ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Güncelleme Tarihi:

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Oluşturulma Tarihi: Aralık 11, 1997 00:00

Haberin Devamı

193 SAYILI GELİR VERGİSİ KANUNU İLE İLGİLİ DEĞİŞİKLİKLER

MADDE 19- 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergsi Kanununun 1'inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

``Madde 1- Gerçek kişilerin bir takvim yılı içinde elde ettikleri gelirleri gelir vergisine tabidir.

Gelir, tasarruf veya harcama konusu olana her türlü kazanç ve iratların safi tutarıdır.

MADDE 20- 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 2'inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

`` Madde 2- Gelire giren kazanç ve iratlar şunlardır:

1. Ticari kazançlar

2. Zirai kazançlar

3. Ücretler

4. Serbest meslek kazançları

5. Gayrimenkul sermaye iratları

6. Menkul sermaye iratları

7. Kaynağına bakılmaksızın diğer her türlü kazanç ve iratlar

Bu Kanunda aksine hükük olmadıkça yukarıda yazılı kazanç ve iratlar gelirin tespitinde gerçek ve safi miktarları ile nazara alınır.

MADDE 21- 31.12.1960 tarihli ve 193 sayısı Gelir Vergisi Kanununun 9'uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

1. Motorlu araç kullanmadan gezici olarak veya bir işyeri açmaksızın perakende ticaretle uğraşanlar ile doğrudan doğruya tüketiciye iş yapan küçük sanat erbabı,

2- Nehir, göl ve su geçitlerinde motorsuz veya 40 rüsum tonilatoya kadar motorlu nakil vasıtaları işletenler,

3- Motorlu araç kullanmadan nakliyecilik yapanlar

4- Ziraat işlerinde kullandıkları motor, traktör gibi araçlarla nakliyeciliği mutat hale getirmeksizin ücret karşılığında taşımacılık yapan çiftçiler

5- Köylerde gezici olarak her türlü sanat işleriz ile uğraşanlar ile aynı yerlerde aynı işleri bir işyeri açmak suretiyle yapanlardan 47'ci maddede yazılı şartlara haiz bulunanlar,

6- Evlerinde el emeği ile ürettikleri ürünleri bir işyeri açmaksızın satanlar,

7- Yukarıdaki 1-6 numaralı bentlerde sözü edilen işlerle benzerlik gösterdikleri, Maliye Bakanlığınca kabul edilen ticaret ve sanat işleriyle uğraşanlar,

Gelir vergisinden mutaftır.

Ev, giyim, zati, süs eşyaları ile pazar takibi suretiyle gıda maddelerini ve sabit işyerlerinin önünde o işyerlerinde satışı yapılan aynı neviden malları sergi açmak suretiyle satanlar ile 51'ince madde kapsamına giren esnaf muaflığından faydalanamazlar.

Esnaf muaflığı şartlarını topluca taşıyanlar bu muaflıktan yayarlanabilmek için belediyeden ``Esnaf Muaflığı Belgesi'' almak zorundadır. Bealediyelerce esnaf muaflığı belgesi bir takvim yılı için verilir.

Esnaf muaflığı belgesinin şekil ve muhtevasını tayın ve tespitte ve uygulamaya ilişkin usulleri belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

Esnaf muaflığından faydalananlar feliyetleriyle ilgili olarak satın aldıkları mallara ve giderleride ilişkin, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden aldıkları belgeleri saklamak zorundadırlar. Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre yoklamaya yetkililer veya belediye zabıtalarınca yapılan denetimlerde, vergiden muaf esnafın bir takvim yılı içinde bir defa mal alış ve giderlerine ilişkin belgeleri yanında bulundurmadığının veya bulundurduğu belgenin satışını yaptığı mal ve hizmetle ilişkisinin olmadığı tespiti halinde ''Esnaf Muaflığı Belgesi'' iptal edilir. Belgesi iptal edilenlerden muaflık şartlarını taşıyanlar, aynı faliyete devam etmek istemeleri halinde yeniden belge almak zorundadırlar.

