TÜSİAD revizyonda ısrar ediyor

Güncelleme Tarihi:

TÜSİAD revizyonda ısrar ediyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 12, 2001 00:00


TÜSİAD olağanüstü olarak toplanan Yüksek İstişare Konseyi'nde kabinede bir revizyon gerçekleştirilmesi konusunda ısrarcı olduklarını belirtirken YİK Başkanı Muharrem Kayhan, hükümetin revizyon yok açıklamasına rağmen "Taze kan nakli gerek" dedi.
Haberin Devamı

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Muharrem Kayhan, "TÜSİAD'ın bir desteği söz konusu olacaksa, bu bir programın desteklenmesi olacaktır, mevcut hükümetin değil. Programa verilecek bir destek de, ne koşulsuz, ne de vadesiz" dedi.

TÜSİAD YİK, son ekonomik ve siyasi gelişmelere ilişkin görüş alışverişinde bulunmak üzere tarihinde 2. kez olağanüstü toplandı.

Çırağan Sarayı'nda yapılan toplantının açılışında konuşan TÜSİAD YİK Başkanı Kayhan, toplantının geleneksel tarihinden önce ve çok olağanüstü koşullar altında gerçekleştirdiklerine dikkat çekti.

Türkiye'nin bugüne kadar pekçok sıkıntılı dönemden geçtiğini, ancak toplum olarak herhalde kendilerini ilk kez bu kadar çaresiz, güvensiz ve inançsız hissettiklerini ifade eden Kayhan, şöyle devam etti:

"Bu salonda finans, sanayi, hizmet sektörlerinin temsilcileri var. Bizler bu kurumları, tesisleri, işletmeleri zararlarımızı hesaplamak için kurmadık. İlk krizde küçültmek için büyütmedik. Bir fırsat çıksa da işten çıkarsak diye işçi istihdam etmedik. Amaç faaliyet dışı kar etmek olsa, yatırım yapmak, işletmeleri ayakta tutmak için bu kadar ter dökmenin ne anlamı var? Bizler bu kurumları, tesisleri, işletmeleri üretmek, büyütmek, kazanmak ve kazandırmak için kurduk."

"HATALARININ BEDELİNİ BİZE ÖDETMEYE ÇALIŞIYORLAR"

Sistemin, sermayenin kendi hatalarının bedelini piyasalarda ödemesi prensibiyle çalıştığını, ancak devletin hatalarının bedelini de her seferinde girişimcilerin, çalışanların ödemesi istenirse, o zaman sistemin iflas edeceğini vurguladı.

Kayhan, şöyle devam etti: "Bugüne kadar karşı karşıya olduğumuz durum budur. Ülke yönetimiyle ilgili hataların bedelini, çalışanıyla, patronuyla, reel sektörün ve bu sektörün sosyal bağımlılarının ödemesi istenmektedir. Ödediğimiz bu ağır bedelin sorumluları, son 15-20 yılın devlet ve hükümet katındaki yöneticileridir. Diğer hükümetler gibi bu hükümet de, sistemi yapısal olarak değiştirecek adımları atma iradesini bugüne kadar gösterememiştir.

Kimse kabahati, IMF'ye, Merkez Bankası'na, ya da Hazine'ye yüklemeye çalışmasın. Kasım ve Şubat aylarında yaşanan iki ekonomik krizin de temelinde (yönetim zaafiyeti) yatmaktadır."

"KABİNEDE REVİZYON İSTİYORUZ"

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Muharrem Kayhan, hükümetin kabinede bir revizyon gerçekleştirerek, yönetime taze kan nakledildiğinin gösterilmesini istedi.

Muharrem Kayhan, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada, hükümete çağrıda bulunarak şöyle dedi:

"IMF'ye sunulacak niyet mektubunun bir versiyonunu toplumun önüne koymakla yetinmeyin. Türk toplumuna değişimle ilgili söyleyecekleriniz, niyet mektubuna yazacaklarınızdan daha önemlidir. Ekonomiye, siyasete, dış politikaya bir bütün olarak yaklaşan, sosyal ihtiyaçları dikkate alan kapsamlı bir reformlar paketini önümüzdeki günlerde Türk ve dünya kamuoyunun önüne koyun. Bu reformlar paketiyle, AB'ye tam üyelik sürecini birbirine entegre edin.

