Türkiye’nin iki elektronik devini örnek aldı, Microsoft dünyada ‘en iyi iş ortağı’ seçti

Güncelleme Tarihi:

Türkiye’nin iki elektronik devini örnek aldı, Microsoft dünyada ‘en iyi iş ortağı’ seçti
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 16, 2010 00:00

“Bilgisayarı daha ucuza üretip satabiliriz” sloganıyla 3 üniversite öğrencisi girişimcinin 11 yıl önce kurduğu Casper, dünya yazılım devi Microsoft tarafından 3 bin aday arasından yılın iş ortağı seçildi.

Haberin Devamı

Casper Bilgisayar Yönetim Kurulu Başkanı Altan Aras Fakılı, “Bu ödülü Avrupa’da ilk biz aldık. Beko ve Vestel’i örnek alıyoruz. Don Kişot’luk yapmıyoruz; Türkiye’de üretim avantajlı” dedi.

11 yıl önce 3 öğrenci, mezun olacakları üniversitenin ismine ithafen Yıldız Bilgisayar şirketini kurdu. Yola çıkarken “Türkiye’de bilgisayarlar 3-5 bin dolara satılıyor. Biz burada üretip, en az yarı fiyatına satabiliriz” fikriyle hareket ettiler. Kısa sürede büyük başarı yakalayan gençler, Türkiye’nin önde gelen bilgisayar şirketi Casper’ı yarattılar. En son 40 milyon dolarlık yatırımla yeni merkez ve üretim tesislerini kurdular, Intel gibi bir devden CEO transfer ettiler. 400 çalışan ve 1200’ü aşkın satış noktasına sahip şirket, bu yıl 500 bin adet, 2013 yılında ise 1 milyon satış hedefi belirledi. Avrupa ve Ortadoğu’nun en büyük üretim tesislerinden birine sahip olduklarını söyleyen Casper Bilgisayar Yönetim Kurulu Başkanı Altan Aras Fakılı’ya şirketini, sektörü ve özel yaşamını sorduk.
Avrupa’da da ilk ödül
- Microsoft’un 3 bin iş ortağı arasında yılın şirketi seçildiniz. Bu kadar önemli bir ödül mü bu?
- Aklınıza dünyada gelebilecek bütün bilgisayar üreticileri ki bunların arasında yılda 50 milyon üretim kapasitesine sahip olanlar da vardı. Geçen yıl en iyi ikinci iş ortağı olmuştuk. Bu yıl birinciyiz ve bizim dışımızda daha önce Avrupa veya Türkiye’de bu ödülü alan olmadı. Bu bir ilk. Bizim dışımızdaki iki finalist Almanya’dan ARLT, Tayvan’dan Micro-Star’dı.

/images/100/0x0/55eb6708f018fbb8f8becfd6

Don Kişot’luk yapmıyoruz
- Türkiye’de hardware (donanım) üretiminin artık mantıklı olmadığı da söyleniyor. Başka ülkede üretime sıcak bakar mısınız? 
- Geçen yıl 341 bin adet bilgisayar sattık. Bunların 180 bini masaüstü; 160 bini taşınabilir bilgisayar. Biz Türkiye, ABD ve pek çok ülkede bu işin Ar-Ge’sini yapıyoruz. Türkiye’de ise montaj ve üretim... Biz ürettiğimizi satmıyoruz, gelen siparişi üretiyoruz. Yeni teknolojileri kısa sürede hayata geçiriyoruz. Biz bu işe ilk girdiğimizde de Türkiye’de üretemezsiniz diyorlardı. Laptop denilen taşınabilir bilgisayara gireceğimiz zaman da öyle dediler. Ülkemizi seviyoruz ve buraya yatırım yapmak istiyoruz. Vestel ve Beko’nun başarısından gurur duyuyoruz. Onları örnek alıyoruz. Don Kişot’luk yapmıyoruz. Her ne kadar eleştiriler olsa da burada üretimin avantajları da var.
Türk işçisinin yeri dolmaz
- Nasıl avantajlar?
- Türkiye’de üretime teknolojiyi adapte etmek, yenilikleri yakalamak kolay. Türk işçisinin yerini kimse tutamaz. Uzakdoğu’da üretim maliyeti düşük ama Türkiye’de bir kişinin yaptığını 2-3 kişi yapar. Yine aynı fiyata gelir. Üstelik Çinli tatile gider, işine dönmez. Türkiye’de ciddi bir işe bağlılık var. Katma değer yaratır... Bu bakımdan Avrupa’daki üretim gücünden de daha iyidir.
Amerikalı CEO aldı
- Çevre ülkelere açılma niyetiniz var mı?
- Intel’in perakende bölümünün başındaki Charlotte Anne Lamprecht’i CEO olarak transfer ettik. Amerikalı bir CEO’muz var. Şu anda Azerbaycan ve Nahcivan’a ihracat yapıyoruz. İhracatımızı yavaş yavaş artırıyoruz. Yeni pazarlara bakıyoruz. Fakat bu iş kolunda servis çok önemli. Satış sonrası servis veremeyeceksek ihracatın anlamı yok. Örneğin Ortadoğu’da garanti diye bir şey yok. Ama biz satıp, belli bir süre garanti verip ürünümüzün arkasında dururuz. Ancak bu şekilde ihracata sıcak bakıyoruz. Azerbaycan’da bir distribütörümüz var. Bu iyi bir model.
- Elektronik perakendesinde çok ciddi bir rekabet de yaşanıyor. Siz üretici tarafından bunu nasıl hissediyorsunuz?
- 70 franchise ve 1200 bayide ürünlerimizi satıyoruz. 3-5 bin nüfuslu her ilçede varız. Bizim satışımızın yüzde 55’i bayiler üzerinden. Türkiye’de bu perakendecilere ihtiyaç var. Bunun tüketiciye yansıması kesinlikle olumlu.

