"Türkiye'de Özel Sektör: Sürdürülebilir Kalkınma" paneli

Uluslararası Finans Kurumu'nun (IFC - International Finance Corporation) Türkiye ofisinin açılışının 30'uncu yıldönümü vesilesiyle "Türkiye'de Özel Sektör: Sürdürülebilir Kalkınma" başlıklı panel düzenlendi.

Akın, panelde yaptığı konuşmada, IFC'nin Türkiye'nin zor günlerinde buraya geldiğini ve ülkeye destek verdiğini belirterek, Türkiye'nin buna ihtiyacı olduğunu söyledi.

Bu tip davranışların Türkiye gibi ülkeler tarafından unutulmadığını dile getiren Akın, istikrarsızlık durumunun Türkiye gibi ülkelerin başına sık geldiğini, ancak her istikrarsızlığın arkasından muhteşem bir çıkış yakaladığını aktardı.

Akın, Türkiye'nin dibe vurmasıyla birlikte gayet iyi çıkış yakalayabildiğini ve kendisine yatırım yapanlara kaybettirmediğini vurgulayarak, Türkiye'nin kalkınmaya ihtiyaç duyduğunu ve yüzünün Batı'ya dönük olduğunu, büyüme ve sosyal konularda Batı'nın ulaştığı seviyeleri hedeflediğini anlattı.

Türkiye'de referandum yapılsa yüzde 98 oranında ülkenin yüzünün Batı'ya dönük olması şeklinde karar çıkacağını ifade eden Akın, bu yüzden yüksek hedeflere sahip olduklarını bildirdi.

Akın, Batı'nın ulaştığı ekonomik seviyeye ulaşmak istenildiğini, bu yüzden yatırımların, girişimcilerin ciddi önem arz ettiğini belirterek, "Siz IFC olarak bizim arkamızda durmanızın bu anlamda çok değeri var." dedi.

Türkiye'nin Batı ve dünya ile entegre olması ve globalleşmesi amacında, o ülkelerin kriterlerine ulaşma konusunda sahip olması gereken şartların önemine dikkati çeken Akın, IFC ve Dünya Bankası gibi kuruluşların bu anlamdaki katkılarının önemine değindi. 

"YENİLENEBİLİR ENERJİYE YATIRIM YAPMAYI İLKE EDİNDİK"

Akın, IFC ile birçok ülkede ve alanda iş birliği yaptıklarını belirterek, IFC ile geçmişlerinin oldukça eskiye dayandığını bildirdi. 
Hiçbir yere yatırmadıkları kadar öz kaynak yatırarak enerji sektörüne girdiklerini dile getiren Akın, son dönemde Türkiye'de ve Avrupa'da yenilenebilir enerjiye yönelik artan yatırımlardan bahsetti.

Akın, yenilenebilir enerjiye geçişin sadece sosyal değil ekonomik anlamda da önemli olduğunu ifade ederek, Avrupa'da ve dünyada bu alana yapılan yatırımlar artarken kendilerinin de geri kalmaması gerektiğini, yenilenebilir enerjiye yatırım yapmayı ilke edindiklerini vurguladı.

Avrupa'nın yenilenebilir enerji konusunda 2020 yılına kadar ciddi program yaptığını belirterek, toplam enerji tüketiminin yüzde 20'sinin bu alandan temin edilmesi, nihai enerji tüketiminin yüzde 20 azaltılması gibi hedefler konulduğunu bildirdi.

Akın, toplam tüketimin yüzde 20'sinin yenilenebilir enerjiden elde edilmesi hedefinin çok büyük kapasite olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

"2030'a revize edilen programda ne görüyoruz? 1 trilyon avroluk bir yatırım. Yani AB, 2015'e kadar yaptığı yatırımlara bakıyor ve diyor ki 2015'te 2020 hedeflerini yakaladık. 10 tane ülke 2020 hedeflerini yakalıyor 2015'te. O zaman revize ediyoruz 2030'a. 2030 hedeflerini koyuyoruz ve o hedeflere varabilmek için de 1 trilyon avroluk bir yatırım hedefi koyuyoruz. 2015'te yapılan harcamaya baktığınız zaman dünyadaki yatırımcı iştahının azalmasıyla birlikte 2011'deki ayrımın yüzde 60 altında. Bundan endişeye kapılıyor ve yeni hedef koyuyor AB. Yeni yaptıkları programda AB toplam enerjinin yüzde 27'sini 2030'da yenilenebilir enerjiden üreteceğiz diyor." 
Akın, bu hedefin gerçekleşmesi için 1 trilyon avroluk yatırım yapılacağını belirterek, bunun Türkiye'ye olumlu yansımaları olacağını bildirdi. 

