TÜSEV: Örgütlenme özgürlüğüne aykırılıklar var

Güncelleme Tarihi:

TÜSEV: Örgütlenme özgürlüğüne aykırılıklar var
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 07, 2014 01:18

TÜSEV tarafından hazırlanan ‘Sivil Topluma Aktif Katılım Raporu’nda, Anayasa’da ve başka birçok kanunda toplanma ve örgütlenme özgürlüğü konusunda uluslararası sözleşmelere aykırı düzenlemelerin olduğu belirtiliyor.

Haberin Devamı

Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV) hazırladığı “SİVİL TOPLUMA AKTİF KATILIM: Uluslararası Standartlar, Ulusal Mevzuattaki Engeller Öneriler” başlıklı raporuyla sivil toplum için elverişli ortama dair yasal engelleri belirledi ve çözüm önerilerini sundu.

Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen, Türkiye’de Sivil Toplumun Gelişimi ve Sivil Toplum-Kamu İşbirliğinin Güçlendirilmesi Projesi kapsamında İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi Uzmanı Gökçeçiçek Ayata ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ulaş Karan tarafından hazırlanan raporda, sivil topluma aktif katılımın önündeki yasal engellerin tespit edilmesi ve bu engellerin ortadan kaldırılması için öneriler sunulması amaçlandı.

Haberin Devamı

Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen STGM, YADA ve TÜSEV tarafından yürütülen Türkiye’de Sivil Toplumun Gelişimi ve Sivil Toplum-Kamu İşbirliğinin Güçlendirilmesi Projesi kapsamında hazırlanan raporun detaylarıyla açıklandığı toplantıda konuşan TÜSEV Genel Sekreteri Tevfik Başak Ersen, hazırlanan çalışma sonucunda belirlenen sorunlar ve önerilerle kamu ve sivil topluma bir yol haritası sunmak üzere yola çıktıklarına dikkat çekerek, “Ulusal mevzuattan kaynaklanan ve sivil topluma katılımı engelleyen veya zorlaştıran hususlar tespit edilirken, öncelikle örgütlenme özgürlüğünün uluslararası belgelerde, uluslararası mekanizmaların ürettikleri içtihatta ve AB standartlarında ne şekilde tanımlandığı ve sınırlandığını göz önüne aldık” dedi.

Reform çalışmasına ihtiyaç var
Raporda, örgütlenme özgürlüğüne dair yasal düzenlemelerin oldukça karmaşık ve dağınık olduğuna dikkat çekilirken, mevcut mevzuatta örgütlenme özgürlüğüne dair uluslararası standartlarla çok sayıda uyumsuzluğun göze çarptığı da ifade edildi. Rapora göre, hâlihazırda örgütlenme özgürlüğünü sınırlayan ve Anayasa’ya veya uluslararası sözleşmelere aykırı düzenlemeler söz konusu.

Raporda, “İnsan hakları ile ilgili uluslararası sözleşmeler ile kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda uluslararası sözleşme hükümlerinin esas alınacağını düzenleyen Anayasa’nın 90. maddesi bu anlamda yeterli güvenceyi sunmamaktadır. Zira bu hükme rağmen, uluslararası sözleşmelerle çelişen çok sayıda yasal düzenleme halen uygulama alanı bulmaktadır. Dolayısıyla bu alanda bir yasal reform çalışmasına büyük ihtiyaç bulunmaktadır. Bu durum yasa koyucu tarafından dikkate alınmalı ve örgütlenme özgürlüğü alanında yapılacak bir reform çalışmasında uluslararası standartlar göz önünde tutulmalıdır. Aksi bir tutum Türkiye’nin uluslararası alanda mevcut olan insan hakları karnesinin daha da kötüleşmesine yol açabilecektir” ifadelerine yer verildi.

Haberin Devamı

Barışçıl gösteri hakkı
Raporda, toplanma özgürlüğünün kullanımında izin alma yükümlülüğünün bulunmadığına değinilerek, bu özgürlüğün kullanıldığı mekâna veya zamana dair genel bir sınırlama getirilmemesi gerektiği ifade edildi. Buna göre; “Toplanmanın amacı ile mekân arasında bir ilişkinin mevcut olduğu her durumda söz konusu mekânın kullanılabilmesi gerekir. Toplantıya katılanların küçük bir bölümünün şiddete başvurması toplantıyı barışçıl olmaktan çıkarmamaktadır. Bu noktada şiddete başvuranlara orantılı olmak kaydıyla yaptırım uygulanması mümkündür. Ancak şiddete başvurmayan bir kişiye herhangi bir yaptırım uygulanmamalıdır. Yaptırımın kabul edilebilir olması için devletin toplantının barışçıl olmadığını ve yaptırım uygulanan kişinin şiddete başvurduğunu kanıtlama yükümlülüğü bulunmaktadır” ifadelerine yer verildi. Raporda, Terörle Mücadele Kanunu’nun tümden kaldırılması önerilirken, kamu-STK işbirliğine temel oluşturacak herhangi bir düzenlemenin olmadığı belirtildi.

Haberin Devamı

Proje Koordinatörü Selen Lermioğlu Yılmaz, kamu-STK işbirliğine dair durumu, “Kamu kurumları ile STK’lar arasındaki ilişkileri düzenleyen uluslararası standartlar ve iyi uygulamalarla uyumlu bir mevzuatın olmadığı bir durumda, ilişkiler ancak kişisel çabalarla kuruluyor ve sürdürülebilir olmuyor. Kamu kurumları yasalarca zorunlu tutulmadığı ve ilişkilerin ilkeleri ve çerçevesi böylece belirlenmediği sürece, STK’ların politika süreçlerine katılımı kamu idaresinin keyfiyetine ve inisiyatifine bırakılıyor. Yaptığımız istişare sonuçları gösteriyor ki, destekleyici bir mevzuat olmadığı için, kamu kurumları çoğunlukla diyalog ve işbirliklerine açık davranmıyorlar” sözleriyle özetledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!