A.A.
Oluşturulma Tarihi: Ocak 04, 2008 10:35
Uluslararası piyasalarda varili 100 doları gören ham petrolün, Türkiye ekonomisine faturasının yüksek olması bekleniyor.
Türkiye'nin, 2006'da 29 milyar
dolar, 2007'de 35 milyar dolara ulaşan enerji ithalat faturasının, 2008 yılında 40 milyar doları aşması, fiyat artışının kalıcı olması halinde ise 45 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Yatırım bankaları, Türkiye için 2008 yılında ortalama 65 dolara göre yaptıkları petrol faturası hesabını, uluslararası piyasalarda petrolün 100 doları görmesi nedeniyle, ortalama 80 dolara yükselttiler.
Yatırım bankaları, 2009 yılında ise ortalama 75 dolar düzeyinde bir ham petrol fiyatı tahmin ediyorlar.
Uluslararası yatırım bankaları, Türkiye'nin, genel makro hedeflerinde henüz topyekun ve yüksek oranlı bir revizeye gerek olmadığını vurgularken, petrolün ortalama varil fiyatının 80 dolar olmasıyla, Türkiye'nin net enerji faturasının, gelecek yıl 40 milyar doları aşacağını vurguluyorlar.
CARİ AÇIK, ENFLASYON VE BÜYÜME ÜZERİNDEKİ OLUMSUZ ETKİSİ...Bu arada Türkiye'nin enerji faturasının yükselmesi, dış ticaret açığından cari açığa, enflasyondan yatırım ve büyümeye kadar bir dizi olumsuz etkide bulunacak.
Türkiye'nin, bu yıl için Cari İşlemler Açığının Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya (GSYİH) oranı yüzde 8 olarak tahmin ediliyor.
Türkiye'nin enerji faturasındaki artış nedeniyle Cari Açık artış gösterirken, enerji faturasının Cari Açığa etkisi, GSMH temelinde yüzde 4 oranında bulunuyor.
Ham petrol fiyatlarındaki ortalama 1 dolarlık artışın, Türkiye'nin Cari Açığını 350 milyon dolar artıracağı vurgulanıyor.
Ham petrol fiyatındaki 1 dolarlık artışın Türkiye'ye faturası ise ortalama 200 milyon dolar olurken, bu fiyat artışının, diğer enerji ürünleri fiyatlarına toplam etkisi ise 500 milyon doları geçiyor.
Petrol fiyatlarındaki rekor yükselişin, yıllık TÜFE'ye ortalama etkisinin de en az 2 puan olabileceği vurgulanıyor.
Enflasyonun artışıyla, tüketimin düşmesi, tasarruf ve yatırım eğiliminin yükselmesi ise ekonomik büyümeyi olumsuz etkiliyor.
Yatırım bankası uzmanları, petrolün, Türkiye ekonomisi açısından talep esnekliği oldukça düşük bir mal olduğunun altını çizerken, bu çerçevede fiyat artışının talebi ciddi biçimde düşürmesinin beklenemeyeceğini, genel olarak iç talepte ortaya çıkacak top yekun bir yavaşlamanın ise petrol ithalatını da düşürmesinin beklenebileceğini ifade ediyorlar.
Enflasyon üzerinde kuraklık nedeniyle bir baskı olduğuna işaret eden yatırım bankası uzmanları, petrol fiyatlarındaki yükselişe bağlı olarak akaryakıt fiyatlarında yaşanacak artışların, enflasyonunu daha da yükselteceğini belirtiyor.
Doğal gaz fiyatlarındaki artışın da katkısıyla, hem TÜFE hem de ÜFE'de artışların önceki aylara göre daha yüksek çıkabileceği belirtiliyor.
Türkiye, yüksek ham petrol fiyatları nedeniyle, milli gelirinin, her yıl yüzde 1,5-2'sini, petrol ve doğal gaz üreten ülkelere transfer etmek zorunda kalıyor.
Türkiye, toplam enerji ihtiyacının yüzde 70'ini, petrol ihtiyacının da yüzde 90'dan fazlasını ithalat ile karşılıyor.