Oluşturulma Tarihi: Kasım 09, 2004 00:00
Türk Sanayici ve Ä°ÅŸadamları DerneÄŸi'nin (TÃœSÄ°AD) emeklilik sistemi reformuna iliÅŸkin raporunda, emeklilik yaşının "bugün için" 55-56 olması önerildi.TÃœSÄ°AD Sosyal Ä°ÅŸler Komisyonu’na baÄŸlı Ä°stihdam ve Sosyal Güvenlik Çalışma Grubu faaliyetleri çerçevesinde hazırlanan "Türk Emeklilik Sisteminde Reform: Mevcut Durum ve Alternatif Stratejiler" raporu, The Marmara Pera Oteli’nde düzenlenen basın toplantısıyla tanıtıldı. Raporda, Türkiye’de ortalama yaÅŸam beklentisinin 69 olduÄŸuna dikkat çekilerek, emeklilik yaşının "bugün için 55-56 olması" önerildi.SABANCI:"KALICI ÇÖZÃœM ÅžART"Ä°ngiltere’de bulunan TÃœSÄ°AD BaÅŸkanı Ömer Sabancı’nın rapora iliÅŸkin hazırladığı konuÅŸma metni, Yönetim Kurulu üyesi Arzuhan YalçındaÄŸ tarafından okundu. Ömer Sabancı, 1999 yılından bu yana sosyal güvenlik sistemine yönelik alınan tüm önlemlere raÄŸmen kayıt dışı çalınmanın önlenemediÄŸi, sosyal sigorta kurumlarının finansman açıklarının büyüyerek sürmesinin durdurulamadığı ve bu kurumların kurumsal yapısıyla ilgili düzenlemelerin yetersiz kaldığını kaydetti. Mevcut sosyal güvenlik sisteminin kaynakların etkin, doÄŸru kullanımını saÄŸlayamadığını, yoksulluÄŸu önlemede yetersiz kaldığını belirten Sabancı, kurumların artarak süren finansman açıklarının, makroekonomik dengeler ve temel ekonomik göstergeleri olumsuz etkilediÄŸine dikkat çekti. Sabancı, vergi yükü bakımından OECD ülkeleri içinde ilk sıralarda yer alan Türkiye’de, yüksek oranlı primlerin kayıt dışı çalışmayı teÅŸvik edici bir etki yarattığını, var olan sistemin, rekabet gücünü azaltan, yeni kaynak ve istihdam yaratma politikalarını güçleÅŸtiren bir iÅŸleyiÅŸe sahip olduÄŸunu belirtti.Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlığı tarafından hazırlanan reform taslağına da deÄŸinen Sabancı, taslak metinde yapılan tahminlere göre, sosyal güvenlik kurumlarının açıklarının giderek artacağına dikkat çekti. AB ülkelerinde çok daha küçük boyuttaki açıklar için, çok daha radikal sosyal güvenlik reformlarının uygulamaya konulduÄŸunu belirtti. Sabancı, mevcut sosyal güvenlik sisteminin sürdürülemeyeceÄŸini, sistemin ana felsefesini ve temel yapısını deÄŸiÅŸtirmeden kalıcı çözümler getirilmesi gerektiÄŸini kaydetti.Sabancı, sistemde kalıcı bir reformun; mevcut sistemin iÅŸleyiÅŸinden ve finansman açıklarından kaynaklanan ekonomik yükün ortadan kaldırılmasını ve ekonomik politikaların, sosyal güvenlik açıklarının yarattığı baskılardan ve sınırlılıklardan uzak ve daha istikrarlı bir ortamda uygulanabilmesini saÄŸlayacağını kaydetti."SÄ°STEM YOKSUL KESÄ°MÄ° KAPSAMIYOR"Sosyal Güvenlik Kurumu BaÅŸkanı Tuncay Teksöz de yaptığı konuÅŸmada, sosyal güvenlik sorununun daha çok finansman açıklarıyla gündeme geldiÄŸini, ancak tek sorunun bu olmadığını vurguladı. Sosyal güvenlik sisteminin asıl amacının yoksullukla mücadele olması gerektiÄŸini söyleyen Teksöz, mevcut sistemin ise toplumun en yoksul kesimini kapsamadığına iÅŸaret etti. Çalışanların yüzde 50’sinin kayıt dışı olduÄŸunu vurgulayan Teksöz, "Kayıt dışı olanların yüzde 82’si toplumun en yüksek kesimini oluÅŸturuyor. Bunlar; yevmiyeli, kendi hesabına çalışanlar ve ücretsiz