Bir işyeri açmaksızın münhasıran gezici olarak Milli Piyango biletleri satanlar ile 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre kapıdan satış yapanlar yukarıdaki şartlarla sınırlı olmaksızın gelir vergisinden muaftır.

Bu muaflığın 94'üncü madde uyarınca tevkif suretiyle kesilen vergiyle şümulü yoktur.

MADDE 22-31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 21'inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şeklinde değiştirilmiştir.

``Binaların mesken olarak kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde elde edilen hasılatın 120.000.000 lirası gelir vergisinden istisnadır. İstisna haddi üzerinden gelir elde edilip beyan edilmemesi veya eksik beyan edilmesi halinde, bu istisnadan yararlanılamaz.

MADDE 23-31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 23'üncü maddesinin 2 numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve 11 numaralı bendine aşağıdaki hüküm eklenmiştir.

``Yukarıda yer alan kurumlardan emekli, maluliyet, dul ve yetim aylığı alanlar dışında kalan kişilere, 10 yıl süre ile pirim veya aidat ödenmiş olmak kaydıyla Türkiye'de kain ve merkezi Türkiye'de bulunan sigorta şirketleri ve yardım sandıkları tarafından ödenen emekli, maluliyet, dul ve yetim aylıkları (ödenen aylıklar yukarıda belirtilen kurumlar tarafından ödenen aynı nitelikteki aylıkların en yüksek tutarından fazla ise aradaki fark ise ücret olarak vergiye tabi tutulur.)''

MADDE 24-31.12.1960 tarıhli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 25'inci maddesinin 3 numaralı bendine aşağıdaki hüküm eklenmiştir.

``Yukarıdaki belirtilenler dışında kalan kişilere, 10 yıl süre ile prim veya aidat ödenmiş olmak kaydıyla Türkiye'de kain ve merkezi Türkiye'de bulunan sigorta şirketleri ve yardım sandıkları tarafından ödenen ikramiye, iade olunan mevduat veya toptan yapılan ödeme tutarının, yukarıda yer alan kurumlar tarafından yapılan aynı nitelikteki ödemenin en yüksek tutarını aşmayan kısmı (aşan kısmı ücret olarak vergiye tabi tutulur)

MADDE 25-31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa 202 Sayılı Kanunun 16'ıncı maddesiyle eklenen ek1, ek3 ve ek4'üncü maddeleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, ek5'inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki (d) bendi eklenmiştir.

``Ek Madde 1-Dar mükellefiyete tabi olanlar dahil, ticari veya zırai kazançları üzerinden vergiye tabi mükelleflerin (adi ortaklıklar, kollektif, adi komandid şirketler ile kurumlar vergisi mükellefler dahil) yatırım indiriminden faydalanması kabul edilmiş bulunan yatırımlar için Yatırım Teşvik Belgesinde gösterilen bir sonraki yıl yapacakları harcama tutarı, bu bölümde yazılı şartlar dahilinde ilgili kazançlarından indirilir. Yatırım teşvik belgesinin alındığı yılda yapılan harcamalar da indirim konusu yapılır.

Yapılan harcama tutarının, bir önceki yıl kazançlarından indirilen tutardan düşük olması halinde fark, hesap dönemi sonunda kazanca eklenir. Harcama tutarının indirilen tutardan fazla olması halinde ise fark, harcamanın yapıldığı yıl kazancından indirilir.

Yatırm Teşvik Belgesi aranmaksızın yapılan yatırımlar, yatırım harcamasının yapıldığı yıl kazancından indirilir.

``Ek Madde 3- Yatırım indirimine, kaynağı ne olursa olsun ek 2'inci maddede yazılı şartları taşıyan yatırımlarla ilgili harcamalardan, bina, makina, tesisat ve deniz taşıma araçlarının (sadece işletmenin esas faliyeti konusu ile ilgili olanlar) yeni olanların maliyet bedelleri esas teşkil eder.

