Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi'nin TBMM'ye geç gönderildiği eleştirilerine ilişkin, "Bütçe her zaman olduğu gibi yine süresi içerisinde teslim edilmiştir. 17 Ekim akşamı saat 21.54'te ekleriyle birlikte teslim edilmiştir. Sonraki süreç Meclisimizin kendi içerisindeki süreçtir." dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin görüşmeleri öncesince parti temsilcileri tarafından usul tartışması yapıldı.
CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, bütçenin, TBMM'nin en önemli görevlerinden birisi olduğunu belirtti. Bütçenin en geç 17 Ekim gecesine kadar TBMM'ye teslim edilmesini öngören Anayasa hükmü bulunduğunu dile getiren Kuşoğlu, o gün takip etmesine rağmen bütçenin Meclis'e sunulmadığını ancak bu yönde bir kaydın bulunduğunu ifade etti.
Kuşoğlu, "Anayasa'da yazılı bu teslimat konusu, hassas olunması gereken bir konudur. Gece gelinmiş, birileri tarafından teslimat yapılmış. Kim geldi, kim aldı? Bu önemli bir konu, devlet hassasiyeti gösterilmesi gerekir. Kimseye haber vermeden, gizli bir şekilde bu işlem yapıldıysa doğru değildir." diye konuştu.
Bütçenin ekleriyle sunulması gerektiğini söyleyen Kuşoğlu, eklerin milletvekillerine 4 gün sonra gönderildiğini ifade etti.
Kuşoğlu, bütçenin, Meclis'e sunulmadan önce detaylarıyla kamuoyuna açıklanması yönünde bir gelenek bulunduğunu ancak bu sene böyle bir bilgilendirmenin yapılmadığını ifade ederek şunları kaydetti:
"Bütçeyle ilgili açıklamayı biz pazar sabahı 08.00 gibi Anadolu Ajansı'ndan öğrenebildik. Bütçenin sunulduğunu ve çok az bir bilgiyi... Hiçbir şekilde ne Cumhurbaşkanlığından ne de Maliye Bakanlığından bununla ilgili bir açıklama yapılmadı, kamuoyuna bu konuyla ilgili bilgi verilmedi. Türkiye Cumhuriyeti, geleneği olan köklü bir devlettir ve bu da bir gelenektir. Bu, ihmal edilmemesi gereken bir konuydu. Bütçenin sahibi yoktur desem yeridir. Bu sefer bütçe sahipsiz kaldı, bir basın açıklamasıyla dahi hiç kimse duyurmadı."
CHP'li Kuşoğlu, bütçe görüşmeleri sırasında başka kanun tekliflerinin komisyon gündemine alınmasını da eleştirdi.
HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu ise komisyondaki bütçe görüşmelerinde hangi partinin neyi savunduğunun kamuoyunca bilinmesi ve bunun için de toplantıların canlı yayınla topluma aktarılması gerektiğini dile getirdi.
Katırcıoğlu, görüşmelerde sivil toplum temsilcilerinin de bulunması gerektiğini belirtti.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Elvan, 2021 yılı bütçesinin TBMM'ye, 17 Ekim Cumartesi gecesi 21.54'te sunulduğunu, hafta sonu olması nedeniyle de 19 Ekim'de komisyona havale edildiğini bildirdi.
Bütçe görüşmeleri esnasında başka kanun teklifinin komisyonda görüşülmemesi önerisini de değerlendiren Elvan, "Buna mümkün olduğunca riayet ettik. Parti grup sözcüleriyle de bunu paylaştık. Bütçeyle ilgili sunuştan sonra bir haftalık bir ara veriyoruz. Yarın ve cuma günü bir kanun teklifini görüşeceğiz ama bakanlıkların bütçe görüşmelerine baktığımızda 7 günlük bir ara vermiş oluyoruz." dedi.
Elvan, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin bugüne kadar hiçbir bütçe görüşmesine katılmadığını söyledi.
