Güncelleme Tarihi:
TÜSİAD'tan yapılan yazılı açıklamaya göre, ziyaret kapsamında, TÜSİAD tarafından yayımlanan “İttifakın Yeniden Yapılandırılması: Türkiye-ABD İlişkilerinde Yeni Dönem–Türkiye Perspektifi (Rebuilding a Partnership: Turkish-American Relations For a New Era - A Turkish Perspective” başlıklı İngilizce rapor, seminer aracılığıyla bugün ABD kamuoyuna tanıtılacak.
TÜSİAD Dış Politika Danışmanı ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Soli Özel, Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Şuhnaz Yılmaz ve TÜSİAD Washington Temsilcisi Abdullah Akyüz tarafından kaleme alınan raporun tanıtım semineri, Washington'da Brookings Enstitüsünde gerçekleştirilecek.
ABD yönetiminin yeni döneminde, Türkiye ve ABD'nin önceliklerinin daha fazla örtüşmesinden hareketle hazırlanan rapor, ikili ilişkileri, bu yeni perspektif üzerinden değerlendirirken, raporda, Türkiye'nin AB süreci, Orta Doğu sorunu, bölgesel güvenlik perspektifi, Ermeni sorunu, Avrasya ve enerji politikaları ile ekonomik ilişkiler, ikili ilişkiler bağlamında ele alınıyor ve bu konularda somut politika önerileri sunuluyor.
Açıklamaya göre, rapor, Bush yönetimi sonrası dönemde, ABD'de seçilecek başkandan bağımsız olarak, Türk-Amerikan ilişkilerinin güçleneceği ve yeni dönemin dinamiklerine giderek daha fazla uyum sağlayacağı noktasından hareketle hazırlanırken, rapor kapsamında, iki ülkenin stratejik gündeminde bulunan ve “Türkiye'nin AB'ye Tam Üyelik Süreci”, “Güvenlik Boyutu”, “Orta Doğu Politikasında Devamlılık ve Değişiklik”, “Avrasya Boyutu: Enerji ve Güvenlik Dinamikleri”, “İhmal Edilen Alan: Ekonomik İlişkiler” konularında, Türkiye perspektifinden bakış açısı sunulması ve bazı önerilerde bulunulması hedefleniyor.
TÜRKİYE'NİN AB'YE TAM ÜYELİK SÜRECİ
Raporda, “Türkiye'nin AB'ye tam üyelik süreci” konusunda ABD'ye yönelik öneriler, AB ve Türkiye ile birlikte çalışarak, Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin sağlıklı işlemesine yardımcı olunması; Türk demokrasisinin güçlenmesinin desteklenmesi, Türkiye'nin Batılılığını sadece stratejik yönelimiyle sınırlandırmaktan kaçınılması ve siyasi yapının Batılı özelliklerinin korunmasına özen gösterilmesi; Türkiye'nin işbirliğini gerektiren kararlara, karar alınmadan önce Türkiye'nin dahil edilmesi, Türkiye'nin önerilerinin ve kaygılarının dikkate alınması, olarak sıralanıyor.
Türkiye'ye yönelik öneriler ise “Reform sürecine devam edilmesi ve demokratik/Batılı özelliklerin geliştirilmesi, AB üyeliğinin tekrar ciddiyetle ele alınması”, “AB sürecindeki kilitlenmenin çözülmesi için Kıbrıs;la ilgili yeni yaklaşımlar denenmesi”, “AB ile yakından çalışarak Atlantikçi pozisyonun güçlendirilmesi ve kamuoyunun stratejik tercihler hakkında doğru bilgilendirilmesi” şeklinde yer alıyor.
