TÜSİAD tarafından hazırlanan “Güçlü Demokrasi, Güçlü Sosyal Yapı, Güçlü Ekonomi” başlıklı raporun sunuş bölümünde, TÜSİAD Yönetim Kurulu üyelerinin imzası ile yayınlanan yazıda, 22 Temmuz seçimlerine hazırlanan siyasi partiler ve siyasetçilere hükümete gelmeleri halinde hangi ekonomik, siyasi ve sosyal politikaları güdecekleri soruldu. AB’nin yeni bütçe dönemi ve Avrupa Parlamentosu seçimleri göz önüne alındığında, Türkiye'nin AB üyeliğinin 1 Ocak 2014 tarihine yetiştirilmesi gerektiğine vurgu yapılan yazıda, önümüzdeki 7 yıllık sürecin somut hedefler doğrultusunda daha iyi tanımlanması ve Türk kamuoyuna iyi anlatılmasına ihtiyaç olduğunun altı çizildi.
TÜSİAD'ın siyasetçilere yönelttiği sorulardan bazıları ise şöyle: "Büyüme stratejisinin temel nitelikleri konusundaki tercihleriniz nelerdir?, Çok kısa dönemde enerji arz güvenliği sorunlarına nasıl çözüm bulunabilir?, Kayıtdışı ekonomi ile mücadele ve vergi reformu konusunda nasıl bir yöntem ve program uygulamayı düşünüyorsunuz?, Ekonomik dengelerin yeniden bozulması halinde, nasıl bir stateji izleyeceksiniz?,
Seçim sistemini reforma tabi tutmayı düşünüyor musunuz?”
TÜSİAD, 22 Temmuz genğel seçimleri öncesinde yürütülecek olan seçim kampanyası döneminin tartışma noktalarını ve sonrasında kurulacak hükümetin gerçek gündemini oluşturması amacıyla daha önce hazırladığı ve 1 Mart 2007’de yapılan Olağanüstü TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi(YİK) toplantısında üyelerine sunduğu “Güçlü Demokrasi, Güçlü Sosyal Yapı, Güçlü Ekonomi” başlıklı raporunu bugünkü YİK toplantısında kamuoyuna sundu.
“22 TEMMUZ 30 YILLIK DEMOKRASİ TARİHİNİN EN ÇETİN SINAVI”
TÜSİAD Yönetim Kurulu’nun imzasının bulunduğu sunuş bölümünde, Türkiye’nin, 1976-2006 yıllarını kapsayan 30 yıllık “Türk Demokrasi Tarihin”ndeki en çetin sınavının 22 Temmuz seçimlerinde verileceği ifade edildi. Bu sınavın sonuçlar kadar süreçlerle de ilgili olduğuna dikkat çeken TÜSİAD Yönetim Kurulu, “Geçer notu alabilmemiz için, toplumsal uzlaşma içinde siyasal istikrarımızı güçlendirerek, küresel ekonomik rekabet gücümüzü artırarak, sosyal dengesizlikleri giderecek adımları atmaya başlayarak bu dönemi geride bırakmamız gerekiyor” dedi.
“AB TAM ÜYELİK HEDEFİ 1 OCAK 2014 OLMALIDIR”
TÜSİAD, Avrupa Birliği’ne tam üyelik idealinin toplumsal alanda yeniden ve güçlü bir şekilde benimsenmesinin bir zorunluluk olduğuna dikkat çekerek, AB ile ilişkilerde gelinen noktada artık tam üyelik için bir tarih hedeflenmesi gerektiğini kaydetti. Bu tarihin AB’nin yeni bütçe dönemi ve Avrupa Parlamentosu seçimleri göz önüne alındığında “1 Ocak 2014” olması gerektiği ifade edildi. TÜSİAD Yönetim Kurulu, önümüzdeki 7 yıllık sürecin somut hedefler doğrultusunda daha iyi tanımlanması ve Türk kamuoyuna iyi anlatılması gerektiğinin de altını çizdi. 2014 yılına gelindiğinde, Türkiye’nin geride başarılı bir müzakere süreci bırakmış olması gerektiğine işaret eden TÜSİAD, Türkiye’nin müzakereler esnasında izleyeceği pozisyon belirlenirken sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla toplumun mümkün olan en geniş kesimden görüş istenmesinin büyük önem taşıdığı vurgulandı.
TÜSİAD’TAN SİYASETÇİLERE 12 SORU TÜSİAD Yönetim Kurulu raporun sunuş bölümünde, 2014’teki hedeflere nasıl varılacağına ilişkin, seçimlerin ve seçimlerden sonra kurulacak hükümetin gerçek gündeminin bu olması gerektiğine işaret ederek, siyasetçilere cevap aranması gereken 12 soru yöneltti.
