Türkiye'nin önü açık

Güncelleme Tarihi:

Türkiyenin önü açık
Oluşturulma Tarihi: Mart 28, 2009 17:04

Sabancı gerek genç nüfus gerek bulunduğumuz bölge itibariyle Türkiye'nin önünün açık olduğunu belirtti.

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, “Bu dönemde kanamayı durdurmak için yaptığımız kısa vadeli tedbirler tamam. Yarın bir yerel seçim yaşayacağız. Yarından sonra Türkiye'nin daha orta ve uzun vadeli sorunlarına odaklanmamız lazım” dedi.

Sabancı, Adana Rotary Kulübü tarafından kendisine verilen “40. Yıl Özel Rotary Meslek Hizmetleri Ödülü” nedeniyle Adana HiltonSA Oteli'nde düzenlenen törendeki konuşmasında, ekonomik krize ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yaşanan küresel finansal krizin değerlendirilmesi için geçmiş dönemlerin iyi irdelenmesi gerektiğini vurgulayan Sabancı, “dünyanın, kökleri 2000'lerin başına kadar giden ciddi bir yapısal dengesizlik dönemini yaşadığını” söyledi.

Bu dönemde yaşanan süreçte, ABD'de olağanüstü bütçe açıkları ve cari açıklar oluştuğunu, bunun yanı sıra Asya'da ve petrol üreten ülkelerde ise çok büyük cari fazlalar ve yüksek tasarruflar yaşandığını belirten Sabancı, şöyle konuştu:
“2000'lerden itibaren böyle bir süreç var dünyada. Bu dönemde AB de istediği kadar büyüyemiyor. Doğuda Japonya'da ise mali sistem çok problemli, önümüzde böyle bir dünya var. Çin'in olağanüstü cari fazlası var, fakat oradada yönetim sisteminden gelen esneklik yok. 2006'lara geldiğimizde böyle bir dünya yaşıyorduk. 2007'ye girerken beklenen oydu ki, her böyle 5-6 büyük büyümenin ardından bir yavaşlama olur. Üst üste büyük büyümelerden sonra düzeltmeler olur. Dünya son 15 yıldır globalleşmenin etkisi ile bu düzeltmeleri daha yumuşak yaşıyordu. Dolayısıyla 2006-2007'de reel sektörde hafif yavaşlama kendini göstermeye başlamışken, tutsat krizi bu dengesizliğin üstüne geldi. Kendi çapından daha büyük bir kriz yarattı. Ve dünya daha hızlı, özellikle batı çok daha hızlı bir resesyona girdi.”

Tüm bunların olduğu dönemde ABD'de bir de yönetim boşluğu olduğunu anımsatan Sabancı, “ABD'de bir boşluk vardı, yönetim boşluğu sayılabilir bu. Çünkü ciddi bir seçim süreci vardı. Bu süreçten dolayı, hazineden sorumlu bakanın aldığı hiç bir tedbir piyasalarda dikiş tutturamadı ve güven vermedi. Dolayısıyla olay bir güven krizine doğru gitti. Bankalar ve piyasa birbirine güvenmemeye başladı” dedi.

Türkiye'nin de yaşanan krizi 2008 yılı ekim ayından itibaren hissetmeye başladığını belirten Sabancı, Türkiye'de olduğu gibi çoğu ülkedeki iş çevrelerinin yöneticilerin de, krize karşı gerekli önlemlerin alınmamasından dert yandığını söyledi.

Bütün dünyanın krizin boyutlarını tartıştığını ama çözüm noktasında çok da bilinen reçetelerin olmadığını belirten Sabancı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Şimdi son dönemde görüyoruz ki, ABD'de yeni başkan, yeni kadrolar, hazineden sorumlu yeni bakan yeni tedbirler alıyorlar. Bankaların bilançoları temizliyorlar. Bu temizlenme ile bankalar yeniden oksijene kavuşuyor, bankaların oksijene kavuşması bunun reel sektörde hissedilmesi demek. Son dönemde ABD'de alınan tedbirlerin yavaş yavaş piyasalara da güven vermeye başladığını hissediyoruz. Obama hükümeti bunun yanı sıra alt yapı ve Ar-Ge'ye çok büyük kaynak vermeyi kongreden geçirdi. Bu çok önemli çünkü alt yapıların yeniden oluşturulması demek, ekonomide yeniden çarkların dönmesi demek.
Bu krizden sonraki dönem yeni bir dönem olacak. Hangi reel sektörde hangi konular yapılacak, bizim de kendimize yön çizerken buralara dikkat etmemiz lazım. Bu dönemde bütün dünyada krizle birlikte her şey yeniden gözden geçiriliyor.

