Güncelleme Tarihi:
Zutt, Washington'da düzenlenen Uluslararası Para Fonu (IMF)- Dünya Bankası Yıllık Toplantıları'nın ardından AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Türk ekonomisinin geçen yıl yaşanan şokları çok hızlı atlattığına işaret eden Zutt, Dünya Bankası'nın, Türkiye'ye yönelik büyüme beklentilerini, üçüncü çeyreğe ilişkin GSYH rakamlarının açıklanmasından sonra güncelleyeceğini bildirdi.
Zutt, yeni büyüme tahminlerinin, IMF'nin geçen hafta açıkladığı rakamlara yakın olmasını beklediğini ifade ederek, "Türkiye'nin bu yılki büyüme tahminini yüksek ihtimalle IMF'nin beklentisine benzer şekilde yüzde 5 veya 5,1'e revize edeceğiz. Çünkü ikinci çeyrekte izlediğimiz güçlü performansın üçüncü çeyrekte devam etmesini bekliyoruz." dedi.
Türkiye'nin birçok kuruluşu şaşırtan güçlü büyüme performansında, hükümetin uyguladığı genişleyici mali politikaların önemli rol oynadığını vurgulayan Zutt, şunları kaydetti:
"Başarısız darbe girişimi sonrasında büyüme belirgin şekilde düştü ancak ekonomiyi iyi yöneten hükümet, mevcut mali imkanlarını kullandı. Uygulanan mali genişleme ekonominin toparlanmasına yardımcı oldu. Ayrıca, Avrupa'da büyümenin hızlanmasıyla oluşan olumlu dış ortam, mali genişlemeyi kuvvetlendirdi. Bunlar, bize Dünya Bankası'nın ve daha birçok insanın beklediğinden daha güçlü bir toparlanmayı getirdi diye düşünüyorum."
Dünya Bankası'nın, Türk ekonomisinin gelecek yıl yüzde 3,5 civarında büyümesini beklediğini aktaran Zutt, "Biz ekonominin şu ankinden biraz daha düşük bir oranda büyümeyi sürdürebileceğini öngörüyoruz. Bu nedenle büyümenin yüzde 3,5-4 trendine dönmesini bekliyoruz." dedi.
Zutt, hükümetin gelecek 3 yıl için belirlediği yüzde 5,5 büyüme hedefini tutturmasının da mümkün olduğunu kaydetti.
"SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME PATİKASINA ANCAK YAPISAL REFORMLARLA ULAŞILABİLİR"
Türk ekonomisinin daha yüksek bir sürdürülebilir büyüme patikasına
ancak yapısal reformlarla ulaşabileceğini vurgulayan Zutt, iş gücü piyasasının
daha verimli hale getirilmesi, sermaye piyasalarının genişletilmesi, kamu harcamalarının yönetiminin iyileştirilmesi ve eğitim kalitesinin yükseltilmesi gibi alanlarda reform ihtiyacının sürdüğünü anlattı.
Zutt, "Bence Türkiye için orta vadeli en büyük zorluk, Türk şirketlerinin verimliliğini artırmak. Türkiye'deki şirketlerin verimliliği yıllardır yatay seyrediyor. Türkiye'den Avrupa'ya ihraç edilen ürünlerde kullanılan teknoloji yatay bir seyir izlemekten ziyade düşmeye başladı. Türkiye'nin Avrupa'ya sattığı ürünlerde kullanılan teknolojinin artması gerekiyor." diye konuştu.
Johanssen Zutt, Türkiye'de tasarruflar ve yatırımlar arasında büyük fark olmasının gelecek için bir başka risk oluşturduğuna dikkati çekerek, ekonomi yönetiminin bu gerçeklerin farkında olduğunu ve gereken çabayı gösterdiğini kaydetti.
"ENFLASYONUN YAKIN GELECEKTE TEKRAR YÜZDE 7-8 SEVİYELERİNE İNECEĞİNİ ÖNGÖRÜYORUZ"
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Zutt, eylül ayı itibarıyla yüzde 11’e yükselen enflasyonu değerlendirirken, gıda ve petrol fiyatlarındaki artış ile Türk lirasındaki değer kaybı olmak üzere 3 faktörün enflasyonu yukarı ittiğini söyledi.
Zutt, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yükselen enflasyona uygun şekilde karşılık verdiğini ifade ederek, "TCMB, aslında enflasyona sıkı
para politikasıyla doğru karşılığı veriyor. Şu sıralar yüzde 10’un biraz üzerine
doğru bir sıçrama görmüş olsak da biz enflasyonun yakın gelecekte tekrar yüzde 7-8 seviyelerine ineceğini öngörüyoruz." diye konuştu.
"TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK KIRILGANLIĞI, YABANCI SERMAYE AKIŞLARINA BAĞIMLI OLMASI"
Johanssen Zutt, Türkiye'de tasarrufların yapılan yatırımlara kıyasla çok düşük kaldığını belirterek, "Türkiye’nin en büyük kırılganlığı, cari açığını finanse etmek için yabancı sermaye akışlarına bağımlı olması." dedi.
Türkiye'deki birçok şirketin avro ve dolar gibi yabancı para birimlerinde borç aldığını, şu anda yıllık 170 milyar dolar civarında borcun ertelendiğini bildiren Zutt, şirketlerin iyi durumdaki bilançoları ve bankalarla kurdukları güçlü ilişkilerin borçların ertelenmesini kolaylaştırdığını ifade etti.
Zutt, Türk lirasında sert düşüşe yol açabilecek bir güven kaybı yaşanması durumda borçlu şirketlerin finansman bulmakta zorlanabileceğine işaret ederek, şu anda böyle bir riskin söz konusu olmamasına karşın yakından izlenmesinin faydalı olacağını söyledi.
"TURİSTİN BUGÜN BİRKAÇ YIL ÖNCESİNE KIYASLA DAHA AZ PARA HARCADIĞINI GÖRÜYORUZ"
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Zutt, turizm sektöründeki gelişmelere değinirken, geçen yıl terör olayları ve siyasi gerilimler nedeniyle düşen turist sayısının giderek yükselmekte olduğunu söyledi.
Turizm sektöründeki toparlanmanın ekonomiye önemli katkı sağlayacağını vurgulayan Zutt, bu katkının eski seviyesine ulaşmayabileceği öngörüsünde bulunurken, "Ortalama bir turistin bugün birkaç yıl öncesine kıyasla daha az para harcadığını görüyoruz. Dolayısıyla turist sayısı 2014 ve öncesindeki yüksek seviyelerine geri dönse bile aynı ekonomik etkiyi yaratmayabilir." ifadelerini kullandı.