Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE’nin ‘keridi notunda’ görünümünü değiştiren uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarını art niyetli davranmakla suçlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bu, anlayışla karşılayabileceğimiz bir durum değildir. Kimse kusura bakmasın burada doğal olarak art niyet ararız.
Bu derecelendirme kuruluşları Türkiye’ye hiç uğramıyorlar, sağdan soldan duydukları ile bir değerlendirme yapıyorlar. Uluslararası derecelendirme kuruluşlarının bu objektif olmayan tavırları artık ekonomi çevrelerince de ciddi şekilde tartışılmalı. Büyüyen, gelişen, çok başarılı performans sergileyen bir ülkeyi, soru işaretlerine, kuşkulara, tereddütlere maruz bırakmak, yatırım akışını engelleyecek değerlendirmeler yapmak, bu kadar kolay olmamalıdır” dedi.
Erdoğan, Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde gerçekleştirilen Yatırım Danışma Konseyi (YDK) toplantısında yaptığı konuşmada, şu bilgileri verdi: “Türkiye 2023 yılı için önüne çok büyük hedefler koydu ve bu hedeflere doğru ilerleyen bir ülke.
Bu derecelendirme kuruluşları Türkiye’ye hiç uğramıyorlar değerlendirme yapıyorlar. Bu tür değerlendirmelerle eğer bu adımlar atılırsa, bizim tabii ki bu derecelendirme kuruluşlarını derecelendirmemiz de çok daha farklı olacak. 2023 hedefleri, sadece partimizin, sadece Hükümetimizin hedefleri olmaktan çıkmış, artık milli hedefler haline gelmiştir. Biz, haksız ve mesnetsiz değerlendirmelere kulak asmadan, karalama kampanyalarına aldırmadan yolumuzda ilerleyeceğiz.”
Krizde başarılı olduk
Başbakan Erdoğan, şu bilgileri verdi: “Küresel krizde Türkiye’nin gösterdiği başarı sadece doğrudan yatırımların artırmasından ibaret değil. Türkiye ekonomisi, 2011’de yüzde 8.5 büyüme başarısı göstererek, dünyada Çin’den sonra en hızlı büyüyen ekonomi oldu. Türkiye, 2 yıl içinde, yani küresel krizin en ağır seyrettiği süreçte, istihdamını 3.5 milyon kişi artırdı. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, Türkiye’nin dünyada istihdamını en hızlı artıran, işsizliğini en hızlı düşüren ülke olduğu vurgulandı.”
Erdoğan, 2002’den itibaren ekonomide ve finans sisteminde oluşturdukları sağlam yapının, kamu maliyesinde sağlanan iyileşmeler ve titizlikle uyguladıkları yapısal reformların Türkiye’nin rekabet gücünü hızla artırdığını ifade ederek, şunları kaydetti: “Ekonomimizin büyüme performansını artırarak sürdürmesi ve cari açığın azaltılabilmesi için yatırım, üretim, istihdam ve ihracat politikaları arasında bütünlüğü muhafaza etmeye devam edeceğiz. İstikrar ve güvenden taviz vermeden, tedbiri elden bırakmadan, yere sağlam basarak geleceğe ilerleyeceğiz. Esasen, Türkiye’nin disiplin konusunda yere ne kadar sağlam bastığı, 12 Haziran 2011 seçimleri öncesinde çok net olarak bir kez daha görülmüştür. 9.5 yıldır her seçim ve her halk oylamasında yaptığımız gibi, 12 Haziran 2011 seçimlerinde de mali disiplinden asla taviz vermedik, popülist politikalara asla tevessül etmedik.”
Türkiye kesinlikle BRIC içinde olmalı
IMF Başkanı Christine Lagarde, hızlı gelişen pazarları ifade eden BRIC (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) içinde Türkiye’nin T’sinin olmamasının bir kayıp olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Bu grup içinde Türkiye de olmalı. Bence Türkiye’nin bundan sonraki süreçte daha çok söz hakkı olmalı. Türkiye bunu fazlasıyla hak ediyor. Bu yıl sonuna kadar Türkiye’nin IMF içindeki oy hakkının artırılması ve daha çok
söz hakkının olması konularında bir sonuca varılacağına inanıyorum.
CEO’lar vergilerde basitleştirme eşlere çalışma izni istedi
GÜN boyu basına kapalı olarak devam eden Yatırım Danışma Konseyi toplantısının ardından Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile IMF Başkanı Chiristine Lagarde’nin de katıldığı kapanış toplantısında CEO’ların oluşturduğu konsey üyeleri adına The Coca Cola Company’nin CEO’su Muhtar Kent, sonuç bildirgesini açıkladı. Buna göre Türk iş dünyasının temsilcilerininin de olduğu Yatırım Danışma Konseyi’nin yatırım ortamının iyileştirilmesi için mesajları şöyle:
Türkiye’nin işgücü piyasası reformlarını uygulaması, yargı sisteminin etkinliğini artırması gerekiyor.
Türkiye’de görev alacak yabancı personelin aile bireylerine de çalışma izni verilmesi dahil iş dünyasını etkileyen izin süreçlerinin basitleştirilmesi çok önemli.
Bir diğer önemli konu ise vergi sistemi oldu. Bu konuda Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Vergi mevzuatının basitleştirilmesi yönünde talepler geldi. İyileştirme çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diyerek konuya açıklık getirdi.
İşgücü piyasası reformu kapsamında, esnek çalışma modellerinin uygulanması, kadınların işgücüne katılımının artırılması, aktif işgücü programları ile işgücünün becerilerinin artırılması ve eğitim-istihdam ilişkisinin kuvvetlendirilmesi yolunda adımlar atılmalı.
Yenilenebilir ve ulusal enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edilmesi ve enerji piyasasının serbestleştirilmesine devam edilmesi önemli.
Fiziki altyapının iyileştirilmesi, yeniliğin yanı sıra araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin artırılması, fikri mülkiyet haklarına ilişkin mevzuatın uluslararası standartlara uyumluştırılması önem taşıyor.
Yatırıma karar verenlere projeye uygun arazi bulunması önemli. Bu konuda teknik ve yasal destek verilmesi gerekiyor.