Görüşmelerin canlı yayınla aktarılabilmesi konusunda talepler bulunduğunu ifade eden Elvan, "Bununla ilgili Meclis Başkanlığımızın ilgili birimleriyle bir toplantı gerçekleştirdik ve ilgili birimler bunun mümkün olamayacağını bizlere ifade ettiler." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, bütçe sunuş konuşmasına geçmeden önce eleştirilere yanıt verdi. Oktay, "Bütçe her zaman olduğu gibi yine süresi içerisinde teslim edilmiştir. 17 Ekim akşamı saat 21.54'te ekleriyle birlikte teslim edilmiştir. Sonraki süreç Meclisimizin kendi içerisindeki süreçtir. Bütçenin sahibinin olmadığıyla ilgili bir ifade kullanıldı. Bütçenin sahibi Sayın Cumhurbaşkanımızın bizatihi kendisidir." dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Karadeniz'deki doğal gaz keşfi kaynaklı olarak yeni doğal gaz kontratlarında fiyatların daha rekabetçi yapılması ve 2023 yılında yerli doğal gazın kullanılmaya başlanacak olması, cari dengemizin uzun vadede kalıcı şekilde iyileşmesine önemli katkı yapacaktır." dedi.
Geçen yıl rekor seviyede gerçekleşen ihracatın bu yılın ilk aylarında pozitif görünümünü koruduğunu belirten Oktay, "Mart ayından itibaren en büyük ihracat pazarımız olan AB ekonomisindeki talep daralması ve karantina önlemleri ihracatımızı olumsuz etkilese de ekonomilerde normalleşme sürecinin başladığı haziran ayı ile birlikte ihracatımız hızla toparlanmaya başlamıştır." diye konuştu.
Eylül ayı ihracatının, salgın öncesi seviyelerini de aşarak 2020 yılının en yüksek ihracat değerine ve tüm yıllar içerisinde de en yüksek eylül
ayı ihracat seviyesine ulaştığını bildiren Oktay, "Böylece 2020 yılının üçüncü çeyreğinde ihracat ikinci çeyreğe göre yüzde 34 oranında artış göstermiştir. Altın hariç bakıldığında ise eylül ayında ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 90,9 gibi oldukça yüksek bir seviyeye çıktığı görülmektedir. İhracatın yılın son çeyreğinde de bu artışı sürdürerek 2020 yılında 165,9 milyar dolar, program dönemi sonunda ise 214 milyar dolar olarak gerçekleşmesini bekliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Kovid-19 salgınından en fazla etkilenen sektörlerden birinin turizm sektörü olduğuna işaret eden Oktay, bu kapsamda 2019 yılında yüzde 18,3 oranında artış gösteren seyahat gelirlerinin 2020 yılının sekiz ayında zayıf bir görünüm sergilediğini aktardı. Oktay, bununla birlikte seyahat gelirlerinin salgın sonrasında kademeli olarak toparlanacağını öngördüklerini söyledi. Fuat Oktay, "Sağlık, gastronomi, festival, kültür ve spor gibi alternatif turizm alanlarında geliştirilecek stratejilerin de etkisiyle 2023 yılında seyahat gelirlerinin 35 milyar dolara yükselmesini bekliyoruz." dedi.
"CARİ İŞLEMLER AÇIĞININ 24,4 MİLYAR DOLAR OLARAK GERÇEKLEŞMESİNİ BEKLİYORUZ"
Geçen yıl 2001 yılından beri ilk defa fazla veren cari işlemler dengesindeki bu eğilimin özellikle Kovid-19 salgınının hizmetler dengesi üzerindeki etkisi ve yüksek düzeydeki altın ithalatıyla birlikte nisan ayından itibaren negatife döndüğünü anlatan Oktay, salgına yönelik küresel belirsizliklerin devam etmesi nedeniyle cari işlemler açığının 2020 yılında 24,4 milyar dolar olarak gerçekleşmesini beklediklerini bildirdi.
Küresel ekonomideki normalleşmenin ihracat ve turizmi desteklemesini ve altın talebindeki normalleşme ile cari açığın 2021 yılında ılımlı seyretmesini öngördüklerini belirten Oktay, diğer taraftan, ülkenin yüksek katma değerli üretimini artırmasına ve bilgiye dayalı sürdürülebilir büyüme eğilimini devam ettirmesine önem verdiklerini söyledi.
