Türkiye, kırtasiyede sektör lideri Çin’e alternatif oldu

Almanya’nın Frankfurt kentinde 27 Ocak'ta kapılarını açan ve Türkiye'nin 44 firmayla temsil edildiği fuar, bugün sona eriyor. 

Paperworld Fuarı’na katılan Türk firmaları sahip oldukları kalite, lojistik imkanları ve tecrübesiyle, sektörde ağırlığı olan Çin’e karşı önemli bir alternatif olarak ön plana çıkarken, dünyanın farklı ülkelerinden gelen firma ve ziyaretçileri de Türk ürünlerine büyük ilgi gösteriyor. 

Fuara ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Tüm Kırtasiyeciler Derneği (TÜKİD) Başkanı Vecdet Şendil, fuarın Türk firmaları açısından pazara açılan bir kapı olduğunu ve firmaların fuardaki imkanlardan faydalandığını söyledi. 

Ancak fuarın gittikçe önemini kaybettiğini belirten Şendil, “Bundan 4-5 sene önce fuar bölündü. Avrupa’daki büyük firmalar bir araya gelerek Nürnberg’de ikinci bir fuarın oluşmasına sebep oldular. Dolayısıyla burası için bir güç kaybı oldu. Oranın da kendine göre ayrı bir müşteri potansiyeli var. Bizim firmalarımız oraya da katılıyor, buraya da.” diye konuştu. 

“TÜRK ÜRÜNLERİNDE KALİTE GİDEREK ARTIYOR” 

Türk ürünlerinin kalitesinin gittikçe arttığını belirten Şendil, Türk firmalarının kırtasiye sektöründe ana ürünlerin neredeyse tamamının imalatını yaparak Avrupa ve dünya pazarına kalite ve fiyat avantajıyla sunduğunu dile getirdi. 

Şendil, sektördeki Çin ağırlığına da değindi. 

Çinli firmaların kalitelerini artırdıkça fiyatlarını da artırdığına dikkati çeken Şendil, şunları söyledi: 
“Çin’de zaman zaman bir yıl içerisinde iki sefer fiyatlar artıyor. Ama bütün dünyanın üretimine karşılık da bir alternatif haline geldi son 20 yılına baktığımızda. Çin her ülkedeki imalat sanayisini, üreticiyi etkileyen bir yapı haline geldi. Ama bizim Çin’e lojistik ve kalite avantajlarımız var, dezavantajlarımız da var.” 

“FUARDAN MEMNUNUZ, GELEN ZİYARETÇİLER DE OLDUKÇA İLGİLİ” 

GIPTA Grup Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nazım Pınar ise fuarın bu yıl kendileri açısından çok iyi geçtiğini ve ilginin önceki yıllara kıyasla arttığını söyledi. 

Fuardan olumlu sonuçlar aldıklarını vurgulayan Pınar, “Dünyanın her yerinden insanlar geliyor. Ayrıca fuarda çok sayıda Türk firmasının olması da bir avantaj. İnsanlar sektörde çok fazla Türk firması görünce, Türkiye’nin bu sektörde güçlü olduğu hissini taşıyor.” ifadelerini kullandı. 

Pınar, dövizin yükselmesiyle tekrar ihracat atağına başladıklarını, şu an yaklaşık 20 ülkeye ihracat yaptıklarını ve bu sayıyı artırmayı hedeflediklerini bildirdi. 
Türkiye’nin kırtasiye sektöründe Çin dışında bir rakibi olmadığını dile getiren Pınar, şunları kaydetti: 

“Bu sektörde Çin dışında bir rakibimiz yok. Diğer ülkelerden çok daha iyiyiz, bizim teknolojimiz de oldukça iyi. Fiyatlarımız da hemen hemen dünyanın her tarafına uyabiliyor. Sadece bir Çin faktörü var karşımızda. Aslında orada da bizim kalitemizde ürün yapan firmaların fiyatları hemen hemen eşdeğer ya da daha fazladır.” 

Pınar, Türkiye’nin Avrupa için iyi bir pazar olduğuna dikkati çekerek, “Çin’den bir ürün alabilmeleri için en azından 3-4 ay zaman geçmesi lazım. Biz burada Avrupa’ya 2-3 saat mesafedeyiz. Hatta birçok müşterilerimize bir ürünün 15-20 günde teslim edebileceğimizi söylediğimizde çok şaşırıyorlar. Bu anlamda Çin’e göre iyi bir avantajımız var bizim.” şeklinde sözlerini tamamladı. 

“CUMHURBAŞKANIMIZIN TUNUS ZİYARETİ BİZİ RAHATLATTI” 

PENSAN İhracat Müdürü Ahmet Balaban ise fuarın yıllar içerisinde çok geliştiğini ancak son zamanlarda teknoloji ve iletişim ağının gelişimiyle fuarcılığın tehlikede olduğunu ifade etti. 

Balaban, “Çünkü insanlar teknoloji ve iletişim geliştikçe buradaki büyük bütçeleri ayırmaktan çekiniyorlar. Bu yüzden bizim de bildiğimiz bazı büyük markalar artık 4-5 senedir fuarlara gelmekten kaçınıyor. Daha farklı bir iletişim yolları deniyorlar.” dedi. 

Firma olarak 5 kıtada yaklaşık 70 ülkeye ihracat yaptıklarını dile getiren Balaban, şirketin yıllık cirosunda ihracatın yüzde 40’lık paya sahip olduğunu ifade etti. 

Türk malının özellikle Orta Doğu’da ve Afrika’da son zamanlarda çok büyük rağbet gördüğünü belirten Balaban, “Bu yüzden de bu milli gururu yaşamak bizim için çok önemli. Her gittiğimiz yerde de Türk malını tanıtmak bizim için çok önemli.” diye konuştu. 

Balaban, bazı Kuzey Afrika ülkelerinde Türkiye’ye vergi konusunda bir yaptırım olduğunu belirterek, “Örneğin Tunus’ta yüzde 90’a varan bir ithalat vergi gelmişti ama Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın görüşmesinden sonra bu vergi yüzde 8’e kadar düştü. Türkiye’nin politik rolü de bize ticarette fayda sağlıyor.” ifadelerini kullandı.