Üç şirket daha geliyor
Güncelleme Tarihi:
ANKA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 14, 2009 12:08
Ekonomik kriz ortamına rağmen büyüyen Bireysel Emeklilik Sistemi'ne üç şirket daha geliyor.<1>Yeni
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) beşinci yılında toplam 1 milyon 750 bin katılımcıya ve 6.4 milyar TL fon büyüklüğüne ulaştı. Sistem ilk emeklilerini de verdi ve 361 kişi bağlı bulundukları emeklilik şirketlerinden emekli oldu.
Türkiye’de faaliyet gösteren bireysel emeklilik şirketlerini bir araya getiren ve 12 üyesi bulunan Emeklilik Gözetim Merkezi tarafından düzenlenen basın toplantısında BES’in beş yıllık performansı değerlendirildi.
“KRİZDE KÜÇÜK TASARRUFLAR İÇİN EN İYİ YATIRIM”
Emeklilik Gözetim Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı ve Garanti Emeklilik Genel Müdürü Erhan Adalı, genel ekonomi açısından 2009 yılının çok zor bir yıl olacağını, ekonomide iyileşme beklentisinin 2010 yılının birinci ve ikinci çeyreğine kaydığını, ancak sektörün büyümesini sürdüreceğini belirterek, “Tabi ki geçmiş yıllarda alıştığımız yüksek büyüme oranlara ulaşamayacağız. Biz tüm üye şirketler olarak 2009’da bütçelerimizi büyüme üzerine yaptık” dedi. Adalı, kriz dönemlerinde küçük tasarrufların gidecek çok fazla bir yatırım alanı olmadığını, bu nedenle tasarruf sahiplerine BES’i uzun vadeli ve geleceği kazanacaklarını bir yatırım modeli olarak önerdiklerini söyledi.
Erhan Adalı, BES alanında hizmet veren tüm kuruluşların kısa vadeli değil uzun vadeli düşünerek bu piyasada faaliyet gösterdiklerini belirterek, “Türkiye’de gerek yerli gerekse yabancı şirketler BES’in gelişme potansiyeline inanıyorlar. Dolayısıyla hepimizin bakış açısı uzun vadeli. 2009 yılında üç yeni şirketin daha BES sektörüne dahil olacağını ve yıl sonunda toplam şirket sayısının 15’e ulaşacağını düşünüyoruz” dedi. BES alanında hizmet vermeye hazırlanan kuruluşların Axa, Denizbank ve TEB olduğu öğrenildi.
“KRİZ OLMASAYDI EN AZ 500 BİN YENİ KATILIMCI KAZANIRDIK”
2009’da Bireysel Emeklilik Sistemi’nin büyümesini sürdüreceğini kaydeden Erhan Adalı, “Bu yıl için hedefimiz 250 bin yeni katılımcının sisteme girmesi ve toplam katılımcı sayısının yüzde 15’lik artışla 2 milyon kişiye ulaşmasıdır. Fon büyüklüğünün de yüzde 39 artarak 8.9 milyar YTL’ye çıkacağını öngörüyoruz” dedi.
Adalı, 2005-2007 arasında BES’in çok iyi bir gelişme grafiği izlediğini ve yıllık katılımcı sayısının ortalama 400 bin gibi oldukça yüksek rakamlara çıktığını aktararak “ 2008 yılında 290 bin yeni katılımcı kazandık. Eğer kriz koşulları olmasaydı BES’in yıllık katılımcı sayısı bu yıl 500 binlere çok rahatlıkla çıkabilecekti” diye konuştu.
Erhan Adalı BES'in tanıtmak ve toplumda bireysel emeklilik sisteminin bireyler ve ekonomi açısından önemini vurgulamak için yeni bir reklam kampanyası başlattıkları ifade ederek,TV, gazete ve dergileri kapsayan kampanya için toplam 2 milyon YTL civarında bir bütçe ayırdıklarını söyledi.
BES KATILIMCILARININ YÜZDE 61’İ ERKEK
BES’in 2004-2008 arasındaki beş yıllık gelişim seyri hakkında bilgi veren Erhan Adalı, BES sistemine giren katılımcıların yüzde 73’ünün 25-44 yaş aralığında olduğunu ve cinsiyet dağılımı olarak da yüzde 61’inin erkek ve yüzde 39’unun da kadın olduğunu kaydetti.
Gelişmiş ülkelerde bireysel emeklilik fonlarının ülke ekonomilerine çok büyük katkılar sağladığını vurgulayan Adalı, Türkiye’de de bu yolda hızla ilerlediklerini belirterek, “ Türkiye’de şu anda 22 bin 462 lisanslı bireysel emeklilik sigorta acentesi bulunmaktadır. Bunların 13 bin 738’i aktiftir. Yaratılan bu istihdam çok önemli bir rakama ulaşmıştır ve bu rakam daha da yükselecektir” değerlendirmesini yaptı.
