A.A.
Oluşturulma Tarihi: Nisan 15, 2008 15:06
Ernst & Young tarafından yapılan Güney Doğu Avrupa Yatırım Çekiciliği Anketinde Türkiye, yatırım çekiciliği sıralamasında ikinci sırada yer alırken, birinci Romanya ile arasındaki fark gittikçe kapanıyor.
Anketin 2007 sonuçları, Ernst & Young Türkiye Genel Müdürü Osman Dinçbaş ve Ernst & Young Fransa Kıdemli Müdürü Fabrice Reynaud tarafından düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı.
Bu yıl ikinci kez yayınlanan ve doğrudan yabancı yatırımlar açısından Güney Doğu Avrupa ülkelerini yatırım cazibesi açısından karşılaştırmak, gerçek yatırım ortamı ile yatırımcıların algılamalarını karşılaştırmak ve bölge ülkeler için potansiyel fırsatları belirlemek amacıyla gerçekleştirilen anket kapsamında, 216 üst düzey yönetici ile mülakat yapıldı.
Güney Doğu Avrupa ülkelerinde yatırım ortamının son 3 yıldaki değişiminde yüzde 67 oranında gelişti cevabı alınırken, yüzde 86'sı AB üyeliğinin yatırım cazibesini artıran faktör olduğunu düşünüyor.
İmalat sanayi yatırımları açısından Güney Doğu Avrupa bölgesi yüzde 38 ile en çekici bölge olarak liderliğini sürdürürken, bölgenin yüzde 25 ile destek hizmet merkezi kurmak için en cazip bölgeler arasında Batı Avrupa ile aynı seviyeyi yakaladığı görülüyor.
FAALİYETTE OLANLAR VE OLMAYANLARIN ALGILAMALARI FARKLI
Anket sonuçlarına göre, Güney Doğu Avrupa'da yerleşik faaliyette bulunan yatırımcılar ile faaliyette bulunmayan, ancak gelecekte yatırım yapmayı düşünen potansiyel yatırımcılar açısından algılamaların çok farklı olduğu dikkat çekerken, potansiyel yatırımcılarda algılamaların şu anda yerleşik olanlara göre düşük olduğu gözleniyor. Bu, özellikle farkın yüzde 30'dan fazla olduğu potansiyel verimlilik artışı ile iç pazar ve iş gücünün niteliğindeki yüzde 20 civarındaki algılama farkında görülüyor.
Güney Doğu Avrupa ülkelerinin yatırım çekiciliklerinde yüzde 52 ile Romanya yine ilk sırada yer alırken, Türkiye yüzde 50'lik oran ile ikinci sırada bulunuyor. Bu oranın 2006'da Romanya'da yüzde 58 olduğu ve geçen yıl yüzde 52'ye indiği, 2006'da yüzde 49 olan Türkiye'de ise yüzde 1'lik artış yaşandığı, dolayısıyla Romanya ile Türkiye arasındaki farkın gittikçe kapandığı, Romanya'nın güçlü pozisyonunu zorladığı belirtiliyor.
Ankete göre, Türkiye iç pazar, ulaştırma ve lojistik alt yapıları, telekomünikasyon alt yapısı, iş gücünün niteliği, yaşam kalitesi, işçilik maliyeti ile şeffaflık ve istikrar gibi kriterler gözönünde bulundurulduğunda dengeli bir cazibe profiline sahip.
TÜRKİYE'NİN ÇEKİCİLİĞİNDE EN ÖNEMLİ FAKTÖR İÇ PAZAR-
Türkiye'nin yatırım çekiciliğini belirleyen en önemli faktör yüzde 34 ile iç pazar olurken, ülkenin en önemli dezavantajı vergi sistemi olarak görülüyor. Genel olarak ülkenin vergi mevzuatı, "en dostane olmayan" vergi sistemi olarak algılanıyor.
En çekici üç Güney Doğu Avrupa ülkesi Romanya, Türkiye ve Bulgaristan olarak sıralanırken, yatırım miktarı olarak yaklaşık 15 milyar avro ile Türkiye, 7 milyar avro civarındaki Romanya'ya göre iki kat yatırımla bu ülkeyi geride bırakarak ilk sırada bulunuyor.
Türkiye'de doğrudan yabancı yatırım yapılan en büyük sektörler arasında yüzde 16 ile otomotiv ve yüzde 10 ile finansal aracılık ilk sıralarda yer alırken, bunu gıda, kimya ve iş hizmetleri izliyor.
POLİTİK İSTİKRARIN SÜRDÜRÜLMESİ...
Yatırımcı güveninin tazelenmesi için politik istikrarın sürdürülmesi gerektiğine işaret edilen ankete göre, Türkiye'nin yatırım çekiciliğini yükseltmek için yapması gerekenler arasında politik istikrarın sürdürülmesi ilk sırada yer alıyor. Bunu yüzde 19 ile AB ekonomik düzenleme standartlarına uyumun sağlanması, yurt dışındaki ülke imajının iyileştirilmesi gibi faktörler takip ediyor.
Doğrudan yabancı yatırımların yüzde 64'ünü endüstriyel faaliyetlerden oluşturuyor.