Aktif değerlerin yeni olmasından maksat, bunların yurtiçinde veya dışında daha önce hiçbir şekilde kullanılmamış bulunmasıdır. Yurtdışında kullanılmış olsa dahi Hazine Müsteşarlığınca uygun görülen makine ve tesislerin ithali halinde, bu aktif kıymetler yatırım indirimi uygulanması bakımından yeni kabul edilir.

Personel lojmanları ve idare binası inşaası ve tefrişi, arazi veya arsa tedariki, yedek parça temini, esas proje dışında münferit tesisat, makine, araç mubayası için yapılan harcamalara yatırım indirimi uygulanmaz. İnşaa edilmiş olarak veya inşaa halinde satın alınan binaların satın alma bedeli üzerinden yatırım indirimi yapılmaz.

Yatırım indiriminin oranı, yatırım miktarının, kalkınmada öncelikli yörelerde yüzde 100'ü, kalkınmada öncelikli yöreler dışındaki organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinde yüzde 50'si, diğer yörelerde ise yüzde 30'udur.

Ek Madde 4- Yatırım indiriminin uygulanmasına, Yatırım Teşvik Belgesi'nin alındığı veya yatırım konusu teşkil eden aktif değerlere ilişkin harcamaların yapıldığı hesap döneminden itibaren başların ve indirimden faydalanacak miktara ulaşıncaya kadar devam olunur.

Yapılan yatırım harcamalarının ilgili yıl kazancından indirilemeyen kısmı, izlenen yıllarda Vergi usul Kanunu hükümlerin göre bu yılllar için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınır. (Teşvik belgesiz yatırımlar bu maddedeki yeniden değerleme hükümlerinden yararlanamaz)

Her yatırım için faydalanılacak indirim tutarı, o yatırım içinde yer alan indirimden yararlanabilecek aktif değerlerin kıymetleri toplamına, Yatırım Teşvik Belgesinde yer alan indirim oranının uygulanması suretiyle hesaplanır.

Birden fazla Yatırım Teşvik Belgesi almış mükelleflerin safi kazancının yetersizliği nedeniyle yararlanılamayan indirim tutarının bulunması halinde, öncelikle önceki yıllarda taamen uygulanmamış olan eski yatırımlarla ilgili devreden indirimler, daha sonra yeni yatırımlara ilişkin indirimler, önceki dönemlerde yapılan ve indirilemeyen tutarın bulunmaması halinde ise bir yıl sonra yapılacak yatırımlarla ilgili indirimler uygulanır.

D) Yatırım harcamalarının süresinde yapılmaması halinde:

Teşvik belgesi yatırımlarda, her yıl itibariyle gerçekleştirilmesi öngörülen ve yatırım indirimi uygulanmasından yararlanan yatırımın en az yüzde 85 oranında gerçekleşmemesi halinde eksik yapılan harcama dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler gecikme faizi ile birlikte tahsil olunur.

MADDE 2631.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 46'ıncı maddesinin başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

``Basit Usulde Ticari Kazancın Tespiti:

Madde 46-47 ve 48'inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticaret ve imalat işlerinden sağladıkları kazançları basit usülde tespit olunur.

Basit usülde ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler arasındaki müspet farktır. Bu fark yapılan faliyetlerle ilgili olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre alınması ve verilmesi mecburi olan alış ve giderler ile hasıyatlara ilişkin belgelerde yazılı tutarlara göre hesaplanır. Bu suretle tespit ve beyan olunan kazanç vergi tarhına esas alınır.

Basit usülde vergilendirilen mükellefler, faliyetlerine ilişkin mal alış ve giderleri ile hasılatlarını gösteren belgeleri ayrı ayrı dosyalarda saklamak zorundadırlar. Bu belgelerin kayıtları, mükelleflerin kayıtlı bulunduları meslek odalarının oluşturdukları bürolarda tutulur. Bu bürolarda 3568 sayılı kanuna göre yetki almış yeterli sayıda meslek mensubunun çalıştırıması zorunludur. Ancak dileyen mükellefler bu kayıtları doğrudan doğruya kendileri de tutabilirler. Bu büroların kayıt, tasdik ve vergi dairesine karşı yükümlükleri ile ilgili diğer usuller Maliye Bakanlığınca belirlenir. Bu usulde vergilerdirilenler, defter tutma hariç 2'inci sınıf tüccarlara ilişkin hükümlere tabidirler.

