Türkiye, istikrar adası olarak yükseliyor

Güncelleme Tarihi:

Türkiye, istikrar adası olarak yükseliyor
Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 2011 00:00

IMF ve Dünya Bankası’yla kredi verilen ülkeler arasındaki çöpçatanlık işlerine dayanan itiraflarının yer aldığı ‘Bir Ekonomi Tetikçisinin İtirafları’ adlı kitabıyla dünyada ünlenen ve tepki çeken John Perkins, “Türkiye bölgesinde yaşananlara bakıldığında en sağlıklı ülke. Hatta tek istikrar adası” dedi.

Haberin Devamı

ULUSLARARASI Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası gibi örgütlerle bunların kredi vereceği ülkelerin yönetimleri arasında çöpçatanlık yapan Chas. T. Main şirketinde yıllarca çalıştıktan sonra yaşadıklarını yazdığı ‘Bir Ekonomi Tetikçisinin İtirafları’ adlı kitabıyla hakkında yazı yazdığı kurumlardan büyük tepki çeken, ancak dünya çapında üne de kavuşan John Perkins, Türkiye’nin krizdeki Avrupa ve kaynayan Ortadoğu-Afrika arasında sadece bir köprü rolünü üstlenmediğini belirtti. Perkins, “Dünyanın olağanüstü çalkantılı bir dönemden geçtiği şu günlerde, Türkiye adeta bir siyasi ve ekonomik ‘istikrar adası’ olarak bulunduğu bölgede ve dünyada yükseliyor” dedi.

Bölgesinin lideri
Perkins, Türkiye’nin çevresinde Suriye, Irak, İran ve Arap Baharının yaşandığı diğer Ortadoğu ülkelerindeki gelişmelerden ve hemen yanı başındaki Yunanistan başta olmak üzere Avrupa’daki ekonomik krizden kendisini korumasının büyük başarı olduğunu vurguladı. İlk olarak 1970’li yıllarda Ortadoğu’da çalıştığı sırada Türkiye’ye geldiğini belirten Perkins, şunları söyledi: “O zaman da İstanbul’da gördüklerimden çok etkilenmiştim. Diğer Ortadoğu ülkelerine benzemiyordu. Herşeye rağmen gücünü hissedebiliyordunuz ülkenin. Ancak şimdiki konumu bambaşka. Bölgesinin liderliğine oynuyor ve bence de liderlikte daha fazla rol almaya hazır.”

Haberin Devamı

Yeni güç dengesi
Türkiye’nin ekonomik performansı ile tüm dünyada dikkat çektiğin kaydeden Perkins şunları söyledi: “Çin’den sonra en hızlı büyüyen ülke Türkiye. Çin ile büyümede yarışıyor. Avrupa’nın en hızlısı da yine Türkiye. Avrupa Birliği (AB) ile ilişkileri çok iyi, ABD ile diyaloğu iyi, İran ile de ilişkilerini bu denge içinde iyi tutmayı başarıyor. Dünyanın diğer bölgelerindeki gelişmelere bakıldığında Türkiye en doğru yöne doğru giden ülkeler arasında görülüyor. Türkiye Arap Baharı’nın içinde değil ama orada etkili. Irak, Suriye gibi ülkelerin üzerinde de etkisi var. İran’la başka İsrail’le farklı bir politika uygulayan Türkiye bu süreçte gerçekten bağımsızlığını ilan ediyor.”

Haberin Devamı

İsrail baltayı taşa vurdu
Türkiye-İsaril arasında gerginleşen ilişkilere de değinen John Perkins şu değerlendirmeyi yaptı: “Çok kısa zaman öncesine kadar böylesi bir sorun yaşamanın Türkiye için çok tehlikeli olabileceğini söyleyebilirdik. Ama bugün belki de uzun zamandır ilk defa İsrail çok zor bir pozisyona düşmüş durumda. Çünkü ABD dünya üzerindeki etkisini kaybediyor. İsrail de aynı şekilde gücünü kaybediyor. ABD ve Avrupa artık eskisine göre daha az zenginler. İsaril’in imajı çok zedelenmiş durumda. Türkiye ise gerek ekonomik olarak ve gerekse siyasi olarak bölgesindeki gücünü her geçen gün artırıyor. İsrail bundan sonraki adımlarına çok çok dikkat etmeli. İsrail ilk kez baltayı taşa vurdu. Bu krizin sonunda Filistin için çok iyi sonuçların çıkmasını bekleyebiliriz.”

