Güncelleme Tarihi:
OMEGA Başkan Yardımcısı Jean-Claude Monachon, saat endüstrisinin ve kendi markalarının iyi bir yılı geride bıraktığını söyledi. “Her zaman iki haneli büyüme rakamlarından söz edemeyiz” diyen Monachon, 2011’de güzel bir büyüme oranı yakaladıklarını, 2012 için de, 2011’deki kadar olmasa da yüksek büyüme beklediklerini söyledi. Bu yıl 4 yeni ürün line’ı ve 210 yeni ürünü piyasaya sunduklarını anlatan Monachon, başarıyı ürünün getirdiğini söyledi. Jean-Claude Monachon, kriz zamanlarında nsanların saat alma nedenlerini de şöyle açıkladı:
Pırlanta üçe katlandı
“Altın fiyatlarının deli gibi arttığını herkes biliyor. Pırlanta fiyatları 2010 sonundan bu yana üçe katlandı. Biz bu farkları fiyatlara yansıtmadık. 2011’de daha çok altın ve pırlanta saat sattık. İnsanlar kıymetli bir saat alarak yatırım yapmayı, oynak borsada hisse senedi almaya tercih ediyorlar. Borsada yatırım yaptıkları şirket belki de çökecek; bunu bilmiyorlar ama kıymetli bir saat değerinden hiçbir şey kaybetmez.”
Türkiye’yi ‘saatten anlayan sofistike bir pazar’ olarak tanımlayan Monachon şu tespitlerini aktardı: “Türkiye’de ten renkleri biraz daha koyu olduğu için rose gold (pembe altın) kadınların bileğinde çok güzel duruyor. İsviçreli kadınların ten rengi soluk olduğu için rose gold o kadar da iyi durmuyor. Türkiye’de rose gold saat satışlarımız çok iyi gidiyor. Türk erkekleri kesinlikle büyük kadranlı saat seviyor ve çoğunlukla klasik ürünlerden hoşlanıyorlar.”
BMW bahçede saksı olabilir
Telefonlar, bilgisayar, TV hatta mikrodalga fırında bile saat olduğunu, zamanı bilebilmek için kimsenin saat takmaya ihtiyacı olmadığını belirten Monachon “Saatler, özellikle de mekanik saatler insanlara güven veriyor. iPhone iki yılda bir çöp oluyor. Son model BMW’yi 50 yıl sonra bahçede saksı olarak kullanabilirsiniz, çünkü tamir edilemiyorlar ama 100 yıllık saatler bile tamir edilebiliyor. Saattin güçlü bir geleneği var ve duygusal bir ürün. O nedenle saatten vazgeçmek zor” dedi.
Türkiye’de çok iyi koleksiyonerler var
SWATCH Group içerisinde Breguet, Blancpain ve Jaquet Droz markalarından sorumlu CEO Marc Hayek, 2008 krizinin büyük bir panik yarattığını ve para olmasına rağmen insanların tedirginlikle yatırım yapmadığını belirterek, “Çalışanları işten çıkarmadık, üretim ve yatırıma ara vermedik. Tüketiciden gelen talep patlamasına bu sayede yetişebildik. Son krizler gösterdi ki üretimi, sanayisi olan ülkeler krizlere karşı daha dayanıklı. Türkiye’de saatten anlayan sofistike bir grup var. Saatin hakkını veriyorlar, kıymetini biliyorlar. Çok iyi bir koleksiyoner kesim var” dedi. Türkiye’de henüz yeni bir marka olan Jaquet Droz’nun tüketiciyle duygusal bağ kurduğunu da anlatan Hayek, “1831’de kurulan bir marka ama dünyada yeniden lansmanını yapıyoruz” diye konuştu.