Güncelleme Tarihi:
Pandemi döneminde dijital dönüşüm ve ileri teknolojilerin, yerli üretimin ülkelerin gelecekleri için ne kadar önemli olduğunu çok daha iyi anladık. NETAŞ, Türkiye’de teknoloji alanında ilklere imza atmış bir şirket. Başındaki isim de Müjdat Altay, Türkiye’nin teknoloji yolculuğunun en önemli aktörlerinden biri. 40 yılın üzerinde bir deneyime sahip. Bugüne kadar 10 binin üzerinde genç mühendisle çalışan, Türkiye’nin ilk yazılım ihracatçılarından olan Müjdat Altay’la online ortamda meslektaşlarımla birlikte sohbet ettik. Müjdat Altay’a geçtiğimiz hafta İstanbul Teknik Üniversitesi Senatosu tarafından Türkiye’nin elektronik ve bilgi teknolojilerine yaptığı katkılara ithafen ‘fahri doktora’ unvanı verildi. Altay Türkiye’de yerli üretime inanan, genç mühendislerin yetişmesi için bir okul niteliğinde olan NETAŞ şemsiyesi altında pandemi dönemi ve sonrası için de öngörülerini de paylaştı.
“1981’de Netaş’ta işe başladığımdan beri şuna inandım; biz ülke sınırları içinde üretmeliyiz. Ülke dışından da belirli şeyleri getirmeliyiz ama bunu bir denge içinde tutmalıyız. 1990’lara kadar bu dengeyi iyi sağlıyorduk. Daha sonra yabancı teknolojiye kayıp, imalat sanayisini kenara attık, hedef eksikliği vardı. Halbuki çok iyi bir ivme yakalamıştık. 2003 yılında Cumhurbaşkanımız, ‘Savunma sanayinde yerlilik yüzde 50’yi geçecek’ dediği zaman kimse inanmadı, o zaman bu oran yüzde 20’lerdeydi. Bu hedef bugün yüzde 70’lere ulaştı” diyen Müjdat Altay, 1990’larda NETAŞ’ın yerlilik oranının yüzde 68 olduğunu, ancak daha sonraki yıllarda bir masa bir sandalyeyle Türkiye’ye gelen yatırımcıların sektöre zarar verdiğini anlattı. Türkiye’ye yerli üretimi destekleme sözüyle gelen şirketlerinin yatırımcısı olan NORTEL’in sözünü tuttuğunu, Türk mühendislerle çalıştığını belirten Altay, NETAŞ bünyesinde 2 bin 400 mühendisin çalıştığı bilgisini verdi.
GENÇ İŞSİZLİĞE ÇÖZÜM
Altay, pandeminin tüm dünyada yalnızca sağlık krizi değil ekonomik kriz de yarattığını, ülkelerin yerli üretime çok daha ağırlık vereceklerini ve ekonomik daralma nedeniyle işsizliğin artacağının görüldüğünü de anlatırken, Türkiye için de öngörülerde bulundu: “Genç işsizliğin önünü yazılım ihracatı ile kesebiliriz. Hala Türkiye’nin yüzde 50’sinden fazlası 30’lu yaşlarda. Avrupa için bulunmaz bir nimetiz. Krizde insanların evden çalışabildiklerini gördük. Bir zamanlar bizim kafamızda şu vardı. Avrupa’nın bizim gençlerimize ihtiyacı var ama bizi almıyorlar. Oysa şimdi fark ettik ki, oraya gitmemize gerek yok. Evimizden bağlanarak Avrupa’ya teknoloji ihraç edebiliriz. Türkiye’nin gelişmesi teknoloji yatırımları ile mümkün.”
“Benim en büyük aşkım Netaş, 40 yıl aynı şirkette çalıştım” diyen Altay, “Netaş gibi bir değer kolay çıkmıyor. Şimdi bir şirket kursanız 2070 yılında ancak Netaş olur. Netaş’ın kapısından girdiğimde, o gençleri gördüğümde gözlerim yaşarıyor. Değerini bilirsek Türkiye’yi uçurabilecek gençlerimiz var. İyi bir rekorun sahibiyim diye düşünüyorum. 10 bin mühendisle çalışmak kolay kolay egale edilemeyecek bir rekor” diye konuştu.
‘PASSOLİG İÇİN 47 SAAT UYUMADIM’
PASSOLİG projesini yaparken 47 saat gözünü kırpmadığını söyleyen Müjdat Altay, “Cuma akşamıydı, Pazar günü de Beşiktaş-Fenerbaçe maçı vardı ve yazılımda ufak bir arıza oldu. Arkadaşlar geldi, “Müjdat Bey, yazılımda problem var” dediler. Sonra kolları sıvadık, birlikte çalıştık, iki gün gençleri vardiyalı çalıştırdım. Eve gittiğimde 47 saat uyumamıştım” dedi.
‘1 MİLYON YAZILIMCI PROJESİNE İNANIYORUM’
Bugüne kadar NETAŞ’ın 1 milyar dolarlık yazılım ihracatı gerçekleştirdiğini belirten Altay, Cumhurbaşkanlığı’nın başlattığı 1 milyon yazılımcı projesine de gönülden inandığını aktardı. Altay, “Amerika’da da herkes şunu sorguluyor. Neden Silikon Vadisi’nde pahalı evlerde oturan maliyeti yüksek insanlara yazılım yaptırıyoruz. Amerika’nın daha orta kesimlerinde de bunu yapmak mümkün. Çünkü evden çalışıyor herkes. Bu bizim için neden mümkün olmasın? Bir gencimiz sabah kalkar, yürüyüşünü yapar, kahvesini içer, öğlen 14.00’te oturur, gece 12.00’ye kadar Newyork’ta bir şirket için yazılım ihraç eder” dedi.