Yeni normalde yapısal değişime uğrayan küresel tedarik zincirinde ülkenin uluslararası rekabetçiliğinin artırılması, yurt içi üretim kapasitesinin yükseltilerek ithalata olan bağımlılığın azaltılması ve turizm sektörünün artan önemiyle birlikte cari açığın kalıcı olarak düşürülmesini hedeflediklerini bildiren Oktay, şöyle konuştu:
"Öte yandan, Karadeniz'deki doğal gaz keşfi kaynaklı olarak yeni doğal gaz kontratlarında fiyatların daha rekabetçi yapılması ve 2023 yılında yerli doğal gazın kullanılmaya başlanacak olması, cari dengemizin uzun vadede kalıcı şekilde iyileşmesine önemli katkı yapacaktır. Bu doğrultuda cari işlemler dengesinin GSYH’ye oranının 2021 ve 2022 yıllarında sırasıyla yüzde 1,9 ve yüzde 0,7 olarak açık vereceği, Program dönemi sonunda ise sınırlı fazlaya döneceği tahmin edilmektedir."
"İHTİYAÇ DUYULAN ADIMLARI ATMAYA DEVAM EDİYORUZ"
Küresel finansal koşulların gelişmekte olan ülkeler açısından elverişsiz olduğu 2020 yılında finansal piyasalarda oynaklıkların arttığının gözlendiğini ifade eden Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kovid-19 salgını kaynaklı küresel belirsizliklerin ve risk iştahındaki dalgalanmaların finansal piyasaların işleyişini ve finansal varlık fiyatlamalarını olumsuz etkilemesinin önüne geçmek amacıyla ilgili tüm kurumlarımız tarafından gerekli önlemler gecikmeksizin alınmıştır. Ayrıca, ekonomik aktivitenin bu zorlu süreçte desteklenmesine yönelik kredi kanallarının açık tutulması ve firmalara nakit akışının kesintisiz sürdürülmesi sağlanmıştır. Bununla birlikte, gerek finansal istikrar gerekse ekonomik büyüme açısından kilit bir role sahip olan bankacılık sektörümüz bu süreçte iyi bir sınav vermiştir. Son dönemdeki zorlu şartlara rağmen bankalarımız güçlü sermaye yapısını ve aktif kalitesini korumayı başarmıştır. Bu süreçte sektöre gerek ihtiyaç duyduğu likidite imkanları sağlanarak gerekse düzenlemelerle esneklikler getirilerek destek olunmuştur. Yeni Ekonomi Programımızla finansal sektörün geliştirilmesi, dinamizm kazanması ve sağlıklı biçimde ülkemizin kalkınmasına katkı yapması için ihtiyaç duyulan adımları atmaya devam ediyoruz."
"EN ÖNEMLİ KAZANIMLARDAN BİRİSİ FAİZ ÖDEMELERİNİN PAYINI AZALTMAK OLDU"
Kamu maliyesine yönelik bugüne kadar elde edilen kazanımları da aktaran Oktay, Hükümetin bugüne kadar kamu maliyesi alanındaki en önemli kazanımlarından birisinin faiz ödemelerinin bütçe içindeki payını azaltmak olduğunu vurguladı. Oktay, 2002 yılında faiz harcamalarının bütçe giderleri içerisindeki payı yüzde 43,2 iken, 2021 yılı bütçesinde bu oranın yüzde 13,3 seviyesinde kalmasının öngörüldüğünü bildirdi.
Uygulanan kamu mali disiplini sayesinde son 18 yılda kamu borç stokunun oldukça düşük seviyelere çekilirken önemli altyapı projelerinin hayata geçirildiğini ve eğitim, sağlık ve sosyal refah alanlarında önemli kazanımlar elde edildiğini belirten Oktay, "Son 18 yılda faize değil kamusal hizmete ayırdığımız kaynak sayesinde inşa ettiğimiz güçlü sağlık altyapısı, salgın döneminde diğer ülkelerde gördüğümüz acı tabloların ülkemizde yaşanmasını engellemiştir." diye konuştu.
Diğer yandan vergi gelirleriyle faiz giderleri karşılaştırıldığında da benzer bir tablonun söz konusu olduğunu dile getiren Oktay, şöyle devam etti:
"2002 yılında toplanan her 100 liralık verginin 85,7 lirası faiz harcamalarına gitmekteydi. 2021 yılı bütçesinde ise her 100 liralık verginin sadece 19,5 lirasının faiz harcamalarına ayrılacağı tahmin edilmektedir.
