Demet CENGİZ BİLGİN
Oluşturulma Tarihi: Ekim 24, 2006 00:00
Yenilikçilik (Innovation) konusunda dünyanın en önde gelen 5 uzmanından birisi kabul edilen Darrell Lee Mann, Avrupa’daki yenilikçilik odaklanmasının Uzakdoğu’daki kadar yüksek olmadığını belirterek "Başımıza bir iş gelmedikçe yenilikçiliğe odaklanmayız. Türkiye’de şirketler 2001 krizi ve Uzakdoğu kriziyle yenilikçiliğe ilgisini artırdı. Türkiye’deki yenilikçilik Avrupa ortalamasının üzerinde" dedi.
INNOVATION (yenilikçilik) konusunda dünyanın en önde gelen 5 uzmanından birisi kabul edilen ve geliştirdiği "Sistemli Yenilikçilik Metodolojisi ile Düşük Su Kullanan Tuvalet, Deterjansız Çamaşır Makinası, Kendini Temizleyen Cam" gibi büyük buluşlara imza atan Darrell Lee Mann, katılacağı Perakende Günleri öncesinde Hürriyet’in sorularını yanıtladı. Dünyada yenilikçilik konusunda Japonya, Güney Kore, Amerika ve Çin’in başı çektiğini vurgulayan Mann, "Avrupa’daki yenilikçilik odaklanması Uzakdoğu’daki kadar yüksek değil. Bunun temel sebeplerinden biri Avrupa’nın hálá rekabet baskısını fazlasıyla hissetmemesi. Türkiye’de ise 2001 krizi ve Uzakdoğu’nun yarattığı kriz Türk şirketlerin yenilikçiliğe ilgisini artırdı" dedi.
KRİZ HİSSEDİLMİYOR: Avrupa’nın krizi hissetmeme sebeplerini, Mann şöyle açıkladı: "Örneğin İngiltere’de finansal hizmetler sektörü o kadar iyi para kazanıyor ki endüstriden para kazanmamaya rağmen siz iç piyasada mal satabiliyorsunuz. Çünkü bir çok bankacı, sigortacı kazanımlarını buraya harcayabiliyor. Dolayısıyla krizi tam anlamıyla hissetmiyorlar. Ama dünyanın değişik yerlerinde krizi daha fazla hissedenler var. Avrupa, Amerika’nın gerisinden geliyor. Avrupa’nın içinde Danimarka başta olmak üzere İskandinavya ve Avusturya yenilikçilikte öne çıkıyor. Bu ülkelerde işçilik yüksek olduğu için ellerinde sanayiden başka dünyaya sunabilecekleri fazla bir alternatif yok. Uzakdoğu’nun getirdiği rekabetçi baskıyı bu ülkeler daha çok hissedince yenilikçilik hareketine daha hızlı girdiler."
TÜRKİYE’NİN İTİCİ GÜÇLERİ: Türkiye’nin son iki yıldır Avrupa’daki bu ülkeleri takip etmeye başladığını belirten Mann, "Türkiye hemen bunların arkasından geliyor. Türkiye tekstil, gıda ve biraz da otomotiv gibi sektörlerde krizi hissettiği için, özellikle tekstil gibi sektörlerde mecburen yenilikçi olmaya çalışıyor. Yeri şu anda Avrupa ortalamasının üstünde. Ancak özellikle tekstilde çok daha erken davranabilirdiniz" dedi. Firmaların neden yenilikçi olmak zorunda hissettiklerine Mann şöyle açıklık getirdi: "Çünkü her firma büyük zorluk çekebiliyor. Ülkeler veya firmalar yaşadıkları krizlerle sıkıntıya giriyor. Bunu yenilikçi bir metodolojiyle aşmaya çalışıyorlar. Başımıza bir iş gelmezse yenilikçiliğe pek başvurmayabiliyoruz. Türkiye’de bu anlamda iki tane kriz oldu. Biri 2001, diğeri de son 2 yıldır daha fazla hissedilen, doğudan gelen Çin, Pakistan, Hindistan’ın da içinde olduğu ucuz işçilik nedeniyle Türk sektörlerinin yaşadığı kriz. Bu iki kriz Türk firmalarının ve Türk insanının yenilikçilik konusuna biraz daha ilgi duymasını sağladı."
Rolls Royce’un uçak motorlarını koruduk
JET ve helikopter motorlarında geliştirmiş oldukları patentleri Mann şöyle anlattı: "Tozlu ortamlarda motor daha çabuk tıkanıyor, filtreleri doluyor ve iş göremez hale geliyor. Bu da aynı zamanda motorun ömrünü kısaltıyor. Geliştirilmiş olan bir sistemle toz, toprakla daha fazla iç içe olan askeri helikopterlerin veya deniz kenarına inen helikopterlerin, bunlardan daha az etkilenmesi sağlanıyor. Patent Rolls Royce uçak motorları firmasına ait. Altında benim imzam var."
Ekonomiyi innovasyon kalkındıracak
TÜRK iş dünyasının ve ekonomi yönetiminin ağzından düşürmediği "innovasyon", Türkiye’nin uluslararası pazarlarda rekabet gücünü artırabilmesi için tek çıkış yolu haline geldi. Katma değeri yüksek mal veya hizmet üretmek anlamına gelen innovasyon kelimesinin şu anda Türk Dil Kurumu sözlüğünde Türkçe bir karşılığı olmasa da, Google’da içinde innovasyon geçen 13 bin 600 Türkçe sayfa bulunuyor. Uzmanlar, Türkiye’nin şu anda 15 milyon
dolar civarında olan yazılım ihracatının, sağlanan teşvikler ve yaratılan katma değeri yüksek ürünlerle birkaç yıl içinde Orta Asya’dan Doğu Avrupa ve Ortadoğu’ya uzanan bir bölgeyi besleyebileceğini öngörüyor.
25 patent alındı 400 yeni proje varTÜRK şirketlerle beraber yapılan şu anda patenti alınmış 25 tane çalışma olduğunu anlatan Darrell Lee Mann şunları söyledi: "Bu şirketlerle beraber geliştirdiğimiz ve benim de imzamın olduğu toplam 400 tane patentleşme aşamasında olan proje var. Yapı
Kredi WorldCard, Silk&Cashmere yenilikçilik konusunda iyi örnekler."
Cam temizliği pahalı ve tehlikeli bir iş
DARRELL Lee Mann kendi kendini temizleyen cam ActivGlass’ın çok büyük bir buluş olduğunu belirterek, "İngiliz Pilkington şirketiyle beraber geliştirdiğimiz bu cam kendi kendini kirden arındırıyor. Otomotiv sanayiinde, gökdelen ve plazalarda kullanılan camları düşünün. Bugün Türkiye’de kullanılan araçlar normalden çok daha fazla tozlanıyor. Bu camlar kendi kendini temizlese. Cam temizliği pahalı ve tehlikeli bir iş" dedi.
Az su harcayan tuvalet Türkiye’de de önemli
DÜŞÜK Su Kullanan Tuvalet projesini Singapur’lu bir firma için 1998 yılında geliştirdiğini anlatan Mann, "Tuvaletin rezervuarında kullanılan sularda yüzde 80 tasarruf sağlıyor. Bu sistem şu anda pazara giriyor. Kale-Roca ve Vitra gibi güçlü vitrifiye markaları olan Türkiye için de böylesi projeler önemli olabilir" diye konuştu. Mann ayrıca 2005 yılı sonunda Sanyo’nun tanıttığı Deterjansız Çamaşır Makinası projesine de imza attığını söyledi.