“Güvenlik boyutu” konusunda, transatlantik ilişkilerde ABD'ye yönelik “Transatlantik ilişkilerde çatlağın onarılması ve Türkiye'nin Batı güvenlik topluluğundaki yeriyle ilgili güveninin tazelenmesi: Türkiye'nin AB'ye tam üyelik hedefinin gerçekleşmesi için çalışılması ve Türkiye'nin Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP) konusundaki uyuşmazlıklarının üstesinden gelinmesi” önerisinde bulunulurken, “Kıbrıs'ta taraflar arasında süren müzakerelerin desteklenmesi ve Kıbrıs sorununa hızlı ve kalıcı bir çözüm aranması. Bu şekilde: Türkiye ve AB arasındaki müzakerelerde askıya alınan sekiz başlığın önündeki engel kalkacak; Gelişmiş bir NATO–AB Güvenlik İşbirliğinin önü açılacaktır” denildi.
Türkiye'ye yönelik öneriler, “iç reformların hızlandırılması”, “BM Güvenlik Konseyi üyeliğinden yararlanarak Kıbrıs'ta kalıcı bir çözüm aranması”, “NATO – AGSP konularında daha esnek ve yapıcı pozisyonların benimsenmesi” olarak özetlendi.
Raporda, “askeri işbirliği” konusunda ABD'ye “Türkiye'deki akademik programlarda eğitim almaları için daha fazla subay gönderilmesi” önerisi sunulurken, Türkiye'ye yönelik öneriler, “Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının ABD'de askeri öğretim ve eğitim fırsatlarından daha çok faydalanması, Hızlı konuşlandırma ve sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla Türk ordusunun dönüşümünün hızlandırılması” şeklinde sıralandı.
İki tarafa da yönelik öneriler konusunda, “Harp ve deniz akademilerindeki öğrenciler için değişim programların geliştirilmesi. Türk-Yunan askeri işbirliği ve değişim anlaşmaları bu alanda için bir model olarak alınması”, “Subaylar ve askeri öğrencilerin dil eğitimi (İngilizce ve Türkçe) için fırsatlar sağlanması” denildi.
ORTA DOĞU POLİTİKALARINDA DEVAMLILIK VE DEĞİŞİM
“Orta Doğu politikalarında devamlılık ve değişim” konusunda ABD'ye yönelik öneriler şöyle sıralandı:
“Orta Doğu Barış Süreci üzerine: Orta Doğu barış sürecine daha aktif olarak dahil olunması. Tarafsız olmak için her türlü çabanın gösterilmesi. Suriye'ye yönelik açılımların devam ettirilmesi; Hamas'ın politik sürece entegre edilmesi için bir formül bulunması ve Filistinlilere ulus-inşası uygulamaları ve kurumlar alanında destek sağlanması; Türkiye'nin bölgedeki birikim ve deneyiminden faydalanılması.
Irak üzerine: Irak'ta aceleci davranılmaması ve çekilmenin zamanından önce yapılmaması. Irak devleti herkese güvenlik sağlama konusunda hala yetersizken erken çekilmek, ülkeyi istikrarsızlaştıracak ve şiddet ortamının pekişmesine neden olacaktır; Kuzeyde kalıcı üsler kurulmaması, Kerkük'ün mevcut statüsünün devam etmesinin ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne zorla entegre olmamasının sağlanması; PKK'nın bütün arz yollarının ve lojistik desteğinin kesilmesi için Türkiye'yle işbirliği yapılması; Türkiye'nin ve Kuzey Irak'ın enerji projeleri, ticaret ve yatırım yollarıyla ekonomik entegrasyonunun desteklenmesi.
İran üzerine: Diplomatik bir çözüm aranması. Uyumlu hareket edilmeden ve Tahran'ın meşru çıkarları göz önüne alınmadan kalıcı bir çözüm mümkün değildir; Olabildiğince çok taraflı olunması. Hem NATO'da hem de ocak ayından beri BM Güvenlik Konseyinde bir ortak olan Türkiye, İran makamlarının güvenine sahip olup, sürece dahil ve yardımcı olmak için isteklidir; Türkiye'ye ekonomik açıdan orantısız bir şekilde zarar verecek bir yaptırım uygulamasından kaçınılması.
