Güncelleme Tarihi:
GEÇEN yıl Türkiye ekonomisini piste inmiş bir uçak olarak niteleyen Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, küresel ekonomik dinamikler nedeniyle tedbiri elden bırakmamak gerektiği vurgusunu yapmak için, ‘Uçak piste indi ama henüz kemerlerinizi açmayın’ uyarısında bulunmuştu. Başçı 2013 yılı Türkiye ekonomisi için ise, ‘Uçaktan indik karayoluyla gidiyoruz’ benzetmesini yaparak, “Şu anda karayolunda ilerliyoruz. Biz Merkez Bankası olarak kuvvetli bir fren yapmıyoruz. Bunu yapmayacağımızı da geçen yıl Temmuz ayından itibaren de söylemeye başladık. Geçen Temmuz’da ayağımızı frenden çektiğimizi duyurduk. Şu anda gerektiğinde ufak ufak dokunuyoruz ama frene kuvvetli bir şekilde basmıyoruz” dedi.
YÜZDE 5 ENFLASYON
Merkez Bankası’nın önçelikli olarak ‘enflasyonu yüzde 5’e indirdik mi, indirebilecek miyiz, ne zaman indireceğiz’ bu konulara odaklandığını kaydeden Başçı, bugün Ankara’da açıklayacağı enflasyon raporunda, 2013 enfslasyon hedefinin yüzde 5 olacağını söyledi. Merkez’in ekimdeki 2013 enflasyon tahmininin yüzde 5.3 olduğunu hatırlatan Başçı, “Sigara, tütün artış varsayımımızla yaptığımız hedefleme oldukça uyumlu. Ama diğer faktörlere de bakacağız, işlenmemiş gıda, enerji varsayımlarımız nelerdir, ona göre yeni bir tahmin vereceğiz. Türkiye’ye gerçekten inanmak lazım, güvenmek lazım, Türkiye’nin iç dinamikleri inanılmaz güçlü. Biz sadece bir dengelenme olsun diye geçen yıl iç talebi bir miktar frenlemeye çalıştık. Bunu da özellikle yaptık ki artık şu cari açık problemini arkadada bırakalım tartışmayalım . Bu 2012 yılına has birşeydi. 2013’ten itibaren artık bu dengeli büyüme başladığında herkes gerçtekten Türkiye’nin büyüme ile ilgili hiçbir sıkıntısı olmadığını görecek” diye konuştu.
2012’nin son çeyreğindeki büyümenin ılımlı olarak nitelendirilebileceğini kaydeden Başçı şöyle devam etti: “Ama bir önceki çeyrekten, yani üçücü çeyrekten biraz daha güçlü. Bu yılın ilk çeyreğinin büyümesinin de 2012’nın son çeyreğine göre daha güçlü olmasını bekliyoruz. Bununla ilgili bazı öncü göstergeler var. İç talep çok çok kuvvetli artarkan ihracat malum yurtdışındaki sebeplerle kuvvetli artamıyordu. Bunda 2012’deki tedbirlerin sonuç vermesiyle artık bir denge söz konusu. Bu yıl yüzde 4’ün üzerinde bir büyüme rahatlıkla bekliyoruz.”
Merkez’in Karaköy binası müze oluyor
MERKEZ Bankası’nın İstanbul Finans Merkezi projesi kapsamında İstanbul’a gelip gelmeyeceği ve Merkez’in İstanbul’a dönük projeleri konusunda Erdem Başçı şu bilgileri verdi: “Merkez Bankası zaten İstanbul’da. Bizim biliyorsunuz Karaköy Bankalar caddesinde bir binamız var. Oradaki binanın tarihi bir önemi de var. Orta vadeli planımız aslında ordaki binayı bir Merkez Bankacılığı Müzesi haline getirmek. Ama öncelikle İstanbul’daki diğer projelerimizin tamamlanması lazım. İstanbul’da bizim emisyon fonksiyonumuz nedeniyle, para dağıtımı özelliğiyle, birden fazla lokasyonda mutlaka bulunmamız gerekiyor. İstanbul’da yeni uluslararası eğitim ve araştırma merkezi açıyoruz. Bu birimi İstanbul’da konuşlandırıyoruz. Bu birim büyük ihtimalle önümüzdeki ay faaliyete geçecek. ”
Asıl vatandaşın teşekkürü önemli
THE Banker tarafından ‘Dünyanın En iyi Merkez Bankası Başkanı’ seçilmesiyle ilgili, ise Erdem Başçı şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu dergi dünyada finans dünyasının ve merkez bankası başkanlarının yakından izledikleri bir yayın. En iyi Merkez Bankası Başkanı seçilmeke diğer başkanlar arasında bir espri konusu olur. Görüşmelerde gelip tebrik eden başkanlar olur. Ama ben bunu fazla öne çıkarmak istemiyorum. Asıl tebriği enflasyonu yüzde 5’e düşürdüğümde almak istiyorum. Teşekkürün vatandaştan gelmesi benim için güzel.”
Kur’da galip yok
ERDEM Başçı, 2008’den bu yana küresel kriz sürecinde zaman zaman gündeme gelen ve şu günlerde de yeniden popüler olan ‘kur savaşları’yla ilgili şu görüşleri aktardı: “Bence kur savaşlarıyla ilgili sorular merkez bankacılara sorulmamalı. Herkes çok miktarda para basarsa o zaman küresel enflasyon ortaya çıkıyor ve kimsenin parası diğerine göre değer kaybedememiş oluyor. Bu tür bir mücadeleden hiç kimse kazançlı çıkmıyor. Bunu bildiği için de merkez bankacılar özellikle bu dilden konuşmamaya çalışırlar.”