Tuzla Gölü tuzsuz kaldı
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2010 11:16
Kayseri'nin Palas beldesindeki Tuzla (Palas) Gölü'nde bu yıl su çekilmediği için yeterli tuz oluşmadığı, gölün birkaç yıl daha kurumaması halinde bu özelliğini kaybedeceği bildirildi.
Palas Belediye Başkanı Hacı Zengin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tuzla Gölü'nden her yıl yaklaşık 80 ton tuz çıkarıldığını söyledi.
Beldede birçok ailenin bu işle uğraştığını ifade eden Zengin, “50 yaşındayım son 20-30 yıldır gölde böyle su görmedim. Her yıl yaklaşık 80 ton civarında tuz çıkarılırdı, bu yıl sadece 3-4 ton çıkarılabildi. Göldeki yoğun su, tuz oranını yüzde 95 düşürdü” dedi.
Gölden 40 yıldır tuz çıkaran İbrahim Özcan da bu yıl yağışın fazla olması nedeniyle gölün kurumadığını, bu nedenle de kendilerinin tuz çıkaramadığını anlattı.
Özcan, gölden tuz çıkarmanın oldukça zahmetli bir iş olduğunu belirterek, “Çamura batmamak için ayağımıza tahtadan yapılan 'helik' giyiyoruz ve tuzu kızaklarla çıkarıyoruz. Köyümüzün yarısı gölden tuz çıkarır. Kimileri ihtiyacı kadar çıkarıyor kimileri de bu işin ticaretini yapıyor” diye konuştu.
Erciyes Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cem Vural da eski çağlarda tatlısu gölü olan Tuzla Gölü'nün, iklim değişimleri ve yetersiz yağış sebebi ile yazın suyu kuruyan bir göl haline geldiğini anlattı.
Bu tür göllerin yazın suları buharlaşırken, normal göllerde olmayan şekilde, derinlerdeki kayaçlara ait tuzu yüzeye çıkardıklarını ve tuz gölü haline geldiklerini belirten Vural, şu bilgileri verdi:
“Bu göl birkaç yıl kurumazsa tuzunu kaybeder. Yani gölün tuz içermesinin sebebi yazın kurumasıdır. Normalde toprakta bulunan tuz, su ile göl tabanını oluşturan topraktan yıkanarak derinlere taşınır ve sürekli tatlı su ile beslendiğinden, gölün suyu tuzlu olmaz.”
BÖLGE DOĞAL SİT ALANI
Vural, gölün de bulunduğu bölgenin 1. derecede doğal SİT alanı olduğunu anımsatarak, “O bölge SİT alanı ancak birkaç yıl önce benim de içerisinde bulunduğum bir grup tarafından doğal tuz çıkarım projesi ve planı hazırlandı. Ulusal Doğa ve Kültür Belgeselleri Derneği (DOĞABEL), 'Palas-Tuzla Gölü'nde
Ekonomik Sosyal ve Ekolojik Olarak Sürdürülebilir Tuz Çıkarımı ve Biyolojik Çeşitliliğin Korunması” adlı bu projeyi hazırlayabilmek için Avrupa Birliği fonlarından kaynak temin etti. Halen buradan tuz çıkarımı doğal yollarla yapılıyor” diye konuştu.
Bölgedeki tuzcul bitki örtüsünün de pek çok nadir bitki türünü barındırması nedeniyle oldukça ilginç olduğunu dile getiren Vural, halk tarafından “çorak” ya da “ot bile yok” şeklinde tanımlanan bu tip alanların, kendine özgü pekçok nadir ve endemik türleri bünyesinde barındırdığını anlattı.
Vural, biyolojik çeşitliliğin korunması adına bu tip bitki alanlarının mutlaka korunması gerektiğine dikkati çekerek, “Yurdumuzda sadece Eskişehir, Konya-Niğde ve Kayseri çevrelerinde bu tip habitatlar mevcuttur. Bunlardan Palas Gölü ise neredeyse hiç bozulmamış olması bakımından ayrı bir öneme sahiptir” dedi.
Beldede birçok ailenin bu işle uğraştığını ifade eden Zengin, “50 yaşındayım son 20-30 yıldır gölde böyle su görmedim. Her yıl yaklaşık 80 ton civarında tuz çıkarılırdı, bu yıl sadece 3-4 ton çıkarılabildi. Göldeki yoğun su, tuz oranını yüzde 95 düşürdü” dedi.
Gölden 40 yıldır tuz çıkaran İbrahim Özcan da bu yıl yağışın fazla olması nedeniyle gölün kurumadığını, bu nedenle de kendilerinin tuz çıkaramadığını anlattı.
Özcan, gölden tuz çıkarmanın oldukça zahmetli bir iş olduğunu belirterek, “Çamura batmamak için ayağımıza tahtadan yapılan 'helik' giyiyoruz ve tuzu kızaklarla çıkarıyoruz. Köyümüzün yarısı gölden tuz çıkarır. Kimileri ihtiyacı kadar çıkarıyor kimileri de bu işin ticaretini yapıyor” diye konuştu.
Erciyes Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cem Vural da eski çağlarda tatlısu gölü olan Tuzla Gölü'nün, iklim değişimleri ve yetersiz yağış sebebi ile yazın suyu kuruyan bir göl haline geldiğini anlattı.
Bu tür göllerin yazın suları buharlaşırken, normal göllerde olmayan şekilde, derinlerdeki kayaçlara ait tuzu yüzeye çıkardıklarını ve tuz gölü haline geldiklerini belirten Vural, şu bilgileri verdi:
“Bu göl birkaç yıl kurumazsa tuzunu kaybeder. Yani gölün tuz içermesinin sebebi yazın kurumasıdır. Normalde toprakta bulunan tuz, su ile göl tabanını oluşturan topraktan yıkanarak derinlere taşınır ve sürekli tatlı su ile beslendiğinden, gölün suyu tuzlu olmaz.”
BÖLGE DOĞAL SİT ALANI
Vural, gölün de bulunduğu bölgenin 1. derecede doğal SİT alanı olduğunu anımsatarak, “O bölge SİT alanı ancak birkaç yıl önce benim de içerisinde bulunduğum bir grup tarafından doğal tuz çıkarım projesi ve planı hazırlandı. Ulusal Doğa ve Kültür Belgeselleri Derneği (DOĞABEL), 'Palas-Tuzla Gölü'nde
Ekonomik Sosyal ve Ekolojik Olarak Sürdürülebilir Tuz Çıkarımı ve Biyolojik Çeşitliliğin Korunması” adlı bu projeyi hazırlayabilmek için Avrupa Birliği fonlarından kaynak temin etti. Halen buradan tuz çıkarımı doğal yollarla yapılıyor” diye konuştu.
Bölgedeki tuzcul bitki örtüsünün de pek çok nadir bitki türünü barındırması nedeniyle oldukça ilginç olduğunu dile getiren Vural, halk tarafından “çorak” ya da “ot bile yok” şeklinde tanımlanan bu tip alanların, kendine özgü pekçok nadir ve endemik türleri bünyesinde barındırdığını anlattı.
Vural, biyolojik çeşitliliğin korunması adına bu tip bitki alanlarının mutlaka korunması gerektiğine dikkati çekerek, “Yurdumuzda sadece Eskişehir, Konya-Niğde ve Kayseri çevrelerinde bu tip habitatlar mevcuttur. Bunlardan Palas Gölü ise neredeyse hiç bozulmamış olması bakımından ayrı bir öneme sahiptir” dedi.