Afganistan – Pakistan üzerine: Askeri boyutu göz ardı etmeden soruna diplomatik bir çözüm aranması. El-Kaide'nin ortadan kaldırılmasının hedeflenmesi, gerektiği takdirde Taliban unsurları ile görüşülmesi; Ulus inşası için Türkiye'nin kaynaklarının ve ülkeye olan tarihi bağlarının kullanılması; Türkiye tarafından Afganistan'da hastaneler ve okullar açılması gibi projelere devam edilmesi ve bu projelerin kapsamının genişletilmesi için kaynak sağlanması.”
Türkiye'ye yönelik önerilere ilişkin de şunlar kaydedildi:
“Orta Doğu Barış Süreci üzerine: Müttefiklerle olan inisiyatifleri ve politikaları koordine etmek için daha fazla çaba gösterilmesi ve süreç kapsamında atılan adımlar konusunda şeffaf olunması; Gazze savaşından kaynaklanan hissiyata rağmen İsrail ve Suriye arasındaki arabuluculuk çabalarının devam ettirilmesi; arabuluculuk çabalarının etkinliğini garantilemek için her zaman taraflara eşit mesafede durulduğundan emin olunması.
Irak üzerine: Irak Kürtlerine yönelik açılımın devam ettirilmesi ve ekonomik ilişkilerin derinleştirilmesi. Irak Kürtleriyle olan ilişkilere, Türkiye'nin kendi Kürt sorununun bir parçası ya da uzantısı gibi davranılmaması; Erbil'de bir konsolosluk açılması; Irak'taki taraflar arasında uzlaşma çabalarına devam edilmesi.
İran üzerine: İran'la mevcut iletişim kanallarını kullanarak, İranlı liderlere nükleer programlarının geleceği konusunda daha yapıcı olmaları gerektiğinin aktarılması; İran'ın nükleer güç elde etmesine ilişkin olumsuz görüşün daha açık hale getirilmesi.
Afganistan – Pakistan üzerine: Afganistan'daki olanaklarla ilgili Washington;la iletişim kurulması, konu ile ilgili bir plan sunularak somut tekliflerde bulunulması; Afganistan'ın ulus inşasında yer almaya hazır olunduğunun bildirilmesi; Türkiye'nin Pakistan'la kurduğu tarihi bağların, ülkenin istikrara kavuşturulmasında ve Kabil ile İslamabad arasında bir uzlaşı sağlanmasında rol oynama konusunda Türkiye'ye öncelik kazandırdığına ABD'nin ikna edilmesi”
AVRASYA BOYUTU: ENERJİ VE GÜVENLİK DİNAMİKLERİ
“Avrasya boyutu: enerji ve güvenlik dinamikleri” konusunda raporda, ABD'ye yönelik olarak, ABD güçleri Irak'tan çekilmeden önce, Irak doğal gazının Nabucco'ya bağlanması için gerekli yasal ve altyapısal çerçevenin oluşmasını hızlandırarak, Nabucco projesine destek sağlanması gerektiği vurgulanırken, şöyle denildi:
“Daha gelişmiş ve etkili bir işbirliği için, enerji sektöründe üst düzey temasların hızlandırılması, 'Ortak Enerji Eylem Planı'nın formüle edilmesi ve BTC Projesi için Clinton döneminde başarıyla uygulanan kurumsal koordinasyon mekanizmasına benzer bir yapının oluşturulması. Bu tarz bir enerji stratejisinin Avrupa enerji güvenliği için hayati önem taşıması nedeniyle, ABD –AB ve Türkiye arasında daha gelişmiş bir üç taraflı işbirliği ve kurumsal mekanizmalar olmalıdır.”
Bu konuda Türkiye'ye yönelik öneriler, şu şekilde sıralandı:
“Nabucco'yu ve diğer yeni enerji transit projelerini teşvik etmek için 'bütünleşmiş bir enerji stratejisi' geliştirilmesi. Bu hedef için ABD, AB ve diğer bölgesel ortaklarla daha yakından çalışırken, Türkiye'nin hızla artan enerji gereksinimlerinin karşılanması için yöntemler aranması.
