Türkiye kötü yönetiliyor kimse devlete güvenmiyor

Güncelleme Tarihi:

Türkiye kötü yönetiliyor kimse devlete güvenmiyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2002 02:09

TÜSİAD'ın hazırlattığı ve dün Ankara'daki Yüksek İstişare Konseyi toplantısında dağıttığı ‘Kamu Reformu Araştırması’’, toplumun devlete güveninin kalmadığını ortaya koydu. Seçimden önce yapılan araştırmaya göre, Türkiye son 20 yıldır kötü yönetiliyor. Devlete güvenin kamu reformuyla sağlanması isteniyor.

TÜRK Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından Sosyal Araştırmalar Merkezi'ne (SAM) hazırlatılan ‘‘Kamu Reformu Araştırması’’, Türkiye'de toplumun devlete karşı güveninin sağlanması ve artırılması için kamu reformunun zorunlu olduğunu ortaya çıkardı. Araştırmaya göre, Türkiye'deki ekonomik bunalım ve siyasal temsil sorunu, toplumda derin bir güven bunalımıyla birlikte yaşanıyor ve bu güven bunalımı öncelikle devlete karşı güvensizlikte odaklanıyor.

7 bölgede, 32 ilin 78 ilçesinde tesadüfi örnekleme yöntemiyle gerçekleştirilen araştırmaya göre, halkın gündemindeki öncelikli konular, devletin yolsuzluklar karşısında korunması, yurttaş hukukunun güvence altına alınması ve yargı sisteminin adaleti sağlaması olarak belirlendi. Halkın büyük bölümü yargının da adaleti sağlayamadığını düşünüyor.

YOLSUZLUK VE DEVLET

Araştırmanın sonuçlarına bakıldığında, Türkiye'de bir kamu reformu öncelikle toplumdaki bu güven bunalımının aşılması ve devlete yönelik güvensizliğin giderilmesi için bir zorunluluk. Çünkü, vatandaşların yüzde 12'si ‘‘yolsuzluk’’ kavramını doğrudan doğruya devletle, yasama ve yürütme organlarıyla, bürokrasiyle özdeşleştiriyor. Yolsuzluk, öncelikle bir toplumsal kirlenme, daha sonra kamu görevlilerinin ve kamu yönetiminin kirlenmesi olarak algılanıyor.

Araştırmaya göre, kamuoyu, öncelikle ekonomi, eğitim, sağlık ve adalet sistemlerinin iyiştirilmesini istiyor. Kamuoyu, devletin kaynak kullanımı, hesap verilebilirliği ve vatandaşın beklentilerine, söz ve bilgilendirme hakkına duyarlı olması konusunda da çok hassas. Araştırmada, bir kamu reformu projesinin, vatandaşların beklentilerinin en çok yoğunlaştığı alanlarda odaklanması ve bu önceliklerin dikkate alınması halinde geniş bir toplumsal destek bulabileceğine dikkat çekiliyor.

YÖNETİMDEN MEMNUN DEĞİL

Araştırmaya göre, vatandaşlar, gerek kişisel olarak yaşam koşullarından, gerekse ülkenin ekonomik-toplumsal koşullarıyla yönetim kalitesinden derin bir memnunniyetsizlik duyuyor. Ülkenin ekonomik-toplumsal durumuyla yönetim kalitesinden memnunniyetsizlik, kişisel yaşam koşullarına ilişkin memnuniyetsizlikten daha güçlü.

Araştırmaya katılanların yüzde 90'ı Türkiye'nin kötü yönetildiğini ifade ederken, yüzde 63'ü son 20 yılda Türkiye'nin kötü yönetildiğine inanıyor. Bunların da yüzde 71'i Özal döneminde Türkiye'nin bugünkünden daha iyi yönetildiğini düşünüyor. Vatandaşlar, ekonomi başta olmak üzere eğitim sağlık ve adalet konularında gelişme sağlanmasını istiyor.

KAMUDA KÖKLÜ REFORM YAPILMALI

TÜSİAD tarafından hazırlatılan araştırmaya göre toplumun yarıdan çoğu Türkiye'de kamu kurumlarının işleyişinde köklü bir yeniden düzenleme istiyor. Toplumun beşte ikisi ‘‘iyi yürüyen işlerin bozulmaması’’ koşuluyla geniş kapsamlı bir reformdan yana. Kamuda reform talebinin yoğunlaşmasında birinci derecede etkili olan unsur ise adalet ve yargı sisteminden duyulan memnuniyetsizlik. Kamuda köklü ve ihtiyatlı bir reformdan yana olan kitlenin öncelikli beklentisi ise yolsuzlukların önlenmesi.

Kamuoyu, özel sektörün üstleneceği kamu hizmetlerinde kalitenin artacağını genel olarak kabul ediyor. Ama devletin daha iyi işlemesinin yolunu, verimli olamadığı hizmet alanlarından çekilmesinde aranmasını ihtiyatla karşılıyor.