2020 yılı gelir performansımızın tüm olumsuz şartlara rağmen beklentilerimizin üzerinde gerçekleşmesini öngörüyoruz. 2019'un son döneminde ekonomide yakaladığımız güçlü seyrin katkısıyla gelir performansımızda önemli bir ivmelenme yaşanmaktaydı. 2020 yılı Ocak ve Şubat aylarında vergi gelirlerimiz bir önceki yılın aynı dönemine göre ortalama yüzde 22,9 oranında artmıştı. Ancak Kovid-19 salgını nedeniyle mart, nisan ve mayıs aylarında vergi gelirleri ortalama yüzde 5,6 oranında azalmıştır. Bununla birlikte, 2020 yılı Ocak-Eylül döneminde vergi gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19,3 oranında artmıştır. Vergi gelirlerinin yıl sonunda ise yıllık yüzde 17,3 oranında artarak 790,7 milyar lira olarak gerçekleşmesi öngörülmektedir."
AK Parti hükümetleri döneminde sağlanan mali disiplin ve basiretli politikalar sayesinde kamu borcunun bir risk unsuru olmaktan çıkarıldığını ifade eden Oktay, şunları kaydetti:
"Stratejik ölçütlere dayalı borçlanma politikalarımız sayesinde borç stokumuzun kompozisyonunda ve vade yapısında kayda değer bir iyileşme meydana gelmiştir. 2002 yılında 9,4 ay olan iç borçlanmanın ortalama vadesi 2020 yılı Eylül ayında 32 ay olmuştur. Hazine iç borçlanma faizleri 2002 yılında yüzde 62,7 seviyesinden 2020 yılı Eylül ayı itibarıyla yüzde 10 seviyelerine kadar gerilemiştir. 2001 yılında AB tanımlı borç stokunun GSYH’ye oranı yüzde 75,5 seviyesinde iken 2020 yılı ikinci çeyreği itibarıyla yüzde 39,4 seviyesindedir. 2021-2023 döneminde de mali disipline bağlı kalarak, kalıcı gelir kaynakları ile kamu gelirlerinin kalitesini ve vergi tahsilatında etkinliği artıracağız. Vergide adalet ve eşitlik ilkelerini pekiştirerek, vergi mevzuatının sadeleştirilmesine, etkin olmayan istisna, muafiyet ve indirimlerin gözden geçirilmesine ve kademeli olarak kaldırılmasına devam edeceğiz. Kayıtdışılık ile mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz."
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Eylül 2020 itibarıyla Kovid-19 salgını kapsamında ekonomiyi desteklemek amacıyla atılan adımların büyüklüğünün kredi ertelemeleri hariç 371,7 milyar liraya ulaştığını bildirdi.
Oktay, küresel ekonomiyi her alanda etkileyen salgın sürecini Türkiye'nin en az hasarla atlatabilmesi için gereken tüm tedbirleri hızlı ve etkili şekilde aldıklarını, almaya da devam ettiklerini söyledi.
Salgının etkilerinin görülmeye başlandığı mart ayında açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi'yle başta istihdam ve üretimi destekleyen adımları hayata geçirdiklerini belirten Oktay, ilerleyen süreçte ihtiyaç görülen tüm alanları kapsayacak şekilde genişleyen desteklerin ihtiyaç sahibi ailelere nakit desteğinden en düşük emekli aylığının 1500 lira olmasına kadar, sektörel vergi teşvik ve ertelemelerinden krediye ulaşma imkanlarına kadar artarak devam ettiğini bildirdi.
