TÜSİAD: Özel hayatın mahremiyetine saldırı, ‘korku ülkesi’ yarattı
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2010 00:00
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın istifası üzerine bir açıklama yayınladı.
Açıklamada, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a yönelik çirkin saldırının, uzun süredir devam eden özel hayatın mahremiyetine yönelik mütecaviz atmosferin kaygı verici bir boyuta ulaştığının göstergesi olduğu belirtildi ve şöyle denildi:
En sık ihlal edilen hak
“Özel hayatın dokunulmazlığı ve kişisel iletişimin gizliliği Türkiye’de son yıllarda en sık ve en yaygın şekilde ihlal edilen hakların başındadır. İletişimin izlenmesi, adaletin zorunlu kıldığı istisnai bir tedbirken, yaygınlaşmış, adeta olağan bir delil toplama yöntemi haline gelmiştir. Kimin tarafından yapıldığı ve dolaşıma sunulduğu belli olmayan ve kişilerin ve kurumların itibarını sarsan konuşma ve görüntü kaydetme olayları yaygınlık kazanmıştır.
Demokrasi sürecine sabotaj
Kişisel telefonların birer dinleme cihazı olarak kullanılmasından, özel hayata dair görüntülerin deşifre edilmesine kadar çok sayıda hak ihlali, Türkiye’yi bir ‘korku ülkesi’ haline getirmekte, bireysel özgürlükler ve özel hayatın mahremiyeti açısından demokratikleşme sürecimizi sabote etmektedir. Bu ihlallerin Türkiye’de ana muhalefet partisi Genel Başkanı’nı istifaya yöneltecek kadar vahim bir duruma gelmiş olmasından büyük üzüntü duymaktayız.
Şiddetle kınıyoruz
Deniz Baykal’a yönelik bu saldırı da dahil olmak üzere, özel hayatın mahremiyetini hiçe sayan bu tür eylemleri kınıyoruz. Özel hayatın mahremiyetine yönelik bu çerçevedeki suçların artıyor olması bu konudaki mevzuatın ve/veya idarenin yetersizliğine işaret etmektedir. Yaşanan örnekle bir kez daha ortaya çıkan yetersizliklerin, kamu vicdanını rahatlatacak şekilde, güçlü siyasi irade ile ortadan kaldırılması yönünde çağrıda bulunuyoruz.”
En sık ihlal edilen hak
“Özel hayatın dokunulmazlığı ve kişisel iletişimin gizliliği Türkiye’de son yıllarda en sık ve en yaygın şekilde ihlal edilen hakların başındadır. İletişimin izlenmesi, adaletin zorunlu kıldığı istisnai bir tedbirken, yaygınlaşmış, adeta olağan bir delil toplama yöntemi haline gelmiştir. Kimin tarafından yapıldığı ve dolaşıma sunulduğu belli olmayan ve kişilerin ve kurumların itibarını sarsan konuşma ve görüntü kaydetme olayları yaygınlık kazanmıştır.
Demokrasi sürecine sabotaj
Kişisel telefonların birer dinleme cihazı olarak kullanılmasından, özel hayata dair görüntülerin deşifre edilmesine kadar çok sayıda hak ihlali, Türkiye’yi bir ‘korku ülkesi’ haline getirmekte, bireysel özgürlükler ve özel hayatın mahremiyeti açısından demokratikleşme sürecimizi sabote etmektedir. Bu ihlallerin Türkiye’de ana muhalefet partisi Genel Başkanı’nı istifaya yöneltecek kadar vahim bir duruma gelmiş olmasından büyük üzüntü duymaktayız.
Şiddetle kınıyoruz
Deniz Baykal’a yönelik bu saldırı da dahil olmak üzere, özel hayatın mahremiyetini hiçe sayan bu tür eylemleri kınıyoruz. Özel hayatın mahremiyetine yönelik bu çerçevedeki suçların artıyor olması bu konudaki mevzuatın ve/veya idarenin yetersizliğine işaret etmektedir. Yaşanan örnekle bir kez daha ortaya çıkan yetersizliklerin, kamu vicdanını rahatlatacak şekilde, güçlü siyasi irade ile ortadan kaldırılması yönünde çağrıda bulunuyoruz.”