Kabinedene bir revizyon gerçekleştirerek, yönetime taze kan naklettiğinizi gösterin. Reformlara ilişkin tüm yasaları hızla parlamentodan geçirerek gerçek bir çoğunluk hükümeti olduğunuzu ve ülke menfaatleri dışında hiçbir kaygıyla hareket etmediğinizi tüm dünyaya ilan edin. İnsanlarda güven, umut, heyecan yaratın."

"YALANCI ÇOBAN KONUMUNA DÜŞMEMEK İÇİN"

Heyecanın, umut ve güvenin bulaşıcı olduğunu vurgulayan Kayhan, Türk toplumunda bir güven yaratılabilirse, bunun, ortaklarıa, kreditörlere, müttefiklere mutlaka yansıyacağını belirterek, "Çünkü onlar da hükümetin sözlerine değil, halkın gözlerine bakıyorlar" dedi.

"Bugüne kadar yalnızca alınan kredilerin değil, Türk halkının güven ve fedekarlığı da har vurulup harman savruldu" diyen Kayhan, özelleştirmelerden kaçınıldığını, KİT zararlarının tırmandığını, piyasa kurallarının uygulamasından kaçınıldığını, görev zararlarının biriktiğini, idari reform yapmaktan kaçınıldığını kaydetti.

Bütün bunların, siyasetin gereği olarak her hükümetçe tüm uyarılar hiçe sayılarak tekrarlandığını söyleyen Kayhan, ortaya çıkan toplam miktarın da, Türkiye'nin iç borcuna karşılık düşen bir seviyeye yükseldiğine dikkat çekti.

Muharrem Kayhan, konuşmasına şöyle devam etti: "Artık köklü bir zihniyet değişikliğine ihtiyacımız var. Bir kez daha 'yalancı çoban' konumuna düşmemeyi bir ulusal onur meselesi yaparsa, Türkiye'nin beceremeyeceğine inananları haksız çıkarmak için canını dişine takarsa, koltuğu korumanın tek yolunun, onu kaybetme korkusundan kurtulmak olduğunu kavrar tasarrufa ve yenilenmeye kendinden başlarsa, farklı toplum kesimlerinin temsilcilerine danışmayı zul saymazsa, hükümet başarı için gereken asgari zihniyet değişikliğini gerçekleştirmiş olacaktır. Bu zihniyet değişikliği sağlansın, siyasal sistemin önümüzü tıkamasına bir son verilsin, inanın gerisini Türk halkı halleder."

"ALTERNATİFSİZ BİR HÜKÜMET YOKTUR"

TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Muharrem Kayhan, ''Alternatifsiz bir hükümet yoktur'' dedi.

Kayhan, kimseyi de birtakım demokrasi dışı formüller için kendine yandaş aramaması için de uyardı.

TÜSİAD YİK, son ekonomik ve siyasi gelişmelere ilişkin görüş alışverişinde bulunmak üzere olağanüstü toplandı. Toplantının açılışında konuşan Kayhan, bugün ne hükümetin istifası ne de bir erkenseçim için şartların uygun olmadığını düşündüklerini, toplumun sağduyulu, geniş bir kesiminin de kendileriyle aynı görüşü paylaştıklarını dile getirdi.

Kayhan, programın başarıya ulaşması halinde, hükümetin yoluna devametmeyi, ya da bir erken seçimle güven tazeleyerek başlattığı reformları derinleştirmeyi seçebileceğini anlatarak, şöyle devam etti:

''Program başarısız olursa, bu hükümetin de başarısızlığı anlamına gelecektir. Ve evlerden ırak, bu program da başarısız olursa, bunun bedeli o kadar büyük olur ki, hükümet değiştirmenin, hatta seçim yapmanın getireceği ek yük bunun yanında ihmal edilebilir bir sıkıntı haline gelir.''

