Oluşturulma Tarihi: Ocak 08, 2012 13:57
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Yapısal sorunlarımız çözülerek rakip ülkelerin şartlarına kavuştuğumuzda Türk çiftçisi Cumhuriyetimizin 100. yılında 85 milyonluk Türkiye nüfusu ile 50 milyon turisti besleyecek, çevre ülkelerin gıda açığını kapatacak, 30 milyar dolar ihracat geliri ve ekonomimize 150 milyar dolar hasıla sağlayacak gıda üretimini gerçekleştirecektir” dedi.
Bayraktar, birlik binasındaki basın toplantısında geçen senenin değerlendirmesini yaptı. Tarımın 2004'ten itibaren genel olarak büyüdüğünü ifade eden Bayraktar, 2011 yılının Ocak-Eylül döneminde yüzde 5,3'lük büyümeyi yakalayan sektörün yıllık bazda da büyümesinin beklendiğini bildirdi.
Türkiye'de sağlıklı bir tarım envanterinin varlığından bahsedilemeyeceğini belirten Bayraktar, “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı 2 milyon 800 bin çiftçi desteklerden faydalandığı halde kayıtlı olmayan yaklaşık 2,5 milyon çiftçi desteklerden mahrum kalmaktadır. Bu nedenle bütün çiftçileri kayıt altına alacak şekilde gerekli çalışmalar yapılmalıdır” diye konuştu.
Tarım sektörünün ekonominin en büyük sorunları arasında yer alan dış ticaret açığının azalmasındaki katkısından bahseden Bayraktar, sektörün istihdama olan olumlu katkısından dolayı daha yoğun ve etkin şekilde desteklenmesi gerektiğini vurguladı.Mazot ve gübrenin en önemli tarımsal girdiler arasında yer aldığını anlatan Bayraktar, şunları söyledi:
“2011'de gübre fiyatları çeşitlerine göre yüzde 40 ile yüzde 100 arasında artmıştır. Bu durum gübre kullanımını olumsuz etkilemiş. Gübre fiyatlarındaki yüksek artış çiftçinin ekonomik olarak erimesine, zaman zaman gübre kullanımını azaltmasına neden olmaktadır. Bu durum ise ürün miktar ve kalite azalmasına sebebiyet vererek çiftçiyi ekonomik olarak zora sokmaktadır.Ülkemiz, tarımda dünyanın en pahalı mazotunu kullanan ülkeler arasındadır. Bu sebeple mazottaki fiyat artışlarına ürün fiyatları yetişememektedir. Mazot desteği Çiftçi Kayıt Sistemine dahil çiftleri kapsadığı için üreticilerimizin önemli bir bölümü bu destekten mahrum kalmaktadır. Çiftçilerimizin temel iki girdisinin fiyatları devamlı kontrol edilerek çiftçinin ekonomik açıdan ezilmemesi sağlanmalıdır. Türk çiftçisi genel manada girdi fiyatlarında diğer ülke çiftçilerine oranla olumsuzluk yaşamaktadır.”
Tarım sektörünün dünya ile rekabet edebilmesi için üretim maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğini dile getiren Bayraktar, “Büyük oranda dışa bağımlı olduğumuz temel girdilerdeki vergiler kaldırılmalıdır” dedi.
Kırmızı et ithalatı
Lisanslı depoculukla ilgili çalışmaların fiyat istikrarı ve üreticiler açısından hayati önem taşıdığına dikkati çeken Bayraktar, “2010-2011'de üreticinin mazot alım gücü açısından mısır, pamuk, buğday ve arpada gübre alım gücü açısından ise arpa, mısır, ayçiçeği, soya, şeker pancarı, pamuk ve tütün ürünlerinde azalma görülmüştür” dedi.