SABİT GETİRİLİ ARAÇLARIN PAYI YÜZDE 92
Emeklilik yatırım fonlarının portföy dağılımını aktaran Erhan Adalı, 6.4 milyar TL büyüklüğe ulaşan fon toplamı içinde sabit getirili kamu borçlanma kağıtlarının payının yüzde 92 olduğunu, yüzde 8’lik bölümün de hisse senetleri ve yabancı menkul kıymetlerden oluştuğunu söyledi. Adalı fon büyüklüğü içinde bireysel katılıcı oranının yüzde 75 ve kurumsal sözleşmelerin de yüzde 25’lik bir paya sahip olduğunu hatırlatarak “ 2009 yılında kurumsal cephede daha yüksek bir artış öngörmüştük. Ancak şimdi kriz ortamında bütçelerde kısıtlamaların olması ve işsizliğin de belirli bir oranda artacağı dikkate alınınca, kurumsal sözleşmelerde artış hedefini 2010 yılına ötelemiş durumdayız. 2009’da da bireysel katılımcıların toplam içinde yüzde 75’in üzerinde bir pay oluşturacağını hesaplıyoruz” diye konuştu.
“CAYMA HAKKI İLE BES ARTIK TÜKETİCİ DOSTU BİR ÜRÜN”
Erhan Adalı, BES’in katılımcılarına tanınan haklarda önemli bir artış olduğunu vurgulayarak, “Katılımcılara 30 gün içinde cayma hakkı verildi. Katılımcı bu sürede cayma hakkını kullanırsa hiçbir kaybı olmayacak. Çok uzun vadeli bir yatırım olduğu için kişilerin düşünme haklarının önemli olduğunu kabul ediyoruz. Cayma hakkı getirilince BES artık tümüyle tüketici dostu bir ürün haline geldi“ dedi.
“VERGİ AVANTAJI ÇOK ÖNEMLİ”
BES’in katılımcılarına sağladığı vergi avantajının çok önemli olduğunu hatırlatan Erhan Adalı, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Vergi avantajını kullanan katılımcı için muhteşem bir reel getiri sunuluyor. Örneğin ayda 100 TL ödeyen bir katılımcının 2008 yılında net getirisi yüzde 15’e ulaştı. Aylık vadeli mevduatın reel getirisi ise yüzde 4.8’de kaldı. Sadece vergi avantajından kaynaklanan kazanç bile çok önemlidir. Ekim-2003 ve Ocak 2009 arası dönemde her ay 200 TL katkı payı ödeyen ve ortalama yüzde 25 vergi avantajı kullanan bir katılımcının vergi ödememekle biriken ana para tutarı 3 bin 100 TL ve ortalama fon getirisi de 4 bin 562 TL olarak hesaplandı.”
Türkiye’de faaliyet gösteren bireysel emeklilik şirketlerini bir araya getiren ve 12 üyesi bulunan Emeklilik Gözetim Merkezi tarafından düzenlenen basın toplantısında BES’in beş yıllık performansı değerlendirildi.
“KRİZDE KÜÇÜK TASARRUFLAR İÇİN EN İYİ YATIRIM”
Emeklilik Gözetim Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı ve Garanti Emeklilik Genel Müdürü Erhan Adalı, genel ekonomi açısından 2009 yılının çok zor bir yıl olacağını, ekonomide iyileşme beklentisinin 2010 yılının birinci ve ikinci çeyreğine kaydığını, ancak sektörün büyümesini sürdüreceğini belirterek, “Tabi ki geçmiş yıllarda alıştığımız yüksek büyüme oranlara ulaşamayacağız. Biz tüm üye şirketler olarak 2009’da bütçelerimizi büyüme üzerine yaptık” dedi. Adalı, kriz dönemlerinde küçük tasarrufların gidecek çok fazla bir yatırım alanı olmadığını, bu nedenle tasarruf sahiplerine BES’i uzun vadeli ve geleceği kazanacaklarını bir yatırım modeli olarak önerdiklerini söyledi.
Erhan Adalı, BES alanında hizmet veren tüm kuruluşların kısa vadeli değil uzun vadeli düşünerek bu piyasada faaliyet gösterdiklerini belirterek, “Türkiye’de gerek yerli gerekse yabancı şirketler BES’in gelişme potansiyeline inanıyorlar. Dolayısıyla hepimizin bakış açısı uzun vadeli. 2009 yılında üç yeni şirketin daha BES sektörüne dahil olacağını ve yıl sonunda toplam şirket sayısının 15’e ulaşacağını düşünüyoruz” dedi. BES alanında hizmet vermeye hazırlanan kuruluşların Axa, Denizbank ve TEB olduğu öğrenildi.