''Alternatifsiz hükümet yoktur'' diyen Kayhan, demokrasinin esas olaak alternatifler rejimi olduğunu, ayrıca içinde bulunduğumuz ortamın demokrasi çerçevesinde yeni siyasi oluşumların kabuğunu kırmasına olanak sağlayacak bir ıeviyesi yaratmış durumda olduğunuifade etti. Kayhan, ''Siyaset arenasının sonsuza kadar bugünkü yapısında kalmayacağına yürekten inanıyoruz'' dedi.

KRİZİN ÇÖZÜMÜ DEMOKRASİ İÇİNDE

Bütün bu faktörlerin hükümet için tek çıkar yolun, programın başarısı için var gücüyle çalışmak olduğunu gösterdiğini belirten Kayhan, şunları kaydetti:

''Bu süreçde dikkat edilmesi gereken önemli bir husus daha var: Türkiye'nin AB'ye girmesine engel olmaya çalışanlar, Türkiye'nin çağdaşlaşmasını demokratikleşmesini kendi geleneksel iktidarlarına birtehdit olarak görenler, ekonomik krizi bahene ederek, bizi siyasi açıdan çok geri noktalara taşıyacak formüller önermeye çoktan başladılar.

Bu kürsüden açıkca şunu ifade etmek istiyorum: Kimse birtakım demokrasi dışı formüller için kendine yandaş aramasın. Türkiye bu acı tecrübeleri geçirdi. Bugün içinde bulunduğumuz durumda bu tür olumsuz tecrübelerin büyük payı olduğunu kim inkar edebilir? Çekilen sıkıntı ne olursa olsun, Türk insanı artık, yaşadığımız krizin ve onu doğuran yönetim krizinin çözümünün demokrasi içinde bilinmesı gerektiğine inanıyor. Sokaktaki insan, adını böyle koymasa da siyasi ve idari reform istiyor. Kamuda makam enflasyonundan, siyasette yıllardır aynı çehrele mahkum olmaktan, sesini duyuramamaktan Ankara'da temsil edilmemekten yakınıyor.

10 BAKAN EKSİK OLSA İŞLER DAHA MI KÖTÜ HALE GELECEK?

Soruyoruz: Türkiye'de siyasi istikrarı sağlayacak, daha adil ve daha etkin bir temsil sistemini getirecek yeni bir seçim kanunu önünde, parti içi demokrasiyi geliştirecek yeni bir siyasi partiler kanunu çıkarmanın önünde koltuk kaybetme endişesi dışında ne engel var? Hükümette 10 bakan eksik olsa, işler bugünkünden daha mı kötü hale gelecek?''

Kayhan, ekonominin inip çıkan grafiklerine kilitlenip, bugünkü siyasetin kriz üreten yapısını görmemenin, toplumun tüm kesimlerinden yükselen değiştirme taleplerine kulak tıkamanın anlamsız bir ''tutuculuk'' olduğunu savundu.

Ulusal Program'ın AB'ye sunulduğunu hatırlatan Kayhan, ''Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin, hanginiz bundan dolayı en küçük bir heyecan duydunuz? Bu konudan sorumlu sayın Başbakan Yardımcısı bile (siyasi kriterler bizim kullandığımız bazı ifadeler, tam üyelik müzakerelerini başlatmak için yeterli değildir. Bu konuda daha ileri adımlar atmamız gerekir) demektedir'' dedi.

TÜSİAD HÜKÜMET DEĞİŞİKLİĞİ TALEBİNDE DEĞİL

Muharrem Kayhan, yönetim krizinden söz ederken ''Bu hükümet gitsin, başkası gelsin'' düşüncesiyle hareket etmediklerini, bugün için bir hükümet değişikliği talebiyle ortaya çıkıp krizlere yeni bir kriz eklemek istemediklerini bildirdi.