Bu süreçte gelir politikası araçlarını da etkin kullandıklarını anlatan Oktay, şu bilgileri verdi:
"Bu kapsamda 29,4 milyar lira vergi ödemesini ve 40 milyar lirı sosyal güvenlik prim ödemelerini erteleyerek işletmeleri destekledik. Kovid-19 salgınının ekonomideki olumsuz etkilerini azaltmak için sektör odaklı birçok mal ve hizmetin KDV oranlarında ve iş yeri kira stopaj oranında indirim yaptık. Kredi Garanti Fonu limitini artırarak teminat sıkıntısı yaşayan işletmelerin finansmana erişimini sağladık. Vatandaşlara, esnaf ve firmalara Hazine destekli Kredi Garanti Fonu ile 306 milyar liralık kredi paketleri oluşturduk ve bu kapsamda Eylül 2020 itibarıyla toplamda 267,4 milyar lira kredi ödemesi yapıldı. Aylık geliri 5 bin liranın altında olan 8 milyona yakın vatandaşımıza 47,5 milyar lira bireysel ihtiyaç desteği verdik. 787 bin esnafımıza 29,9 milyar liraya yakın esnaf destek finansmanı tahsis ettik. 198 bin işletmemize 143 milyar lira işe devam finansmanı kullandırdık. 122 milyar lira tutarında kurumsal ve bireysel kredinin ertelemesini sağladık."
"YARARLANMA ŞARTLARINI ESNETTİK"
Oktay, salgının istihdam üzerindeki etkilerini en aza indirebilmek amacıyla çalışma ve sosyal yaşama ilişkin atılan adımlara da değinerek, kısa çalışma ödeneğinden daha fazla işletmenin ve çalışanın faydalanabilmesi için yararlanma şartlarını esnettiklerini söyledi.
Çalışanlara yönelik sözleşme feshi yasağı getirdiklerini ve bu kapsamda kısa çalışma ödeneği ve işsizlik sigortasından yararlanamayıp ücretsiz izne çıkarılanlar için nakdi ücret desteği verilmesini sağladıklarını belirten Oktay, normalleşme döneminde ekonominin güçlü bir şekilde toparlanmasına hazırlık olarak "normalleşme desteği" vermeye başladıklarını hatırlattı. Oktay, bu kapsamda iş yerlerinde haftalık normal çalışma sürelerine dönülmesini teşvik ettiklerini, kısa çalışma ödeneğinden yararlanma süresinin ve fesih yasağının uzatılmasına ilişkin düzenleme yaptıklarını kaydetti.
Salgından en çok etkilenen sektörlerden turizm sektörünü desteklemek için de seyahat acenteleri ve seyahat rehberlerinin desteklenmesini ve konaklama tesisleri için kredi programlarının uygulanmasını sağladıklarını anlatan Oktay, Güvenli Turizm Sertifikasyon Programı'nı ve turizm faaliyetlerinin yeniden başlatılmasıyla ilgili düzenlemeleri uygulamaya koyduklarını belirtti. Oktay, ayrıca turizm amaçlı kullanılan işletmelerin kira ve kullanım haklarına ilişkin ödemelerin sürelerini 6 ay ertelediklerini söyledi. Fuat Oktay, diğer yandan, sağlıkla ilgili olarak yeni hastanelerin açılması, test merkezleri, yerel aşı ve ilaç çalışmaları ve solunum cihazı üretimi yapılmasına ilişkin destekler verdiklerini dile getirdi.
Eylül 2020 itibarıyla Kovid-19 salgını kapsamında ekonomiyi desteklemek amacıyla atılan adımların büyüklüğünün kredi ertelemeleri hariç 371,7 milyar liraya ulaştığı bilgisini veren Oktay, Sosyal Koruma Kalkanı çerçevesinde Sosyal Destek Programı kapsamında 6,2 milyar lira, kısa çalışma kapsamında 18,7
milyar lira, nakdi ücret desteği olarak 4,4 milyar lira, işsizlik ödemesi olarak da 3,6 milyar lira ödeme yaptıklarını açıkladı.
Ekonomik ve sosyal koruma kalkanı paketlerinin yanı sıra yatırımlara, açılışlara hızla devam ettiklerini vurgulayan Oktay, "Bir taraftan salgınla başarılı bir mücadele verirken bir taraftan da durmadık, dev eserleri hizmete açtık. 45 günde tamamlayıp kullanıma sunduğumuz çok amaçlı acil durum hastaneleri dahil olmak üzere 28 yeni hastane, 498 kilometre bölünmüş yol ve 221 köprü ve 52 hidroelektrik santrali, marttan bu yana ülkemize kazandırdığımız yatırımların sadece birkaç örneğidir." diye konuştu.
