Güncelleme Tarihi:
Türkiye Deri Sanayicileri Derneği (TDSD) Yönetim Kurulu Başkanı Burak Uyguner, sektördeki gelişmelere ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, deri sektörünün moda ve uluslararası markaların kararlarına göre dalgalı seyir gösterdiğini belirtti.
Suni malzeme gibi ikame ürünler ve bu ürünün üreticilerinin tüketici üzerindeki yanıltıcı reklam etkinliklerinin de sektörel ticaret hacminde önemli rol oynadığını ifade eden Uyguner, şunları kaydetti:
"Ülkemizde deri sektörü de dünyadaki diğer deri üreticisi ülkelere paralel hareket eder. Son 5 yıla bakıldığı zaman da dalgalı bir seyir hakim olmakla birlikte ticaret hacmi genel olarak düşüş yönündeydi. Türkiye özelinde değerlendirme yaparsak iç pazarda ayakkabı zincirlerinin konkordato ilanı önemli olumsuz etkenlerden birisiydi. Diğer taraftan en temel iki pazarımız olan Rusya ve AB ülkeleri açısından da mevcut sıkıntıların devam ettiğini gördük. Rusya ile toparlanma süreci başladı ama yine de eskiye nazaran oldukça düşük bir ticaret hacmi var ve bu sene gerçekleşen ihracat rakamlarında da düşüş eğilim devam etti."
Uyguner, deri sektörünün değer zincirinin ham deri tedarik süreciyle mezbaha ve kombinalardan başladığını, ham deri tacirleri, deri işleme tesisleri ve deri ürünleri üreticileri şeklinde devam ettiğini aktararak, deri işleme sürecinde bir de kimyasal tedarikçilerinin bulunduğunu, tüm bu değer zinciri ele alındığında 250-300 bin kişiye doğrudan istihdam yaratıldığını söyledi. Burak Uyguner, Türkiye’deki hayvan varlığının kalitesinin artmasının deri sektörünün katma değer yaratması açısından çok faydalı olacağını vurguladı.
MEVCUT DERİ ÜRETİCİLERİNDEN YENİ YATIRIM BEKLENİYOR
Yıllık deri üretim kapasitesine değinen Uyguner, "Deri sektörü her yıl 6-6,5 milyon adet büyükbaş hayvan ham derisine ve 50 milyon adet küçükbaş hayvan ham derisine ihtiyaç duyuyor." dedi.
Uyguner, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ağırlıklı olarak sığır, manda gibi büyükbaş hayvan derileri ile koyun, kuzu, keçi gibi küçükbaş hayvan ham derilerinin en çok işlenen ham deri türleri olduğunu anımsatarak, bunlardan büyükbaş derilerin (videla) ağırlıklı olarak ayakkabı, saraciye, giyim, mobilya, otomotiv, su ve hava araçları döşemelik gibi alanlarda ağırlıklı olarak kullanıldığını, küçükbaş derilerin en yoğun kullanım alanının ise deri giyim alt sektörü olduğunu anlattı.
Sektörün müşteri ve pazar portföyünü artırmak için çalışmalarına devam ettiğini aktaran Uyguner, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sektör düzenli olarak uluslararası fuarlara katılıyor, yurt dışından alım heyetleri getiriyor. Şu an Türkiye’de 14 üretim bölgesinde toplam 539 adet deri üretimi yapan tesis faaliyet göstermektedir. Genel ekonomik yapıya paralel bir şekilde sektör içinde de firma ölçekleri KOBİ düzeyinde. Büyük ölçekli işletme sayısı oldukça az. Kurumsallaşma açısından çaba sarf eden işletmeler var ancak genel yapı aile işletmeleri şeklindedir. Sektöre giriş ciddi miktarda sabit yatırım sermayesi ve beraberinde işletme sermayesi ihtiyacı gerektirmektedir. Bununla birlikte deri üretimi özel bilgi birikimi ve tecrübe gerektirmektedir. Bu sebeple dışarıdan yeni yatırımcı şeklinde firma sayısında artış beklemiyoruz ama mevcut deri üreticileri arasında farklı formlarda da olsa yeni yatırım olasılığı olabilir."
SEKTÖRÜN YILLIK DERİ İHTİYACININ BİR KISMI İTHALAT İLE KARŞILANIYOR
Burak Uyguner, deri sektörünün, et sektörünün yan ürünü olan ham deriyi alıp ekonomik bir değere dönüştürdüğünü, insanoğlunun en eski geri dönüşüm faaliyeti olarak kabul edildiğini ifade ederek, "Bu nedenle ülkenin canlı hayvan varlığı, tüketicilerin et talebi ve dolayısıyla kesime giden hayvan sayısı sektör açısından önemli. Türkiye'de 2018 sonu itibarıyla 17 milyon büyükbaş ve 35 milyon küçükbaş hayvan olduğunu kayıtlardan görebiliyoruz. Sektörün yıllık ihtiyacını yüzde 100 karşılayacak bir varlık değil. O nedenle bir kısım ham deri ihtiyacı ithalat ile karşılanıyor." diye konuştu.
2020 itibarıyla sektörde bir toparlanma beklentisinin hakim olduğunu belirten Uyguner, "2019 yılında toplam deri ve deri ürünleri ihracatı 1,7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Geçmişten gelen bir ihracat kültürü var ve bu da sektörün önde gelen ihracatçı sektörler arasında olmasını sağlıyor. Bu hareketliliğin 2020'de artarak devam etmesini bekliyoruz. Özellikle başta ayakkabı ihracatı olmak üzere deri ürünlerinin katma değerli ve birim fiyatı daha yüksek ürünler şeklinde ihracatı için olası her türlü eylem plan dahiline alınıyor." şeklinde konuştu.
Uyguner, sektörün güçlü ve köklü bir üretim geçmişi dolayısıyla başarılması imkansız hedeflerinin olmadığını, ama bu yolda hiç durmadan çalışmak gerektiğini vurguladı. Türk deri sektörünün, bu sene Hong Kong’da ICT-International Council of Tanners çatısı altında dünya devleri ile bir araya geleceğini aktaran Uyguner, "Toplantıya dünyanın en önde gelen deri üreticisi ülkelerinden Brezilya, Çin, İtalya ve ABD’nin temsilcileri katılacak ve küresel ölçekte gelişmeler değerlendirilecek. Ben de bu toplantıdan sonra Global Leather Coordinating Committee toplantısına katılarak özellikle son dönemde deriye alternatif ürünler dolayısıyla ortaya çıkan yanlış algı faaliyetleri ile ilgili değerlendirmelerde bulunacağım." dedi.