Türkiye’ye 15 yıl önce ‘kağıt’la girdi, İDO’da rehberi Ülker oldu

Güncelleme Tarihi:

Türkiye’ye 15 yıl önce ‘kağıt’la girdi, İDO’da rehberi Ülker oldu
Oluşturulma Tarihi: Şubat 12, 2012 00:00

AKFEN ve Sera ile İDO’da ortak olan İskoç asıllı işadamı Brian Souter, “İDO benim Türkiye’deki ilk yatırımım değil. Türkiye pazarına ilk olarak 15 yıl önce bir kağıt fabrikasına ortak olarak girdim. Daha sonra bunu Ülker Grubu’na sattım. Zaten Akfen’le de Murat Ülker’in tavsiyesiyle tanıştım” dedi.

İSTANBUL Deniz Otobüsleri (İDO) ihalesini geçen yıl Akfen Holding ve Sera ile birlikte kazanan İskoç asıllı İngiliz işadamı Brian Souter, Türkiye’de ilk yatırımını 15 yıl önce yaptığını söyledi. Başında bulunduğu Souter Investments şirketinin farklı ülkelerde yatırımları bulunduğunu belirten Brian Souter, “İDO benim Türkiye’deki ilk yatırımım değil. İlk yatırımımı bundan 15 yıl önce bir kağıt fabrikasına ortak olarak yapmıştım. Daha sonra bir kağıt fabrikası daha aldım. Sonunda da bunları birleştirerek sattım. Türkiye’deki yatırımlarından her zaman çok memnun kaldım. Kağıt fabrikamızı Ülker Grubu Başkanı Murat Ülker’e sattım. Böylece Ülker’le başlayan dostluğumuz bugünlere geldi” dedi.

Murat Ülker tavsiye etti

Murat Ülker ile zaman zaman görüş alışverişinde bulunduğunu vurgulayan Brian Souter, şunları anlattı: “İDO’nun özelleştirileceğini duyar duymaz, ihaleye katılmak istedim. Murat Ülker’le konuyu görüştüğümde, kendisinin bu alanda bir deneyimi olmadığını ancak bana doğru isimler tavsiye edebileceğini söyledi. Akfen Holding Başkanı Hamdi Akın ile Murat Bey’in tavsiyesi üzerine tanıştım. Sonuç çok iyi oldu. Türkiye’nin belki de en dinamik gruplarından biriyle bir ortaklık gerçekleştirdim. Şu ana kadar İDO’da yapılan çalışmalardan ve ilk sonuçlardan çok memnunum. Yeni projelerimizle birlikte İDO’nun yaptığım en iyi yatırımlardan biri olacağını şimdiden öngörebiliyorum.”

Krizde de heyecan verici

Souter Investments olarak dünyadaki tüm yatırım fırsatlarını yakından incelediklerini söyleyen Brian Souter, şöyle konuştu: “Türkiye’de daha fazla yatırım yapmak istiyoruz. Geniş bir yatırımcı grubumuz var. Çok çeşitli alanlarda yatırım yapıyoruz. Türkiye’de farklı alanlarla ilgileniyoruz. Ne kadar yatırım yapacağımızdan çok, bizim için doğru yatırımı bulmak önemli. Türkiye kriz sürecinde bile cazibesini koruyan heyecan verici bir ülke.”

120 şirkette yatırımı var

Brian Souter, şirketinin web sitesinde 120 farklı yatırımıyla ilgili bilgilerin yer aldığını kaydederek, şunları dile getirdi: “İngiltere’nin en büyük otobüs işletmelerinden Stagecoach yatırımlarımızın bel kemiğini oluşturuyor. Portföy yatırım şirketi olarak sürekli yeni fırsatları değerlendiriyoruz. Düşük riskli ve yüksek getiri potansiyeli olan şirketlere yatırım yapıyoruz. Yatırımlarımızın çoğu ulaşım ve çevre sektörlerinde bulunuyor. Ancak lüks tüketim, finansal hizmetler, sağlık ve enerji sektörlerinde de yatırımlarımız var. Etik bir yatırımcı olarak alkol, tütün ve kumar sektörüne yatırım yapmayı tercih etmiyoruz.”