"KKTC'NİN DE YANINDA OLDUK"
Salgınla mücadelede KKTC’nin de yanında olduklarını dile getiren Oktay, KKTC'de ilk vakanın görüldüğü tarihin hemen akabinde Kuzey Kıbrıs'a 72 milyon liralık finansal destek sağladıklarını, ardından Kovid Destek Paketi kapsamında 66 milyon liralık hibeyi daha aktardıklarını bildirdi. Oktay, "2,3 milyar lira tutarındaki 2020 yılı İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması kapsamında Lefkoşa’ya modern cihazlarla donatılmış 100 yataklı acil durum hastanesi yapımını da iki ay gibi kısa bir süre içinde tamamlamak üzereyiz." dedi.
Salgın tedbirleri çerçevesinde uzaktan eğitim programı EBA’yı uyumlandırma sürecini tamamlayarak KKTC EBA olarak Kıbrıs Türkleri'nin kullanımına da açtıklarını belirten Oktay, 156 ülke ve 8 uluslararası kuruluşa ilaç, solunum cihazı ve maske dahil kişisel koruyucu ekipmanından oluşan tıbbi yardım malzemeleri gönderdiklerini söyledi.
Oktay, 2021-2023 dönemine ilişkin politika ve öngörülere değinerek, "Bütçe açığının GSYH’ye oran olarak 2020 yıl sonunda yüzde 4,9 seviyesinde gerçekleşmesini öngörmekteyiz. Salgın dönemine özgü bu geçici bozulmanın uygulanmakta olan normalleşme adımları ile kurumsallaşan tasarruf anlayışımıza uygun olarak programın ilk yılında ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. 2021-23 döneminde bütçe açığının GSYH’ye oranının sırasıyla yüzde 4,3, yüzde 3,9 ve yüzde 3,5 seviyelerinde gerçekleşmesini hedefliyoruz." diye konuştu.
BÜTÇE BÜYÜKLÜĞÜ
Fuat Oktay, bütçe dengesinde öngörülen hedefler çerçevesinde AB tanımlı genel yönetim borç stokunun milli gelire oranının da 2021 yılında yüzde 40,8 seviyesinde gerçekleşmesi ve dönem sonu olan 2023 yılında yüzde 41,8 seviyesinde kalmasının hedeflendiğini bildirdi.
2019 yılı Kesin Hesap Kanun Teklifi'ne ilişkin bazı büyüklükleri paylaşan Oktay, şunları kaydetti:
"2019 yılında bütçe giderleri 1 trilyon 27 milyon lira, bütçe gelirleri 875 milyar 280 milyon lira, bütçe açığı 124 milyar 747 milyon lira, faiz dışı açık 24 milyar 808 milyon lira olarak gerçekleşmiştir. 2019 yılında 124,7 milyar lira olarak gerçekleşen Merkezi Yönetim bütçe açığı başlangıçta öngörülen açığın 44,1 milyar lira üzerinde, yıl sonu gerçekleşme tahmininin ise 255 milyon lira altında gerçekleşmiştir. 2020 yılında merkezi yönetim bütçe giderlerinin 1 trilyon 212,3 milyar lira, merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 973 milyar 129 milyon lira, bütçe açığının 239 milyar 168 milyon lira, faiz dışı açığın 101 milyar 768 milyon lira olarak gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. 2020 yıl sonu bütçe açığının 239,2 milyar lira ile bütçe başlangıç hedefinin 100,3 milyar lira üzerinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Bu açığın milli gelire oranının ise yüzde 4,9 olacağını öngörüyoruz. Bütçe giderlerinin detaylarına bakacak olursak 2020 yılında personel giderlerinin 291 milyar lira, Sosyal Güvenlik Kurumlarına devlet primi giderlerinin 48,5 milyar lira, mal ve hizmet alım giderlerinin 105,7 milyar lira, cari transferlerin 500,2 milyar lira, sermaye giderlerinin 86,7 milyar lira, sermaye transferlerinin 10,9 milyar lira, borç verme giderlerinin 31,9 milyar lira, faiz giderlerinin 137,4 milyar lira olarak gerçekleşmesini bekliyoruz. 2020 yılında vergi gelirlerinin ise yaklaşık 790,7 milyar lira, vergi dışı gelirlerin ise yaklaşık 182,4 milyar lira olacağını bekliyoruz."