmiyor. Ukra için Ağır Ceza Mahkemesi’ne açılan dolandırıcılık davası ve bireysel davalar sürüyor.” Avukat Boran, sorunların çözümü için yeni bir tüketici yasasına ihtiyaç olduğunu, inşaatlara bitirme sigortası getirilmesi gerektiğini ifade etti.
FETÖ soruşturması kapsamında kayyum ataması yapılan Dumanka'nın da çok sayıda mağduru bulunuyor.
Tapuları bankaya ipotek verdi
TMSF yöneticilerinin kayyum olarak atandığı bir diğer şirket ise Gaziantepli Uğur İnşaat. Şirketin üç sahibi tutuklanırken biri ise firari durumda. 870’e yakın daire üreten Uğur İnşaat, söz konusu daireleri bitirmesine karşın tapular teslim edilmedi. Söz konusu tapular üzerinde bankaların ipoteği bulunuyor. Çok sayıda bankadan alınan kredi nedeni ile 7 yıla yakın bir süreden beri tapular alınamıyor. Sulh Ceza Hakimliği’nin atağı kayyum heyeti ile yakın temas içinde oldukları belirten bir kısım mağdur ailenin Avukatı Coşkun Demir, şirketin bankalara 100 milyon TL seviyesinde borcu olduğunu kaydetti. Av. Demir, söz konusu dairelerin bankalar tarafından satışına engel olacak tedbir kararı aldırdıklarını da aktardı. FETÖ soruşturması kapsamında şirketlerine kayyum atanan Kavuklar Grubu’nun da yarım kalan bir dizi gayrimenkul projesi buluyor. Gruba ait Bayraklı Tower’de bulunan lüks ofis katları kayyum heyeti tarafından satışa çıkarılmıştı.
ARSA SATIŞI BEKLENİYOR
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli geçtiğimiz aylarda konuyla ilgili yaptığı açıklamada ise şöyle demişti: “Özellikle TMSF’ye devredilen ve konut alanında faaliyette bulunan şirketlerin bir kısmıyla ilgili ciddi mağduriyetler ve sıkıntılar var. Bunlardan bir tanesi Fi Yapı. Fi Yapı şu anda kayyum sıfatıyla TMSF’de. 5 bin 500 civarında konutun parası alınmış, tamamı tahsil edilmiş ama tamamlanmamış. Tamamlanma oranları değişik seviyelerde. Kaynağı da yok. Firmanın bunları tamamlayacak 250 milyon lira civarında bir kaynağa ihtiyacı var. Şöyle güzel bir gelişme oldu. Bir yerde bir arazisi olduğunu anladık. Bununla ilgili değerlemeler yapıldı. Onu paraya çevirerek kalan kısmı tamamlayıp bütün mağduriyetleri inşallah gidereceğiz.”
ALTERNATİF BİR ÇÖZÜM BULUNMALI
Gayrimenkul Hukuku Uzmanı Av. Resul Özmen "Bu sorun maalesef kronik bir hal aldı ve olması gerekenin aksine mağduriyet artarak büyümeye devam ediyor. Meseleye iki açıdan bakmak lazım. Birincisi, FETÖ operasyonları dolayısıyla kayyum atanan şirketlerde amaç, devletçe bir terör organizasyonu olarak kabul edilen yapılanmanın kayyum eliyle çökertilip batırılarak bir nevi terörün finansman kaynağının kurutulması mı olmalı? Yoksa projenin sonuca ulaştırılarak nihai tüketicilere taahhüt edilen bağımsız bölümlerim teslim edilmesi mi olmalı? Görünen o ki devletin kendini koruma refleksi vatandaşların mağduriyetine göre daha çok önemseniyor.
Bunun anlaşılabilir ve kabul edilebilir bir tarafı var. Ancak yaratılan mağduriyeti gidermek için alternatif bir çözüm üretilmesi de şart görünüyor. İkincisi FETÖ kapsamı dışında kalan mağduriyetlerde müteahhitlerin, tamamlayamadıkları projeler için ekonomik gerekçelerin ardına sığınarak dolandırma kasıtlarının olmadığı savunması karşısında savcılıklarca kovuşturmaların takipsiz bırakılması. Yapmadan satmaya başladığı projesini bitirip bitiremeyeceğini basiretsizce kestiremeyen yükleniciye ceza verilmesi gerektiğine dair emsal kararların varlığına rağmen savcıların bu tür vakıalara iki taraf arasında hukuk mahkemelerince çözüme kavuşturulması gereken bir ihtilaf olarak bakması. Savcıların bu konulardaki kifayetsizliği ve başarısızlığı malesef dolandırıcıları cesaretlendirerek mağduriyetlerin artmasında neden olmakta. Bu konu yasal bir düzenlemeye konu edilmeli ve güvence sağlanmalı. Kanaatimce gerçekten istenirse bu sorunların çözümü mümkün."