Güncelleme Tarihi:
TÜRK Sanayayicileri ve İşadamları Derneği’nde (TÜSİAD) sıkıntılı bir seçim süreci daha yaşanıyor. Haziran ayında başkan Muharrem Yılmaz’ın sürpriz istifasıyla başladı tartışmalar. Başkan yardımcısı Haluk Dinçer’in isteksizce başkanlığı kabul etmesi ile devam etti.
Bu süreçte yaşanan ‘TÜSİAD başkan bulamıyor’ yorumları haksız da sayılmazdı. Çünkü hükümetle ilişkileri pamuk ipliğine bağlı TÜSİAD’da başkan olmak bir anlamda ‘ateşten gömleği’ giymek demek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı genel kurulla hükümetle sıcak ilişkiler kurması beklenen Haluk Dinçer’in başkanlığı süresince yaptığı eleştiriler, uyarılar hiç de yumuşak olmadı. Son olarak Hürriyet’te Cansu Çamlıbel’e verdiği röportaj ipleri bir kez daha germiş oldu.
Ancak başkanlıkta altı aylık süreyi dolduran Haluk Dinçer, seçimden sonra bir dönem daha devam eder diye beklenirken bırakacağı anlaşıldı. Herkese sürpriz olan bu kararın gerekçesini ise Güler Sabancı şöyle açıklıyor: “Dinçer TÜSİAD’ı başkansız bırakmamak için altı aylığına kabul etti? Holding’de çok önemli görevleri var. Şirketlerimiz halka açık ve yabancı ortaklarımız var.”
YENİ DÖNEMİN İPUÇLARI
Yeni başkan kim olacak kulisleri çok sürmedi. Başkan yardımcılarından Cansen Başaran Symes adı üzerinde tüm üyeler hem fikir oldu. Uzun yıllar PricewaterhouseCoopers’ın hissedarı olan şimdi ise bir sigorta şirketinin yönetim kurulu üyeliğini sürdüren başarılı profesyonel Symes’in üçüncü kadın başkan olarak göreve gelmesi artık kesin.
Symes şimdi yönetim kurulu üyelerini belirliyor. Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan kesin görünen isimlerden. Yönetim kurulu için adı geçenler isimler de hayli güçlü. TÜSİAD’ın kurucu başkanlarını bir araya getiren Başkanlık Divanı ise şimdi yeni dönem için yeni bir ilke belirliyor. Başkanlık Divanı’nın önemli isimlerinden biri ile yaptığım sohbette yeni döneme ilişkin önemli ipuçları aldım.
Öncelikle artık “TÜSİAD Başkan bulamıyor” yorumlarına son vermek istiyorlar. Bu nasıl olacak?
“Bundan sonra yönetim kuruluna girenlere başkanlığı düşünüp düşünmediğini soracağız. Düşünmüyorsa yönetim kurulunda da yer alamayacak. Böylece TÜSİAD’ın başkanı o yönetim kurulu içinde hazırlanmış olacak. Tartışmaları da böylece bitirmiş olacağız.”
PATRON DEĞİL PROFESYONEL
TÜSİAD’ın bu etkin üyesine yeni başkanı belirlerken “düşük profil olsun, patron değil profesyonel seçelim” düşüncesiyle mi hareket ettiklerini soruyorum: “Kesinlikle hayır” diyor ve devam ediyor; “Cansen Hanım başarılı bir üyemiz. Kıdemli. Komisyonlarda çalıştı, başkan yardımcılığı yapıyor uzun süredir. Ayrıca artık 20 yıl önceki anlayışla TÜSİAD’ı sürdürmemiz zor. 600 üyemiz var ve çoğunluk artık profesyonel. Bu Avrupa’da da böyle. Kocaman şirketleri emanet ediyoruz. TÜSİAD’ı neden etmeyelim.”
Düşük profil yorumuna ise gelecek dönemin de politikasını sinyalini vererek şunları söylüyor: “TÜSİAD 40’ıncı yılını kutladı yakın zamanda. 40 yıldır ilkelerimiz var. Bunlar doğrultusunda çalışmalarımızı yapıyoruz. Hedefimiz Türkiye’nin zenginleşmesi, insan hakları temelinde demokrasinin gelişmesi, halkın mutluluğu. Bu doğrultuda doğru bulduğumuz her fikri söyleriz. Hükümetlerle ters düşebiliriz ama ilkelerimizden vazgeçmeyiz.”
Dinçer’in son açıklamalarının TÜSİAD’ın başkanlar katında bir sıkıntı yaratıp yaratmadığına ise şu yanıtı veriyor:
“Dinçer’in söylediklerinin hepsine katılıyoruz. Rahatsız edecek bir açıklama yok. Sadece muhatap konusunun başlıkta kullanımı rahatsız edebilir.”