Bu dönemde kanamayı durdurmak için yaptığımız kısa vadeli tedbirler tamam. Yarın bir yerel seçim yaşayacağız. Yarından sonra Türkiye'nin daha orta ve uzun vadeli sorunlarına odaklanmamız lazım.”

Türkiye'nin en önemli sorunlarının başında işsizlik geldiğini bildiren Sabancı, şöyle devam etti:
“Orta ve uzun vadeli sorunlarımız dediğimiz zaman, işsizlik bizim yüzde 7-7,5 büyüdüğümüz dönemlerde dahi yüzde 9,5'un altına indiremediğimiz, bir gerçek yapısal sorunumuz. İşsizlik sorununu sadece verimliliğe de bağlamamız yeterli değil. Evet verimlilikle ilgili yapmamız gerekenler var, fakat sadece bunlar yeterli değil, yapısal olarak çözmemiz gereken şeyler var. İstihdam konusuna tek yönlü bakmamız gerek, bu konu bir kaç farklı reformla desteklenmeli, bunun içinde vergi reformu, hukuk reformu gerekli, bütün bunlar bir paket. Verginin yeniden düzenlenmesi, nasıl toplayacağız, nasıl yaygınlaştıracağız, bütün bunlar yeni dönemde 30 Marttan itibaren gündemimizde olması, orta ve uzun vadeli çözümler bulmamız gereken konular.”

“TÜRKİYE'NİN ÖNÜ AÇIK”

Türkiye'nin yeni dönemde AB sürecini de hızlandırması gerektiğini belirten Sabancı, AB sürecine ivme kazandırılmasının özellikle sosyal konularda yapılması gereken reformları da etkileyeceğini kaydetti.

Tüm dünyada dengelerin değiştiğini ifade eden Sabancı, “Bu değişen dünyada AB sürecine hız vermiş bir Türkiye'nin ve bugün içinde bulunduğu şartlarda sağlıklı iyi işleyen bir finans yapısı var, iyi denetleniyor ve birçok açıdan dünyada yeni değişiklikler gelecek. Türkiye bunlara adapte olmada geçmişte başarılı oldu. Ben inanıyorum ki bu yapmamız gereken orta ve uzun vadeli reformları yapma yoluna çıkmış bir Türkiye, bu dünya düzeninde çok önemli bir rolü olacak” dedi.

Dünya çapındaki büyük firmaların kriz sonrası büyüme planlarında Türkiye'nin yer alacağını belirten Sabancı, şunları kaydetti:
“Bu büyük krizden sonraki yeni dünya düzeninde, daha temkinli büyümeler, daha temkinli bir dünya olacak. Yüksek büyümek olmayacak, dolayısıyla daha mütevazi büyümelerin olduğu bir dünya olacak. Böyle olduğu zaman şirketler hangi ülkelerde odaklanalım noktasında daha seçici olacak. İşte bu açıdan ben Türkiye'nin önümüzdeki dönemde odaklanılacak ülkeler arasında olacağına inanıyorum. Türkiye'nin önünde yeni bir dönem var, bunları yaparsak Türkiye'nin önü açık. Hep beraber daha farklı bir dünyada daha iyi bir yerimiz olabileceğine inanıyorum.”

Konuşmasının ardından Sabancı'ya ödülünü Adana Rotary Kulübü Başkanı Kazım Apa verdi.
Toplantıya Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu, ABD Adana Konsolosu Eric Green ve çok sayıda davetli katıldı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!