Güncelleme Tarihi:
Türkiye, ancak kadınların potansiyelini açığa çıkarabildiği ve kadınlar toplumsal refahtan pay alabildiği ölçüde ekonomik, sosyal ve demokratik hedeflerine ulaşabilecek.
TÜSİAD 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada aşağıdaki görüşlere yer verildi:
“2023 yılında dünyanın en büyük ekonomilerinden birisi olmayı hedefleyen Türkiye’nin, kadınları hayatın her alanına ortak etmeden bu hedefi gerçekleştirmesi mümkün değildir. Kadınların fırsatlara eşit erişim prensibi çerçevesinde eğitime, ekonomiye, siyasete ve toplumsal hayatın her alanına aktif olarak katılımı, demokrasinin ve toplumsal gelişmenin bir gereğidir. Bu nedenle, cinsiyet eşitliğini sekteye uğratan faktörler de birer toplumsal sorun olarak algılanmalı ve ele alınmalıdır.
TÜSİAD tarafından, geçtiğimiz yıl, kadınların çalışma hayatına katılımı ile ilgili olarak “Tek Kanatla Geleceğe Uçamayız” temasıyla bir dokümanter film hazırlanmıştır. Gerçekten de Türkiye, ancak kadınların potansiyelini açığa çıkarabildiği ve kadınlar toplumsal refahtan pay alabildiği ölçüde ekonomik, sosyal ve demokratik hedeflerine ulaşabilecektir.
Ülkemizde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması yolunda eğitim, çalışma yaşamı ve siyasete katılımda eşitlik ve kadının insan hakları büyük önem taşımaktadır.
Eğitime erişim; kadınların çalışma yaşamından siyasete kadar, toplum hayatına aktif olarak katılmasında ilk belirleyici husustur. Son yıllarda özellikle ilköğretimde kadın-erkek okullaşma oranları arasındaki fark neredeyse kapanmıştır. Ancak ortaöğretim ve yükseköğretimde kadın-erkek okullaşma oranları arasındaki önemli farkın devam ediyor olması, konunun hassasiyetle takibine dikkat çekmektedir.
2011 yılı verilerine göre ülkemizde kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 29, istihdam oranı ise yüzde 26’dır. 2023 için Türkiye’nin kadın işgücüne katılım oranı hedefi %35 iken, üyesi olmayı hedeflediğimiz Avrupa Birliği’nin 2020 yılı kadın istihdam hedefi yüzde 75’tir. Son yıllarda kadının istihdama katılımını desteklemek için hazırlanan teşvik düzenlemeleri yerinde uygulamalar olmuştur. Ancak Türkiye’nin, kadının ekonomiye katılımında 135 ülke arasında sondan 4. olması, mevcut çalışmaların ivmelenerek devamını zorunlu kılmaktadır. Kadınların eğitime daha çok erişmeleri konusundaki çalışmaların yanı sıra kadınların iş yaşamında kalıcı olması açısından büyük önem taşıyan kreş gibi destek mekanizmalarının yaygınlaştırılması öncelikli bir politika olmalıdır. Çalışma hayatında toplumsal cinsiyet eşitliğinin geliştirilmesi için teşvik edici bütünsel kamu politikalarına duyurulan ihtiyacın yanında, iş dünyasında da zihniyet, yaklaşım ve uygulama açılarından iyi örneklerin çoğalarak bir dönüşüm sağlanması gerekmektedir.
Kadına karşı şiddet, uzun zamandan beri Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden birisidir. Bu konuyla ilgili yeni bir kanun tasarısı hazırlanması umut verici bir girişimdir. Mağdurların korunması, şiddet vakalarının önlenmesi ve toplumdaki zihniyet dönüşümün sağlanması açılarından beklentilerin karşılanması için, yeni düzenlemenin etkili şekilde uygulanması büyük önem taşımaktadır.
8 Mart günü, kadın sorunlarının kamuoyunda tartışılması için önemli bir vesile olmakla birlikte, kadın-erkek eşitliği konusu sürekli kamuoyunun gündeminde tutulmalı ve bu alanda yapılan somut çabalara devam edilmelidir. Toplumun tüm kesimlerinin, gerekli politika ve eylem planlarının oluşturulması ve hayata geçirilmesinde kararlılık göstermesi önem taşımaktadır. TÜSİAD olarak bu toplumsal dönüşümün gerçekleşmesi için verdiğimiz desteği sürdüreceğiz.”
TÜSİAD 40. Yıl faaliyetleri kapsamında, Kadın-Erkek Eşitliği Çalışma Grubu’nun girişimiyle 2011 yılında kadınların ekonomiye katılmasının sadece kadını değil, kadın-erkek tüm toplumu ilgilendirdiği anlayışıyla, “Çalışma Hayatında Kadın” temalı 16 dakikalık kısa film ve 45 saniyelik bir reklam spotu hazırlanmıştır. Kısa film 14 Ocak 2011 tarihinde düzenlenen "Çalışma Hayatında Kadın" başlıklı konferansta kamuoyuna sunulmuştur. Reklam spotu ise, 8 Mart 2011 tarihinden itibaren TV kanallarında gösterilmiştir.