CİDDİ BÜROKRATİK ENGELLE KARŞI KARŞIYAYIZ

Akın, şu anda Türkiye'de eskiden olduğu kadar rüzgar ve güneş enerjisi kurmanın kolay olmadığını ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Eskiden derken 5 yıl evvel. Belki de 3 ayda ya da 6 ayda yaptığımız rüzgar santrallerini ya da hidroelektrik santrallerini bugün 3 senede, 6 senede yapabilir miyiz bilmiyorum bugün başlasak. Bu kadar bürokratik bir engelle karşı karşıyayız. Bunun bir an evvel düzeltilmesi hakikaten çok önem arz ediyor. Yapısal reformaların içinde bu da olmalı. Çünkü biz hakikaten çok ciddi yatırım yapıyoruz. Hem altyapı hem de enerji konusunda. 2017 yılında 1,5 milyar liralık yatırım yapmaya başladık enerjide. Yatırıma 2016'da başladık." 

"YATIRIMLARA BAŞLADIK, DURMAK SÖZ KONUSU DEĞİL"

Akın, kısa süre önce bir konuşmasında, 'dolar bu seviyedeyken yatırım yapalım mı?" sorusu üzerine, "Dolar bu seviyedeyken değil de bu oynaklıktayken yatırım yapmayın." dediğini anımsattı.

Gazetelerin, kendisinin "Yatırım yapmayın" dediğini yazdığını dile getiren Akın, sözlerini şöyle noktaladı:

"Orada bir yanlış anlaşılma var. Biz şu anda Akfen olarak 2017'de 6 milyar lira yatırım yapacağız. Bunun 3 milyarı PPP hastaneleri. Hepsi 2017'nin sonunda bitecek. 2017'nin sonunda hepsi bitmek üzere 6 milyar liralık yatırımımız var. Bunun 3 milyar lirası sağlıkta, 1,5 milyar lirası enerjide, maden ve liman sektöründe. Yatırım yapmıyoruz diye bir şey asla söz konusu değil. Ama bu tip doların oynak olduğu zamanlarda, şu sıralarda biraz daha sakinleşmiş gözüküyor. Dolayısıyla biz zaten yatırımlarımıza başladık. Devam edeceğiz. Durmak diye bir şey söz konusu değil. Sayın Bakanım sizler de lütfen bizlerle paralel şekilde çalışıyorsunuz. Her türlü önümüzü açıyorsunuz ama sanki birazcık daha motivasyon gerekiyor diye düşünüyorum. Bunu karşılıklı birbirimize vereceğiz." 

"IFC İLE SOSYAL VE EKONOMİK BOYUTLU PROJE HAYATA GEÇİRDİK"

Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, IFC ile hem ekonomik hem sosyal boyutu olan bir proje hayata geçirdiklerini belirterek, kadın girişimcilerin desteklenmesi amacıyla uygulanmaya başlanan "İyi İşler-Boyner Grup Tedarik Zinciri Kadın Girişimcileri Güçlendirme Programı" projesinden bahsetti.

Küresel ekonomik krizin yaşandığı 2008 yılından bugüne gelinen noktada eşitsizliğin arttığına değinen Boyner, "Eşitsizliğin arttığı bir dünyada kapsayıcı ve sürdürülebilir iş modellerinin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Bu iş modellerini kendi iş yerlerimizde uygulamak ve iş ortaklarımızla paylaşmak bizim için önemli bir adımdı." dedi.

Boyner, grup olarak cinsiyet eşitsizliği konusunda epey yol aldıklarını kaydederek, sürdürülebilirlik konusunda da ciddi mesafe kat ettiklerini bildirdi.

Kadın girişimcilerin desteklenmesinin sosyal ve ekonomik açıdan çok önemli olduğunun altını çizen Boyner, bu konunun ülke ekonomisi için arz eden önemine değindi.