Güven liginde mahkeme emniyetten geride

TÜSİAD'ın yaptırdığı ankette görüşülen kişilerin yarıdan çoğu genel olarak kamu kurumlarına orta derecede bile güvenmiyor. Halen kamuda çalışanlar arasında bu oran ancak beşte iki, kamudan emekli olmuş kişiler ise yarının biraz altında. Kamuda güven, kentlerde kırsal kesime göre anlamlı ölçüde düşük.

En fazla güven duyulan emniyet teşkilatı yani polis ama bu kuruma yönelik güven de ancak orta düzeyde.

Sorgulanan 11 kurum, ortalama güven düzeyinin azalışına göre ise şöyle sıralanıyor: Emniyet, ilk ve orta öğretim kurumları, diyanet işleri, üniversiteler, mahkemeler, sosyal güvenlik kurumları, tapu daireleri, sosyal yardım kuruluşları, sağlık kurumları ve belediyeler, gümrükler.

Halk, kamu reformundan ne bekliyor

Kanun önünde eşitlik.

Kamu kurumlarının siyasal baskıdan bağımsız çalışması.

Hukuka uygun davranmaya özen.

Devlette, kamu kurumlarında mali saydamlık.

Kamu kurumlarının yöneticilerine hesap sorulmalı.

Kanun ve kurallarda öngörülebilirlik olmalı.

Devletin her konuda doğru ve yeterli bilgi vermesi.

Kamu kurumlarının kaynak israf etmeden çalışması.

Hükümet ve kamu kurumu kararlarında vatandaşın söz sahibi olması.

Araştırma nasıl gerçekleştirildi?

TÜSİAD tarafından hazırlatılan ‘‘Kamu Reformu Araştırması’’ başlıklı çalışma, Sosyal Araştırmalar Merkezi (SAM) tarafından, Doğan Holding, Doğuş Holding, Koç Holding ve Sabancı Holding'in maddi katkılarıyla gerçekleştirildi.

Araştırma, Mehmet Aközer ve Ayla Ortaç'ın yönetiminde, Cenap Nuhrat, Dr. Ahmet Demirel, Dr. Ferhat Kentel, Şebnem Say, Mustafa Narcı, Tamer Coşar, Uğur Canbilen, Sanem Soyarslan ve Metin Vancin tarafından yapıldı.

Araştırma Türkiye genelinde 18 ve daha yukarı yaşlardaki nüfusu temsil etmek üzere çok aşamalı, tabakalandırmalı, tesadüfi örnekleme yöntemiyle seçilmiş bir örnek kitleye yüzyüze anket uygulayarak gerçekleştirildi.

7 bölgede, 32 ilin 78 ilçesinde uygulanan anketlerin 2416'sı değerlendirmeye alındı. Saha çalışması, 26 Temmuz-5 Ağustos 2002 tarihleri arasında tamamlandı.

Araştırma kapsamında görüşülenlerin yüzde 51'i erkek, yüzde 49'u kadınlardan oluştu. Ankete katılanların yaş ortalaması 37.1 olarak, aylık hane gelirinin ise 300 milyon liranın altında olduğu ortaya çıktı.

Yüzde 6'sı okuma yazma bilmeyen örnek kitlenin, yüzde 4'ü okur-yazar ama bir okul bitirmemiş, yüzde 45'i ilkokul mezunu, yüzde 36'sı ortaokul ya da lise mezunu, yüzde 7'si üniversite mezunu, yüzde 3'ü ise üniversite öğrencisi olarak belirlendi.

Yolsuzluğa en çok siyasetçiler yatkın

VATANDAŞLARIN büyük bölümü, yüzde 79.5'i, kendileri dışındaki çoğunluğun kişisel çıkarları için toplumun ortak kurallarını çiğnemeye hazır olduğunu düşünüyor. Araştırmaya göre, yolsuzluk eğiliminin yaygınlığı siyasetçilerde yüzde 87.4, üst düzey memurlarda yüzde 72.4, işverenlerde yüzde 66.1, alt düzey memurlarda yüzde 52.7, esnaf kesiminde yüzde 29.1, işçi kesiminde yüzde 23.2, çiftçi kesiminde yüzde 12.4 olarak belirlendi.

Trafik polisi rüşvet liginin şampiyonu

TÜSİAD'ın yaptırdığı araştırmaya göre, vatandaşın yüzde 77'i Türkiye'de rüşvetin en yaygın olduğu alanın trafik polisliği olduğuna inanıyor. Bunu yüzde 67.9'la gümrükler izliyor. Yüzde 55.9'la vergi daireleri, yüzde 52.5'le tapu daireleri, yüzde 52.6 ile emniyet ve yüzde 50 ile belediyeler rüşvet bakımından toplum tarafından ‘‘en kirlenmiş’’ kurumlar olarak algılanıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!