Oluşturulma Tarihi: Kasım 14, 2006 20:36
Avrupa Parlamentosu Üyesi Dr. Jorgo Chatzimarkakis, Türkiye'nin halihazırda Avrupa'nın bir parçası olduğunu belirterek, “İlkeleri uygulamadaki başarısı herkes için cesaret verici ama daha gidilecek çok yol var” değerlendirmesinde bulundu.
Chatzimarkakis, GOOD 4 Business & Society Konferansındaki “İyi Kurumsal Yönetim: Küresel Farklılıklar Açısından Şanslar ve Perspektifler” başlıklı sunumunda, Avrupa Birliğinin (AB) aslında tarihi bir sonuç olduğunu söyledi.
Binlerce sayfadan oluşan AB müktesebatının yalnızca kurallar değil, ülkeleri birleştiren değerler olduğunu ifade eden Dr. Jorgo Chatzimarkakis, AB'nin ortak tek bir sosyal modeli bulunmadığını, birlik içinde 4-5 farklı model yer aldığını anlattı.
Chatzimarkakis, Türkiye'nin mevcut kuralları uygulama açısından gösterdiği başarılara işaret ettiği konuşmasında, “Türkiye gerçekten halihazırda Avrupa'nın bir parçası. İlkeleri uygulamaktaki başarısı herkes için cesaret verici ama daha gidilecek çok yol var” görüşünü aktardı.
AB'de çok fazla kural yaratıldığını, aşırı düzenlemelerin bürokratik engele dönüştüğünü belirten Chatzimarkakis, Avrupa Komisyonunun bu yükleri azaltmak için çeşitli çalışmalar yaptığını anlattı.
AB'nin belli bir stratejisi ve hedefi olmadığını kaydederek, bunun açıklığa kavuşturulması gerektiğini, AB'nin ilkeler dizisinde değişiklikler yapılabileceğine değinen Chatzimarkakis, “Biz Türkiye'yi bu konuda katkı yapması için davet ediyoruz” dedi.
AB'nin enerji ithalatına bağlı yaşadığını ifade eden ve büyük ekonomiler için bu tür bağımlılıkların iyi olmadığını aktaran Chatzimarkakis, enerji konusunda birlik ülkeleri arasında fikir ayrılıkları olduğuna değinerek, bazı ülkelerin nükleer enerjiyi onaylamadığını anımsattı.
“TÜRKİYE'DEN ÇOK ŞEY BEKLİYORUZ”
“Avrupalılar olarak modelimizi diğer modellere göre düzenlememiz gerek. (Bizim kurallarımız böyle) diye dayatamayız. Bunun için Türkiye'den çok şey bekliyoruz” diyen Chatzimarkakis, AB'nin hazırladığı 10 yıllık planların bir ”darboğaz” olduğu, daha açık olunması gerektiği görüşünü aktardı.
“TÜRKİYE'DE YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE İYİLEŞME VAR”
İsveç eski Maliye Bakanı Erik Asbrink ise kurumsal yönetimin nasıl yaratıldığını anlattı.
Ekonomik büyümeyi sağlamak için yolsuzlukla mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizen Asbrink, “Uluslararası Saydamlık Örgütünün açıkladığı yolsuzluk raporuna göre Türkiye 2004'te 146 ülke arasında 3,2'lik endeksi ile 77'nci sırada idi. 2006'da 3,8'lik endeksle 163 ülke arasında 60'ıncı sıraya yükseldi. Yani iki yılda bile Türkiye'nin durumunun iyileştiğini görüyoruz. Ancak yine de yolsuzlukla mücadelede iyileştirmelere ihtiyaç olan noktalar var” diye konuştu.
“SPK, DAHA ERKEN SAFHALARDA DEVREYE GİRMELİ”
OECD Şirket İşleri Bölümü Baş İdarecisi Janet Holmes, iyi kurumsal yönetim için anahtar faktörlerin; güçlü kurullar, dikkatli hissedarlar ve ilgili yatırımcılar olduğunu anlattı.
Daha güçlü kurumsal yönetimi olan ülkelerin piyasada güven uyandırdıklarını ve ekonomik büyümeyi kolaylaştırdığını belirten Holmes, “Türkiye kurumsal yönetim açısından oldukça iyi bir konuma sahip ama diğer bazı ülkelerdeki gibi bir takım zorlukları da var” dedi.
Holmes, Türk makamlarının ve özel sektörün uluslararası standartlara özel ilgi gösterdiğini kaydederek, SPK'nın bu standartları yerleştirmek için önemli bir rol oynadığını söyledi.
Mecliste ele alınan geniş reformların da kat edilen yolda etkili olduğunu vurgulayan Holmes, şunları söyledi:
“Devlet bazı standartlar koyduğu için denetimde disiplin sağlanıyor. SPK'nın bu ortamda yetkileri çok olduğundan, mevcut piyasada disiplin eksikliği yaşandığında etkili oluyor. Ama böyle bir kurum, her hatasında şirketin önüne bunu getirirse, şirket hatasını iyi göremeyebilir, sadece (ödevim iyi olmamış) diye düşünür. Oysa daha erken safhada, yatırımcılara zarar gelmemesi için devreye girmeli. Çünkü yatırımcılar böyle bir müdahalenin devlet tarafından zaten yapılıyor olduğunu düşünebilir. Bu nedenle daha erken uyarılar olmalı.”
Holmes, Türkiye'de piyasa disiplininin aktive edilmesi için bilgilerin net şekilde sunulmasını, objektif kurul üyelerinin motive edilmesini, düzenleyici faaliyetlere odaklanılması ve koordine edilmesini önerdi.
EVDEN ÇALIŞMA
TeliaSonera Kurumsal İlişkiler Bölümü Müdür Yardımcısı Gunnar Forsgren ise ”Perspektifi Korumak” konulu sunumunda, bir şirketin iyi yönetim kurallarını uyguluyorsa bunu her adımda göstermesi gerektiğini söyledi.
Sadece topluma ya da şirkete odaklanmanın negatif sonuç vereceğini belirten Forsgren, perspektifin korunarak topluma ve şirketin ihtiyaçlarına uygun bir inanç ve değer sistemi yaratılacağını dile getirdi.