Basit usule tabi ticaret erbabından, sahte ve muhteviyetı itibariyle yanıltıcı belge düzenlediği veya kulandığı tespit edilenler bu madde hükümlerinden yararlandırılmaksızın gerçek usulde vergilendirilir.

Aynı işte ortak olarak çalışanlar hakkında 47'inci maddede yazılı yıllık kira bedeli ve 48'inci maddede yazılı iş hacmi ölçüleri toplu olarak diğer şartlar ortakların her biri için ayrı ayrı aranır. Ortaklarından birisi gerçek usule göre gelir vergisine tabi bulunan ortaklıklarda, diğer ortakların ticari kazancı da gerçek usulde tespit olunur. Adi ortaklık halinde çalışanlardan aynı zamanda diğer şahsi bir işle de iştigal edenlerin gerçek veya basit usulden hangisine göre vergilendirileceği, 47'inci maddenin 3 numaralı bendi ile 48'inci maddede yer alan ölçülerden şahsi işine ait olanlara ortaklıklarıdan hissesine düşen miktarın eklenmesi suretiyle tespit olunur. Şahsi için mevcit olmaması halinde, muhtelif ortaklıklardaki hisselerin toplanması ile yetinilir.

Basit usule tabi olmanın şartlarından herhangi birini takvim yılı içinde kaybedinler, ertesi takvim yılı başından itibaren gerçek uisulde vergilendirilirler. Basit usulun şartlarına haiz olanlardan, bu usulden yararlanmak istemedikleri yazı ile bildirenler, bu talepleri doğrultusunda takip eden ay başından, yeni işe başlayanlan ise başlama tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirilir. Herhangi bir şekilde gerçek usulde vergilendirilecek olanlar ve gerçek usulde vergilendirilen mükellefler, bir daha hiçbir şekilrde basit usule dönemezler. Bu kişilerin aynı türden iş yapan eş ve çocukları da bu faaliyetleri nedeniyle basit usulden yararlanamazlar.

MADDE 27- 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 47'inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

``Basit usule tabi olmanın genel şartları;

Madde 47- Basit usule tabi olmanın genel şartları şunlardır;

1. Kendi işinde bilfiil çalışmak ve/veya birden fazla işçi çalıştırmamak,

2. Ticari, zirai veya mesleki faaliyetler dolayısıyla gerçek usulde gelir vergisine tabi olmamak,

3. İşyeri mülkiyetinin iş sahibine ait olması halinde emsal kira bedeli, kiralık olması halinde yıllık kira bedeli toplamı 120 milyon lirayı aşmamak,

Bu tutar, büyşükşehir belediye sınırları (mücavir alan sınırları dahil) içinde yüzde 100 artırılarak kalkınmada öncelikli yörelerde yüzde 50 indirilerek uygulanır.

2 ve 3 numaralı banet hükümleri öteden beri işe devam edenlerde takvim yılı başındaki, işe yeni başlayanlarda ise başlama tarihindeki duruma göre uygulanır.

MADDE 28- 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 48'inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

``Basit usule tabi olmanın özel şartları:

Madde 48- Basit usule tabi olmanın özel şartları şunlardır:

1. Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yılık alımlarının tutarı 4 milyar lirayı veya yıllık satışları tutarının 5 milyar lirayı aşmaması,

2. 1 numaralı bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşanların bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatının 2 milyar lirayı aşmaması,

3. 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılmaması halinde, yıllık satış tutarı ile iş hasılatı toplamının 4 milyar lirayı aşmaması.