Irak gazını Nabucco'ya bağlayıp ekonomik açıdan değerli kılmak için gerekli çerçevenin oluşturulması. Bu hedefe ulaşılması için ilgilenilmesi gereken üç sorunlu madde olabilir: (1) Bölgesel bütünlük ve statü problemi (enerji paylaşım anlaşmasının yapısı): Erbil – Bağdat ilişkileri, (2) Türkiye'nin Kürt Sorunuyla ilgili kendi dinamikleri; ve (3) Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ndeki gelişmeler (Bu konuda önemli gelişmeler kaydedildi)
Yenilenebilir (rüzgar, güneş gibi) ve nükleer enerji sayesinde Türkiye'nin Rusya'ya olan kendi enerji bağımlılığının azaltılmaya çalışılması. Ceyhan'ın, tüm bölgeye hizmet etmesi amacıyla hem petrol hem de doğal gaz için bir 'enerji merkezi' haline getirilmesi. Türkiye'nin sadece transit ülke olmakla yetinmeme hedefinin üzerinde durulması ve teşvik edilmesi. Türkiye'nin dağıtım merkezi olması için ortakların ikna edilmesi. Bu nedenle, uygun planları sunabilmek için Enerji Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve BOTAŞ arasında daha iyi koordinasyon ve daha yoğun bir işbirliği olması çok önemlidir.”
Raporda, iki tarafa yönelik olarak, “BTC'deki başarılı Türk-Amerikan işbirliği göz önüne alınarak, özellikle doğal gazı ilgilendiren ve Rusya'ya alternatif olacak enerji rotalarının inşa edilmesi için yeni bir proaktif enerji stratejisi belirlenmesi. Bu nedenle, Nabucco projesinin tekrar canlandırılması önemlidir; Irak gazını orta vadede Nabucco'ya bağlamak için etkili mekanizmalar geliştirilmesi” önerileri sunuldu.
KARADENİZ VE KAFKASLAR
Karadeniz ve Kafkaslar'a ilişkin olarak ABD'ye şu öneriler yer aldı:
“Montrö Anlaşması'nın 1936'dan beri bölgedeki istikrarı sağlayan ve Rus yayılmacılığına karşı koruma sağlayan bağlayıcı bir uluslararası anlaşma olarak tanınması”, “Rusya ile doğrudan yüzleşmek yerine, daha çok yönlü ve diyaloğa önem veren bir yaklaşım benimsenerek yeni bir strateji oluşturulması”, “Bölgedeki güvenliği ve istikrarı güçlendirecek yollar aranması. Washington, 'Kafkas Dayanışma ve İşbirliği Platformu'na direkt olarak taraf olmamasına rağmen, böyle bir bölgesel işbirliği ve güvenlik mekanizması, dolaylı katılım ve yakın işbirliği sayesinde yine de ABD çıkarlarını güçlendirecektir. Bu nedenle, Türkiye, Ermenistan ve Azerbaycan arasında üçlü bir diyaloğu kolaylaştırmak kritik önem taşımaktadır.”
Türkiye'nin ise, Karadeniz stratejilerinin özellikle kısa ve orta vadede ABD ile uyumlu hale getirilmesi ve NATO ile işbirliği için daha etkili kurumsal mekanizmalar aranması, Ermenistan'la olan ilişkilerinin iyileştirilmesi, sınırların açılması önemli sonuçlar doğuracak bir adım olacağı, kolaylaştırıcı rolü oynarken ve Kafkas bölgesinde istikrarı sağlamak için bölgesel düzenlemeler yaparken, arka planda ABD ile daha yakından işbirliği yapılması gerektiği vurgulandı.
“ERMENİ KONUSU”
“Ermeni Konusu”nda ABD'ye yönelik öneriler, şöyle sıralandı:
“Ermeni Yasa Tasarısı konusuna, Ermeni diasporasını göz önünde bulundurarak yalnızca bir iç politika konusu olarak yaklaşılmaması. Tasarı geçtiğinde Türk-Amerikan ilişkilerine ve Türk-Ermeni ilişkilerine yansıyacak olumsuz sonuçların gözönüne alınması; Tarihi gerçeklerin tarafsız bir analizi için 'Ortak Tarihçiler Komisyonu' kurulması ve bu konunun daha akademik ve tarafsız bir uluslararası platformda tartışılmasının desteklenmesi.
