Güncelleme Tarihi:
Kadooğlu, son günlerde artan şiddet olayları ve koalisyon görüşmeleri hakkında yazılı açıklama yaptı. Türkiye'nin son zamanlarda bir şiddet sarmalının içine girdiğine dikkati çeken Kadooğlu, yaklaşık üç yıldır devam eden çatışmasızlık ortamı ve TÜRKONFED olarak "iktisadi ayağı üstlendiklerini" söyledikleri çözüm sürecinin büyük bir krizle karşı karşıya olduğunu aktardı.
Her gün asker, polis, sivil insanların hayatını kaybettiğini ve toplumsal huzurun bozulduğunu vurgulayan Kadooğlu şöyle devam etti:
"Ekonomik istikrar, siyasi belirsizlikler ve çatışmaların yeniden başlamasından kaynaklı büyük bir risk ile karşı karşıyadır. Özellikle çözüm sürecinin aksaması ve Suriye'de gelişen olaylar Türkiye ekonomisinde önemli kırılma noktaları yaratacak ölçekte meselelerdir. Global ekonomik gelişmeler, gelişmekte olan ülkeleri gittikçe zorlaşan bir ortamın beklediğini işaret etmektedir. Son üç yıldır özel sektör yatırımlarında bir duraklama gözlenmektedir. İhracat oranları düşüşte ve büyüme rakamları umut edilenin altındadır. TÜRKONFED olarak Türkiye'nin her köşesine yayılan üye iş insanları federasyonlarımızla yaptığımız istişareler sonucunda, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik anlamda belirsiz bir döneme girmesinin ağır sonuçları olacağını düşünüyoruz."
Bu nedenle halihazırda devam eden koalisyon görüşmelerinin artık olumlu bir şekilde neticelendirilmesi ve en geniş toplumsal uzlaşmayı içerecek koalisyon hükümetinin kurulması gerektiğini ifade eden Kadooğlu, şunları kaydetti:
"Tüm makul kesimlerin talep ettiği şekilde koalisyon hükümeti kurulmalıdır. Türkiye'nin kaybedecek bir günü daha yoktur. Yeniden seçim tartışmaları siyasette itibar, ekonomide güven kaybına yol açacaktır. Toplum yeniden seçim değil, uzlaşma istiyor. Toplum, Türkiye'nin demokratik ve ekonomik reformlarına kaldığı yerden devam etmesini istiyor. Toplum, barış ve huzur istiyor. Türkiye'nin gerek içeride gerekse de dışarıda, böylesine çalkantılı bir döneme güçlü bir hükümetle girmesi son derece elzemdir. Türkiye'nin yoluna güçlü bir koalisyonla devam etmesi Türkiye ekonomisine duyulan güveni artıracaktır. Yapısal reformların yeniden başlaması ekonomide büyük bir eksikliği dolduracaktır. Ülkemizin ekonomik potansiyelini iyi biliyoruz. Yeter ki siyasi istikrar olsun."