Yukarıda belirtilen tutarlar büyükşehir belediye sınırları içinde faaliyette bulunanlar için (mücavir alan sınırları dahil) yüzde 25 artırımlı, kalkınmada öncelikli yörelerde faaliyette bulunanlarda ise yüzde 50 indirimli olarak uygulanır.

Tekele tabi maddelerle, damga pulu, milli piyango bileti, akaryakıt, şeker ve bunlar gibi kar hadleri emsailerine nazaran bariz şekilde düşük olarak tespit edilmiş bulunan emtiada, ilgili bakanlıkların mütalaası alınmak suretiyle, bu maddenin 1 ve 3 numaralı bentlerinde yazılı alım-satım hadleri Maliye Bakanlığınca tayin olunur.''

MADDE 29- 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 53'üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

``Zirai kazanç ölçüleri:

Madde 53- Zırai kazancın tespiti bakımından bir takvim yılı içinde nazara alınacak ölçüler şunlardır:

A- Arazi üzerinde yapılan zirai faaliyetlerde:

1'inci grup: Hububat ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı 610 dönüm

2'nci grup: Bakliyat, afyon, susam, keten, kendir ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı 210 dönüm

3'üncü grup: Ayçiçeği ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı 500 dönüm

4'üncü grup: Pamuk ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı 200 dönüm

5'inci grup: Çeltik ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı 115 dönüm

6'ncı grup: Pancar ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı 150 dönüm

7'nci grup: Patates, soğan, sarmısak ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı 125 dönüm

8'inci grup: Çay ziraatinde, ekili arazinin yüzölçümü toplamı 20 dönüm (mahsul verebilecek hale gelmeyenler hariç)

9'uncu grup: Tütün ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı 200 dönüm

10'uncu grup: Sebze ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı 150 dönüm

11'inci grup: Kavun ve karpuz ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı 135 dönüm

12'nci grup: Meyve verebilecek hale gelmiş fındık ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı 220 dönüm

13'üncü grup: Meyve verebilecek hale gelmiş bağ ve incir ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı 170 dönüm

14'üncü grup: Meyve verebilecek hale gelmiş antep fıstığında 750 ağaç

15'inci grup: Meyve verebilecek hale gelmiş zeytinliklerde 1200 ağaç

16'ncı grup: Meyve verebilecek hale gelmiş narenciyede 475 ağaç

17'nci grup: Meyve verebilecek hale gelmiş elmada 700 ağaç

18'inci grup: Muz ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı 3 dönüm

19'uncu grup: Meyve verebilecek hale gelmiş kayısıda 750 ağaç

20'nci grup: Meyve verebilecek hale gelmiş armut, kiraz, vişne, şeftalide 700 ağaç

21'inci grup: Diğer meyve ve ürün ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı 50 dönüm (meyve ve ürün verebilecek hale gelmeyenler ile palamut hariç)

22'nci grup: Büyükbaş hayvan sayısı 80 adet (iş hayvanları ile iki yaşından küçük, büyükbaş hayvanlar hariç)

23'üncü grup: Küçükbaş hayvan sayısı 315 adet (Bir yaşından küçük, küçükbaş hayvanlar ile kümes hayvanları hariç.)

Bakanlar Kurulu, Zirai Kazançlar Merkez Komisyonu'nun teklifi üzerine, bu ölçüleri gerekli gördüğü bölgeler için bir yıl uygulanmış olmak kaydıyla arazi ve ürün türlerine göre on katını aşmamak üzere artırmak veya azaltmak suretiyle yeniden tespite yetkilidir. Bu şekilde tespit olunan ölçüler, Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihi takip eden takvim yılı başından itibaren yürürlüğe girer.

Yukarıda yazılı ziraat gruplarının birkaç tanesinin içine giren zirai faaliyetlerin bir arada yapılması halinde, işletme büyüklüğü ölçüsü olarak en fazla iki gruba ait işletme büyüklükleri, bu gruplar için tespit olunan hadlerin yarısı olarak dikkate alınır.