ABD'deki Ermeni diasporasının talepleri üzerinde odaklanmak yerine, stratejik ve siyasi sonuçlar sağlayacak şekilde Ermenistan ve Türkiye arasındaki işbirliğinin güçlendirilmeye çalışılması; Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununun çözüm çabalarının desteklenmesi ve çabalara katkıda bulunulması. Türkiye dahil olmak üzere bölgesel aktörlerle yakından çalışılarak bu hedefe ulaşılması.”
Bu konuda Türkiye'ye şunlar önerildi:
“Erivan'la olan ilişkilerin iyileştirmesi ve bu şekilde Ermeni diasporasının ABD'nin Türkiye politikasına olan olumsuz etkisinin azaltılmaya çalışılması.
ABD Kongresindeki şu anki zorlukların daha ötesine yönelen, daha kapsamlı bir politika oluşturulması. Ermenistan'la olan sınırın açılması ve ticaret ve yatırım bağlarının güçlendirilmesi. Tarihi gerçeklerin tarafsız bir analizi için 'Ortak Tarihçiler Komisyonu' düşüncesinin yeniden canlandırılması ve daha teknik ve akademik seviyede tartışılarak, konunun siyasileştirilmesinden kaçınılması.
Washington'a, Türkiye'nin Ermeni konusundaki bakış açısının anlatılması ve bu konu ile ilgili delegasyonlar gönderilmesi, lobi stratejilerinin etkili olarak kullanılması. İki ülke arasındaki üst düzey temaslara devam ederken, aynı zamanda, Türkiye ve Ermenistan arasında devam eden çalışmanın ve teknik komitelerin faaliyet alanının genişletilmesi.
Bölgesel istikrar ve Türk-Amerikan ilişkilerinin iyileştirilmesi için büyük önem taşıyan, Ermenistan ve Azerbaycan arasında Dağlık Karabağ sorununun çözümü için yapılacak işbirliğinin desteklenmesi. Sivil toplum inisiyatiflerinin desteklenerek, iki komşu ülke arasında uzun zamandır devam eden ihtilafın ve önyargıların üstesinden gelmeye çalışılması.”
EKONOMİK İLİŞKİLER
“İhmal edilen alan: ekonomik ilişkiler” konusunda, şunlar kaydedildi:
“ABD'ye Yönelik Öneriler: Türkiye'nin etraftaki bölgeleri küresel pazarlara entegre etme konusundaki rolünün altının çizilmesi. Bu sürecin iyi tasarlanmış programlarla desteklenmesi; ABD şirketlerinin, Türkiye'yi bölgenin pazarlarına açılan bir giriş kapısı olarak görmelerinin desteklenmesi; Türkiye'deki ve çevre pazarlardaki Türk ve Amerikan şirketleri arasındaki ortak girişimleri teşvik edecek programların geliştirilmesi.
Türkiye'ye Yönelik Öneriler: Türk KOBİ'lerinin ABD iş kültürü ve ABD pazarının sunduğu ekonomik fırsatlar konusunda eğitilmesi; ABD'de daha fazla Türk girişiminin desteklenmesi; ABD ile artan ticaret ve yatırımla ilgilenilmesi için özel bir bölüm kurulması.
İki Tarafa da Yönelik Öneriler: İkili ekonomik ve ticari ilişkilere çok önemli bir rol yüklenmesi; İki ülkede de ortak ve kalıcı 'Ticaret ve Yatırım Destekleme Merkezleri' kurulması; Hazar ve Orta Asya enerji projelerine yeniden odaklanılması; Somut hedefler ve kesin tarihler belirlenerek, var olan komite ve platformların yeniden canlandırılması; iki ülkedeki önde gelen şirketlerin üst yöneticilerinden (CEO) oluşan bir üst düzey 'CEO Forum' düzenlenmesi; ABD'de okuyan çok sayıdaki Türk öğrenciden faydalanılması için programlar geliştirilmesi.”