aile işçileri. Üç kesimin yoksulluk oranı, iÅŸsizlerin yoksulluk oranından daha yüksek" dedi. Teksöz, sosyal güvenlik sisteminin yoksul kesime kaynak aktaramadığını kaydederek, "Sistem, 2004 yılında 50 katrilyon lira, yani milli gelirin yüzde 12’si kadar bir kaynağı bir kesimden alıyor, diÄŸer kesime veriyor" diye konuÅŸtu. TÃœSÄ°AD Yönetim Kurulu Ãœyesi ve Sosyal Ä°ÅŸler Komisyonu BaÅŸkanı Arzuhan YalçındaÄŸ ise sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi hedefinin sadece Türkiye’nin deÄŸil, AB’nin de önemli gündem maddeleri arasında yer aldığını söyledi. YalçındaÄŸ, iyi bir emeklilik sisteminin, kiÅŸilerin sosyal güvenliÄŸini saÄŸlarken, ekonomik büyümeyi de desteklemesi gerektiÄŸini belirterek, "AB’ye tam üyeliÄŸi gündemde olan ülkemizde, rekabet gücünü korumak için kaynak yaratan ve istihdamı artıran politikalar uygulanması ve emeklilik sisteminin, temel ekonomik göstergeleri olumsuz etkilemeyecek ÅŸekilde yeniden yapılandırılması kaçınılmaz olarak görülmelidir" dedi.Sorunların çözümünün ötesinde, ekonomik ve sosyal yapıda gelecekte meydana gelecek deÄŸiÅŸikliklerle uyumlu, istikrarlı ve sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sisteminin oluÅŸturulmasının önemine dikkat çeken YalçındaÄŸ, bunun yolunun ise sistemdeki sorunların en önemli bölümünü oluÅŸturan emeklilik sisteminin reforma tabi tutulmasıyla saÄŸlanabileceÄŸini söyledi."BUGÃœN İÇİN EMEKLÄ°LÄ°K YAÅžININ 55-56 OLMALI"TÃœSÄ°AD tarafından UludaÄŸ Ãœniversitesi’nden Prof. Dr. Yusuf Alpar, Güney Kaliforniya Ãœniversitesi’nden Prof.Dr. Selahattin Ä°mrohoroÄŸlu ve Bilkent Ãœniversitesi’nden Serdar Sayan’a hazırlatılan "Türk Emeklilik Sisteminde Reform: Mevcut Durum ve Alternatif Stratejiler" raporunda, sistem için radikal öneriler yer aldı.Raporda, ortalama yaÅŸam beklentisinin 69 olduÄŸu Türkiye’de emeklilik yaşının "bugün için 55-56 olması" gerektiÄŸi kaydedildi. Raporda, 2045-2050 yıllarına doÄŸru ortalama yaÅŸam beklentisinin 79’a çıkacağı tahmininden yola çıkılarak, buna uygun olarak emeklilik yaşının da 62-63 olması önerildi. Raporda, ayrıca, 4447 sayılı kanun gereÄŸince mevcut sistem içinde emekli olma yaşının 2020’li yıllarda 58-60’yı yaÅŸlara yükseleceÄŸi için kısa dönemde emeklilik yaşıyla ilgili önemli deÄŸiÅŸikliklere ihtiyaç duyulmayacağına dikkat çekildi. Raporda, 2020-2050 arasında emeklilik yaşının 4-5 yaÅŸ yükseltilmesinin, sistemin nüfus yaÅŸlanmasından kaynaklanacak olumsuz etkilerini koruyacağı dile getirildi. ÜÇ AYAKLI SÄ°STEMTÃœSÄ°AD raporunda, yeni emeklilik sistemi için "üç ayaklı bir sistem" önerisinde bulunuldu. GeliÅŸmiÅŸ ülkelerde, gelecekte geliÅŸmekte olan ülkelerde emeklilik sistemlerinin yeniden yapılandırılmasına yönelik genel geliÅŸme eÄŸilimlerine ve tercihlere uygun olduÄŸu belirtilen sistemin, Türkiye’de yaÅŸama geçirilmesi için uygun ortam ve koÅŸulların bulunduÄŸuna dikkat çekildi. Türk sosyal güvenlik sisteminde reform yapılma ihtiyacını doÄŸuran temel nedenlere deÄŸinilen raporda, gelecek 20 yıllık sürede Türkiye’nin genç nüfusa sahip olmasından kaynaklanan demografik fırsat penceresinin ortadan kalkacağı, nüfusun yaÅŸlanmasından kaynaklanan klasik sosyal güvenlik sorunlarının yaÅŸanacağı