Güncelleme Tarihi:
BİR taraftan ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin, Suriye’de IŞİD kontrolündeki petrol sahalarına yönelik hava saldırıları şiddetlenirken, diğer taraftan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin “IŞİD’le mücadele Irak ve Türkiye üzerinden yüzlerce milyon dolar kazandıkları petrol kaçakçılıklarını engelleyene kadar devam edecek” açıklaması gözleri IŞİD’le Türkiye arasındaki petrol ticaretine çevirdi. Bu noktada Irak-Şam İslam Devleti’ni (IŞİD) dünyanın en güçlü mali kaynaklara sahip terör örgütlerinden bir haline getiren petrol ticaretinde, Suriye’den Türkiye’ye aktarılan kaçak petrol miktarının durumunu sektör temsilcilerine sorduk. Akaryakıt sektörü temsilcileri, Türkiye’ye kaçak akaryakıt girişinin geçtiğimiz yıla göre büyük oranda düştüğünü anlatarak, yıllık 400-500 bin ton gibi bir rakamdan, 40-50 bin ton civarına indiğini dile getiriyor. Bir sektör temsilcisi, ticaretin tam tersine döndüğünü ve IŞİD’in kontrolü dışındaki bölgelerin Türkiye’den akaryakıt temin etmeye çalıştığını söylüyor.
KAÇAK YAKIT DÜŞTÜ
IŞİD özellikle petrolden oldukça büyük bir gelir elde ediyor. Petrol ticareti yöntemlerinden birinin de Türkiye’ye uzanan kaçak akaryakıt ağı olduğu daha önce pek çok kez haberlere ve açıklamalara yansıdı. Ancak sektör temsilcileri, sınırda artan güvenlik önemleri ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) denetimleri artırması gibi atılan adımların sonuç verdiğini ve bu yıl Suriye’den kaçak akaryakıt girişinin oldukça düştüğünü söylüyor. Bir akaryakıt sektörü temsilcisi, şöyle konuşuyor: “2015 Şubat ayından itibaren giriş yok denecek kadar az. Sınır ötesinden bazı şeylerin sızmasını tamamen engelleyemezsiniz, sınır köyleri arasında ufak tefek kaçışlar oluyor. Düşüşün bir göstergesi de EPDK’nın petrol sektör raporları. Aylık raporlara bakarsanız, haziran, temmuz, ağustos tüm aylarda satışlarda geçen yıla göre yüzde 20 ila 30’a varan artışlar var. Bu, ekonomide her şey güllük gülistanlık olduğu için değil. Ekonomi büyümesi yüzde 3’ler civarında biliyorsunuz. Oradan gelen kaçak yakıtın azalmasından dolayı, yakıt giren dönemle girmeyen dönem arasında farklılıktan dolayı böyle bir artış olduğunu düşünüyoruz.”
BİZDEN YAKIT İSTİYORLAR
“Geçen yıl yıllık 400-500 bin ton gibi bir kaçak girişinden bahsediliyordu” sorumuza karşılık söz konusu aynı sektör temsilcisi, şöyle konuşuyor: “Rakamlar 40-50 bin tona düştü yıllık. Hatta tam aksine, kendi içlerindeki problemlerden dolayı şu an bizden yakıt isteyen bir bölge de var Suriye’de. IŞİD’den ayrı olan bölgeler var, IŞİD’den mal almamak için Türkiye’den akaryakıt temin etmeye çalışıyorlar. IŞİD’in kendi rafinerisi var, kendi yakıtını tedarik ediyor. Özgür Suriye Ordusu’nun elindeki bir kısım bölgelere de IŞİD satıyor yakıtı. Şimdi onlar da diyorlar ki ‘IŞİD’den almayalım, Türkiye’den alalım’ yakıtı. Bunlar Kilis ve Gaziantep bölgesinden geçişli olan bölgeler. Dinamik tersine döndü nispeten orada. Urfa’dan daha ileriki bölümlerde yine bir miktar kaçak giriş oluyor ancak pazarı etkileyecek rakamlar değil.”
İNSANİ YARDIM İÇİN AKARYAKIT İZİN BELGESİ
TÜRKİYE’ye kaçak yakıtın nasıl sokulduğunu sorduğumuzda sektör temsilcileri, mayınlı bölgelerden katır sırtında Türkiye’ye varillerle, bidonlarla kaçak mazot sokulduğunu söylüyor ve şöyle konuşuyor: “Kamyonlar ve tankerlerde zaten eskisi kadar gidiş-giriş kalmadı. Gidenler çok sıkı denetimden geçiyor. Bu anlamda hacim düştü. Bizden mal istiyor dediğimiz yani Suriye’nin batısında kalan bölgede, kaçakçılığın zirve yaptığı dönemde bidonları Asi nehrine atıyorlar, Türkiye tarafından alıp, satıyorlardı. Şu anda o bölgede yakıt gönderen adamların zaten kendi yakıtları yok, IŞİD’den de almak istemiyorlar. Bizden tedarik etmeye çalışıyorlar. Dağıtıcı şirketlerle temas kuruyorlar. Onaylanmış belgeleri de var, tedarik yapılabilir diye. Belge ‘İnsanı yardım faaliyeti için akaryakıt sevkiyat izin talebi’ diye geçiyor. Bunu talep eden de Halep Genel Meclisi. Oradaki geçici hükümet.”
ENERJİYİ KULLANARAK HÜKMEDİYORLAR
ABD Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Enerji İlişkileri Özel Temsilcisi Hochstein ise önceki gün Hürriyet’e yaptığı açıklamada IŞİD’e yönelik stratejilerinin Paris saldırılarından daha da önce değişmeye başladığını söyleyerek şöyle konuşmuştu: “Saldırılarla örgütün en önemli gelir kaynağı durumundaki petrol ve doğalgaz sahaları ile petrol işleme tesislerini, yani kısa sürede tekrar inşa etmesi güç kritik enerji altyapılarını hedef almaya başladıkl. Sadece gidip, birkaç tane petrol sahasına saldırıp, kendimizi iyi hissetmek istemiyoruz. Çünkü bu fotoğraflarda iyi gözükse de, minimum hasar veriyor ve çok kısa sürede telafi edilebiliyor. Yapmak istediğimiz altyapıyı anlamak, kritik varlıkları anlamak ve bunlara saldırmak. Sadece gelir sağlama kabiliyetlerini engellemeye değil, aynı zamanda enerjiyi kullanarak, kontrol ettikleri bölgelere hükmetmeye çalışma kabiliyetlerini de ‘nasıl bozarız’ diye bakıyoruz. Bu da Suriye boyunca operasyonları destekleyen elektrik ve yakıtı da kapsıyor” yanıtını veriyor