“BÜYÜME STRATEJİSİ ANAHTARLARI NELERDİR?”TÜSİAD, 2007-2013 döneminde kesintisiz yüzde 7 civarında büyümenin iddialı ancak başarılması şart bir perspektif olarak değerlendirirken, bu yeni büyüme stratejisinin temel niteliklerini ve tercihlerini öğrenmek istediklerini belirtti. Yüksek ve sürdürülebilir büyümeyi; kurumsal altyapı iyileştirmeleri, eğitim ve teknoloji altyapısı reformları ve rekabet koşullarının geliştirilmesi yoluyla elde edilecek olan verimlilik artışları ile sağlanabileceğini vurgulayan TÜSİAD, siyasetçilere tarım, turizm, ulaştırma sektörlerindeki verimlilik/katma değer artışına yönelik reformlar hakkında görüşleri ile özelleştirme politikalar ve uygulamalarındaki memnuniyetlerini sordu.
“ENERJİ DARBOĞAZINA DOĞRU İLERLİYORUZ”TÜSİAD Yönetim Kurulu, Türkiye’nin ciddi bir enerji darboğazına doğru ilerlediğine dikkat çekerek, geçtiğimiz 5 yıl içinde, enerji piyasasında yatırım ortamının darboğazı aşmayı sağlayacak biçimde geliştirilmediğini savundu. Siyasetçilere, Türkiye’nin enerji vizyonunu ve startejisini nasıl yenilemesi gerektiğine yönelik soru yönelten TÜSİAD, “Çok kısa dönemde enerji arz güvenliği sorunlarına nasıl çözüm bulunabilir?” sorusunu yöneltti.
“BÜTÇE DENGESİNDE BOZULMA EĞİLİMLERİ ORTAYA ÇIKTI”
TÜSİAD, bütçe dengesinde yeniden bozulma eğilimleri ortaya çıktığını ifade ederek, vergi oranlarının azaltılması ve vergi tabanını genişletilmesi açısından istenilen ilerlemenin sağlanamadığını kaydetti. Dolaylı vergilerin payı artarken, doğrudan vergilerin payının azalmaya devam ettiğini vurgulayan TÜSİAD, son 4 yılda kayıtdışı ile mücadelede çok önemli adımların atıldığını söylemenin ise zor olduğuna dikkat çekti. TÜSİAD Yönetim Kurulu, “Kamu maliyesinin iyileştirilmesi, kayıtdışı ekonomi ile mücadele ve vergi reformu konusunda nasıl bir yöntem ve program uygulamayı düşünüyorsunuz?”, “
Merkez Bankası bağımsızlığı konusunda ne düşünüyorsunuz? Merkez Bankası tarafından uygulanmakta olan politikaları nasıl buluyorsunuz? Yeni dönem için önerileriniz olacak mı?” sorularını sordu.
MAKROEKONOMİK İYİLEŞME SÜRECİ DURMA NOKTASINA GELDİTÜSİAD Yönetim Kurulu, makroekonomik performanstaki iyileşme sürecinin durma noktasına geldiğini, Türkiye’nin bir yandan makroekonomik istikrarı sağlarken, bir yandan da hızlı büyüme sergilediği sürecin durduğunu, hatta enflasyon, reel faiz, bütçe açığı gibi bazı göstergelerde gerileme başladığını kaydetti. Cari açıkta revizyona ihtiyaç olup olmadığını sorusunu yönelten TÜSİAD, siyasetçilerde ekonomik dengelerin yeniden bozulması ihtimalinden yola çıkarak siyesetçilere, bu koşullar altında nasıl bir strateji düşündükleri sorusunu yöneltti.
TÜSİAD’ın beşinci sorusu ise, sosyal politikalara yönelik oldu ve Türkiyenin ekonomik ve sosyal göstergelerde, AB ortalamalarını yakalamasının kadınların ancak eğitim, çalışma yaşamı ve siyasete etkili katılımları ile mümkün olacağı, bu nedenle kadın haklarının çeşitli uygulama yöntemleriyle geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Siyasi partilere, AB üyelik tarihi hedefini ve yaklaşımını ve tam üyeliğe karşı gelişen anlayış çerçevesinde, izlenilmesi gereken politikaların ne olması gerektiğini de sordu.
TÜSİAD’ın yedinci sorusu ise, “Kıbrıs konusunun çözümünde nasıl bir nitisiyatif kullanmayı düşünüyorsunuz?” yönünde olurken siyasetçilerden, “Türkiye AB’ye tam üyelik sürecinin iletişim boyutunu hep ihmal edegelmiştir. Bu konuda kapsamlı bir tanıtım ve iletişim programı düşünüyor musunuz?” sorusunu da yöneltti.
“SEÇİM SİSTEMİ TEMSİLDE ADALETİ BOZAN BİR YAPIDA”Seçim sisteminin yönetimde istikrarı ön plana alırken, temsilde adaleti olağanüstü bozan bir yapıda olduğuna dikkat çeken TÜSİAD Yönetim Kurulu, siyasetçilere “seçim sistemini reforma tabi tutmayı düşünüyor musunuz?” diye sordu.
