Güncelleme Tarihi:
İstanbul Bal Üreticileri Birliği Kurucu Başkanı Yalçın Sezer, yıllık bal üretimi 110 bin ton olan Türkiye'nin bu alanda dünya ikincisi olduğunu belirterek, "Yanlış ilaçlama, bilinçsiz arıcılık gibi nedenlerle potansiyelimizin kat kat altındayız. Bilinçli arıcılıkla bu alandaki potansiyelimizi doğru kullanırsak yıllık üretimimizi rahat bir şekilde 250-300 bin tona ulaştırabiliriz. Bu hayal değil." dedi.
Dünyanın önde gelen arıcılık ve bal etkinliklerinden olan, bal ve arıcılığa dair üreticilerin, imalatçıların, yetiştiricilerin, tüketicilerin ve sanayicilerin buluştuğu 8. İstanbul Arıcılık ve Arı Ürünleri Festivali, Yenikapı Avrasya Gösteri ve Sanat Merkezinde başladı.
Etkinlik açılışında AA muhabirine açıklamalarda bulunan, festivalin komisyon başkanı da olan Sezer, festivalin alanında Türkiye'de bir ilk olarak hayata geçirildiğini ve 8 yıldır aralıksız düzenlediğini belirterek, etkinlikte bala ve arıcılığa dair her şeyin bulunduğunu söyledi.
Sezer, geçen yıl festivali 15 bin kişinin ziyaret ettiğini anımsatarak, Suudi Arabistan, Rusya, Makedonya, Mısır gibi 13 farklı ülkeden katılımcılarla festivalin uluslararası bir boyut kazandığını aktardı.
Fuarda bal üretim sürecine dair her şeyin bulunduğunu ve birebir satış gerçekleştirilebildiğini dile getiren Sezer, "Festivale gelen üreticiler, katılımcı üreticilerin ürünlerinin nasıl kullanıldığını öğrenince son dönemde gündemimizde olan arı kayıpları en aza inecektir. Bunun ortadan kalkması demek daha fazla arı ürünü üretmemiz manasına geliyor. Bal ve polenin yanısıra arı zehri, apilarnil, perga, propolis diye adlandırılan ve sağlık açısından çok faydalı olan ürünlerin ortaya çıkması sektörü çok önemli hale getirdi." dedi.
"BİLİNÇSİZ İLAÇ KULLANIMI ARI ÖLÜMLERİNE NEDEN OLDU"
Sezer, Türkiye'de bazı fırsatçıların arı ve bal ürünlerini denetimsiz, merdivanaltı diye tabir edilen şekilde ürettiklerini belirterek, "Bu fırsatçılar arı ve insan sağlığını olumsuz etkileyen, herhangi bir denetimden geçmeden kaçak bir yolla ürettikleri ilaçlarla arı ölümlerine neden oldular geçen yıl. Tabi bazı tarımsal ilaçların da bu ölümlerde etkisi vardı." diye konuştu.
Son dönemde neonikotinoid etken maddeli tarımsal ilaçların toplu arı ölümlerine neden olduğunun gösterildiğini aktaran Sezer, şu ifadeleri kullandı:
"Ancak önceden de bu ilaçlar kullanılıyordu. Söylediğimiz gibi bu ölümlerin önemli sebeplerinden birisi bizce merdivenaltı üretimle ortaya çıkan ilaçların kullanılması, bilinçsiz ilaç kullanımı. Arıların üzerinde bulunan parazitleri yok etmek için kullanılan bu ilaçlar önce arı zararlılarını öldürüyor daha sonra bağışıklık sistemi çöken arılar ölüyor. İşte bizim bu festival ile amacımız üreticilerle direkt tüketiciyi, bu ilaçları imal edenlerle arıcıları buluşturmak. Aynı zamanda festivalimiz kapsamında alanında bilinen çok önemli akademisyenlerin konferansı olacak. Burada üreticilerimiz hocalara merak ettiği herşeyi sorabilecek. Kayıt dışı ilaç kullanımının önüne geçmeyi hedefliyoruz."
"BİLİNÇLİ ARICILIKLA BAL ÜRETİMİNDE 200 BİN TONU GEÇERİZ"
Sezer, festivale katılan ziyaretçilerin, arıcıların, bal üreticilerinin buradaki sunumları dinleyerek, bal üretimi ve süreçleri hakkında bilgi sahibi olacağını belirterek, bu sayede üretime önemli katkı sunacaklarını söyledi.
Özellikle arıcıların ekipman ve ilaç üreticileri ile bire bir görüşerek kayıtlı ve denetimli ürünler hakkında bilgi alabileceğini dile getiren Sezer, Türkiye'nin her bölgesinden üreticilerin festivalde yer aldığı bilgisini verdi.
Sezer, Danimarka'da geçen yıllarda bir sezonda tek kovandan 289 kilogram bal alındığını anımsatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu rekor olabilir. Ancak Türkiye'de bir kovandan sezonluk alınan ortalama bal miktarı 14-15 kilogram. Geçen yıl bu rakam daha da düştü. Bu rakam Avrupa'da ülkelere göre 60-70 kilogram ile 90-100 kilogram arasında değişebiliyor. Bilinçli yapılan arıcılık ve ıslah edilen ırklarla bu rakamlara ulaşıyorlar. Türkiye'nin yıllık bal üretimi 110 bin ton. Çin'den sonra en çok arılı kovan sayısına sahip ülkeyiz, dünyanın en çok bal üreten ikinci ülkesiyiz. Avrupa ülkelerine göre çok daha fazla arılı kovana sahibiz. Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan, Kafkas arıları gibi, arılarımız var. Ayrıca bizim bitki floramız Avrupa'dan çok daha zengin. İklimsel veri açısından da Avrupa daha soğuk, bizde iklimsel sıcaklık da arıların bal üretimi için daha uygun. Yani sonuç olarak yanlış ilaçlama, bilinçsiz arıcılık gibi nedenlerle potansiyelimizin kat kat altındayız. Bilinçli arıcılıkla bu alandaki potansiyelimizi doğru kullanırsak yıllık üretimimizi rahat bir şekilde 250-300 bin tona ulaştırabiliriz. Bu hayal değil."
Sezer, Türkiye'nin, dünya genelindeki toplam bal üretiminin yüzde 6,5'ini gerçekleştirdiğini, bu alanda Çin'in yüzde 30 ile birinci sırada yer aldığını belirterek, "Çin ile yarışacak bitki floramız var. Dediğim gibi bu konudaki bilinçlenme ve üretim hamlesiyle Çin'i yakalayabiliriz." dedi.
FESTİVAL 3 GÜN SÜRECEK
Sezer, İstanbul Bal Üreticileri Birliği ile Bal Tanıtım Grubu iş birliğinde düzenlenen festivalin 27 Ocak'a kadar devam edeceğini belirterek, burada üreticilerin, tüketicinin istediği, zararlı unsurlardan uzak ürünlerini sergileyeceğini söyledi.
Arıcıların ve tüketicilerin bilinçlenmesini sağlayan sunumların 26-27 Ocak'ta gerçekleştirileceğini dile getiren Sezer, bu kapsamda iki yabancı hocanın da sunum yapacağı bilgisini verdi.
Sezer, festival kapsamında Türkiye'nin her bölgesinden çeşit çeşit bal ve arı ürünlerinin de tüketicilerle buluştuğunu kaydederek, burada perakende satışın da mümkün olduğunu sözlerine ekledi.