Babasının tazminatıyla başladı, serveti 1.1 milyar lirayı aştı

BRIAN Souter, kız kardeşi Ann Gloag ile birlikte kurduğu otobüs şirketi Stagecoach, İngiltere’nin en büyük otobüs hizmeti veren şirketlerinden biri. Şirketin ülke çapında hizmet veren demir yolu işletmeleri de bulunuyor. İngiltere ve İskoçya’daki sosyal sorumluluk projeleri ve ekonomiye katkıları nedeniyle İnglitere Kraliyet Ailesi tarafından ‘Sir’ ünvanıyla ödüllendirilen Souter, 1980 yılında babasının işten çıkarma tazminatıyla Stagecouch’u kurdu. Otobüsleri çok seven ve kariyerine de bu alanda başlayan Brian Souter’in başkanlık ettiği Souter Investments’ın 120 farklı şirketteki yatırımlarının değeri 400 milyon sterlini (1.1 milyar lira) aşıyor. Grubun bir çok farklı ülkede yatırımları bulunuyor.

İDO ihalesine Boğaz’a olan aşkım beni çekti

15 yıldır gelip gittiği Türkiye’de özellikle Marmara Denizi ve Boğaz’a olan aşkının kendisini İDO ihalesine yönelttiğini kaydeden Brian Souter, “Otobüsleri çok seviyorum. İşime de böyle başlamıştım zaten. Aşık olduğum bir denizde işleyen deniz otobüsleri beni daha da mutlu ediyor. Ortalama iki ayda bir Türkiye’ye gelip gidiyorum. Her gelişimde İstanbul’u biraz daha seviyorum” diye konuştu.

Bursa-İstanbul arasında hovercraft servisine başlamak istiyorum

İDO’yla ilgili olarak yakında çok önemli projeler açıklamaya hazırlandıklarını belirten Brian Souter, “Yapmak istediğim önemli projelerden bir suyun üstünde giden, hovercraftlarla Bursa’dan İstanbul’a seferler başlatmak. Toplu taşımada kullanıldığı örnekler var. Hovercraftlar çok muazzam araçlar. Zeminin nasıl olduğu önemli değil, hava koşullarından daha az etkileniyorlar ve müthiş hızlılar. Türkiye’de bunu yapmak istiyorum. Bunun araştırmasına başladık” diye konuştu. Geleceğin aracı olarak görülen hovercraftlar altındaki hava yastığı sayesinde süzülerek uçan sıradışı bir araç.

7 gün 24 saat açık PureGym’i getirdi

BRIAN Souter, “Yeni bir spor salonu anlayışıyla yoğun olarak İngiltere ve İskoçya’da şubeleri bulunan PureGym’e bir süre önce ortak oldum. İngiltere dışında ilk olarak Polonya pazarına girdik. Romanya ve Bulgaristan’da şubelerimiz var. Salonlarda, yoğun iş yaşamı olan insanlar için şehrin prestijli merkezlerinde sadece spor yapmaya yöneltilen bir ortam sunuyoruz. Şimdi de Türkiye’ye gelmek istiyoruz. Hatta ilk adımları attık. Şu aralar ilk salon açılmış olmalı. Türkiye’de müthiş bir genç nüfus var. PureGym burada büyük bir atılım yapabilir. Yeni şubelerle büyüyeceğiz” dedi. Uyguladığı fiyat politikasıyla dikkat çeken PureGym salolarına aylık üyelik 10.99 sterlin, yani yaklaşık 25 liradan başlıyor. PureGym, haftanın 7 günü, 24 saat hizmet vermesiyle sektördeki benzerlerinden farklılaşıyor. Herkesin spor yapma hakkı olduğu fikrinden hareket eden şirket, tüketiciye yakın şubeleşme politikası izliyor. Üyelik ücretlerini artırıcı sauna, SPA gibi hizmetleri kapsam dışı bırakan PureGym, tüketiciyi ödemeye mecbur bırakan yıllık aidat gibi uygulamaları benimsemiyor. Üyeler istedikleri zaman, kullandıkları kadar ücret ödüyor. Gereksiz maliyet artırıcı sosyal paylaşım alanları, değiştirme odaları gibi yatırımlar yerine, düşük profille dekore edilen salonlarda, esas olarak spor yapılmasına odaklanılıyor. İsteyenlere ücretsiz dersler sağlanıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!