A.A.
Oluşturulma Tarihi: Nisan 27, 2011 11:05
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, “Avrupa'nın en hızlı gelişen elektrik pazarına sahibiz. 2030'da Avrupa'nın 3. büyük elektrik pazarı olacağız” dedi.
Köktaş, Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikasının (İNTES) geleneksel toplantısında, “Elektrik Piyasasında 2030 Yılı Projeksiyonu Yatırımcılara Yönelik Fırsat ve Beklentiler” konulu bir sunum yaptı.
Türkiye'nin sahip olduğu kurulu güç ve talep itibarıyla Avrupa'da, Almanya, Fransa, Birleşik Krallık, İtalya ve İspanya'dan sonra 6. ülke olduğunu belirten Köktaş, yapılan hesaplamaların 2030 yılına gelindiğinde Türkiye'nin Avrupa'nın 3. büyük elektrik pazarı haline geleceğini gösterdiğini söyledi. Köktaş, Türkiye elektrik piyasasının, Avrupa'nın en hızlı gelişen pazarı olduğunu kaydetti.
Köktaş, Türkiye ekonomisinin kesintisiz 20 yıl yüzde 5 büyümesi halinde 886 milyar kilovatsaat enerjiye, ekonominin geçmiş 40 yılda olduğu gibi gelecekteki 20 yılda da kesintisiz yüzde 4,2 büyümesi halinde 735 milyar kilovatsaat enerjiye ihtiyaç olacağını söyledi.
Köktaş, yine aynı dönemde ekonomide yüzde 5 gibi bir büyüme esas alındığında kişi başına yıllık 10 bin kilovatsaat, yüzde 4,2'lik büyüme esas alındığında ise kişi başına yaklaşık 8 bin 400 kilovatsaat civarında bir tüketim olacağını kaydetti.
ÜRETİM KOMPOZİSYONLARIElektrik talebinin farklı üretim kompozisyonlarıyla karşılanabileceğini ifade eden Köktaş, bunlardan birinin fosil yakıt ağırlıklı, diğerinin ise yenilenebilir enerji yakıt ağırlıklı kompozisyon olduğunu söyledi. Köktaş, 2030'da fosil yakıt ağırlıklı bir kompozisyon olması halinde düşük büyüme ve düşük talep senaryosuna göre, 160 bin megavatlık, yenilenebilir enerji ağırlıklı bir kompozisyon olması halinde ise 185 bin megavatlık bir kurulu güce ihtiyaç bulunduğunu ifade etti.
Yenilenebilir ağırlıklı bir üretim kompozisyonu tercihinin, fosil yakıt ağırlıklı üretim kompozisyonuna göre 20 yıllık dönemde ilave 25 bin megavatlık kapasite gerektirdiğine işaret eden Köktaş, “Temel tercihleri yaparken sadece rakamlara göre yapmıyoruz, yapamazsınız. Ülkemizin parametrelerine göre hareket etmek zorundayız” dedi.
“ENERJİ SEKTÖRÜNDE EN BÜYÜK YATIRIM FIRSATI”Köktaş, yatırımların fosil yakıtlı olması durumunda 20 yıllık dönemde yaklaşık 350 milyar liralık yeni üretim tesisi yapılması gerektiğini, yenilenebilir ağırlıklı bir üretim kompozisyonu oluşturulması halinde yatırım ihtiyacının 440 milyar lira düzeyine çıkacağını kaydetti.
Bu değerlerin 2010 yılı ortalama
dolar kuru üzerinden sırasıyla 225 milyar dolar ve 280 milyar dolara karşılık geldiğini ifade eden Köktaş, “Türkiye 20 yılda minimum 350 milyar lira sadece üretim tesislerine yatırım yapmak zorundadır” dedi.
Bunun İNTES üyeleri için enerji sektöründe en büyük yatırım fırsatı olduğunu belirten Köktaş, “Birtakım sorunlarımız var. Önemli bir kısmını çözdük ama dinamik bir sektör olduğu için yeni sorunlar oluyor. Bu sorunların günlük telaşı içinde bu büyük resmi unutmayalım. Şirketlerimiz uzun vadeli düşünmek zorundadır. 20 yıllık bir perspektifi ortaya koyduğumuzda önümüze bu kadar önemli bir yatırım fırsatı çıkıyor” diye konuştu.
Yenilenebilir enerji ağırlıklı bir üretim kompozisyonu esas alınacak olursa, üretim tesisi yatırımlarından inşaat sektörünün 86 milyar lira pay alacağının hesaplandığını, bunun 55-60 milyar dolar civarında bir rakam olduğunu kaydeden Köktaş, bu tür yatırımların yapılabilmesi için yatırımcı şirketlerin 70 ile 100 milyar lira arasında özkaynak ortaya koyması gerektiğine dikkati çekti.
Köktaş, bu senaryolar içinde 2017 ve 2025 yıllarında 2 tane global kriz ve nükleer enerji olacağı varsayımlarının da yer aldığını söyledi.
“ONAYLANAN PROJELERE RİAYET EDİLMELİDİR”EPDK Başkanı sunumunda, özel sektöre de şu mesajları verdi:
“-Yatırımların bir an önce ülke ekonomisine kazandırılması için gerekli adımlar titizlikle atılmalıdır.
-İlerleme raporları zamanında ve doğru içerikle sunulmalıdır.
-Onaylanan projelere riayet edilmelidir.
-Kullanılan malzeme ve işçilik kalitesine azami dikkat edilmelidir.
-Çevresel duyarlılık gözetilerek ve Su Kullanım Hakkı Anlaşması hükümlerine göre verilen taahhütlere uyulmalıdır.
-Gerekli ruhsat ve izinler, gerektiği gibi ve zamanında alınmalı, bağlantı anlaşmaları zamanında imzalanmalıdır.
-Lisansların tadil gerekliliğini asgariye indirecek önlemler önceden alınmalıdır.”