“KRİZ OLMASAYDI EN AZ 500 BİN YENİ KATILIMCI KAZANIRDIK”
2009’da Bireysel Emeklilik Sistemi’nin büyümesini sürdüreceğini kaydeden Erhan Adalı, “Bu yıl için hedefimiz 250 bin yeni katılımcının sisteme girmesi ve toplam katılımcı sayısının yüzde 15’lik artışla 2 milyon kişiye ulaşmasıdır. Fon büyüklüğünün de yüzde 39 artarak 8.9 milyar YTL’ye çıkacağını öngörüyoruz” dedi.
Adalı, 2005-2007 arasında BES’in çok iyi bir gelişme grafiği izlediğini ve yıllık katılımcı sayısının ortalama 400 bin gibi oldukça yüksek rakamlara çıktığını aktararak “ 2008 yılında 290 bin yeni katılımcı kazandık. Eğer kriz koşulları olmasaydı BES’in yıllık katılımcı sayısı bu yıl 500 binlere çok rahatlıkla çıkabilecekti” diye konuştu.
Erhan Adalı BES'in tanıtmak ve toplumda bireysel emeklilik sisteminin bireyler ve ekonomi açısından önemini vurgulamak için yeni bir reklam kampanyası başlattıkları ifade ederek,TV, gazete ve dergileri kapsayan kampanya için toplam 2 milyon YTL civarında bir bütçe ayırdıklarını söyledi.
BES KATILIMCILARININ YÜZDE 61’İ ERKEK
BES’in 2004-2008 arasındaki beş yıllık gelişim seyri hakkında bilgi veren Erhan Adalı, BES sistemine giren katılımcıların yüzde 73’ünün 25-44 yaş aralığında olduğunu ve cinsiyet dağılımı olarak da yüzde 61’inin erkek ve yüzde 39’unun da kadın olduğunu kaydetti.
Gelişmiş ülkelerde bireysel emeklilik fonlarının ülke ekonomilerine çok büyük katkılar sağladığını vurgulayan Adalı, Türkiye’de de bu yolda hızla ilerlediklerini belirterek, “ Türkiye’de şu anda 22 bin 462 lisanslı bireysel emeklilik sigorta acentesi bulunmaktadır. Bunların 13 bin 738’i aktiftir. Yaratılan bu istihdam çok önemli bir rakama ulaşmıştır ve bu rakam daha da yükselecektir” değerlendirmesini yaptı.
SABİT GETİRİLİ ARAÇLARIN PAYI YÜZDE 92
Emeklilik yatırım fonlarının portföy dağılımını aktaran Erhan Adalı, 6.4 milyar TL büyüklüğe ulaşan fon toplamı içinde sabit getirili kamu borçlanma kağıtlarının payının yüzde 92 olduğunu, yüzde 8’lik bölümün de hisse senetleri ve yabancı menkul kıymetlerden oluştuğunu söyledi. Adalı fon büyüklüğü içinde bireysel katılıcı oranının yüzde 75 ve kurumsal sözleşmelerin de yüzde 25’lik bir paya sahip olduğunu hatırlatarak “ 2009 yılında kurumsal cephede daha yüksek bir artış öngörmüştük. Ancak şimdi kriz ortamında bütçelerde kısıtlamaların olması ve işsizliğin de belirli bir oranda artacağı dikkate alınınca, kurumsal sözleşmelerde artış hedefini 2010 yılına ötelemiş durumdayız. 2009’da da bireysel katılımcıların toplam içinde yüzde 75’in üzerinde bir pay oluşturacağını hesaplıyoruz” diye konuştu.
“CAYMA HAKKI İLE BES ARTIK TÜKETİCİ DOSTU BİR ÜRÜN”
Erhan Adalı, BES’in katılımcılarına tanınan haklarda önemli bir artış olduğunu vurgulayarak, “Katılımcılara 30 gün içinde cayma hakkı verildi. Katılımcı bu sürede cayma hakkını kullanırsa hiçbir kaybı olmayacak. Çok uzun vadeli bir yatırım olduğu için kişilerin düşünme haklarının önemli olduğunu kabul ediyoruz. Cayma hakkı getirilince BES artık tümüyle tüketici dostu bir ürün haline geldi“ dedi.
“VERGİ AVANTAJI ÇOK ÖNEMLİ”
BES’in katılımcılarına sağladığı vergi avantajının çok önemli olduğunu hatırlatan Erhan Adalı, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Vergi avantajını kullanan katılımcı için muhteşem bir reel getiri sunuluyor. Örneğin ayda 100 TL ödeyen bir katılımcının 2008 yılında net getirisi yüzde 15’e ulaştı. Aylık vadeli mevduatın reel getirisi ise yüzde 4.8’de kaldı. Sadece vergi avantajından kaynaklanan kazanç bile çok önemlidir. Ekim-2003 ve Ocak 2009 arası dönemde her ay 200 TL katkı payı ödeyen ve ortalama yüzde 25 vergi avantajı kullanan bir katılımcının vergi ödememekle biriken ana para tutarı 3 bin 100 TL ve ortalama fon getirisi de 4 bin 562 TL olarak hesaplandı.”