TÜSİAD'dan Yılmaz'a destek

Güncelleme Tarihi:

TÜSİADdan Yılmaza destek
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 09, 2001 01:29

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), demokratik olgunluğun, en hassas konuları bile istikrarsızlığa yol açmadan tartışabilmek olduğunu ifade ederek, ‘‘Sayın Yılmaz'ın, partisinin kongresinde ‘ulusal güvenlik' kavramının yeniden ele alınması gerektiğini belirtmesi, demokratik teamüllere uygun bir tartışma başlatma girişimidir’’ dedi.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz’ın ‘‘ulusal güvenlik’’ konusunda başlattığı tartışmayı, ‘‘demokratik teamüllere uygun bir tartışma başlatma girişimi’’ olarak nitelendirdi. TÜSİAD'dan yapılan yazılı açıklamada, devletin zirvesindeki bir çatışmanın, ekonomide derin bir krizi tetiklemesiyle sonuçlanan gelişmeler hafızalardaki tazeliğini henüz korurken, siyasi ve ekonomik istikrarı olumsuz etkileme gücüne fazlasıyla sahip yeni bir tartışmanın başlatılmış olmasının herkesi endişeye sevkettiği belirtildi.

IMF'nin mali desteği ile yürütülen Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'nın başarısının, siyasi istikrara, yani hükümet içinde ve devletin zirvesinde uyuma sıkı sıkaya bağlı olduğunun bugün her vatandaşın bildigi açık bir gerçek haline geldiği kaydedilen açıklamada, ‘‘Bu uyumu ve istikrarı sağlayacak olan, sorunların üzerini örtmek değil, fikir ayrılıklarını ve tartışmaları demokratik teamüllere uygun bir çerçevede sürdürmek ve sürüncemede bırakmayarak sonuçlandırmaktır. Demokratik olgunluk, en hassas konuları bile istikrarsızlığa yol açmadan tartışabilmektir’’ denildi.

Açıklamada, daha sonra şu görüşlere yer verildi:

‘‘Sayın Yılmaz'ın, iktidar ortağı olan partisinin kongresinde ‘ulusal güvenlik' kavramının yeniden ele alınması gerektiğini belirtmesi demokratik teamüllere uygun bir tartışma başlatma girişimidir. Sayın Ecevit'in, (bu hiç şüphesiz olumlu bir ifadedir) dedikten sonra, (ancak, bunun içeriği bir an önce doldurulmalıdır) demesi, yine demokratik teamüller çerçevesinde bir yaklaşım ve konunun ‘günlük siyaset malzemesi olarak algılanmasını' önlemeye dönük olarak yerinde yapılmış bir uyarıdır. Her iki ifade de, hükümetin bu konuyu tartışma ihtiyacı içinde olduğunu açıkça göstermektedir. Kaldı ki, kapsamlı bir Anayasa değişikliğinin gündemde olduğu, Kopenhag kriterlerine uyum gereğinin önümüzde durduğu bir dönemde böyle bir tartışmanın açılması hem zaman, hem de içerik açısından doğrudur. Yapılması gereken, demokratik teamüllere uymak, konuyu doyurucu bir içerikle ele almak ve çeşitli görüşlerin önünü kesmeyecek bir tarzda tartışmaktır. Demokrasilerde, her konu, her zeminde tartışılır. Karar, Meclis iradesiyle tecelli eder. Yürütmede yetki ve sorumluluk hükümetindir.’’

DENGE ÇABASI YOK

Konunun, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu demokratik açılımların gerçekleştirilmesiyle ilgili olduğu kaydedilen açıklamada, Türkiye'nin bu kez, ekonomide ve siyasette ‘‘ne seviyede ve ne içerikte olursa olsun bir denge sağlama’’ çabası içinde olmadığı ifade edildi. Açıklamada, Türkiye'nin, çağdaş, gelişmiş Batılı demokrasilerin normlarına uygun bir denge kurma çabası içinde olduğu vurgulanarak, ‘‘AB ile entegrasyon sürecinin hızlandırılması ve Kopenhag kriterlerinin gerektirdiği demokratik açılımların gerçekleştirilmesi arzu edilen dengeyi kurmanın tek yolu olarak gözükmektedir’’ denildi.

Ankaralı tüccar: Asker haklı

Genel Kurmay Başkanlığı'nın Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'a yönelik önceki gün yaptığı sert açıklamaya (ATO) da destek geldi. ATO Başkanı Sinan Aygün, ‘‘Genelkurmay'ın açıklamasına tamamen katılıyorum, aynı şeyi düşünüyoruz’’ dedi.

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, ‘‘Genelkurmay'ın açıklamasına tamamen katılıyorum, aynı şeyi düşünüyoruz’’ dedi.

ATO Başkanı Aygün, dün düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin, Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'nin yaptığı açıklamaları nasıl değerlendirdiğine ilişkin sorusunu da yanıtladı.

Genelkurmay açıklamasının içeriğine baktığını, açıklamada ‘‘Ekonomi iflas noktasına gelmişse, ekonomiyi bu hale getirenler konusunda en ufak bir işlem yapılmıyorsa, milli ve ahlaki değerler aşındırılmış, soygun düzeni adeta normal davranış haline gelmişse’’ sözlerine yer verildiğini hatırlatan Aygün, açıklamada ifade edilen budeğerlendirmelere katılmamanın mümkün olmadığını, ATO olarak dört yıldır aşağı-yukarı bunları söylediklerini kaydetti. Türkiye'nin şu anda ilgilenmesi gereken konuların başında Genelkurmay'ın açıkladığı gibi, ekonomi, yolsuzluk ve ahlaki değerlerin geldiğini belirten Aygün, bu yüzden, bu açıklama gayet doğal olarak geldi'' dedi.

Aygün, tüccarın yüzde 80'inin ekonomik programa güvenmediğini ve yüzde 51'inin yeni bir seçim istediğini bildirdi. Aygün, ‘‘Bugün gelinen noktada Türk reel sektörü programa güvenmekle büyük zarar etti’’ dedi.

Aygün, 8 bin 170 tüccara uyguladıkları anketin sonuçlarını bir basın toplantısıyla açıkladı. Ankete katılanların yüzde 54'ünün son 6 ay içinde işçi çıkarttığını ifade ettiğini kaydeden Aygün, ‘‘İşsizlik ne kadar artarsa sosyal olaylar da o kadar artar. Bunun MGK'da ele alınması da sorunun ne kadar vahim hale geldiğini gösteriyor. İşsizliği azaltmazsanız, suçu da azaltamazsınız’’ diye konuştu.

ATO üyeleri en çok TSK'ya güveniyor

ATO'nun anketinden en güvenilir kurum olarak Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) çıktı. Ankete katılanların yüzde 71'i en çok TSK'ya güvendiğini belirtirken, en az güvenilen kurum yüzde 1'le TBMM oldu.

En güvenilen kurum hangisi?

Kurum Oran

TSK % 71

Cumhurbaşkanı % 14

Basın % 6

Yargı % 3

Partiler % 3

Hükümet % 2

Meclis % 1
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!