vurgulandı. Raporda, Türkiye’nin olanaklarına göre, yüksek oranlı kaynak tahsisi yapılmasına raÄŸmen, mevcut sistemin, kaynakların etkin ve doÄŸru kullanımını saÄŸlanamadığı, yoksulluÄŸu önlemekte yetersiz kaldığı kaydedildi. Emeklilik kurumlarının artarak devam eden finansman açıklarının, makroekonomik dengeleri ve temel ekonomik göstergeleri olumsuz etkilediÄŸine iÅŸaret edilen raporda, sistemin, rekabet gücünü azaltan, yeni kaynak ve istihdam yaratma politikalarını güçleÅŸtiren bir iÅŸleyiÅŸe sahip olduÄŸu ifade edildi. Raporda, sosyal güvenlik sisteminin sorunlarının günü kurtarmaya yönelik kısa vadeli çözüm arayışlarıyla çözülebilecek problemler olmaktan çıktığına dikkat çekildi. KAYIT DIÅžI Ä°STÄ°HDAM1999 yılından bu yana geçen beÅŸ yıllık sürede sosyal güvenlik sistemine iliÅŸkin yapılan çalışmalara deÄŸinilen raporda, alınan bütün önlemlere karşın kayıt dışı çalışmanın önlenemediÄŸi, sosyal sigorta kurumlarının finansman açıklarının büyüyerek sürmesinin durdurulamadığı, sosyal sigorta kurumlarının kurumsal yapısıyla ilgili düzenlemelerin yetersiz kaldığı ve Emekli Sandığı’na yönelik herhangi bir düzenleme ve deÄŸiÅŸikliÄŸin yapılmadığı kaydedildi. Raporda, 4447 sayılı kanunla çizilen mevcut sistemde herhangi bir deÄŸiÅŸikliÄŸe gidilmemesi durumunda finansman açıklarının ne boyutlara ulaÅŸacağına iliÅŸkin hesaplamalara da yer verilerek, şöyle denildi: "1999 yılında 4447 sayılı kanunla getirilen deÄŸiÅŸikliklerin yapılmamış olması halinde sadece SSK açığının 2000-2060 döneminde almış olacağı birikimli deÄŸerin bugüne ıskonto edilmiÅŸ tutarının, bugünkü fiyatlarla ifadesi 1.5 kentilyonu geçen ve Türkiye’nin bugünkü GSYÄ°H’sını kat kat aÅŸan bir miktar olduÄŸu görülmektedir. Aynı sonuçlar, emeklilik yaşını da katınca öngörülen artış hızının Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca yavaÅŸlatılmasının 60 yıla yayılan maliyetinin bugünkü fiyatlarla 165 katrilyon liraya yaklaÅŸtığını ima etmektedir."TÃœSÄ°AD raporunda, kamu emeklilik sisteminin aylık baÄŸlama ve prim oranlarının sıfırlandığı bir ortamda, reel ücretler yüzde 19.5; sermaye stoku yüzde 66.2; GSMH yüzde 19.5 artış gösterirken, faiz oranının yarıya ineceÄŸi varsayımında bulunuldu. Kamu emeklilik sisteminin devamı halinde de bu deÄŸiÅŸkenlerle ilgili sonuçların uygulanacak aylık baÄŸlama oranlarına göre deÄŸiÅŸeceÄŸi vurgulandı. Raporda, "her vatandaÅŸa eÅŸit davranan; sistemin dışında cereyan eden geliÅŸmelerin olumsuz etkilerini en aza indiren; kiÅŸilere daha fazla söz hakkı veren; emeklilik hayat standartlarını deÄŸiÅŸtirecek müdahalelere imkan vermeyen; kiÅŸilerin üzerinde dolaylı ve dolaysız vergi yükünü azaltarak hem ekonomiye yeni kaynak saÄŸlayan, hem de istihdamı ve sosyal güvenlik kapsamındaki nüfusu artıran bir emeklilik sistemi" oluÅŸturulması önerildi. TÃœSÄ°AD’ın önerdiÄŸi üç ayaklı emeklilik sisteminin uygulanması halinde, hem sigortalı, hem de iÅŸveren primlerinde önemli oranlarda düşüş olacağı; kayıt dışının azalacağı; ekonomik yükün ortadan kalkacağı; ekonomik politikaların, sosyal güvenlik açıklarının yarattığı baskılardan, sınırlılıklardan uzak ve daha istikrarlı bir ortamda uygulanabileceÄŸi kaydedildi.Â
button