Kayhan, yaşanılan krizin aslında bir ''yönetim krizi'' olduğunu söyledi.

Bu yüzden, krizin nedenini yerli-yabancı kuruluşlarda ya da şahıslarda aramak ne kadar yanlışsa, krizden kalıcı biçimde çıkışının da dış desteklerde ve şahısların çabalarında aramanın o kadar yanlış olduğunu savunan Kayhan, şöyle devam etti:

''Evet, bugün içinde bulunduğumuz kuyudan çıkmak için dış mali desteğe şiddetle ihtiyaç duyuyoruz. Bunun için her türlü çabanın sarf edilmesi lazım. Ama iş ne yazık kı bununla bitmiyor. Ölümü görüp de sıtmaya razı olacak değiliz. Biz önce bu kuyudan çıkmayı, ardından da önümüzdeki dağı tırmanıp öte yana geçmeyi arzu ediyoruz.''

Bu yüzden sorunun sadece önümüzdeki finansal krizi aşmak olmadığına işaret eden Kayhan, şöyle devam etti:

''Sorunumuz, ekonominin krizler üreten yapısını düzeltmek ve daha da önemlisi mevcut yönetim krizini aşarak, siyaseti kriz üreten değil,atılım yapan bir kurum haline getirmektir.

Yönetim krizinden söz ederken (bu hükümet gitsin, başkası gelsin) düşüncesiyle hareket etmiyoruz. Bugün için, bir hükümet değişikliği talebiyle ortaya çıkıp krizlerimize yeni bir kriz eklemek istemiyoruz.Ayrıca, yeni geleceklerin (enkaz edebiyatı) ile zaman yitirmek yerine,bu hükümetin kaderini programın kaderi ile bağlamanın daha doğru bir yaklaşım olacağına inanıyoruz.''

KABİNEDE REVİZYON

Ancak kabinede bir revizyon yapılmadan, bir kan değişimi ile ortaya çıkmadan, içeride ve dışarıda inandırıcı olunamayacağını ifade eden Kayhan, şunları söyledi:

''Hükümet, kabine revizyonuyla hataları gördüğünü ve tekrarlamayacağını, Meclis'ten çıkartacağı yasalarla uygulama kararlılığını, yapacağı siyasi erformlarla da ülkenin çıkarlarını her şeyin üzerinde tuttuğunu dünyaya ilan etmelidir. Bir anlamda, millete içirmeden önce acı ilacı kendisi içmelidir. Bütün Türkiye bedel öderken, hükümet de bundan bağışık kalmamalıdır.''

Teknik bir belge olan ekonomik programın önemli olduğunu, ancak sokaktaki insana birşey ifade etmeyeceğini belirten Muharrem Kayhan, ''Ülkedeki yangını söndürecek olan açıklanacak program değil, hükümetin kararlılık gösterisidir'' dedi.

TÜSİAD YİK Başkanı, zaman zaman bir programı desteklemek adına, eleştirilerini kamuoyu önünde yapmaktan kaçındıklarını anlatırken de, ''raporlar hazırladık, uygulayıcılara sunduk. Bunları yayınlamadık. Neyazık ki tüm iyi niyetlerimize rağmen, kapalı kapılar ardında yapılan bu tür uyarı ve eleştirilerin tesirli olmadığını gördük. TÜSİAD, sunulan programı destekleme kararı alsa bile, bundan böyle bütün eleştirilerini kamuoyu önünde yapacaktır'' dedi.

  • Özilhan: İstifa ülkeyi kargaşaya sürükler
  • Yücaoğlu: Kasım krizinden itibaren revizyon istemiştik
  • TÜSİAD'dan öncelikli talepler listesi
  • TÜSİAD Türk toplumuna sağduyu tavsiye ediyor
  • TÜSİAD'dan "Vergisel Önlemler" taslağı
  • Tarihi toplantıya 250 üye katıldı

  • Haberle ilgili daha fazlası:

    BAKMADAN GEÇME!