Güncelleme Tarihi:
G-20 Emtia Fiyatlarında Dalgalanmalar Konferansı’na katılmak üzere Türkiye’ye gelen Fransa Sanayi Bakanı Eric Besson, Türkiye’nin, önceki gün açıklanan yüzde 8.8’lik ikinci çeyrek büyüme oranı için ‘olağanüstü’ yorumunda bulundu. Türkiye’nin bu konudaki performansını dün sabah Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile G-20 Emtia Fiyatlarında Dalgalanmalar konulu konferans öncesinde yaptıkları kahvaltı sırasında öğrendiğini söyleyen Besson, “Bence bu olağanüstü bir büyüme oranı. Bazı ülkeler biraz daha fazla büyümek için uğraşırken, Türkiye’nin isterse yavaşlama lüksü de var. Bu çok iyi bir avantaj. Dünyada bu şekilde büyüyebilen ülkelerin sayısı çok az. Bu açıdan Türkiye çok şanslı” dedi.
Nükleerde işbirliği
Babacan ile olan görüşmesinde Türkiye’de 2 bin Fransız şirketinin faaliyette olduğu konusunun da gündeme geldiğini aktaran Besson, “Biz Türkiye’deki şirketlerimiz aracılığı ile iki ülke arasındaki işbirliğini artırmaya istekliyiz” dedi. Babacan ile nükleer enerji yatırımları konusunu da görüştüklerini kaydeden Besson, “Türkiye nükleer enerji ile ilgili programını hazırlıyor. Biz de nükleer enerjide dünyanın en iyi şirketlerine sahip bir ülke olarak Türkiye ile bu konuda işbirliğine hazırız” diye konuştu.
Yunanistan temel sorun
Avrupa’daki borç soruna ilişkin sorularımıza da yanıt veren Besson, şöyle konuştu: “Avrupa’nın borç sorunu Yunanistan’daki problemlerden kaynaklanıyor. Global piyasalarda Yunanistan’ın temerrüte düşeceği yönündeki spekülasyon yapılıyor. Sorunların temelinde bu da var” dedi. Fransa olarak Yunanistana’a yönelik yardım paketlerinin içinde yer aldıklarını hatırlatan Besson, “Fransa, Euro Bölgesi’nde bir birlik olması gerektiği fikrini savunuyoruz. Yunanistan’ın sorunlarını çözmek için ortaya koyacağı ekonomik ve politik önlemleri de destekliyoruz” diye konuştu.
Dünya ekonomisinde istikrar için hammadde fiyatları dengelenmeli
ERIC Besson, İstanbul’da düzenlenen G-20 Emtia Fiyatlarında Dalgalanmalar Konferansı’nın açılışında yaptığı konuşmada ise, herkesin doğru bir fiyatla hammaddelere ulaşması halinde dünya ekonomisinin daha istikrarlı hale gelebileceğini söyledi. Hammadde fiyatlarındaki dalgalanmaların herkes için büyük önem taşıdığını belirten Besson şöyle konuştu: “Kısa vadede hammadde fiyatları sadece dünya ekonomisinin yeniden canlanması için değil, tüketicilerin alım gücünü etkilemesi nedeniyle önemli. Orta vadede ise herkesin doğru bir fiyatla hammaddelere ulaşması dünya ekonomisinde istikrarın sağlannması açısından etkili. Eğer bu konuda bir güvensizlik, bir belirsizlik olursa bütün ekonomik aktörler yatırım kararları alamazlar, üretici ve tüketiciler için de güç olur. Üretim artırılmalı. Kasım ayında Cannes’da G-20 Zirvesi yapılacağını hatırlatarak, “Hem G-20 hem de G-20 dışında çalışmalar yapmamız lazım. Ancak bu şekilde hammadde fiyatlarında istikrarı sağlayabiliriz. Bu çok önemli.”
Bankaları millileştirme planımız yok
FRANSA Sanayi Bakanı Eric Besson, Fransız bankalarının ABD’nin notunun düşürülmesinden bu yana Fransa’nın ülke notunun ve büyük bankalarının kredi notunun düşürüleceği yönündeki söylentilerin spekülasyon olduğunu belirtti. Fransız hükümetinin bankalara yönelik millileştirme planı olmadığını belirten Besson, “Fransız bankaları AB stres testini geçti” dedi.
Babacan: Enflasyonda rahatız, durgunluk riski için tetikteyiz
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, enflasyonda risk görmediklerini belirterek, “Riskler önümüzdeki dönemde enflasyon tarafında değil, tam tersine durgunluk tarafındaki riskler. Onun için bugünden hareket etmemiz gerekiyor” dedi.
Yavaş döneme giriliyor
“G-20 Emtia Fiyatlarında Dalgalanmalar Konferansı”nda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Babacan, resesyon beklentisine ilişkin olarak Babacan, dünyada ve Avrupa’da bir durgunluk ihtimali bulunduğunu, ancak “olacak” ya da “olmayacak” demek için erken olduğunu, bunun ülkelerde alınacak kararlara bağlı olduğunu belirtti. Avrupa ekonomisi açısından kritik günlerin yaşandığına değinen Babacan, şu değerlendirmede bulundu: “Şu andaki beklentiler, dünya ekonomisiyle ilgili yapılan analizler, dünya ekonomisinde bir önceki yıla göre daha yavaş bir döneme girdiğimizi gösteriyor. Bizim dikkat etmemiz gereken konu, durgunluk ihtimalinin yükseldiği, dolayısıyla şimdiden politikalarımızı buna göre adapte etmemiz. Enflasyon riski görmüyoruz. Enflasyon ile ilgili alanda rahatız. Çünkü hâlâ çıktı açığımız yüksek. Çünkü ekonomimiz büyüyor, fakat bir yandan da yatırımlar çok hızlı artıyor. Riskler önümüzdeki dönemde enflasyon tarafında değil, tam tersine durgunluk tarafındaki riskler. Onun için bugünden hareket etmemiz gerekiyor.”