2006-2007 döneminde çekilen doğrudan yabancı yatırım proje sayısında Güney Doğu Avrupa'da 298'den 353'e çıkan proje sayısı ile yüzde 18'lik artış söz konusu iken en çok büyümeyi yüzde 62 ile 116'dan 188'e çıkardığı proje sayısıyla Rusya, Ukrayna ve Belarusya gerçekleştirdi. Ankette, Güneydoğu Avrupa'nın, hem imaj hem de algılama açısından Orta Avrupa'ya yaklaştığı dikkat çekiyor.
Doğrudan yabancı yatırım proje sayısında Türkiye, önceki yıla göre yüzde 43'lük artışla 2007'de 40 yeni yabancı yatırım projesi çekerek bu sıralamada dördüncü oldu. Romanya bu dönemde yüzde 6'lık artış ile 149 proje, Sırbistan yüzde 174'lük artış ile 63 proje ve Bulgaristan yüzde 12'lik azalma ile 60 proje çekti.
YATIRIM ÇEKİCİLİĞİNİ TEHDİT EDEN FAKTÖRLER...
Pozitif algılamaların fiili yatırım kararlarına dönüştüğüne işaret edilen ankete göre, Güneydoğu Avrupa bölgesinde faaliyette bulunmayı veya mevcut yatırımlarını geliştirmeyi düşünenlerin oranı toplamda yüzde 43 iken, Güneydoğu Avrupa'da faaliyette bulunma veya mevcut faaliyetlerin geliştirilmesi düşünülen ülkeler sıralamasında yüzde 52 ile Romanya ilk sırada, yüzde 46 ile Türkiye ikinci sırada yer aldı.
Anket sonuçlarına göre Güney Doğu Avrupa'nın yatırım çekiciliğini tehdit eden faktörler yüzde 64 ile gayrimenkul maliyetlerinin artması, yüzde 63 mavi yakalı elemanların ücret artışı, yüzde 56 ile beyaz yakalı elemanların ücret artışı, yüzde 44 ile mavi yakalı eleman eksikliği, yüzde 42 ile beyaz yakalı eleman eksikliği ve yüzde 38 ile kısıtlı gayrimenkul olanakları şeklinde sıralandı.
AB fonlarına en uygun görülen yatırım alanlarında yüzde 44 ile ulaştırma altyapıları önceliği alırken, bunu yüzde 32 ile insan kaynakları eğitimi ve adaptasyonu, yüzde 26 ile idari ve kurumsal geliştirme/verimlilik, yüzde 19 telekomünikasyon altyapısı ile aynı oranda Ar-Ge ortamı/inovasyon, yüzde 16 ile çevre, yüzde 10 ile yerleşik yabancı şirketlere sübvansiyon ve yüzde 4 ile iş parkları takip etti.
"ÖZELLEŞTİRME BU YIL DA LOKOMOTİF OLACAK"
Toplantıda, rapor sunumunun ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ernst & Young Türkiye Genel Müdürü Osman Dinçbaş, Türkiye'nin de global krizin etkilerini kaçınılmaz olarak yaşayacağını, bu nedenle yatırımlarda belli bir azalma görülebileceğini belirterek, "Özelleştirmeler yapılırsa geçen yılki rakamları yakalarız, ancak özelleştirme olmazsa bazı yatırımlar ertelenebilir. Dolayısıyla özelleştirme, bu yıl da Türkiye'ye yabancı sermaye girişinin lokotomotifi olacaktır" dedi. Dinçbaş, özelleştirilecek kuruluşlara talebin yine devam edeceğini, belki talebin geldiği yerin değişeceğini ifade etti.
Dinçbaş, Türkiye'nin geçtiğimiz yıl Romanya'nın iki katı kadar yatırım miktarı çekmesinde özelleştirmelerin etkili olduğunun altını çizerek, bir ülkeye özelleştirmesiz küçük yatırımcıların gelişinin de önem taşıdığını, Türkiye'ye henüz küçük Avrupalı yatırımcıların gelmediğini, bu yatırımcıların "Avrupalılık" güvencesi almayan bir ülkede ciddi sorunlar yaşayacaklarını düşündüklerini söyledi.
Türkiye'deki siyasi çalkantının yatırımcıların bakış açısını ne şekilde etkileyeceğine dair bir soru üzerine Dinçbaş, ülkeye yatırımcıların uzun vadeli baktığını vurgulayarak, "Türkiye'de şu ana kadar siyasi gelişmelere bağlı olarak yatırımlarını durdurmayı düşünen yabancı yatırımcı olmadı. 'Askıya almalıyım' diye düşünen ciddi global yatırımcı yok. Ama global kriz nedeniyle askıya almayı düşünenler oldu" şeklinde konuştu.
Dinçbaş, "Eğer anketi yaptığımızda siyasi çalkantılar karşımıza çıksaydı o zaman çok daha ciddi ev ödevleri karşımıza çıkarırlardı" dedi.
Ernst & Young Fransa Kıdemli Müdürü Fabrice Reynaud ise AB üyeliğinin Türkiye imajı açısından çok önemli bir faktör olduğunu belirterek, ülkenin önümüzdeki 2-3 yıl içinde yılda 60-70 yabancı yatırım projesi çekebileceğini aktardı.