Geçen sene Ekim ayına kadar kırmızı et üretiminin 560 bin tonu geçtiğini belirten Bayraktar, kırmızı et ithalatının başlamasından bu yana geçen 1,5 senede yaklaşık 1,5 milyar
dolar döviz ödendiğini, kırmızı et üretiminde ithalatın başladığı döneme ancak yaklaşabilen üretimin sağlandığını ve perakende sığır eti, koyun eti, salam, sosis, sucuk gibi ürünlerin fiyatlarının yüzde 3 ile yüzde 27 arasında arttığını savundu.
Kırmızı et ithalatı ile istenilen hedeflere ulaşılamadığını belirten Bayraktar, “Gerek üreticilerimizin ve tüketicilerimizin menfaatleri gerekse ülke hayvancılığımızın geleceği açısından ithalat uygulamalarının, sektör paydaşlarının bir araya geldiği bir platformda tekrar değerlendirilmesi ve eksende yeni yol haritasının belirlenmesini zorunlu görmekteyiz” diye konuştu.
Süt, küçükbaş hayvan, kanatlı hayvan sektörlerine ilişkin de bilgiler veren Bayraktar, kuraklık ve don gibi risklerin tarımsal sigorta kapsamına alınmasını istedi.
Sektörde kullanılan toplam kredinin yüzde 3,2'sinin takibe düştüğüne dikkati çeken Bayraktar, “Takip oranının yüksekliği üreticileri arazilerinin satılması riskiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Özellikle yabancı sermayeli bankalar dikkate alındığında tarım arazilerinin yabancılara satışı gündeme gelmekte, bu durum geleceğe yönelik tehdit unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi. Bayraktar, üreticilerin bankalara yönelik borçlarının yapılandırılmasını da istedi.
“Biz üretmezsek Türkiye aç kalır”
2010 Aralık ve 2011 Aralık ayı karşılaştırıldığında market fiyatlarında son bir yılda en fazla artışın yüzde 102 ile patlıcanda yaşandığını belirten Bayraktar, bunu yüzde 72 ile salatalık, yüzde 63 ile mandalina ve yüzde 62 ile sivri biberin izlediğini anlattı.
Marketlerde fiyatı en çok düşen ürünün yüzde 27 ile kuru soğan olduğunu belirten Bayraktar, bunu yüzde 17 ile armut, yüzde 14 ile patates, yüzde 10 ile pırasanın izlediğini söyledi. Bayraktar, “Bugün gelinen noktada üreticiden tüketiciye ulaşan süreçte fiyatlar 2-3 kata varan oranlarda artmaktadır. Bu durumdan zarar gören yine üreticiler ve tüketiciler olmaktadır” diye konuştu.
Şemsi Bayraktar, şunları kaydetti:
“Türk çiftçisi olumsuzluklara, uluslararasın rakipleri karşısındaki dezavantajlarına rağmen 2011'de 74 milyonluk Türkiye nüfusunu, 30 milyon turisti doyurmuş, bunların yanı sıra yaklaşık 18 milyar dolarlık ihracatla bir rekora imza atmıştır. Gelecekte tarıma hükmeden ülkeler dünyaya da hükmedecektir. Akılcı devlet politikaları ile desteklenecek, tüm paydaşların da aynı duyarlılıkla sektöre sahip çıkacağı bir ortamda üreticilerimiz Türkiyemizi de bu ülkeler arasında sokacak bilgi birikimi, tecrübe, azim ve kararlılığa sahiptir. Şu gerçek asla unutulmamalıdır, biz üretmezsek Türkiye aç kalır.
Yapısal sorunlarımız çözülerek rakip ülkelerin şartlarına kavuştuğumuzda Türk çiftçisi Cumhuriyetimizin 100. yılında 85 milyonluk Türkiye nüfusu ile 50 milyon turisti besleyecek, çevre ülkelerin gıda açığını kapatacak, 30 milyar dolar ihracat geliri ve ekonomimize 150 milyar dolar hasıla sağlayacak gıda üretimini gerçekleştirecektir. Türkiye'nin potansiyeli buna elverişlidir. Yeter ki çiftçimiz desteklensin, akılcı devlet politikaları uygulansın.”