Her senaryoya hazırız
Avrupa ve ABD’deki gelişmelerin dikkate alarak, olabilecek tüm olumsuz senaryolara kurumların hazır olduğunu belirten Babacan, “Her türlü tedbir, her türlü önlem için yine hükümet olarak hazırız” dedi. Türkiye’nin, oldukça güçlü bir noktada olduğunu kaydeden Babacan, “Avrupa’da şu anda yaşanan sorunlara bakıyorsunuz. Nedir? Bütçe sorunu bizde yok, borç sorunu bizde yok, bankacılık sorunu bizde yok. Dolayısıyla şu anda bir bakıma neredeyse siyah ile beyaz kadar Türkiye ile Avrupa’nın geri kalanı farklı bir tablo arz etmekte” diye konuştu. Ekonominin büyüme hızını da değerlendiren Babacan, “Birinci ve ikinci çeyrekteki yüksek büyüme hızları yılın ikinci yarısında devam etmeyecek. Orta Vadeli Program eylül sonu, ekim başı gibi açıklayacağız. 2012 için yüzde 5’in altında bir büyüme kimse için sürpriz olmamalı. Çünkü 2012’de dünya ekonomisi açısından çok parlak bir yıl olmayacak.”
Bazıları biriktirirken bazılarının yoksullaşması sürdürülebilir değil
BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, G-20 Emtia Fiyatlarında Dalgalanmalar Konferansı’nın açılışında, küresel dayanışmanın büyük önem arz ettiğine vurgu yaptı. “Özellikle açlığın, yoksulluğun yaygın olduğu ülkelere uluslararası yardım, destek programlarının çok daha hedeflenmiş ve yoğunlaştırılmış bir şekilde uygulanması gerekiyor” diyen Babacan, şöyle devam etti: “Dünyada bazı ülkelerin sürekli rezerv biriktirirken, bazı ülkelerin ulusal serveti, ulusal fonları hızla artarken, öte yandan dünyada fakirliğin, yoksulluğun arttığı bir tablo sürdürülebilir bir tablo değil. Burada mutlaka dayanışma ve yardımlaşmanın önemine dikkat çekmek istiyorum. Küresel ekonomik krizle beraber kısa bir süre düşüş olsa da dünya ekonomisindeki toparlanmayla beraber pek çok emtia fiyatı kriz öncesi seviyeyi yakaladı. Hatta o seviyeleri geçerek, yüksek fiyatlar net emtia ithalatçısı ülkelerin satın alma gücünü olumsuz şekilde etkiledi. Dünya Bankası’nın hesaplamalarına göre sadece son dönemdeki fiyat artışları nedeniyle dünyada 44 milyon kişinin açlık sınırının altına düştü. Gıda fiyatlarındaki yükselmeden dolayı şu anda dünyada 1 milyarın üzerinde kişinin açlık sınırının altında yaşıyor.”
Bankalar kredide yüzde 25’lik hedefi tutturacak
ALİ Babacan, yıl sonu itibariyle kur etkisinden arındırıldığında bankaların kredi hacmindeki artışın yüzde 25 civarında olmasını beklediklerini söyledi. Bankacılık sektörüne yönelik alınan önlemlerin sonuç vermeye başladığını kaydeden Babacan şöyle konuştu: “31 Aralık 2011 ile 31 Aralık 2010 tarihini mukayese ettiğimiz zaman bankaların kredi hacmindeki kur etkisinden arındırdıktan sonra yüzde 25 civarında olmasını bekliyoruz. Burada ‘bazı bankalar belki yüzde 25’in altında , bazı bankaların yüzde 25’in üzerinde olabilir’ diyebilirsiniz. Ancak bu da bu işin tabiatında var. Biz artık bundan sonraki dönemde sektörün ortalamasına bakacağız. ”
Özel sektör 8 maddelik deklarasyon ile emtia fiyatlarını düzenleyecek
TÜRKİYE’nin ev sahipliğinde dün İstanbul’da gerçekleşen G-20 Emtia Fiyatlarında Dalgalanmalar konferansında basına kapalı öğle yemeği sırasında, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu emtia fiyatlarında özel sektörün rolü konulu birer konuşma yaptılar. Hisarcıklıoğlu, 8 maddelik bir dekla-rasyon hazırladıklarını kaydetti ve 8 mad-deyi şöyle sıraladı: “Piyasada arz-talep dengesinin oluşturulması, sağlıklı işleyen bir veri tabanı, spekülasyonun engellenmesi, fiyat dinamiklerinin incelenmesi (Petrol ve tarım ürünlerinde), ticaret ve yatırımda eşit koşulların oluş-turulması, kaynakların verimli kullanılması, öngörülebilir yatı-rım ortamı, Fakir ülkelere yardım mekanizmaları.”