Cumhurbaşkanının halkoyu ile seçilmesine yönelikte siyasetçilere soru yönelten TÜSİAD Yönetim Kurulu, Meclis’te kabul edilen Anayasa değişikliğinin Cumhurbaşkanının yetkileri ve statüsüne(sorumsuzluğu, tek başına yaptığı işlemler, görevden alınma mekanizması, dokunulmazlık) ilişkin bir açıklama olmadığına dikkat çekti. TÜSİAD, siyasilere, mevcut yetkiler ve statü ile halkoyuyla seçilecek bir Cumhurbaşkanının, sistem açısından yürütmenin iki başlı hale gelmesi gibi bir sakıncaları olacağına ilişkin görüşlerini sordu.
TÜSİAD Yönetim Kurulu’nun son iki sorusu ise bireysel ve kolektif özgürlükler ile yargı alanındaki reformlara ilişkin oldu. TÜSİAD, özgürlükler alanında ne gibi değişiklikler öngörüldüğünü sorarken, seçim sonrasında, yargının bağımsızlığını ve hukukun üstünlüğünü yerleştirecek ve giderek pekiştirecek ne gibi düzenlemeler düşündüklerini de aktarmalarını istedi.
TÜRKİYE DÜNYA LİGİNDE BAŞA GÜREŞEN BİR ÜLKE OLMALI
Türkiye’nin artık gündem saptırmaktan başka bir işlevi olmayan soyut tartışmalar yerine, akılcılığın egemen olduğu somut bir siyasi, ekonomik ve sosyal gündeme odaklanması gerektiğine dikkat çeken TÜİSAD Yönetimi, uluslar arası ekonomik ve kültürel çekim gücü olması nedeniyle, İstanbul’un 21. yüzyılın “küresel rekabetçi büyük şehir” sınıflamasında yerini alması gerektiğine dikkat çekti.
“BİREYSEL ÖZGÜRLÜKLERİN GÜVENCESİ LAİKLİK”
TÜSİAD, Türkiye’nin seçim dönemini ülkenin gündemiyle gelecek ideallerini uyumlu hale getirme doğrultusunda kullanılabilir ve Ab sürecinden doğru biçimde yararlanabilirse, uygulayacağı yeni ulusal muhasebe sistemi uyumu ve yeni bir büyüme stratejisiyle büyümesini ortalama yüzde 7’de tutabileceğini kaydetti. Türkiye’nin 2001 krizine rağmen önemli reformlara imza attığını, siyasi, ekonomik ve sosyal açıdan güçlendiğine dikkat çeken TÜSİAD Yönetim kurulu, “Ekonomik refaha kavuşmak, küresel ekonominin kurallarına uymayı gerektirir. Bu uyumak için açık ve demokratik bir toplumsal yapı şarttır. Bu yapının güçlenmesi, ülkedeki tüm sivil toplum kuruluşlarının, siyasal partilerin, kurumların ve bireylerin ortak hedefi ve kültürü olmalıdır. Bireysel özgürlüklerin güvencesi laiklik, ekonomik refahın güvencesi de katılımcı demokrasidir” değerlendirmesinde bulundu.
YATIRIM ORTAMI İYİLEŞTİRME KOORDİNASYONU
TÜSİAD raporunda, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOIKK)’nun kapsamlı yürütülen yapısal ve yasal düzenlemelerin etkinlikten uzak ve ağır işlemesi, yürütülen reform çalışmalarının etkisiz ve sınırlı sonuçlar vermesinin Türkiye’deki yatırım ortamının hala istenilenden oldukça uzak bir noktada olmasına yol açtığına dikkat çekildi. İstihdam üzerindeki maliyetlerin azaltılması, çalışma hayatını düzenleyen yasalar, iş hayatının gereklerine yanıt verecek şekilde yeniden ele alınmasının istenildiği raporda, buldozer tipi operasyon ile yatırımların ve üretimin önündeki idari ve teknik engellerin de temizlenmesinin gerekliliğine işaret edildi. Raporda, vergi sisteminin basitleştirilmesinin önemine de dikkat çekilerek, kamu bankalarının bir an önce özelleştirilmesinin sağlanması, fon yaratıcı ve risk dağıtıcı ürünlerin işlem gördüğü pazarların oluşturulması istendi.
Raporda, enerji, ulaştırma ve telekomünikasyon sektörlerinde liberalizasyon sürecinin hızlandırılması gerektiği vurgulanarak, bu sektörlerde adil rekabet koşulları sağlanarak özel sektöre tam açılması ve piyasa ekonomisinin işler hale getirilmesi ve girdi maliyetlerinin dünya fiyatlarına gerilemesinin sağlanması da TÜSİAD’ın istedikleri arasında yer aldı.
Raporda, ekonomik ve sosyal yapıların beraberce gelişmesi için, Türkiye’nin makroekonomik yapısının güçlendirilmesi ve yapısal reform sürecinin mikro ekonomik reform alanlarına doğru derinleştirilmesi, kayıtdışı ile mücadele, bölgesel kalkınma ve sosyal destek programlarının geliştirilmesi istendi.
ZORUNLU EĞİTİM 12 YILA YÜKSELMELİ
TÜSİAD raporunda, okul öncesi eğitimin 6 yaş için 1 yıl zorunlu olması ve zorunlu eğitimin 12 yıla yükseltilmesi istenirken, kapsamlı bir sosyal güvenlik reformunun desteklenmesi gerektiğine dikkat çekildi.