TÜSİAD’dan Merkel ve Sarkozy’ye ’imtiyazlı ortaklık olmaz’ mektubu
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 15, 2009 00:00
Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Türkiye’nin AB’ye katılımı konusunda son günlerdeki demeçleri üzerine birer mektup yolladı.
Türkiye ile tam üyeliğe alternatif olarak imtiyazlı ortaklık önerilmesini kaygı ile izlediklerini aktaran Yalçındağ, nasıl ifade edilirse edilsin, ’imtiyazlı ortaklık’ın Türkiye için bir alternatif olamayacağını vurguladı.
Başvurumuzu kabul ettiniz
AB’nin kurucu anlaşmasında yer alan bazı maddeleri hatırlatan Yalçındağ imzalı mektupta, Türkiye’nin üyelik başvurusunun ’Avrupalı bir devlet’ nitelendirilmesiyle birlikte kabul edildiğini vurguladı. 2005’te de katılım müzakereleri aşamasına gelindiği belirtilen mektup şöyle denildi: "Ancak Avrupa’daki bazı siyasal çevrelerde, bu sürecin meşruluğunu sorgulayan ve kamuoyunda Türkiye karşıtlığını kışkırtan bir yaklaşım ortaya çıkmıştır. Bu noktada, AB’nin kurucu nitelikteki anlaşmasında yer alan ilkeler ve esasları yeniden hatırlamak gerekli." Türkiye’nin AB’ye tam üyelik sürecinin daha uzak görüşlü bir çerçevede ele alınması gerektiği vurgulanan mektup, "Avrupa hukukunun ’Ahde Vefa İlkesi’, AB’nin küresel konumu açısından, güven ve itibar unsurudur. Bu nedenle, nasıl ifade edilirse edilsin, ’imtiyazlı ortaklık’, Türkiye için bir alternatif olamayacaktır" denildi. Ayşrıca şu ifadeler de yer aldı: "Türkiye AB üyeliği için hazırlanırken, AB’nin de daha fazla siyasi tutarlılık, yüksek küresel ekonomik rekabet gücü ve etkin çalışan kurumlar yönünde gelişmesini temenni ediyoruz."
Başvurumuzu kabul ettiniz
AB’nin kurucu anlaşmasında yer alan bazı maddeleri hatırlatan Yalçındağ imzalı mektupta, Türkiye’nin üyelik başvurusunun ’Avrupalı bir devlet’ nitelendirilmesiyle birlikte kabul edildiğini vurguladı. 2005’te de katılım müzakereleri aşamasına gelindiği belirtilen mektup şöyle denildi: "Ancak Avrupa’daki bazı siyasal çevrelerde, bu sürecin meşruluğunu sorgulayan ve kamuoyunda Türkiye karşıtlığını kışkırtan bir yaklaşım ortaya çıkmıştır. Bu noktada, AB’nin kurucu nitelikteki anlaşmasında yer alan ilkeler ve esasları yeniden hatırlamak gerekli." Türkiye’nin AB’ye tam üyelik sürecinin daha uzak görüşlü bir çerçevede ele alınması gerektiği vurgulanan mektup, "Avrupa hukukunun ’Ahde Vefa İlkesi’, AB’nin küresel konumu açısından, güven ve itibar unsurudur. Bu nedenle, nasıl ifade edilirse edilsin, ’imtiyazlı ortaklık’, Türkiye için bir alternatif olamayacaktır" denildi. Ayşrıca şu ifadeler de yer aldı: "Türkiye AB üyeliği için hazırlanırken, AB’nin de daha fazla siyasi tutarlılık, yüksek küresel ekonomik rekabet gücü ve etkin çalışan kurumlar yönünde gelişmesini temenni ediyoruz."