Haberin Devamı

Maddi sıkıntım yoktu, boş vakitten sıkılıp işe daldım

Haberin Devamı

- Üniversiteye kadar bilgisayar görmemiştim.
- Üniversiteyi bitirirken 3 arkadaş şirket kurmaya başlamıştık.
- Bilgisayarları yarı fiyatına satabiliriz fikriyle işe atıldık.
- Çocukken futbolcu olmak isterdim.
- Gaziantep’ten geldim. Maddi durumumuz kötü değildi ama boş vakit çoktu, sıkılıyordum, çalışmak istedim.
- 21 yaşımda özgüvenim gelsin diye bilgisayar öğretmenliği yaptım. Sonra bilgisayar firmalarında tekniker oldum.

Sağımdan kalkarım

- 07.00-08.00 arası uyanırım.
- Güne mutlu, rahat başlarım.
- Sağımdan kalkmaya çalışırım.
- Ailece kahvaltı ederiz. Yazın aile tatildeyse ofis kahvaltısı.
- Sabahları aktivitem yoktur.

PowerPoint sunumlara dayanamam

Haberin Devamı

- Çok toplantı yapmam.
- Aynı konunun uzatılmasından sıkılırım.
- PowerPoint sunumlara dayanamam.
- Yazılı anlaşmaktan hoşlanırım.
- Karşımdakinin kalbine, beynine inmek isterim.

Koşu bantı ile bakışıyoruz

- Basketbola meraklıydım. 1 metreden fazla sıçrarım.
- 5-6 saat basketbol oynadığım olmuştur.
- 16-13 yaşındaki oğullarımla oynuyorum. Eskiden ikisine karşı oynardım şimdi küçükle, büyüğe karşı oynuyoruz.
- Sabahları egzersiz yapmaya çalışırım. Ama beceremem.
- Koşu bantı bana, ben ona bakıyorum. Sporla  fazla ilgim yok.

Aşığım ama denize girmem

- Gaziantep’te doğdum ama deniz aşığıyım.
- Çocukken Mersin’e giderken, deniz görene kadar dışarıyı izlerdim.
- İstanbul’u deniz nedeniyle seviyorum ama denize girmeyi sevmem.
- Tekne bana göre değil.
- Bodrum’daki yazlığa aile gider ben fırsat buldukça uğrarım.
- Seyahat etmek en büyük hobim.
- 100’den fazla ülke gezdim.

Haberin Devamı

Şoför yanımda oturur, ben sürerim

-  Çok büyük bir düşkünlüğüm yok ama herkes iyi otomobil ister.
-  Arabadan çok içindeki meşgaleler önemli.
- Müzik dinlerim, iş düşünürüm, değerlendirme yaparım.
- Bazen şoför yanımda oturur ben sürerim.

Gaziantep yemekleri favorim

- Özel bir beslenme biçimim yok. Her şeyi yerim. Biraz kilo alınca 10-15 gün dikkat edip veririm.
- Dolma, yuvalama, kebap gibi Gaziantep yemekleri favorim.
- Japon, Çin, Tayland, Fransız mutfaklarını da severim.
- Dışarıda yiyeceksem iyi bir yere giderim. Hijyenik, şık ve iyi bir atmosfer isterim.
- Methedilen yeni yerleri denerim.
- Gideceğim mekanın iyi bir şarap kavı olması da tercih sebebidir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!