Haberin Devamı

Global krizde IMF’den kredi almamanız harika bir hamleydi

JOHN Perkins, “Türkiye’nin IMF ile global kriz sürecinde yeni bir stand-by anlaşması yapmamasına çok sevindim” dedi. Perkins, bunun nedenini şöyle açıkladı: “Çünkü bence Türkiye’nin IMF’den yeri bir kredi almayı reddetmesi çok önemli ve harika bir hamleydi. Bir sürpriz değildi benim için çünkü oynadığı liderlik rolüne uygun bir davranıştı. O dönemde İzlanda ve Latin Amerika’daydım oradaki ülkeler de IMF ve Dünya Bankası kredilerini reddetmeye başlamışlardı. Bu durum söz konusu kurumlar için yeni bir dönemin başladığının haberecisi idi.”

IMF ve Dünya Bankası yenilenmezse biterler

IMF ve Dünya Bankası II’nci Dünya Savaşı’ndan sonra başlangıçta ekonomik desteğe ihtiyacı olan ülkelere katkı sağlamak amacıyla kurulduğunu hatırlatan John Perkins, kitaplarında da ortaya attığı iddialarını şöyle dile getirdi: “Zamanla iki kurum da, global büyük şirketlerin çıkarlarını destekleyen faaliyetler de yürütmeye başladı. Bugün IMF de Dünya Bankası da kurulşarındaki misyonlarını yerine getirmiyorlar. O nedenle bana göre bu iki kuruluşun da geleceği çok tartışmalı. Umarım orjinal kuruluş amaçlarına dönerler, bu değişimi başarabilirler. Zor durumdaki ülkelere yardımcı olurlar. Fakirlikle mücadele ederler. Eğer oldukları gibi devam ederlerse o zaman daha fazla ortalarda olmaalılar. Zaten kriz sürecinde muazzam bir prestij kaybına uğradılar. Bu telafi edecek adımlar atmalılar.”

Haberin Devamı

Ekonomik ağırlığın batıdan doğuya geçişi beklenenden hızlı olacak

ÇİN ile ABD ekonomisi arasındaki ekonomik ilişkiye bakıldığında, dünyadaki ekonomik ağırlığın batıdan doğuya geçişinin 2008 krizi sonrasında artık iyice netleştiğini söyleyen John Perkins, şunları dile getirdi: “Bundan 10 yıl önce Çin ekonomisi ABD ekonomisinin yüzde 10’u kadardı. Ama bugün yüzde 50’sine ulaştı. 2001 yılında Türkiye en büyük krizlerinden birini yaşıyordu. Ama şimdi Türkiye dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri oldu. Aynı şekilde Hindistan, Hong-Kong, Tayvan bütün bu ülkelerin büyümesi muazzam. Dolayısıyla bu batıdan doğuya geçiş beklenenden çok daha hızlı olacak. ABD’li büyük şirketler artık kendilerini sadece ABD’li şirketler olarak görmüyorlar. Biz global şirketleriz diyorlar. Dubai’ye, İstanbul’a bölgesel merkez kuruyorlar. ABD’li şirketler kendilerini sadece ABD hükümetine bağlı hissetmiyorlar. Onlar için dünyanın başka yerlerindeki gelişmeler de en az ABD kadar önemli.”

Haberin Devamı

Yağmacı kapitalizm bitti sürdürülebilirlik öne çıktı

DÜNYANIN tamamında muazzam bir jeopolitik değişiklik yaşandığını söyleyen John Perkins, şunları anlattı: “Eskiden güçlü olan ülkeler vardı, şimdi ise, gerçekten yeni bir siyasi güç dengesine doğru gidiyoruz. Türkiye bu yeni dengeler içinde oldukça güçlü ve bunu her geçen gün artırıyor. Bu sürecin sonunda tam olarak ne olacak bilemiyoruz. Bildiğimiz şey, yağmacı kapitalizm dediğimiz bugüne kadar uygulanan ve geri kalmış kapitalist sistemin artık çalışmadığı. Önümüzdeki dönemde uluslararası çapta kimi devletlerden daha büyük şirketler sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk üzerine yoğunlaşmak zorunda kalacaklar. Bunu yapmayanlar artık varolmayacak. Çünkü böyle devam ederse yarına bırakacağımız bir dünya kalmayabilir. O nedenle Türkiye ve Türk şirketleri dünyada yaşanan bu değişimde kendilerine nasıl bir rol üstlenmek istediklerini sormalılar.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!