Yukarıda zikredilen meyveli ve meyvesiz ağaçlarda meyve ve ürün verebilecek hale gelme durumu başlangıcı, Tarım, Orman ve Maliye Bakanlıklarınca müştereken tespit olunur.

B Arazi üzerinde yapılmayan zirai faaliyetler ile kara ve su avcılığında ve (A) bendinde işletme büyüklüğü ölçüsü gösterilmeyen zirai faaliyetlerde, Zirai Kazançlar Merkez Komisyonu'nun teklifi üzerine Bakanlar Kurulu'nca tespit edilen ölçüler dikkate alınır.''

MADDE 30- 31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 54'üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. ``Zirai kazancın tespiti: Madde 54: 53'üncü maddede yazılı ölçüleri aşmayan çiftçilerin kazançları, bu Kanunun 94'üncü maddesine göre tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirilir. Bu çiftçilerin tevkif yoluyla ödedikleri vergiler nihayi vergileridir. 53'üncü maddede yazılı ölçüleri aşan çiftçilerin kazançları ise gerçek usulde (zirai işletme hesabı veya diledikleri takdirde bilanço esasına) tespit olunur. Ticari veya mesleki kazançları dolayısıyla gerçek usulde gelir vergisine tabi olanlardan zirai faaliyette bulunanlar ile bir biçerdövere veya benzeri mahiyetteki bir motorlu araca veya birden fazla traktöre sahip olan çiftçiler ile sera ve çiçekçilik ziraatiyle iştigal edenler gerçek usulde vergilendirilirler. Bu hükmün tatbikinde, aile reisi ile birlikte yaşayan eş ve velayet altındaki çocuklara ait işletmeler ile ortaklık halindeki işletmelerde, işletme büyüklüğü toplu olarak nazara alınır. Ortaklıklarda, ortaklığın birden fazla işletmeye tealluk etmesi veya işletmelerin ayrı ayrı, mahallerde bulunması durumu değiştirmez. 52'nci maddede yazılı tek işletmelerde işletme birden fazla ortaklıklara ait olsa bile, bu ortaklıklara ait işletme büyüklüğü toplanmak suretiyle nazara alınır. Birden fazla zirai işletmede ayrı ayrı şahıslarla ortaklığı bulunanların işletme büyüklüğü ölçülerinin tespitinde ortaklık payları toplamı esas alınır. Gerek şahsi işletmesi gerek dahil bulunduğu ortaklıklar müstakilen işletme büyüklüğü ölçüsünün altında kaldığı halde, kendisine ait işletmelerin ve ortaklıklardaki payların toplamı bu ölçüyü aşan çitfçiler gerçek usulde vergilendirilir. Payları toplamı ölçüleri aşmayan diğer ortaklar tevkifat yoluyla vergilendirilirler. Yarıcılık ortaklık sayılır. Kazançları gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçiler, yazılı olarak vergi dairesine bildirmek şartıyla müteakip vergilendirme dönemi başından, işe yeni başlayanlar, işe başlama tarihinden itibaren gerçek usule geçebilirler. 53'üncü maddede yazılı ölçüleri aşanlar müteakip vergilendirme dönemi başından itibaren gerçek usule, gerçek usule tabi olanlardan bu ölçülerin altında kalanlar ise istemeleri halinde, müteakip vergilendirme dönemi başından itibaren zirai mahsulleri ve hizmetlerinin satış bedeli üzerinden yapılan tevkifat suretiyle vergilendirilirler.'' Kazançları tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirilen çiftçiler, adlarına düzenlenen müstahsil makbuzlarını almak ve saklamak zorundadırlar. Alıp saklamayan çiftçiler, çeşitli kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen avans, kredi, sübvansiyon, prim gibi aynı ve nakdi destek unsurlarından yararlanamazlar. Bu sistemin işleyişine ilişkin usuller, ilgili kuruluşların görüşleri de alınarak Maliye Bakanlığı'nca belirlenir.


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!